Bugun...



Kur’ân-ı Kerîm’de Tedebbür - 2

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 23-06-2025 15:35

Kur’ân-ı Kerîm’de Tedebbür - 2

Kur’ân-ı Kerîm’de Ünsiyet ve Tedebbür Yöntemleri

 

İnsan, yakınlık kurduğu şeyin etkisi altına girer ve onun rengini alır. Eğer bir kul, hayatının çoğunu Allah’ı anarak geçirirse, Kur’ân’ın tabiriyle “Sıbğetallah” yani “Allah’ın boyasıyla boyanmış” [1] ilahinin rengini alır. Eğer mümin kimse Kur’ân-ı Kerim ile ünsiyet kurarsa, ayetler üzerinde tedebbürü mümkün olur. Bu doğrultuda, Kur’ân ile ünsiyet kurmak ve üzerinde derin düşünmek için izlenebilecek şu yöntemlerden faydalanır:

1. Adım: Tilavet, Tedebbürün Zeminidir

Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyrulur:


“Kur’ân’dan size kolay geleni okuyun.” [2]

 

İmam Rızâ (a.s), Hz. Peygamber’den (s.a.a) şu rivayeti naklediyor:

“Kur’ân’dan, kalp huzuru, içtenlik ve ruhani neşeyle okuyabileceğiniz kadar okuyun.” [3]

 

İmam Câfer-i Sadık (a.s) da müminlerin Kur’ân ile ünsiyet kurmalarını teşvik ederek şöyle buyuruyor:

“Kur’ân, Allah’ın kullarına hitaben yazdığı bir ahitnamedir. Bu nedenle her Müslüman’ın bu ahitnameyi dikkatle okuması gerekir ve her gün en az elli ayet tilavet etmelidir.” [4]

Bu rivayete göre, bir müminin her dört ayda bir Kur’ân’ı hatmetmesi beklenmektedir. Bu uygulama ile kişi, Kur’ân’ın anlam, mana ve ayetleri ile tanışır ve kalbini ilahî nurla aydınlatır. Her birey bu tavsiyeyi hayata geçirirse, maddî ve manevî hayatında onun bereketlerini mutlaka görecektir.

 

Ne güzel olurdu ki, Kur’ân-ı Kerîm tilaveti geleneği yeniden aile hayatında güçlü bir şekilde yer bulsa ve bu yüce Kitab’ın içerdiği güzellikler aile bireyleriyle paylaşılabilseydi. Geçmişte aile reisleri ve büyükler, güne başlamadan önce Kur’ân okuyup ve sonra işleriyle meşgul olurlardı.

Buna ilave olarak Kur’ân-ı Kerim’in tilaveti gecenin sonunda da tavsiye edilmiştir. İmam Câfer-i Sadık (a.s), Fuzayl b. Yesâr’a şöyle buyurmuştur:

“Bir tüccarın, çarşıda-pazarda alışverişle meşgul olduktan sonra evine döndüğünde, uyumadan önce Kur’ân’dan bir sure okumasına ne engel olabilir? Zira uyumadan önce Kur’ân’dan bir sure okuduğunda, her ayete karşılık olarak ona on sevap yazılır ve on günahı silinir.” [5]

 

2. Adım: Kur’ân-ı Kerîm’i Huşû ve Tedebbür ile Tilâvet Etmek

İmam Cafer-i Sâdık (a.s), Kur’ân’la nasıl ünsiyet kurulacağı ve onda nasıl tedebbür edileceği hususunu son derece güzel bir hadisle şöyle açıklamaktadır:

“Her kim Kur’ân okur ama kalbi huşû duymuyor ve içinde bir hüzün hissetmiyorsa, büyük bir işi küçümsemiş ve büyük bir kayba uğramıştır. Dolayısıyla bir Kur’an okuyucusunun üç şeye ihtiyacı vardır: 1) Huşû duyan bir kalp, 2) Özgürleşmiş bir zihin, 3) Sakin bir mekân. Zira kalp huşûya erdiğinde, şeytanî vesveseler kaçar. Zihin berraklaştığında, tüm varlığıyla Kur’an’a yönelir ve düşüncenin dağınıklığı son bulur. Böylece Allah’ın kelamının nûrânîyetinden ve eserlerinden mahrum kalmaz.

Kişi, sakin ve tenha bir yer seçtiğinde ve önceki iki ilkeyi de gözettiğinde, ruhu ve gönlü Allah’ın kelâmıyla ünsiyet kurar, Allah ile konuşmanın lezzetini hisseder. Aynı zamanda ilâhî lütufların gizli cilvelerini fark eder. Bunun sonucunda Kur’ân ile ünsiyet hâlini diğer tüm hâllerden üstün tutar ve en kıymetli vaktini o an olarak görür.

Bu sebeple dikkatle düşün: İlâhî beyânı nasıl okuyorsun? Onun emir ve yasaklarına karşı ne gibi bir tavır içindesin? Sınırlarına karşı tutumun nasıl olacak? Zira Kur’ân, kutsal zemininde bâtılın asla yer bulamayacağı, hikmet sahibi Allah’tan gelen bir kitaptır. O hâlde onu dikkatle tilâvet et; her bir vaat ve uyarı üzerinde dur; misallerini ve öğütlerini tefekkür et. Okumanın düzgünlüğüyle birlikte Kur’ân’ın hükümlerini yaşamaya da gayret et.” [6]

 

3. Adım: Kur’an-ı Kerim’de Tedebbür İçin Ayetlerin Anlamlarını Kavramak

“Kur’an’ı tilavet edin” sözünden maksat, anlayarak okumaktır. Kur’an okumak elbette başlı başına bir ibadettir ve bunun için sayısız sevap vaat edilmiştir. Ancak tilavetten sonra ayetlerin manalarını idrak etmek daha faziletlidir.

 

Ayetlerin anlaşılması için tercümelerden istifade edilebilir. Ayrıca Arap dili ve edebiyatına aşinalık, anlamayı kolaylaştırarak zamanla tedebbür (derin tefekkür) imkânı sağlar.

 

4. Adım: Tefsirlere Müracaat Etmek

Yalnızca tercümeye başvurmak yeterli olmadığından, Kur’an’ı anlamak ve üzerinde derinlemesine düşünebilmek için tefsir kaynaklarına başvurmak ve bu alandaki üstatlardan öğrenmek gerekir. Kur’an-ı Kerim’in üslubundaki tatlılık ve etkileyicilik öyle bir derecededir ki binlerce kez okunsa dahi asla eskimez. Bilakis ayetler üzerinde tedebbür edildikçe her defasında yeni bir incelik keşfedilir.

 

Hz. İmam Cafer-i Sadık (a.s), Kur’an ayetleri üzerinde tefekkür ve tedebbür etmek için şöyle dua etmiştir:

“Rabbim! Sen ahitnâmeyi (vahyini) açığa çıkardın. Öyleyse ona bakışlarımı ibadet kıl, okumamı düşünmeye vesile eyle, düşüncemi de ibret almaya sebep yap. Allah’ım! Okumamı düşüncesiz bir okuyuşa dönüştürme, Kur’an’a olan nazarımı gafletle karışık kılma!” [7]

 

5. Adım: Kur’an-ı Kerim’de Tedebbür ile Ayetlerin Sırlarını Keşfetmek

Kur’an-ı Kerim’i anlamanın ardından bir sonraki aşama, ayetler üzerinde derinlemesine düşünmek ve tefekkür etmektir ki bu, mümin için büyük bir haz ve neşe kaynağıdır. Zira insanlığın ömrü ve ilimler ilerledikçe, Kur’an-ı Kerim’in sırlarından daha fazlası ortaya çıkar.

 

Bir adam, İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) huzurunda şöyle bir soru yöneltti: “Kur’an, yayıldıkça, öğrenildikçe ve incelendikçe niçin daha taze ve canlı hâle geliyor; niçin asla eskimiyor?” İmam (a.s) şu cevabı verdi:

“Çünkü Yüce Allah onu belirli bir zaman veya özel bir topluluk için indirmemiştir. Bu sebeple Kur’an, kıyamet gününe dek her devirde taze ve her toplum nezdinde canlıdır.” [8]

 

Kur’an-ı Kerim, Allah’ın son peygamberinin ebedî mucizesidir. Dolayısıyla her çağda ve dönemde insanlığın hidayet, fikir ve sosyal ihtiyaçlarını karşılar; tüm meselelerde yol göstericidir. Kur’an üzerinde tedebbür etmenin önemi o denli büyüktür ki İmam Humeynî (r.a), “Neden bütün ömrümü Kur’an’ı tedebbür etmekle geçirmedim?” diye hayıflanmıştır. [9]

 

Devam Edecek…

 

----------------

[1]- Bakara, 138.

[2]- Müzzemmil, 20.

[3]- Şeyh Tûsî, Meşkâtü’l-Envâr, s. 89.

[4]- Şeyh Tûsî, Meşkâtü’l-Envâr, s. 602.

[5]- Vesâilü’ş-Şîa, c. 6, s. 201.

[6]- Müstedrekü’l-Vesâil, c. 4, s. 240.

[7]- Misbahu’l-Envâr, s. 141.

[8]- Biharu’l-Envâr, c.15, s. 89.

[9]- Sahife-i Nur, s. 602.




Bu haber 392 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER NURANİ SÖZLER Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI