![]() |
Tweet |
…
Maneviyatların Yüzleşmesi
Kur'an-ı Kerim, Hadid Suresi'nin 13. ve 14. ayetlerinde, cennetlikler ve cehennemliklerin durumunu açıkladıktan sonra, münafıkların cennetliklere hitaben şöyle dediklerini aktarır:
Kıyamet gününde münafık erkekler ve kadınlar iman ehline derler ki: 'Acele etmeyin de sizin nurunuzdan biz de aydınlanalım.' Cennetlikler cevaben derler ki: 'Geri dönün ve bizim gibi oradan nur talep edin.'
Sonraki diyalogda Kur'an, münafıkların ağzından, onların şaşkınlık ve hasret içinde cennetliklere 'Biz sizinle beraber değil miydik?' dediklerini aktarır. Cennetlikler münafıklara cevaben derler ki 'Evet, bizimle beraberdiniz, ancak kendinizi fitne ve helake sürüklediniz.' Başka bir deyişle, bizimle beraber olsanız da, farklı bir yol ve gerçek olmayan bir imana sahiptiniz.
Bu hasretin nedenlerini incelerken iki noktaya işaret edilebilir: Birincisi, şüphe ve tereddüde düştünüz; ikincisi dünya arzuları sizi aldattı. Cehennem ehli, takva sahipleriyle beraber olmalarına rağmen, sahte bir iman ve maneviyata kapıldılar; öyle ki ölüm ve perdelerin kalkmasından sonra bile gerçek takva sahipleriyle beraber olma beklentisi içindedirler. Hasret içinde takva sahiplerine 'Biz sizinle beraber değil miydik?' derler. Yani amellerde ve davranışlarda birbirimize benzerdik, ancak sonuçta farklı olduk.
Bu nedenle nifakla birlikte yapılan ameller, insanda gerçek maneviyat yanılgısı oluşturabilir. Başka bir deyişle, insan doğru inanca ve hatta görünüşte doğru amellere sahip olsa bile, özünde sahte ve gerçek olmayan bir maneviyata sahip olabilir.
Kur’an-ı Kerim'de 'âmenû' (iman edenler) kelimesi 13 kez geçer ve bunların 12'sinde iman etmiş olanlara hitap edilir. Bu, Ehl-i Kitap müminlerini de kapsar; yani Allah'a zahiri iman eden ancak tekrar Allah'ın hitabına muhatap olan ve inanmaları konusunda ısrar edilen insanları... Bu tür insanların gerçek olmayan bir iman ve maneviyatı vardır.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaplara iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur. [1]
Allame Tabatabai bu ayetin açıklamasında şöyle diyor: "İman, hakikatler ve maarifin tamamına iman etmedikçe tamamlanmaz. Bunlardan biri istisna edilemez. Dolayısıyla bazı maarife iman edip bazılarını inkâr ederlerse, gerçekte hepsini inkâr etmiş olurlar. Şu farkla ki, eğer açıktan olursa, kâfir ve eğer gizliden olursa, münafık olurlar". [2]
Başka bir deyişle, kişinin sahte maneviyata sahip olması için batıl bir mezhebin veya inancın takipçisi olması gerekmez. Her birey tek başına, doğru din ve inanç içinde olsa bile, kendi nifakıyla sahte ve yapay bir maneviyata sahip olabilir ve görünüşte doğru ameller yapsa da içten gerçek olmayan bir maneviyata inanabilir. Bu nedenle bu maneviyata 'münafıkça maneviyat' denilebilir.
Maneviyatlar arasındaki çatışma, maneviyatın farklı yorumlarından kaynaklanır. Maneviyattaki karşıtlık, çatışmanın her iki tarafının da madde ötesini kabul ettiği, ancak madde ötesini farklı yorumladığı yerde ortaya çıkar. Maneviyat alanında değinilmesi gereken bir diğer sınıflandırma, semavi dinlerin dışındaki maneviyatlardır. Modern insanın ürünü olan bu maneviyatlar, çoğunlukla Allah'a inanırlar; ancak inançları sadece bir inanç düzeyindedir. Eckhart Tolle, Wayne Dyer, Deepak Chopra, Walsh ve diğer yeni ortaya çıkan maneviyat liderlerinin yazılarında Allah inancı görülür. Ancak bu inanç, sadece Allah'ı kabul etme düzeyindedir ve Allah merkezli değildir. Allah'ı kabul etmek sadece birinin Allah'ın varlığını kabul etmesi ve O'nu varlığın yaratıcısı olarak bilmesi, yani yaratılıştaki tevhittir. İslam dininin davet ettiği şey, Allah merkezlilik olan rububiyetteki tevhittir. [3] Bu fırkalarda Allah ve maneviyatın farklı yorumları, günümüzde maneviyatların başka bir karşıtlığının oluşmasına neden olmuştur. Bu tür maneviyatlar 'ilahi dinlerin dışındaki maneviyatlar ve gerçek maneviyat karşıtı maneviyatlar' olarak adlandırılabilir."
'İslam dışı ve İslami maneviyat karşıtı maneviyatlar', çağımızda gerçek maneviyata rakip olarak görülen başka bir maneviyattır. Hristiyanlık ve Budizm gibi inançlardan alınan maneviyat gibi... Bu, bazı alanlarda görüş ve yorumlardaki karşıtlığın yanı sıra, fiziksel çatışma ve kavgalara da yol açmaktadır. 2013 yılında Myanmar'da aşırı Budistler tarafından binlerce Müslümanın katledilmesi ve yakılması, yüzlerce diğer insanın göçe zorlanması ve mahrum bırakılması, örnek gösterilebilir.
Bu bağlamda, İran'ın kültürel ortamında gerçek maneviyat ile diğer maneviyatların karşılaşmasını birkaç kategoriye ayırabiliriz:
1- Semavi dinler dışındaki, dini maneviyat karşıtı maneviyatlar (yeni manevi akımlar);
2- İslam dışı, İslami maneviyat karşıtı maneviyatlar (Kilise, Budist vb. maneviyatı);
3- Ehl-i Beyt inancı dışındaki, Ehl-i Beyt maneviyatı karşıtı maneviyatlar (Vahhabi maneviyatı);
4- Ehl-i Beyt maneviyatı iddiasında bulunan, gerçek ve kahramanlık yapan Ehl-i Beyt maneviyatı karşıtı olanlar (İkiyüzlü maneviyat, Hüccetiye Cemiyeti ve Londra Şiiliği maneviyatı).
Elbette bu sınıflandırma günümüzde, bahsedilen karşıtlıkların tüm dallarda çatışmaya yol açtığı anlamına gelmez. Bazı maneviyatlar kendi emir ve yorumlarını ifade ederek sadece Ehl-i Beyt maneviyatına rakip olarak konumlanmışlar ve bazı türlerde bu karşıtlık çatışmaya dönüşmüştür.
Hakiki ve Gerçek Maneviyatta Ölçüt
Genel anlamda ölçüt, benzer şeyleri ayırt etmeyi sağlayan bir kriterdir. Ölçüt, hem din üstü ve hem de dini görüşlerden kaynaklanan her tür maneviyatı kapsayacak ve gerçek maneviyatı sahtesinden ayırt edebilecek kadar kapsamlı olmalıdır. Kur’an tüm insanları hakiki ve gerçek din ve maneviyata davet eder ve bunun ayırt edici ölçütü olarak da insan fıtratını gösterir:
Yüzünü hanif olarak dine çevir; Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler. [4]
'Hanif' kelimesi 'he-ne-fe' kökünden gelir ve batıldan hakka, eğrilikten doğruluğa meyletmek anlamındadır. Dolayısıyla hanif din, yani tüm eğriliklerden, sapmalardan ve hurafelerden arınıp doğruluğa yönelmiş dindir. Bu ayetten, her türlü eğrilikten uzak olan dine, yani İslam'a ve Allah'ın saf ve temiz dinine yönelmenin gerekliliği anlaşılmaktadır. Ayet, her türlü şirkten arınmış hanif ve saf dinin, Allah'ın tüm insanların yaratılışına yerleştirdiği din olduğunu vurgulamaktadır. Bu, kalıcı ve değişmez bir yaratılıştır; ancak insanların çoğu bu gerçeğin farkında değildir. [5]
Kur’an-ı Kerim 'fıtrat'ı gerçek din ve maneviyatı tanımanın ölçütü olarak belirtir. Başka bir deyişle, insan 'fıtrat' sayesinde gerçek maneviyatı ayırt edebilir; çünkü din, saf ve temiz şekliyle insanların içine yerleştirilmiştir. Böylece sapmalar arızi (sonradan gelen) şeylerdir ve peygamberlerin görevi bu arızi şeyleri gidererek insanın asıl fıtratının gelişmesini sağlamaktır. Bu nedenle Kur’an diğer ayetlerde tüm varlıkların hidayetini Allah'a nispet eder, tıpkı Hz. Musa'nın (a.s) Firavun'a cevabında aktarıldığı gibi "Rabbimiz her şeye yaratılışını veren, sonra da hidayet edendir" ve yine "O ki yarattı ve düzene koydu, O ki takdir etti ve yol gösterdi" buyurmuştur. Dolayısıyla fıtrat, zaman ve mekanla değişmeyen, sonradan kazanılmayan bir şey olmalıdır. "İnsanın fıtri bilgileri vardır ve bu bilgiler kazanılmış değildir; ancak bu 'onların fiilen insanla birlikte olduğu ve onları beraberinde getirdiği' anlamına gelmez..., bilakis 'zihin bunları kendisine sunulduğunda, delile ihtiyaç duymadan kavrar' anlamındadır. [6] Bu nedenle, gerçek din ve maneviyatta ifade edilen her şeyin fıtratta bir karşılığı olmalıdır. Böylece fıtri unsurlar, gerçek maneviyata giriş yolu olarak görülebilir.
a)- Sadakat (Dürüstlük)
Dürüstlük, gerçek maneviyata giden bir yol ve onun sapmasını önleyen bir unsurdur. İmam Kazım (a.s) bir rivayette şöyle buyurur: "Her gün nefsini hesaba çekmeyen bizden değildir. Eğer iyi bir amel işlemişse, Allah'tan daha fazlasını diler ve Allah'a hamd eder. Eğer kötü bir şey yapmışsa, Allah'tan bağışlanma diler ve O'na tövbe eder." [7] İmam (a.s) açıkça 'günlük olarak nefsini hesaba çekmeyen bizden değildir' buyuruyor. Bu, kişinin gerçek maneviyat yolundan sapmaması için uyanık olma ihtiyacının şiddetini gösteriyor. Bu konu o kadar önemli ve hayatidir ki, günlük olarak gözden geçirmeyi emretmişler ve bunu yapmayanın kendilerinden olmadığı uyarısında bulunmuşlardır. Başka bir deyişle, İmam (a.s) buyuruyor ki eğer kişi günlük nefis muhasebesi yapmazsa, Ehl-i Beyt (a.s) maneviyatına sahip değildir. Yani kesinlikle ya sapkın bir maneviyata sahiptir ya da maneviyatı sapkın değilse, gelecekte sapmaya uğrayacaktır; çünkü kişinin yıllarca dindarlık ve gerçek maneviyat zannettiği şeyin gerçek olmayan bir maneviyat olması mümkündür.
Dikkat edilmesi gereken nokta, İmam'ın (a.s) 'amellerin' değil, 'nefsin' muhasebesinde ısrar etmesidir. Elbette nefsin muhasebesi amellerin muhasebesine yol açar; ancak önemli olan nefsin muhasebesidir. Çünkü belki kişi bazı ameller yapmıştır ama riya ve nifaka bulaşmıştır ki bu gerçek olmayan maneviyata yol açacaktır ya da belki kötü ameller işlemiştir ama pişmanlık ve vicdan azabıyla gerçek maneviyata ulaşacaktır.
Nitekim Emirü'l-Müminin Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Seni üzen bir günah, seni kendini beğenmeye sürükleyen iyi bir amelden Allah katında daha hayırlıdır." [8] Öyleyse ölçü amel değil, nefis muhasebesidir. Belirtildiği gibi, rivayetler gerçek maneviyatı ayırt etmede insanların zahiri amellerini ölçü almamışlardır. Örneğin Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kim bir bidatla amel ederse, şeytan onu ibadetle baş başa bırakır ve ona huşu ve ağlama hali verir." [9] Ayrıca şöyle buyurmuştur: "Kişinin günahları ve fücuru tamamlandığında gözlerinin sahibi olur. İstediği zaman münafıkça ağlayabilme gücüne sahip olur." [10] Bu tür rivayetlerde önemli olan nokta, gerçek maneviyatı ayırt etmede amellerin zahirinin ölçü alınmamasıdır. Ancak rivayetlerde gerçek maneviyatı ayırt etmede ölçü olarak belirtilen şey 'dürüstlük'tür.
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İnsanların çok namaz kılmalarına, oruç tutmalarına, çok hac yapmalarına, iyilik yapmalarına ve gece inlemelerine bakmayın; sözlerindeki doğruluğa ve emaneti eda etmelerine bakın." [11]
Bazen sahte maneviyat ile saf maneviyat arasındaki sınır çok ince ve hassas olur. Allah, Kur’an-ı Kerim'de hakkı batıldan ayırt etme ölçüsünü 'insaf ve dürüstlük' olarak tanıtır ve şöyle buyurur:
İnsan kendi nefsine karşı basiretlidir, özürlerini ortaya koysa da. [12]
Kur’an, insanın insaf ve dürüstlüğünü hakkı batıldan ayırt etmede bir esas olarak tanıtmış ve insanı bu ölçüye yönlendirerek buyurur ki, her ne kadar insan bazı şeyleri tevil etse veya mazeret gösterse de, içinde ve nefsinde hakkı batıldan ayırt edebilir. Şüpheli konulardan biri, gerçek maneviyatı münafıkça maneviyattan ayırt etmektir. Yani eğer bir insan dini anlamada yanlış anlayışa düşmemişse, fikren mustazaf değilse ve din ve hakikat ona doğru şekilde açıklanmışsa, kolayca gerçek maneviyatı ayırt edebilir ve içinden onun hak olduğunu ikrar eder. Elbette belki mazeret gösterir ve kendi işini tevil eder; ancak onun dürüst olan iç sesi ona hak ve batıl yolu gösterir.
Dürüstlüğün kapsamı çok geniştir. Dürüstlük, insanlar arasında farklı anlamlarda yorumlanır; 'sözde doğruluk' ve 'ahde vefa' gibi, bunların her biri kısmi ve zahiri örneklere sahiptir. Dürüstlük, fıtri bir şeydir ve tüm insanların beğendiği bir özelliktir. Her ne kadar bazıları dürüstlüğe riayet etmese de dürüstlük fıtri bir şey olduğu için onu severler. Örneğin grup halinde hırsızlık yapan kişiler, gruptan birinin ihanet etmesi ve dürüstlüğe riayet etmemesi durumunda, onun davranışını insafsızca ve çirkin bulurlar.
Gerçek maneviyatta dürüstlük, zahiri davranışların ötesinde ve üstündedir; kendisi bir rehber ve yol göstericidir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: "Dürüstlüğü seçin; çünkü dürüstlük iyiliğe götürür ve iyilik cennete götürür." [13] Bu hadis ve benzeri rivayetlere dayanarak şu sonuca varılabilir ki, 'dürüstlük' konusu fıtri olmasının yanı sıra bir 'rehber'dir. Doğruluk ve dürüstlüğe riayet edilip yalan ve insafsızlıktan uzak durulduğunda, dürüstlüğün kendisi gerçek maneviyata yönlendiren bir faktördür. Başka bir deyişle, eğer kişi dürüstlük ve doğruluğu kendine şiar edinirse ve insanların fıtratının hak din üzerine yaratıldığı gerçeğini göz önünde bulundurursak -'Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrat' - her birey dürüstlüğü sayesinde gerçek dini ve dolayısıyla gerçek maneviyatı ayırt edebilir. Ancak sahte maneviyatlara yönelmenin temel nedeni, gerçek maneviyatın tahrif edilmesi ve yayılmasının engellenmesidir. Bu durum, gerçek maneviyatın yanlış anlaşılmasına, fıtri açıklık ve gerçek maneviyata karşı kasıtlı veya cahilce çatışma ve karşıtlığa yol açar. Eğer günümüzde medya devleri insanlara düşünme ve tefekkür etme izni verselerdi ve içeriği değiştirerek sahte ürünler sunup gerçek maneviyatı tahrif etmeselerdi, insanlar kendi dürüstlükleriyle gerçek maneviyatı ayırt edebilirlerdi.
Sonuç olarak şöyle denebilir: Eğer saf ve gerçek maneviyat insanlara doğru ve düzgün bir şekilde sunulursa, insanlar da fikren mustazaf olmayıp aynı zamanda doğru maneviyatı almada yanlış anlayışa sahip değillerse, dürüstlük, bir öncül olarak gerçek maneviyatı kabul etmeye zemin hazırlamanın yanı sıra, gerçek maneviyatın sapmasını önlemek için bir ölçüt olarak kabul edilebilir.
Devam Edecek…
Mecit İzedi
------------
[1]- Nisa, 136.
[2]- Allame Tabatabai, El-Mizan Tefsiri, c.5, s.63.
[3]- Hamza Şerifi Dust, Kaveşi der Meneviyethayı No Zuhur, s.239.
[4]- Rum, 30.
[5]- Ayetullah Mekarim Şirazi, Tefsiri Numune, c.16, s.72.
[6]- Ayetullah Murtaza Mutahhari, Himasei Hüseyni, c.3, s.518.
[7]- Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l-Envar, c.77, s.88.
[8]- Muhammedi Reyşehri, Mizanu’l-Hikmet, c.7, s.51.
[9]- Muhammedi Reyşehri, Mizanu’l-Hikmet, c.5, s.54.
[10]- Muhammedi Reyşehri, Mizanu’l-Hikmet, c.5, s.93.
[11]- Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l-Envar, c.75, s.114.
[12]- Kıyamet, 14-15.
[12]- Aliekber Mirzayi, Nehcü’l-Fesahet, s.298.
gaziantep escort,alanya escort,gaziantep escort
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort