![]() |
Tweet |
Fitnelerin ve çeşitli sınamaların artış gösterdiği “Ahir Zaman” dönemde, kadınlar imanlarını koruyarak, basiretli bir duruş sergileyerek ve salih amellerde bulunarak, beşeriyetin kurtarıcısı olan Hz. Mehdi’nin (a.f) zuhuruna zemin hazırlama hususunda eşsiz bir rol üstlenebilirler.
“Ahir Zaman” ile Kastedilen Zaman Dilimi Nedir?
İslami öğretilerde "Ahir Zaman" kavramı genel olarak iki anlamda ele alınmaktadır:
a) İlk anlam, son peygamberin doğumuyla başlayıp kıyametin kopmasıyla sona erecek uzun bir zaman dilimini ifade eder. Bu sebeple, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’e (s.a.a) “Ahir Zaman Peygamberi” unvanı verilmiştir.
b) İkinci anlam, birincisine kıyasla daha sınırlıdır. Bu anlamda ahir zaman, Hz. Mehdi’nin (a.f) doğumuyla başlayan ve onun “gaybet-i suğrâ” ve “gaybet-i kübrâ” dönemlerini kapsayan, ardından o hazretin küresel hükümetinin kurulmasıyla devam eden zaman dilimini ifade eder.
Bu dönemin ilk aşamasında, ahlaki yozlaşma ile zulüm ve haksızlık dünyayı kuşatır. İkinci aşamada ise, evrensel kurtarıcının kıyamı ile birlikte bu zulüm ve yozlaşma sona erer; yerini adalete bırakır. Ayrıca bu dönemde tevhit inancı, adalet, aklî ve ilmî gelişim yeryüzünde yaygınlık kazanır.
İslam’da Kadının Konumu
İslam’ın zuhuruyla birlikte, kadınlar son derece yüksek bir konuma kavuşmuşlardır. Kur’ân-ı Kerîm ve Ehl-i Beyt (a.s) rivayetlerinde kadınlar, tam donanımlı birer insan olarak; eşit haklara sahip, belirli sorumluluklar taşıyan bireyler şeklinde tanıtılmış ve bu konumları tekrar tekrar vurgulanmıştır. Bu vurgular, Müslüman toplumlarda kadınlara dair bakış açılarının değişmesini sağlamak amacıyla yapılmıştır. Bu bağlamda dikkat çekici bazı noktalar şunlardır:
1. Kadın ve erkeğin insanlıkta eşitliği
Kur’ân-ı Kerîm, birçok ayette kadın ve erkeği insanlık bakımından eşit kabul etmiş ve her ikisinin de aynı özden yaratıldığını bildirmiştir. Örneğin Nisa suresinde şöyle buyrulmaktadır:
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini var eden ve ikisinden birçok erkek ve kadın türeten Rabbinizden sakının…” [1]
2. Kadın ve erkeğin sevap ve cezada eşitliği
Kur’ân-ı Kerîm, birçok ayette kadın ve erkeğin amel bakımından eşit olduğunu, sevap ve ceza yönünden aralarında hiçbir ayrım gözetilmediğini açıkça ifade etmiştir. Örneğin Ahzab suresinde şöyle buyrulmaktadır:
“Şüphesiz ki Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, itaatkâr erkekler ve itaatkâr kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, huşu sahibi erkekler ve huşu sahibi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, iffetlerini koruyan erkekler ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve Allah’ı çokça zikreden kadınlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” [2]
3. Kadının Ailedeki Rolü
İslam dini, kadının aile içerisindeki rolüne özel bir önem atfetmiş ve onu ailenin temel direği olarak tanımlamıştır. Kadınlar, anne, eş ve evlat olarak, çocukların eğitimi, ailenin huzurunun korunması ve sıcak, sevgi dolu bir ortamın oluşturulmasında son derece önemli roller üstlenmektedir.
Yüce Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır:
“O’nun (Allah’ın) varlığının delillerinden biri de, size kendinizden eşler yaratmasıdır ki onlarla huzur bulasınız; aranıza sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünen bir topluluk için ibretler vardır.” [3]
4. Kadının Toplumdaki Rolü
İslam dini, kadınlara toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel faaliyetlere katılım hakkı tanımıştır. Ancak bu katılım, şer’î sınırlar çerçevesinde ve hicap ile iffet kurallarına riayet edilerek gerçekleşmelidir. Kadınlar, doktor, öğretmen, mühendis, yazar, sanatçı vb. mesleklerde topluma katkı sunabilir; toplumun gelişimi ve ilerlemesine etkin biçimde destek verebilirler.
İslam tarihinde, Ehl-i Beyt’in (a.s) eşleri, anneleri ve kızları ile onların sadık dostları arasında, farklı alanlarda bilimsel, kültürel ve siyasal roller üstlenmiş büyük kadın şahsiyetler yer almıştır. Örneğin Hz. Hatice (s.a), bir tüccar kadın olarak, Hz. Resûl-i Ekrem’e (s.a.a) mali destek sağlayarak İslam’ın yayılmasında hayati bir rol oynamıştır.
Hz. Zehrâ (s.a), siyasî alanda ortaya koyduğu direnişiyle, velâyetin savunusu uğruna canını feda etmiş; siyasî vasiyetiyle hakikat arayıcılarına derin mesajlar ulaştırmıştır. Keza Hz. Zeyneb (s.a) da Kerbelâ hadisesinden sonraki süreçte, esaret döneminde Kûfe ve Şam’da yaptığı ateşli konuşmalarla, Kerbelâ’nın mesajını tüm dünyaya duyurmuştur. Nice örnek kadın şahsiyetler vardır ki, bunlara değinmek, müstakil makalelerde ele alınması gereken bir konudur.
5. Kur’an ve Rivayetlerde Örnek Kadınlar
Kadının değeri ve yüce konumu, Yüce Allah katında o denli önemlidir ki, Kur’ân-ı Kerîm’de ve Ehl-i Beyt’in (a.s) rivayetlerinde, diğer kadınlara örnek olmaları için bazı kadınların isimleri özellikle zikredilmiştir. Bu örnek şahsiyetler arasında Hz. Meryem (s.a), Hz. Asiye (s.a) ve Hz. Fâtıma (s.a) zikredilebilir.
Masum İmamların (a.s) rivayetlerinde Hz. Fâtıma (s.a), “Âlemlerin Kadınlarının Efendisi” unvanıyla tanımlanmış ve ideal bir Müslüman kadın modeli olarak takdim edilmiştir. O, ibadet, ahlâk, eşlik, çocuk eğitimi ve toplumsal katılım gibi hayatın her alanında üstün bir örneklik sergilemiştir.
Rivayetlerde Ahir Zamandaki Kadınların Tasviri
Hz. Resûl-i Ekrem (s.a.a) ve Masum İmamlardan (a.s) nakledilen çok sayıda hadis ve rivayette, ahir zamanda kadınların durumu hakkında açıklamalarda bulunulmuş, bu döneme özgü ahlaki tehlikelere karşı İslâm ümmeti uyarılmış ve bu bağlamda ümmetin fesat bataklığına sürüklenmemesi adına çeşitli uyarılar yapılmıştır. Bu konuda bazı rivayetlere yer veriyoruz:
– Kadınların Bozulması
Hz. Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
“Kadınlarınızın ifsat olduğu, gençlerinizin fısk ve fücura yöneldiği, sizin de artık marufu (iyiliği) emretmek yerine, münkeri (kötülüğü) emrettiğiniz ve marufu nehyettiğiniz zaman haliniz nasıl olur?! Öyle ki, iyiliği kötülük ve kötülüğü ise, iyilik sanırsınız!”
Ashab “Ey Allah’ın Resûlü! Gerçekten böyle bir zaman gelecek mi?” diye sordular. Hz. Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu:
“Evet, hatta bundan daha kötüsü de olacak: İnsanlar, iyiliği kötülük ve kötülüğü de iyilik zannedecekler!” [4]
– Ahir zamanda Kadın ve Erkeğin Benzemesi (Cinsiyet Taklidi)
Başka bir hadiste, Hz. Resûl-i Ekrem (s.a.a), ahir zamandaki bir başka bozulmayı şu sözlerle ifade ediyor:
“Erkekler kendilerini kadın ve kadınlar ise, kendilerini erkek suretine sokacaklardır.” [5]
Ve bu davranışı reddederek şöyle buyuruyor:
“Kendini erkek gibi gösteren kadınlara ve kadın gibi davranan erkeklere Allah’ın laneti olsun.” [6]
Bu lanetin sebebi, fıtri doğalarına aykırı hareket etmeleri ve güzel konumlarını, doğalarını, fiziksel, ruhsal ve psikolojik farklılıklarını kabul etmemeleridir; çünkü bu farklılıkların hikmetinden gafildirler.
– Hayanın Ortadan Kalkması
Ahir zamanda bazı kadınlar haya ve iffet ölçülerini terk edecek; bunu “geri kalmışlık ve hurafeye inanmak” olarak değerlendireceklerdir. Bu durum Hz. Resûl-i Ekrem’in (s.a.a) değerli sözlerinde şöyle tasvir edilmiştir:
“Kadınlar erkek elbiseleri giydiğinde ve haya örtüsü üzerlerinden kaldırıldığında…” [7]
Bu tür davranışlar sergileyen kadınlar hakkında da lanet yöneltilmiştir:
“Allah, kendini erkek gibi gösteren kadınlara lanet etsin.” [8]
Bu, Rahmet Peygamberi'nin (s.a.a) dilinden ahir zamanda kadınlara yöneltilen lanet, kadınların ve erkeklerin ve İslam toplumunun örtünme ve haya konusundaki şeri ölçütlere uymamasının ağır sonuçları nedeniyledir.
– Eşcinsel Evlilik
Üzücü diğer bir gerçek ise, varlık düzenine tamamen aykırı olan davranışların ahir zamanda gerçekleşecek olmasıdır. Bu durum İmam Cafer-i Sâdık’ın (a.s) sözlerinde açık biçimde dile getirilmiştir ki şöyle buyuruyor:
“O dönemde kadınların kadınlarla evlendiğini göreceksin; kadınların geçim ve hayatlarını fuhuş yoluyla ve haram kazançlarla sağladıklarına tanık olacaksın; kadınlar da erkekler gibi toplantılar düzenleyecekler.” [9]
Ahir zamanda bazı kadınlar çeşitli alanlarda uzmanlaşacak, zirveye ulaşmak için yoğun bir çaba sarf edeceklerdir. Ancak bu uğurda, asli görevleri olan çocuk terbiyesi ve aile düzenini sağlama sorumluluğunu unutacaklar; yoğun iş temposu ve mesleki yükümlülükler sebebiyle artık ne ev hanımlığına ve ne de anneliğe vakit ayırabilecek hâle geleceklerdir.
Bu açık bir gerçektir ki, İslam kadının çalışmasına karşı değildir; ancak kadının yaratılış hikmeti olan asli rolünün göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgular.
Bu konuya dair daha detaylı bilgi edinmek isteyenler için “İslam Açısından Kadınların Çalışması ve İstihdamı” başlıklı makalenin incelenmesi önerilir.
– Ahir Zamanda Kadınların Giyim Tarzı
Emîru’l-Mü’minîn Ali (a.s), ahir zamanda kadınların dış görünüşü hakkında şöyle buyurmaktadır:
“Ahir zamanda ve kıyametin yaklaşmasıyla – ki o en kötü zamanlardır – kadınlar ortaya çıkar; çıplak ve açık giyinirler, ziynetlerini sergilerler, fitnelerin içine dalarlar, şehvetlere yönelir ve hazlara koşarlar; Allah’ın haramlarını helal sayarlar ve cehennemde ebedî olarak kalırlar.” [10]
Devam Edecek…
------------
[1]- Nisa, 1.
[2]- Ahzab, 35.
[3]- Rum, 21.
[4]- Müntehabu’l- Eser, s. 426.
[5]- Müntehabu’l- Eser, s. 292.
[6]- Nehcü'l-Fesâha, c. 2, s. 474.
[7]- Bihârü'l-Envâr, c. 52, s. 263.
[8]- Nehcü'l-Fesâha, s. 474.
[9]- Bihârü'l-Envâr, c. 52, s. 256.
[10]- Müntehabü'l-Eser, s. 426.
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort