Bugun...



Mescit Hükümleri

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 19-03-2022 11:05

Mescit Hükümleri

Soru 389: İnsanın kendi mahallesindeki camide namaz kılmasının müstehap olmasına rağmen, mahalle camisini boş bırakarak cemaat namazı için şehrin merkez camisine gitmesinin sakıncası var mıdır?

Cevap: Mahalle camisini terk etmek, diğer bir camide ve özellikle şehrin merkez camisinde cemaat namazı kılmak için olursa, sakıncası yoktur.

Soru 390: Yaptıranları mescidi, kendileri ve kendi kabileleri için yaptıklarını iddia ettikleri camide diğerlerinin namaz kılmalarının hükmü nedir?

Cevap: Cami, cami olarak bina edildikten sonra bir kavme, gruba, kabileye ve soya mahsus olmaz; bütün Müslümanların ondan istifade etmesi caizdir.

Soru 391: Kadınların, namazlarını camilerde mi, yoksa evlerinde mi kılmaları daha faziletlidir?

Cevap: Camide namaz kılmanın faziletli oluşu erkeklere mahsus değildir.

Soru 392: Günümüzde Mescid-i Haram ile Sa'y yeri olan Sefa ve Merve arasında yaklaşık yarım metre yüksekliğinde ve bir metre genişliğinde alçak bir duvar vardır. O duvar mescitle Sa'y yeri arasında müşterektir. Kadınlar, camiye girmeleri caiz olmayan adet günlerinde -ay başlarında- bu duvarın üzerinde oturabilirler mi?

Cevap: Duvarın, Mescid'in bir parçası olduğuna dair kesin bilgi olmazsa, sakıncası yoktur.

Soru 393: Mahalle camisinde spor yapmak veya uyumak caiz midir? Diğer camilerde hüküm nedir?

Cevap: Cami spor yeri değildir. Genel olarak caminin şanına aykırı işleri camide yapmaktan sakınmak gerekir. Ayrıca camide uyumak ise, mekruhtur.

Soru 394: Gençlere fikrî, kültürel, akidevî ve askerî eğitimler vermek için caminin avlusundan yararlanmak caiz midir? Bu işler için camilerin balkonlarından yararlanmanın hükmü nedir? Bu tür faaliyetler için tahsis edilmiş yerlerin azlığını da hatırlatmak isteriz.

Cevap: Bu, caminin avlu ve balkonunun nasıl vakfedildiğine bağlıdır. Bu alanda caminin cemaat imamı ve dernek üyelerinin görüşlerini almak şarttır. Şunu da hatırlatayım ki, cemaat imamı ve dernek üyelerinin muvafakatiyle camilerde gençlere dinî dersler vermek iyi ve takdir edilir bir çalışmadır.

Soru 395: Bazı bölgelerde, özellikle köylerde camilerde düğün törenleri düzenliyorlar. Yani evlerde şarkı söylüyor ve oynuyorlar. Sonra kahvaltı veya akşam yemeklerini ise, camide yiyorlar. Bu iş şer'an caiz midir?

Cevap: Davetlilere camide yemek vermenin kendiliğinden sakıncası yoktur.

Soru 396: Bazı kooperatifler yerleşim bölgeleri yapıyorlar; ilk önce bu yerleşim bölgelerinde cami gibi umumi merkezlerin yapılması hususunda görüş birliği sağlanıyor. Acaba evler şirkete üye olanlara verilince, üyelerden bazılarının önceki ittifaktan vazgeçerek, “biz cami yapılmasına razı değiliz” demeye hakları var mı?

Cevap: Şirket, bütün üyelerinin muvafakatini aldıktan sonra cami yapmaya başlar. Bina tamamlanmış ve cami vakfolmuş olursa, bazı üyelerin önceki anlaşmalarından vazgeçmelerinin bir etkisi yoktur; ancak bazı üyeler vakıf olması gerçekleşmeden önceki anlaşmalarından vazgeçerlerse, bu durumda bütün üyelere ait olan mülkte (arsada) üyelerin rızası olmaksızın cami yapmak caiz değildir. Ancak lâzım bir akitte (anlaşmada) şirketin bütün üyelerine şirkete ait olan yerin bir bölümünü cami yapmaya ayrılması şart edilirse ve şirketin üyeleri de bunu kabul ederlerse, bu durumda anlaşmadan vazgeçmeye hakları yoktur ve vazgeçmelerinin de bir etkisi olmaz.

Soru 397: Gayr-i İslâmî kültürel saldırıya karşı çıkmak amacıyla yaklaşık otuz ilk ve ortaokul öğrencisini camide topladık. Bu grup, yaş ve fikir seviyelerine göre Kur'ân, ahkâm ve İslâmî ahlâk dersleri alıyorlar. Koro şeklinde ve org takımı olarak bu gruptan yararlanmanın hükmü nedir? Şer'î ölçülere, (İran'da) radyo, televizyon ve kültür bakanlığının kurallarına riayet edilerek, bu tür müzik aletleriyle camide yapılan çalışmaların hükmü nedir?

Cevap: Kur’an, ahlak ve ahkâm öğretmenin ve İslami marşların hazırlık çalışmalarını camide yapmanın sakıncası yoktur. Ancak camilerin şanının korunması vaciptir ve namaz kılanların rahatsız edilmemesi gerekir.

Soru 398: (İran'da) İslâmî İrşat Bakanlığı tarafından dağıtılan sinema filmlerini camide, Kur'ân derslerinde katılanlara göstermenin şer'î açıdan bir sakıncası var mıdır?

Cevap: Caminin, sinema filmlerinin gösterildiği bir yere dönüştürülmesi caiz değildir; ancak gerek duyulduğu ve ihtiyaç görüldüğü zaman caminin imamının muvafakatiyle bazı dini filmleri göstermenin sakıncası yoktur.

Soru 399: Masum imamların doğum günü münasebetiyle camilerde neşelendirici müziklerin yayınlanmasının şer'an sakıncası var mıdır?

Cevap: Açıktır ki, caminin özel dini bir hürmeti vardır. Dolayısıyla camiden müzik yayınlamak, onun hürmetine uygun olmazsa, haram olan eğlendirici türden bile olmasa haramdır.

Soru 400: Sesi caminin dışına çıkan cami hoparlörlerinden istifade etmek ne zaman caizdir? Ezandan önce -hoparlörden- inkılabî marşlar ve Kur'ân-ı Kerim yayınlamanın hükmü nedir?

Cevap: Komşular ve mahallede oturanları rahatsız etmeyecek vakitlerde ezandan önce birkaç dakika Kur'ân yayınlanmasının sakıncası yoktur.

Soru 401: Merkez camiinin tanımı nedir?

Cevap: Bir şehirde, bir kabileye veya çarşıya mahsus olmaksızın o şehrin halkının çoğunluğunun toplanması için yapılan camidir.

Soru 402: Camilerden birinin, üstü örtülü bir bölümü otuz yıldır terkedilmiştir ve orada namaz kılınmamaktadır. Bu yüzden harabeye dönüşmüş ve bir bölümü de ambar yapılmıştır. 15 yıldan beri burada yerleşmiş bulunan inkılap muhafızları son zamanlarda bazı onarımlar yapılmışlar. Bu onarımların sebebi ise, bu binanın uygun olmayan durumu, özellikle tavanının yıkılmak üzere oluşuydu; ancak, bu birliklerde bulunan kardeşler caminin şer'î hükümlerini bilmediklerinden ve bilenlerin de onları aydınlatmadıklarından caminin bu bölümünde bir takım odalar yapmışlar ve bu onarımlar için çok miktarda para harcanmıştır. Şimdi binanın yapımı bitmek üzeredir. Bunu dikkate alarak şu sorulara cevap verir misiniz:

1- Bu işi yöneten ve düzenleyenler, şer'î hükmü bilmedikleri takdirde, bu iş için beytülmaldan harcanan paradan şer'an sorumlu mudurlar? Ayrıca, bu yüzden günahkâr sayılırlar mı?

2- Harcanan paraların beytülmaldan harcandığını göz önünde bulundurarak (caminin bu bölüme ihtiyacı olmadığı ve orada namaz kılınmadığı müddetçe) caminin bütün şer'î hükümlerine riayet edilerek, bu odalarda Kur'ân ve din hükümlerinin öğretimi ve caminin diğer işleri için yararlanmak caiz midir? Yoksa bu odaların yıkılması mı gerekir?

Cevap: Caminin üstü örtülü bölümünde yapılan odaların yıkılarak eski hâline dönüştürülmesi farzdır. Oraya harcanan paralarda ifrat ve tefrite düşülmemişse, ayrıca bu iş bilerek yapılmamışsa ve öğrenmemekte de kusur edilmemişse, herhangi birinin sorumlu olduğu söylenemez. Caminin üstü örtülü bölümünde cami imamının denetimi altında Kur'ân-ı Kerim, din ahkâmı ve diğer İslâmî öğreti halkaları oluşturmanın ve bu bölümden dinî törenler için yararlanmanın namaz kılanları rahatsız etmediği takdirde, sakıncası yoktur. Namaz ve benzeri ibadî vazifelere zarar dokunmaması ve halk birliklerinin camide bulunmaları için cemaat imamının, bu birliklerle ve caminin diğer sorumlularıyla yardımlaşması farzdır.

Soru 403: Birkaç cami cadde genişletme plânına girmektedirler. Taşıtların rahat hareket edebilmesi için bu camilerin bazılarının tamamen ve bazılarının da bir bölümünün yıkılması gerekiyor. Bu hususta görüşünüz nedir?

Cevap: Önemsenmemesi ve göz ardı edilmesi mümkün olmayan bir maslahat olması dışında, camiyi veya caminin bir bölümünü yıkmak caiz değildir.

Soru 404: Halkın abdest alması için camilere bırakılan su, az miktarda şahsi istifadeler için kullanılabilir mi? Örneğin, esnaflar, soğuk su olarak veya arabaya koymak için bu sudan alabilirler mi? Bu camileri belirli bir şahıs vakfetmediğinden, onun izin vermesi diye bir şey de söz konusu değildir.

Cevap: Sadece namaz kılanların abdest almaları için vakfedildiği bilinmezse, örfen caminin bulunduğu mahallede komşular ve oradan geçenlerin bu gibi sudan yararlanmaları normal olursa, -ihtiyat etmek daha iyi olmasına rağmen- bu tür istifadelerin sakıncası yoktur.

Soru 405: Mezarlığın yanında bir cami var. Müslümanlar mezarları ziyarete geldiklerinde, -örneğin akrabalarının mezarlarını yıkamak için- camiden su alıyorlar. O suyun camiye vakfolunduğu veya genel halka ait olduğu bilinmiyor. Suyun camiye vakfolmadığı, ancak abdeste ve taharet için kullanmaya tahsis edildiği takdirde bu gibi tasarruflar caiz midir?

Cevap: Caminin dışındaki bir mezarı yıkamak için camiden su almak halk arasında yaygın olur ve kötü (münker) sayılmazsa, ayrıca o suyun sadece abdest veya abdest ve taharet için vakfedildiğine dair delil de olmazsa, sakıncası yoktur.

Soru 406: Caminin onarıma ihtiyacı varsa, şer'î hâkimden veya onun vekilinden izin almak gerekir mi?

Cevap: Camiyi karşılık beklemeden -kendi veya hayırseverlerin malıyla- onarmak, şer'î hâkimden izin almayı gerektirmez.

Soru 407: Üzerinde çok zahmet çektiğim mahalle camisinde defnedilmeye vasiyet etmem caiz midir? Ben bu caminin içinde veya avlusunda defnedilmeği arzuluyorum.

Cevap: Vakıf akdi okunduğunda ölünün defnedilmesi istisna edilmemişse, orada defin caiz değildir ve bu alanda vasiyetiniz geçerli değildir.

Soru 408: Bundan yaklaşık yirmi yıl önce bir cami yapılmış ve mübarek "Sahib'üz-Zaman" (Allah zuhurunu yakın eylesin) ismi verilmiştir ve bu ismin caminin vakıf akdinde zikredildiği de belli değildir. Acaba caminin ismini merkez camii olarak değiştirmenin sakıncası var mıdır?

Cevap: Sadece ismin değiştirilmesinde sakınca yoktur.

Soru 409: Burada eskiden beri süregelen yaygın bir adet var. Muharrem, Sefer, Ramazan aylarında ve diğer dinî münasebetlerde harcanması için camiye adaklar yapılıyor. Son zamanlarda camilerde ısıtma ve benzeri teçhizatlardan yararlanılmaktadır. Mahalle ahalisinden biri ölünce, camide onun için anma merasimi (Fatiha meclisi) düzenleniyor. Bu merasimlerde caminin aydınlatma ve ısıtmasından yararlanılıyor; merasimi düzenleyenler de bu masrafları karşılamıyorlar. Bu şer'an caiz midir?

Cevap: Özel yas merasimleri ve benzerlerinde caminin imkânlarından yararlanmanın caiz oluşu o imkânların camiye ne adla adak adandığına veya ne için vakfedildiğine bağlıdır.

Soru 410: Bir köyde yeni yapılmış bir cami var (bu cami eski caminin yerine inşa edilmiştir). Yeri eski caminin bir parçası olan bu caminin bir köşesinde şer'î hükmü bilmemelerinden dolayı bir çayhane ve onun üzerinde de bir kütüphane yapmışlar. Bu hususta görüşünüz nedir?

Cevap: Önceki caminin yerinde çayhane yapmak sahih değildir ve oranın yine camiye dönüştürülmesi farzdır; caminin üstü de cami hükmündedir. Dolayısıyla caminin bütün şer'î eser ve hükümleri orda da geçerlidir; ancak kitap mütalaa etmek için oraya kitap rafları bırakmak ve orada kitap bulundurmak namaz kılanlara engel olmazsa, sakıncası yoktur.

Soru 411: Köylerin birinde yıkılmak üzere olan bir cami vardır. Yol açmaya engel olmadığından onu yıkmak için de herhangi bir gerekçe yok. Acaba bu camiyi tamamen yıkmak caiz midir? Bu camiye ait bir miktar eşya da var; bu eşyalar kime verilmelidir?

Cevap: Camiyi yıkmak caiz değildir ve genel olarak caminin harabe olması onu camilikten çıkarmaz. Caminin eşyaları ve gelirlerine eğer o camide ihtiyaç olmazsa, istifade edilmesi için diğer camilere vermenin sakıncası yoktur.

Soru 412: Şimdiki vakıflarda caminin bir parçasını oluşturan kütüphaneler gibi, caminin binasına girmeden ve camide tasarruf etmeden caminin avlusunun bir köşesinde müze yapmak caiz midir?

Cevap: Caminin avlusunun vakıf şekliyle çelişirse veya caminin binasının değişmesine sebep olursa, caminin avlusunda müze veya kütüphane yapmak caiz değildir. Bu iş için caminin yakınında ayrı bir yer yapmak daha iyidir.

Soru 413: Vakfedilmiş bir yerde cami, dini medrese ve umumi kütüphane yapılmıştır; bunların hepsi şimdi faaliyet halindedir. Burası şimdi belediyenin yıkım projesi içine girmektedir. Bunları yıkarak belediyeden yardım alıp daha iyi bir bina yapmak için belediyeyle nasıl yardımlaşılabilir?

Cevap: Belediye onu yıkar da karşılığını verirse, bunu almanın sakıncası yoktur; ancak önemli bir maslahat olmaksızın vakfedilmiş cami ve medreseyi yıkmak haddizatında caiz değildir.

Soru 414: Bir camiyi büyültmek için caminin avlusunda bulunan ağaçlardan birkaçını kesmek gerekiyor. Bu iş caiz midir? Elbette, caminin avlusu büyüktür ve orada çok ağaç bulunmaktadır.

Cevap: Camiyi genişletmeye gerek varsa ve caminin avlusunu camiye eklemek ve ağaçları kesmek vakfı değiştirmek sayılmazsa, sakıncası yoktur.

Soru 415: Önceden caminin üstü kapalı bölümünden olan ve belediyenin bayındırlaştırma projesi alanına girdikten sonra yıkılarak yol olan yerin hükmü nedir?

Cevap: Önceki cami hâline dönüşmesi ihtimali uzaksa, orada camiye dair şer'î hükümlerin geçerli oluşu belli değildir.

Soru 416: Yıkılmış ve mescit özelliğini yitirmiş veya yerine başka bir bina yapılmış ve tekrar mescit yapılma ümidi kalmamış (örneğin yıkılmış ve yeri değişmiş bir köy gibi) bir mescit mekânını necis etmek haram mıdır? Orayı paklamak vacip midir?

Cevap: Soruda anlatıldığı şekliyle o mekânın necis edilmesinin haram olduğu belirgin değildir. Ancak ihtiyat gereği necis edilmemesi önceliklidir.

Soru 417: Ben bir müddettir camilerden birinde cemaat namazı kıldırıyorum ve o caminin nasıl vakfedildiğinden de haberim yoktur. Caminin gider açısından bir takım sorunlarla karşılaştığı dikkate alındığında, caminin bodrumunu camiye uygun bir iş için kiraya vermek caiz midir?

Cevap: Bodruma cami denilmezse ve caminin ihtiyacı olan eklerden de olmazsa, sakıncası yoktur.

Soru 418: Caminin giderlerini karşılamak için bir emlaki olmadığından caminin yönetim kurulu -dernek üyeleri- caminin üstü kapalı bölümünün altında bodrum kazmışlar ve caminin ihtiyaçlarını karşılamak için orada bir iş yeri oluşturmak istiyorlar. Bu iş caiz midir?

Cevap: Caminin üstü kapalı bölümünün altını işyeri ve benzeri şeyler yapmak için kazmak caiz değildir.

Soru 419: Kâfirlerin, tarihi eserleri görmek için bile olsa, Müslümanların camisine girmeleri caiz değil midir?

Cevap: Kâfirlerin, Mescidi Haram’a girmeleri haramdır. Diğer camilere girmeleri de hürmetsizlik sayılırsa, caiz değildir. İhtiyat gereği diğer camilere de girmemelidirler.

Soru 420: Kâfirlerin eliyle yapılan bir camide namaz kılmak caiz midir?

Cevap: Orada namaz kılmanın sakıncası yoktur.

Soru 421: Eğer bir kâfir, gönüllü olarak mescit binasına mali veya farklı bir yardımda bulunursa, bunu kabul etmek caiz midir?

Cevap: Sakıncası yoktur.

Soru 422: Birisi geceleyin camiye gelerek orada uyur da cünüp olursa ve uyandığında camiden çıkamazsa, vazifesi nedir?

Cevap: Camiden çıkamaz ve başka bir yere gidemezse, camide kalmasının caiz olması için hemen teyemmüm etmesi farzdır.




Bu haber 825 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER AHKAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI