Tweet |
Sahife-i Seccadiye'ye Genel Bir Bakış
Duaların içeriğine genel bir bakışla, onları şu şekilde sınıflandırabiliriz:
A: İbadet ve İrfani Dualar
Bu tür dualarda sürekli olarak, Allah'ı tanıma, O'na yakınlaşma, yücelme ve mutluluğumuzdan bahsedilir. Örneğin şu dualarda: 1- Allah'a övgü, 2- Hz. Peygamber (s.a.a) ve onun hanedanına selam, 3- Allah'ın Arş'ını taşıyanlara selam, 9- Bağışlanma isteği duası, 12- Günah itirafı ve tövbe duası, 28- Allah'a sığınma, 32- Gece namazından sonraki dua, 36- Şükürde eksiklik itirafı.
B: Şikâyet ve İstek Duaları
Bu duaların amacı, hoşgörü, zorluklar karşısında umut ve Allah'a güven eğitimidir. Örneğin şu dualarda: 14- Zorluk anında dua, 15- Hastalık anında dua, 19- Yağmur duası, 23- Sağlık talebi, 30- Kredi borcu ödemek için, 54- Üzüntüyü gidermek için.
C: Eğitim ve Öğretim Duaları
Örneğin şu dualarda: 5- Akrabalar ve dostlar için dua, 27- Sınır muhafızları için dua, 24- Anne-baba için dua 25- Çocuklar için dua, 42- Kur'an hatmi sırasında dua, 44- Ramazan ayı geldiğinde dua, 45- Ramazan ayı bittiğinde dua. Bu dualar yine duadır; ancak bilmemiz ve yapmamız gerekenleri öğretir. Örnek olarak, 24. dua (Anne-baba için dua) aslında çocuğun anne-babasına karşı görevlerini öğretir.
Kur'an'da Anne-Babaya İyilik
Tüm din ve şeriatlarda anne-babaya saygı konusunda birçok tavsiye yapılmıştır. Çünkü akıl ve nakil gereği, nimeti verene şükretmek farzdır.
Bunun yanı sıra, Allah'ın nimetinden sonra çocuk için, anne-baba nimeti kadar büyük bir nimet yoktur. Çünkü baba, çocuğun fiziksel varlığının sebebi, eğitim, yiyecek, giyecek ve ihtiyaçların temin edilmesinin aracı ve ruhsal olgunluğa erişmenin vasıtasıdır. Anne de varlık sebebinde babayla ortaktır; hamilelik döneminin zorluklarını, doğum sancılarını, doğum sırasındaki olası tehlikeleri göğüsler ve hepsinden önemlisi, onun kanı hayatın sebebi olur. [1]
Bu nedenle Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerinde onlara itaat etmek emredilmiştir. Nitekim Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor:
اَنِ اشْكُرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيْكَ
"Bana ve anne-babana şükret." [2]
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا
"İnsana, anne babasına iyi davranmasını emrettik." [3]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Bir adam Hz. Peygamber'in (s.a.a) huzuruna geldi ve "Ey Allah'ın Resulü! Bana bir tavsiyede bulun" dedi. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşma... Anne ve babana itaat et ve onlara iyilik yap (ister hayatta olsunlar ister ölmüş). Eğer 'aile ve malını bir kenara bırak' diye emir verirlerse, emirlerini yerine getir; çünkü bu imandandır." [4]
Dolayısıyla 'anne-babaya iyilik yapmak' demek, onlarla güzel geçinmek, huzurlarında edepli davranmak, onları candan sevmek, sevdikleri mallardan esirgememek, rızalarını kazanmaya çalışmak ve onlar için dua etmek demektir. [5]
Kur'an ve Sahife-i Seccadiye'de Anne-Babaya İyilik Örnekleri
A) Anne-Baba İçin Dua Etmek
"Allah'ım! Muhammed'e (s.a.a), ailesine ve çocuklarına salat eyle. Anne-babamı, mümin kullarının anne-babalarına has kıldığın en üstün mükâfata layık kıl, ey merhametlilerin en merhametlisi!" [6]4
Anne-baba için dua etmek ve Allah'tan onlar için hayır ve rahmet dilemek, onların haklarından ve çocuğun anne-babasına karşı görevlerinden biridir ki, hem hayatlarında ve hem de ölümlerinden sonra bunu yerine getirmelidir. Ayetullah Cevadi Amuli de kendi tefsir kitabında, "anne-baba için dua etmeyi ve onlar için bağışlanma dilemeyi" anne-babaya iyilik örneklerinden sayar. [7]
Yüce Allah da Kur'an'da anne-baba için dua etmeyi şöyle öğretir:
قُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَان۪ي صَغ۪يرًا
"... De ki: Rabbim! Onlar beni küçükken nasıl yetiştirdilerse, sen de onlara (öyle) merhamet et." [8]
Bu ayet, çocuğa kendi çocukluk dönemini hatırlatır ve kendi zayıflık dönemini hatırlayarak Allah'tan onlara merhamet etmesini istemesini öğütler, tıpkı onların sana merhamet edip yetiştirdikleri gibi. Ayrıca bu ayetten, vefat etmiş anne-baba için yapılan duanın Allah katında kabul olduğu anlaşılmaktadır. İmam Zeynelabidin (a.s) de “Sahifei Seccadiye” kitabında anne-baba için şöyle dua eder:
"Allah'ım! Onlara beni yetiştirdikleri için güzel mükâfat ver ve bana ikram ettikleri için hayırlı karşılık ihsan eyle ve çocukluğumda bana gösterdikleri korumayı, onları korumanın dayanağı kıl." [9]
B) Anne-Babaya Karşı Tevazu
Anne-babaya iyiliğin örneklerinden biri de onlara karşı alçakgönüllü olmaktır. Anne-babaya karşı tevazu, onların bu alçakgönüllülüğü ve itaati çocukta açıkça görecekleri düzeyde olmalıdır. Anne-babaya karşı itaat o kadar değerli ve önemlidir ki, Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de buna çok güzel bir şekilde işaret etmiştir:
وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَان۪ي صَغ۪يرًا
"Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim! Onlar beni küçükken nasıl yetiştirdilerse, sen de onlara (öyle) merhamet et." [10]
Anne ve babana karşı, tıpkı sevgi ve şefkatle kanatlarını indiren ve yavrularını kanatlarının altına alan bir kuş gibi, sözlerin ve davranışlarınla alçakgönüllü ve mütevazı ol. Sen de artık genç ve güçlü oldun, kanat açtın, anne ve babanı sevgi kucağına al.
Alçakgönüllülüğünü hissetsinler...
Birçok durumda, salih evlat gururunu bir kenara bırakıp Kur'an'ın bu emrini yerine getiremez. Ebeveynlerine karşı içsel duygularını gösteremez, ellerini öpemez veya başka bir şekilde alçakgönüllülüğünü sergileyemez. Kur'an'ın bu ayeti, onun görevini güzel bir şekilde hatırlatır ve şöyle buyurur: "Kanatlarını indir" ki bu, sözlü ve fiili olarak alçakgönüllülük ve tevazuda mübalağa anlamına gelir.
İnsan, ebeveynleriyle iletişim ve etkileşimde bulunurken öyle davranmalıdır ki, onlar onun alçakgönüllülüğünü ve tevazusunu hissetsinler; onun kendisini onların karşısında küçük gördüğünü ve onlara karşı sevgi ve merhamet beslediğini anlasınlar. [11]
İmam Sadık (a.s), ebeveynlere karşı doğru davranış tarzı hakkında şöyle buyurur: "Onlara dik dik bakma ve onlara sadece sevgi ve şefkatle bak. Sesini onların sesinden yükseltme. Elini onların elinin üstüne koyma ve onların önüne geçme." [12]
C) Ebeveynlere itaat etmek ve onların rızasını kazanmaya çalışmak
Allah'ın rızasını kazanmak için ebeveynlere itaat etmek her çocuğun görevidir ve onlara itaatsizlik Allah'ın öfke ve gazabına neden olur. Her insanın hayatında anne ve baba en şefkatli ve en hayırhah kişiler olduğundan, doğal olarak onu iyiliğe, doğruluğa, ilerlemeye ve başarıya yönlendirirler. Bu nedenle çocuk, ebeveynlerinin emirlerini düşünerek (Allah'ın rızasını göz önünde bulundurarak) onlara itaat etmeli ve boyun eğmeli ki, onların ve Yüce Allah'ın hoşnutluğunu kazansın.
İmam Zeynelabidin (a.s) bu konuda şöyle buyurur: "... Ve onlara şefkatli bir anne gibi iyilik edeyim. Onlara olan itaatimi ve onlara karşı iyiliğimi, yorgun gözde uykudan daha tatlı, susuz ağızda serin sudan daha lezzetli kıl... Öyle ki onların hoşnutluğunu kendi hoşnutluğuma tercih edeyim ve onların arzusunu kendi arzuma önceleyeyim." (Sahife-i Seccadiye)
Bazen ebeveynlerin emirleri çok zor ve bazen imkânsız görünebilir ve bunları yerine getirmek çok fazla güç veya zaman gerektirebilir. Burada salih evladın görevi, tüm gücüyle, emin bir şekilde ve şüphe etmeden, bahane aramadan bu işleri yapmaya çalışmaktır.
Ebeveynler şeriata aykırı bir şey emrederse...!
Ebeveynlere itaat etmek, onlara yapılan bir tür iyiliktir ve çocuğun, "onların ve Allah'ın rızasını kazanmak için" bu yönde çaba göstermesi gerekir. Ancak bu itaatin ve boyun eğmenin Allah'ın rızası doğrultusunda olması gerektiğine dikkat edilmelidir. Hiçbir şey insanın Allah ile olan ilişkisine hükmedemez; çünkü bu ilişki her şeyden önce gelir. Hatta en yakın duygusal bağ olan anne-baba bağından bile.
Eğer ebeveynler çocuğa ilahi sınırların dışında bir şey yapmayı emrederlerse, çocuk ebeveynlerin konumu nedeniyle onlara itaat etme ve kendini bunu yapmaya mecbur hissetme hakkına sahip değildir.
Anne ve baba, Allah katında çok yüce ve değerli bir konuma sahip olmalarına ve onların makamı hakkında Kur'an ve hadislerde zikredilen tüm bilgilere rağmen, çocuğu Allah'a isyan etmeye veya O'nun hoşnutsuzluğuna neden olacak bir şey yapmaya zorlama hakkına sahip değildir.
İşte bu noktada çocuk, ebeveynlerine itaat etmekten kaçınabilir ve tek olan Yaratıcıya (Allah’a) itaat edebilir. Ancak bu, çocuğun ebeveynlerine hakaret etme, onlara kaba davranma veya saygısızlık yapma hakkı olduğu anlamına gelmez. Onları küçümseyemez veya ilahi hükümler ve emirler konusunda cahil sayamaz. Aksine, yumuşaklık ve saygıyla ya onları ikna etmeli ve o emri yerine getirmekten vazgeçirmeli ya da çeşitli şekillerde konunun çirkinliğini onlara göstermelidir. Bu konuyla ilgili tam talimat Kur'an'ın iki ayetinde belirtilmiştir:
وَاِنْ جَاهَدَاكَ عَلٰٓى اَنْ تُشْرِكَ ب۪ي مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفًا...
"Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin..." [13]
Bu nedenle, itaatkâr ve minnettar bir çocuk, ebeveynlerine itaatte sınırlar koymalı ve ölçüsü Kur'an ve Ehl-i Beyt (a.s) olmalıdır. Ebeveynlerinin emirlerini hak ölçüsüyle tartmalıdır. Eğer ilahi sınırların dışında değilse, can u gönülden ve minnet etmeden yerine getirmeli, aksi takdirde ilahi emre itaat etmelidir. Bu, tam olarak Allah'ın ve ebeveynlerin haklarının bir araya geldiği ve bu iki görevi yerine getirme arasında çelişki oluşmayan denge noktasıdır.
Devam edecek...
-----------
[1]- Badi'uzzaman Kahpayî, Riyazu’l-Abidin, s.384.
[2]- Lokman, 14.
[3]- Ankebut, 8.
[4]- Muhammed b. Yakub Kuleyni, Usulü Kâfi, c.3, s.23.
[5]- Seyyid Ali Han Medeni, Riyazu’s-Salikin, c.4, İslami Yayınlar Kurumu.
[6]- Sahife-i Seccadiye, s.46.
[7]- Ayetullah Cevadi Amuli, Tefsir-i Tasnim, c.5, s.379.
[8]- İsra, 24.
[9]- Sahife-i Seccadiye, 24. Dua.
[10]- İsra, 24.
[11]- Allame Tabatabai, Tefsiru’l-Mizan, c.13, s.110.
[12]- Muhammed b. Yakub Kuleyni, Usulü Kâfi, c.3, s.242.
[13]- Lokman, 15.
gaziantep escort,gaziantep rus escort,gaziantep escort,seks hikayeleri