Bugun...



Şiaların Tarihteki Seyri Ve İmam Rıza (a.s) Dönemi

Her mezhep bir takım usul ve ilkelere sahiptir. Ancak bu usulün bazıları mezhebin esasını, bazısı ise ayrıntı niteliğindeki konuları oluşturur.

facebook-paylas
Güncelleme: 08-05-2025 14:52:05 Tarih: 08-05-2025 14:51

Şiaların Tarihteki Seyri Ve İmam Rıza (a.s) Dönemi

Bismillahirrahmanirrahim

 

Her mezhep bir takım usul ve ilkelere sahiptir. Ancak bu usulün bazıları mezhebin esasını, bazısı ise ayrıntı niteliğindeki konuları oluşturur. Mezhep ehlinin, mezhebin esasını oluşturan ortak konularda görüş birliğini korumakla birlikte düştükleri ihtilâfa "bölünme" denir.

 

Bütün mezheplerde, özellikle dört Hristiyan, Yahudi, Mecusi ve İslâm mezheplerinde, hatta onların bölümlerinde bile ihtilâflar yaşanmıştır.

 

Şia mezhebinde, ilk üç Ehlibeyt imamı (İmam Ali (a.s), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s)) zamanına kadar hiçbir bölünme yaşanmadı. Ancak Üçüncü İmam'ın (a.s) şehadetinden sonra bir grup İmam Seccad'ın (a.s.), diğer bir grup ise onun oğlu, yani Muhammed b. Hanefiye'nin imametine inandılar. İkinci grup Muhammed b. Hanefiye'nin dördüncü imam ve Razva dağında gizli olan ve zuhuru beklenilen Mehdi olduğuna inandılar.

 

İmam Seccad'ın (a.s) vefatından sonra, bir grup İmam Muhammed Bakır'ın (a.s) ve diğer bir grup, İmam Seccad'ın diğer şehit oğlu Zeyd'in imametine inandılar. İmam Muhammed Bakır'dan (a.s) sonra onun Şiîleri İmam Cafer Sadık'ın (a.s) ve ondan sonra da İmam Musa Kazım'ın (a.s) imametine inandılar.

 

“İsmailiyye” adında bir grup babası hayattayken vefat eden Altıncı İmam'ın (a.s) oğlunu, imam olarak bildiler. Bazıları İmam'ın “Abdullah Eftah” adındaki oğlunu, diğer bir grupsa “Muhammed” adındaki oğlunu imam olarak tanıdılar. Bazıları onu son imam olduğunu sandılar.

 

İmam Musa Kazım'ın (a.s) şahadetinden sonra Şiîlerin çoğunluğu, oğlu Rıza'yı (a.s) sekizinci imam olarak tanırken, “Vakıfiyye” diye bilinen bazıları Yedinci İmam'ı (a.s) son imam olarak bildiler.

 

Sekizinci İmam'dan (a.s) itibaren On İkinci İmam'a (a.s) kadar önemli ve dikkate alınacak bölünmeler yaşanmadı. Yalnız küçük çapta bölünmeler yaşandıysa da onlar fazla sürmeden dağıldı.

 

İmam Ali Rıza’nın (a.s) Dönemi

Ilımlı yol, hakkın yayılmasını sağlamaya yönelik ilâhî bir tedbir idi. Eğer böyle olmasaydı Ehlibeyt öğretileri ve ilimleri insanlara ulaşmadan onların hayatına son verilirdi.

Me'mun, İmam Rıza'nın veliahtlığı planıyla zahirde bir takım sorunları halletmeyi, Şiîlerin ayaklanmasını önlemeyi ve Alevileri razı etmeyi başardı.

Belki de Şia'nın Abbasi hükümetinde nüfuzu İmam Rıza'nın veliahtlığı ile başladı. Elbette daha önce Ali b. Yaktin Şiîlere yardım için İmam Musa Kazım'ın (a.s) emri ile Abbasi hükümetine sızmış idi.[1]

 

Bu dönemde Şia görünürde siyasi renk almıştı kendine. Me'mun da zahirde Şiî olduğunu söylüyordu. Bir nakilde, Me'mun'un Irak'a geldikten sonra hükümet işlerini Şia inancını taşıyanlara devretmek çabası içerisinde olduğu yer alır. Bazı görevlere Sünnileri getirmeyi kabul ettiyse de her birinin yanına bir Şiî[2] atadı.

 

Me'mun'dan sonra Mutesim ve Mütevekkil bu siyaseti değiştirerek Mutezile ve Şia'yı şiddetle reddeden ehl-i hadis'i destekledi. Onun Şia ve Alevilerle olan düşmanlığı o dereceye vardı ki İmam Hüseyin'in türbesini yıkma ve onun yerini sürdürme emrini verdi.[3]

Ama bu hareket fazla devam etmedi. Muktedir'in iş başına gelmesiyle Şia'nın Bağdat ve diğer bölgelerde gelişmesi için ortam oluştu. Bu dönemde birçok Şia şahsiyeti önemli mevkilere sahiptiler.

 

Şeyh Tusi şöyle nakletmiştir:

"Hakem b. Ulya dedi: Ben Bahreyn'in valisi idim ve orada birçok mal edindim. Bir miktarını infak ettim ve geri kalanıyla arsa ve toprak vs… satın aldım. Bir müddet sonra onun humusunu İmam Cevad'ın huzuruna götürdüm…"[4]

 

İmam Cevad'ın (a.s) ashabından olan Hasan b. Abdullah Nişaburî, bir müddet Sistan valiliğini üstlenmişti.[5]

 

Şiîlerin hükümet idaresine katılımları son imamlar zamanında geniş bir boyut kazandı. On birinci imam (a.s) zamanında ve ondan sonra "Gaybet-i Suğra" döneminde Şiîlerden birçoğu Abbasi hükümetinde önemli makamlara ulaştılar.

 

 

---------------

[1]- Biharu'l-Envar, c.48, s.136.

[2]- Tarih-i Teşeyyü Der İran, s.169.

[3]- Makatilu't-Talibiyyin, s.478.

[4]- el-İstibsar, c.2, s.58.

[5]- el-Kâfi, c.5, s.111.




Bu haber 821 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EHLİBEYT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI