xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
Bugun...



Kur'an-ı Kerim'in Tefsirinde Temsilin Yeri ve Kullanımı

Kur'an-ı Kerim, bir eğitim ve öğretim kitabı olarak, akıl yürütme ve düşünme, yaratılmışlara rehberlik, hedef ve amaçları açıklama ve kendi öğretilerini izah etme amacıyla etkili "Temsil" unsurunu uygun şekilde kullanmıştır.

facebook-paylas
Tarih: 04-11-2024 12:21

Kur'an-ı Kerim'in Tefsirinde Temsilin Yeri ve Kullanımı

Bismillahirrahmanirrahim

 

Kur'an-ı Kerim, bir eğitim ve öğretim kitabı olarak, akıl yürütme ve düşünme, yaratılmışlara rehberlik, hedef ve amaçları açıklama ve kendi öğretilerini izah etme amacıyla etkili "Temsil" unsurunu uygun şekilde kullanmıştır. Kur'an'da bu unsurun sık kullanılması [1] ve temsilin öneminin nedenleri, bu eğitici formun ve edebi sanatın özel kullanımını göstermektedir. Müfessir, eğitici tefsirde bu eğitim aracını çeşitli şekillerde yansıtabilir.

 

Temsili Ayetlerin Eğitici İşlenmesi

Kur'an'daki temsiller, diğer ayetler gibi farklı açılardan incelenebilir. Kur'an'ın edebi görünümlerinden biri olarak temsiller, Kur'an'ın edebi ve belagat mucizesini gösterebilir. Kur'an'ın bu yönünü açıklamaya odaklanan bir müfessirin çabası da genellikle bu yöne yoğunlaşacaktır.

 

Eğitici müfessir kendi özel bakış açısıyla, temsilleri eğitici rolünü oynayacağı bir alan olarak görür ve bunların farklı yönlerini analiz ederek, Kur'an'ın hedef ve amaçlarını gerçekleştirme yönünde bu ayetlerin ve ifadelerin görevini açıklamaya çalışır. Bu nedenle ne edebi müfessirler gibi sadece belagat ve estetik yönlerine odaklanır, ne de diğer müfessirler gibi basitçe ve kısa bir açıklamayla geçer.

Örneğin, müfessirlerden biri Bakara Suresi 187. ayette geçen "Eşlerin elbiseye benzetilmesi" konusunda

 هُنَّ لِباس لَکُم و أنتم لباسٌ لَهُنّ

 "Onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz" bölümünü açıklarken şöyle yazar:

Kur'an-ı Kerim, bir nur ve hidayet kitabıdır. Bu nedenle bilimsel, akli ve fıkhi konuların yanında, fıkhi ve hukuki hükümlerin uygulanmasını güvence altına alan ahlaki ve eğitici noktaları da açıklar. Bu ayette, oruç gecelerinde cinsel ilişkinin caiz olduğu hükmünden sonra, eşlerin birbirlerinin elbisesi olduğunu belirtir: "Onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz."

Bu zarif benzetmede (eşin elbiseye benzetilmesi) bazıları şöyle olan hassas eğitici noktalar vardır:

 

  • Elbise zararlardan korur. Evlilik her ne kadar içgüdüleri tatmin etmeyi beraberinde getirse de, onun melekuti yönü günahtan korunma ve kirli bakışlardan sakınmadır. Hz. Peygamber'den (s.a.a) rivayet edilen

من تزوج فقد أحرز نصف دینه

"Kim evlenirse, dininin yarısını korumuş olur" [2] hadisi bu değerli noktaya işaret eder. Kadın koca seçimiyle, erkek de eş seçimiyle zarar görmeye bahane bırakmaz. [3] Evlilikten eşlere nasip olan en önemli fayda, dış taraftan şeytanın ve iç taraftan nefsani isteklerin yağmasından dinin özünü korumaktır.

  • Elbise insanın kusurlarını örter ve onurunu korur. Karı-koca da birbirlerinin kusurlarını örtmeli ve toplumsal itibarlarını korumalıdır.
  • Elbise insanı sıcaktan, soğuktan vb. korur. Eşler de hayatın acı-tatlı, sıcak-soğuk olaylarında birbirlerine güven vermelidir.
  • Elbise ile onu giyen arasında yabancıların giremeyeceği yakın ve samimi bir ilişki vardır. Eşler arasındaki ilişki de böyle olmalıdır ki, sırlarını öğrenip fitne çıkarabilecek yabancılar hayatlarına giremesin.
  • Vücudun uzuvları elbiseyle temas halindedir ve elbise onların dışarıyla doğrudan temasını engeller. Eşler de evlilik ilişkilerinde içgüdüsel teması sadece kendi aralarında kurmalıdır; çünkü ne karı-kocayı cinsel istekten men etmek mümkündür, ne de bunu yabancılara açık bırakmak doğrudur. Bilakis içgüdüler, tıpkı elbisenin insanı sınırladığı gibi, iptal edilmeden sınırlanmalı ve dengelenmelidir.
  • İnsan kirli ve yamalı elbise giymeyi sevmez. Eş seçiminde de böyle dikkatli olunmalıdır.
  • Elbise insana huzur verir. Karı-koca da birbirlerine huzur verir. Kur'an gece için hem "libas" (elbise) tabirini kullanmıştır:

و جَعَلنَا الیل لباسا

"Geceyi bir elbise kıldık" [4], hem de sükûnet ve huzur tabirini

هُوَ الَّذِی جَعَلَ لَکُمُ الَّیلَ لِتَسْکُنُوا فیه

"O, içinde dinlenesiniz diye geceyi sizin için var edendir". [5]

 

Bu iki tabir, eşler için de kullanılmıştır:

هُنَّ لِباس لَکُم و أنتم لباسٌ لَهُنّ

"Onlar sizin için bir elbisedir, siz de onlar için bir elbisesiniz".

 

و مِن ءایَتِهِ أَن خَلَقَ لَکُم مِن نَفُسِکُم أَزْوجًا لِتَسْکُنُوا إلیها و جَعَلَ بَیْنَکُم مَوَدَّهً و رَحمَه

"Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun ayetlerindendir." [6]

  • Elbise insanın süsüdür ve ona güzellik katar. Karı-koca da birbirlerinin süsü olmalıdır. Kadın ve erkek yan yana geçmişte sahip olmadıkları bir aile ve toplum konumu elde ederler. Bu yüzden onlara daha fazla saygıyla davranılır. Sonuç olarak evliliğin asıl amacı cinsel içgüdüleri tatmin etmek değil, sıcak bir aile yuvası kurarak huzur ve refahı sağlamak ve neslin devamını getirmektir. [7]

 

Kur'an Öğretilerinin Temsili Açıklanması

Kur'an'daki temsilin bahsedilen işlevlerini göz önünde bulundurarak müfessir, kendi yaratıcı zihninin oluşturduğu temsilleri ve ayrıca tefsir rivayetlerinde ve hadis kitaplarında nakledilen temsiller ile âlimlerin, hakîmlerin ve âriflerin temsillerinden yararlanarak, muhatabın Kur'an'la daha iyi etkileşime girmesi ve onun hedef ve amaçlarına ulaşması için cazibe katma, çeşitlendirme, somutlaştırma, ikna etme ve daha fazla etki bırakma yoluna gider.

 

Kur'an müfessiri, Kur'an ve Ehl-i Beyt (a.s) mektebinin öğrencisi olarak, onların dini öğretileri açıklama ve Kur'an ayetlerini tefsir etme yöntemlerini örnek alarak, bu aracı kendi tefsirinde makul ve azami ölçüde kullanmaya gayret eder.

Tefsir rivayetlerinde, Masum İmamların (a.s) Kur'an'ı tefsir etme aracı olarak benzetme ve temsilleri kullanmasının örneklerini görebiliriz. Örneğin Hz. Ali (a.s),

و لله المشرق و المَغْرِبُ فَأَیْنَمَا تُوَلُّوا فَتَم وَجْهُ الله إن الله واسع علیم

"Doğu da batı da Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü oradadır. Şüphesiz Allah'ın rahmeti geniştir, O her şeyi bilendir" [8] ayetini tefsir ederken, "vechullah" (Allah'ın yüzü) kavramını açıklamak için temsil kullanmıştır.

 

Rivayetlere göre, Câslîk (bir Hristiyan) beraberindeki bir Hristiyan heyetiyle Medine'ye gelip Ebu Bekir'e Allah'ın yüzünün nerede olduğunu sordu. Ebu Bekir cevap veremedi. Soruyu İmam Ali'ye (a.s) yönelttiklerinde, İmam (a.s) bir ateş yakılmasını emretti ve ateşi işaret ederek onun yüzünü sordu. Onların cevabı, ateşin belirli bir yüzünün olmadığı, hangi yönden bakılırsa bir yüzünün görüldüğü şeklindeydi. İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Allah'ın yarattığı ateşin bile belirli bir yüzü yoktur. Allah da böyledir." [9]

 

Başka bir örnek, İmam Cafer-i Sadık'ın (a.s) İbn Ebi'l-Avca'nın

إن الذینَ کَفَرُوا بِآیَاتِنَا سَوْفَ تُصْلِیهِمْ نَاراً کلما نضجت جلودهم بدلناهم جلودا غَیرَها لِیذُوقُوا العَذابَ إِنَّ الله کَانَ عَزیزاً حکیما

"Ayetlerimizi inkâr edenleri ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz" ayeti hakkındaki şüphesine verdiği cevaptır. İbn Ebi'l-Avca şöyle sordu: "Yeni derilerin günahı nedir ki azap görüyorlar? Günah asıl deriyle işlenmiştir ve bu Allah'ın adaletiyle bağdaşmaz."

İmam (a.s) şöyle cevap buyurdu:

هی هی و هی غیرها

"O hem odur hem de başkasıdır." İbn Ebi'l-Avca bu sözü anlamak için bir örnek istedi. İmam (a.s) şöyle buyurdu:

أرایت لو ان رجلاً اخذ لبنه فکسرها، ثم ردها فی ملبنها، هی و هی غیرها

"Bir kişinin bir tuğlayı kırıp sonra onu kalıba döküp yeniden tuğla yapması gibi, bu ikinci tuğla hem birinci tuğladır ve hem de yeni bir tuğladır [ancak maddesi aynı tuğladır]." [10]

 

Kur'ani bir konunun temsili işlenmesine örnek olarak, Tefsir-i Numune'de sunulan cihadın önemi ve insanların olgunlaşması ve onurundaki rolünün temsili açıklamasına işaret edilebilir:

لا یَسْتَوِی الْقاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِینَ غَیْرُ أُولِى الضَّرَرِ وَ الْمُجَاهِدُونَ فِی سَبِیلِ اللهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَ أَنْفُسِهِمْ فَضَّلَ اللهُ الْمُجَاهِدِینَ بِأَمْوَالِهِمْ وَ أَنْفُسِهِمْ عَلَى الْقاعِدِینَ دَرَجَهً وَ کُلاً وَعَدَ الله الحُسْنَى وَ فَضَّلَ اللهُ الْمُجَاهِدِینَ عَلَى الْقاعِدِینَ أَجْراً عَظِیما

"Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler bir olmaz. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cihat edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kılmıştır. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahitleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır." [11]

 

Cihat, yaratılış âleminde genel bir kanundur ve dünyadaki bitki ve hayvanlar dahil tüm canlı varlıklar, arzu ettikleri olgunluğa ulaşabilmek için cihat vasıtasıyla önlerindeki engelleri kaldırırlar. Örneğin bir ağacın kökünün besin ve güç elde etmek için sürekli olarak faaliyet ve hareket halinde olduğunu görürüz. Eğer bir gün bu faaliyet ve çabayı terk ederse, onun için yaşamını sürdürmek imkânsız hale gelir.

Bu nedenle, toprağın derinliklerindeki hareketinde engellerle karşılaştığında, eğer mümkünse onları deler ve geçer. İlginç olan şudur ki, hassas kökler bazen çelik matkaplar gibi engellerle mücadeleye girişirler ve eğer bu gücü kendilerinde bulamazlarsa, yollarını değiştirerek engeli dolanıp geçerler.

 

Kendi vücudumuzda, gece gündüz boyunca, hatta uyuduğumuz saatlerde bile, akyuvarlarımız ile saldırgan düşmanlar arasında ilginç bir savaş vardır. Eğer bu sessiz cihat bir saat dursa ve vücut ülkesinin savunucuları mücadeleyi bıraksa, zararlı mikroplar çeşitli sistemlere sızarak sağlığımızı tehlikeye atacaktır.

Aynı durum insan toplulukları ve dünya milletleri arasında da mevcuttur. Daima cihat ve uyanıklık halinde olanlar, her zaman canlı ve galiptirler. Diğer yandan, sadece keyif sürmeyi ve bireysel yaşamı sürdürmeyi düşünenler, er ya da geç yok olacak ve onların yerini canlı ve mücadeleci bir millet alacaktır. İşte bu yüzden İslam'ın değerli Peygamberi (s.a.a) şöyle buyuruyor:

فمن ترک الجهاد البسه الله ذلا و فقرا فی معیشته و محقا فی دینه أن الله اعز امتى بسنابک خیلها و مراکز رماحها

'Kim cihadı terk ederse, Allah ona zillet elbisesini giydirir, yaşamında fakirlik ve dininde karanlık baş gösterir. Allah ümmetimi, cihat meydanına koşan atların ayakları ve mızrakların uçlarıyla aziz kılmıştır.'"[12], [13]

 

Kur'an öğretilerinin açıklanmasında temsili yöntemin önemi, bazılarını Kur'an'ın temsili tefsirini içeren bağımsız eserler yazmaya sevk etmiştir. Örneğin Muhammed Rıza Rencber'in "Hikmet Yağmuru" ve "Gül Kokusu" adlı iki kitabı, etkileyici ve çekici bir şekilde bu yaklaşımla yazılmıştır. Bazı tefsir kitaplarındaki temsiller de ayrı bir kitap olarak basılmıştır ki bu, bu tefsirdeki kullanımının yaygınlığını göstermektedir. [14] "Hikmet Yağmuru" kitabında

لَقَدْ کانَ فى یوسُفَ وَ إِخْوَتِهِ آیَاتٌ لِلسَّائِلین

"Andolsun ki Yusuf ve kardeşlerinin kıssasında soranlar için ibretler vardır" [15] ayetinin zeylinde şöyle okuyoruz:

"Bir arkta hızla akan suyu önüne set çekerek durdurursak ne olur? Sudan başka bir şey mi yükselip her taraftan akar? Aşağıda olan şimdi yukarı çıkar, tek bir yolu varken şimdi önünde onlarca yol açılır ve sınırlıyken şimdi özgür olmaz mı?

 

Şimdi biz de o ark suyuna benziyoruz. Eğer biri ya da birileri kıskançlıktan veya başka yanlış bir güdüyle bize karşı çıkar ve gelişmemizi engellerse, kesinlikle ters sonuç doğuracaktır. Yani geçici olarak yolumuzu kapatabilirler ama er ya geç yükseleceğiz ve Allah önümüze sayısız yol açacaktır. Bu, Hz. Yusuf (a.s) kıssasının tüm güzelliğiyle sergilediği bir gerçektir.

 

Aslında Hz. Yusuf (a.s) kıssası bir cevap anahtarıdır; insanın temel sorularına cevaptır. Başkalarını yok ederek öne çıkılabilir mi? Başkalarını inkâr ederek kendini ispat edebilir mi? İşler hile ve aldatmayla yürür mü? Kol gücü insanı sevimli ve hoş kılar mı? Tüm bunların cevabını bu kıssada okuyacaksın." [16]

 

Sonuç

Kur'an-ı Kerim müfessirleri özel bakış açılarıyla, Kur'an'daki temsilleri eğitici rolleri için bir alan olarak görürler ve bunların farklı yönlerini analiz ederek, bu ayetlerin ve Kur'an ifadelerinin görevini, Kur'an'ın hedef ve amaçlarının gerçekleşmesi yönünde açıklamaya çalışırlar. Müfessirler, Kur'an-ı Kerim'in gerçek yorumcuları olan Ehl-i Beyt'in (a.s) yöntemini örnek alarak, dini öğretilerin açıklanması ve Kur'an ayetlerinin tefsirinde, kendi tefsirlerinde bu aracı makul ve azami ölçüde kullanarak, temsil yoluyla muhatabın Kur'an'la daha iyi etkileşime girmesi ve onun hedef ve amaçlarına ulaşması için cazibe katma, çeşitlendirme, somutlaştırma, ikna etme ve daha fazla etki bırakmaya çalışırlar.

 

 

------------

[1]- Ali Asgar Hikmet, "Kur'an'ın Örnekleri" adlı eserinde 245 Kur'ani örneği listelemiştir. Bu listede atasözleri, temsiller ve benzetmelerin bir kısmı bir arada zikredilmiştir; ancak bizim temsil ile kastımız, bir hakikati açıklamak için bir şeyin başka bir şeye benzetildiği durumlardır. Bu esasa göre Kur'an'da bu kitapta bahsedilmeyen birçok benzetme ve temsil içeren ayet vardır. Dolayısıyla Kur'an'daki benzetme ve temsil içeren ayetlerin sayısı bu sayıdan çok daha fazla olacaktır (Bkz: Ali Asgar Hikmet; Emsalü'l-Kur'an; s.68-79).

[2]- Muhammed Bakır Meclisi, Biharu'l-Envar, c.100, s.219.

[3]- Hasan bin Ali Ebü'l-Fütuh Razi, Ravzu'l-Cinan ve Ruhu'l-Cinan, c.3, s.51; Reşidüddin Meybudi, Keşfü'l-Esrar ve Uddetü'l-Ebrar, c.1, s.504.

[4]- Nebe Suresi, 10.

[5]- Yunus Suresi, 67.

[6]- Rum Suresi, 21.

[7]- Abdullah Cevadi Amuli, Tesnim: Kur'an-ı Kerim Tefsiri; c.9, s.460-462.

[8]- Bakara Suresi, 115.

[9]- Abdulali bin Cuma Arusi Huveyzi, Tefsir-i Nuru's-Sakaleyn, c.1, s.117.

[10]- Molla Muhsin Feyz-i Kaşani, Tefsirü's-Safi, c.1, s.460.

[11]- Nisa Suresi, 95.

[12]- Nasır Mekarim Şirazi, Tefsir-i Numune, c.4, s.80-81.

[13]- Muhammed bin Hasan Hürrü Amili, Vesailü'ş-Şia, c.15, s.10.

[14]- Seyyid Rıza Musa Kazimi, Tefsir-i Nur'un Temsilleri, Kur'an Dersleri Kültür Merkezi, Tahran, 1387 hş.

[15]- Yusuf Suresi, 7.

[16]- Muhammed Rıza Rencber; Hikmet Yağmuru, Birinci Defter, s.35-36.




Bu haber 559 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER NURANİ SÖZLER Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI