Bugun...



Ehl-i Kitap ve Diğer Fırkaların Hükmü

Ehl-i Kitap ve Diğer Fırkaların Hükmü

facebook-paylas
Tarih: 19-02-2022 11:21

Ehl-i Kitap ve Diğer Fırkaların Hükmü

Soru 313: Bazı fakihler, ehl-i kitabın temiz ve bazıları da necis olduğunu söylüyorlar. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?

Cevap: Ehl-i kitabın zat itibarıyla necis olduğu malum değildir. Onların zat itibarıyla temiz oldukları görüşündeyiz.

Soru 314: Ehl-i kitaptan olup da fikrî olarak Peygamber efendimizin (s.a.a) peygamberliğine inanan ama buna rağmen kendi baba ve dedelerinin geleneklerini sürdüren kimseler, taharet açısından kafir hükmündeler mi?

Cevap: Yalnızca Peygamber efendimizin (s.a.a) peygamberliğine inanması bir kimsenin Müslüman olduğuna hükmetmek için yeterli değildir. Ancak onlar ehl-i kitaptan sayılıyorlarsa, (yine de) temizdirler.

Soru 315: Birkaç arkadaşla birlikte bir ev kiraladık. Sonra arkadaşlarımızdan birinin namaz kılmadığını gördük ve sebebini sorunca, kalben Allah'a inandığını ama namaz kılmadığını söyledi. Biz onunla birlikte yemek yiyoruz ve aramızda geniş ve çok yakın ilişkiler var. Acaba böyle birisi pak mıdır?

Cevap: Sadece namazı, orucu veya diğer şer'î farzları terk etmesi Müslümanın mürtet olmasına (dinden çıkmasına) ve necis olmasına sebep olmaz. Bir Müslümanın mürtet olduğu ispatlanmadıkça, diğer Müslümanların hükmündedir.

Soru 316: Ehl-i kitaptan kastedilen hangi dinlerdir ve onlarla ilişki sınırlarını belirleyen ölçü nedir?

Cevap: Ehl-i kitaptan maksat, kendisini ilahî bir dine mensup kılıp, Allah'ın peygamberlerinden bir peygamberin ümmeti sayan Yahudiler, Hristiyanlar ve Zerdüştiler gibi semavi kitapları olan kimselerdir. Hatta yaptığımız araştırmaya göre, Sabiîler de ehl-i kitaptandır. İşte bunlar ehl-i kitap hükmünde olan kimselerdir ve İslâmî ölçü ve ahlâk gözetilerek, bunlarla muaşerette bulunmanın bir sakıncası yoktur.

Soru 317: “Aliyullahiler” adında bir fırka vardır. Emirü’l-Müminin Ali'yi (a.s) ilâh olarak kabul eden, namaz ve oruç yerine dua etmeğe inanan bunlar necis midir?

Cevap: Eğer Emirü’l-Müminin Ali'nin (a.s) ilâh olduğuna inanıyorlarsa, onlar ehl-i kitap olmayan gayr-i müslimlerin hükmündedir. Yani kafir ve necistirler.

Soru 318: "Hz. Ali (a.s) ilâh değildir ama ilâhtan aşağı da değildir" diyen ve “Aliyyullahiler” olarak adlandırılan fırkanın hükmü nedir?

Cevap: Eğer Allah-u Teâlâ'ya ortak koşmuyorlarsa, müşrik hükmünde değildirler.

Soru 319: On iki imam Şiaları tarafından İmam Hüseyin (a.s) veya Ashab-ı Kisa (a.s) için yapılan nezirler “Aliyullahiler” fırkasının toplandığı yerlere harcamak -ki bu gibi yerlerin güçlenmesine sebep oluyor- caiz midir?

Cevap: Muvahhitlerin önderi Hz. Ali'nin (a.s) ilah olduğuna inanmak batıl bir akidedir. Bu inanç, kişinin İslâm dininden çıkmasına sebep olur. Bu akidenin yayılmasına yardım etmek haramdır. Ayrıca nezredilen şey, ancak nezredildiği yerde harcanabilir.

Soru 320: Bizim bölgemizde ve diğer bazı bölgelerde kendilerine “İsmailiyye” ismini veren bir fırka vardır. Bunlar imamlardan altısına inanıyorlar ama dinî farizalardan hiçbirine inanmıyorlar. Yine velâyet-i fakih ilkesine de inançları yoktur. Bu fırkaya mensup olanlar necis midir?

Cevap: Yalnızca imamların (a.s) altısına veya herhangi bir dini hükme inanmamak dinin aslını ve Peygamber efendimizin (s.a.a) peygamberliğini inkara götürmezse, kafir olmaya ve necisliğe sebep olmaz. Ancak imamlardan (a.s) birine (haşa) küfrederlerse, kafir ve necis olurlar.

Soru 321: Halkın mutlak çoğunluğunun kafir (Budist) olduğu bir ülkede bir üniversite öğrencisi bir ev kiralarsa, evin taharet ve necaset açısından hükmü nedir? Bu evi yıkayıp temizlemek gerekir mi? Şunu da belirtmek gerekir ki, bu evler çoğunlukla tahtadan yapıldığından onları yıkamak mümkün değildir. Ayrıca otellerin ve otellerdeki eşyaların hükmü nedir?

Cevap: Ehl-i kitap olmayan bir kafirin, beden ve elinin tesir edici ıslaklıkla bir şeye değdiği ispatlanmadıkça, onun necis olduğuna hükmedilmez. Necis olduğu kesin olarak bilinse de ev ve otellerin kapı ve duvarlarını ve onlarda olan eşyaları yıkamak gerekmez. Ancak necis olan şey yemek, içmek veya namazda kullanılırsa, onu yıkamak gerekir.

Soru 322: Huzistan bölgesinde kendilerine “Sabiîler” adını veren büyük bir grup yaşamaktadır. Onlar "Biz, Hz. Yahya'ya (a.s) tabiyiz ve onun kitabı bizim yanımızdadır" diyorlar. Din alimlerinin görüşünde de bunların Kur'ân-ı Kerim'de ismi geçen Sabiîler olduğu ispatlanmıştır. Bunların ehl-i kitap olup olmadığı hususunu açıklamanızı rica ediyoruz.

Cevap: Adı geçen taife ehl-i kitap hükmündedir.

Soru 323: Kafir birinin yaptığı evin necis olduğu ve orda namaz kılmanın mekruh olduğu söylenmektedir. Bu doğru mudur?

Cevap: Böyle bir evde namaz kılmak mekruh değildir.

Soru 324: Yahudi, Hristiyan ve diğer kafir fırkalarının yanında çalışmanın ve onlardan ücret almanın hükmü nedir?

Cevap: Eğer iş haram işlerden olmaz, İslâm'ın ve Müslümanların genel maslahatlarına daaykırı olmazsa, sakıncası yoktur.

Soru 325: Askerlik görevini yaptığım bölgede, “Ehli-Hak” mezhebine mensup olan aşiretler yaşamaktadır. Onlardan yoğurt, süt gibi yiyecek, içecek alıp yemek caiz midir?

Cevap: Eğer İslâm'ın temel inançlarına inanıyorlarsa, taharet ve necaset konusunda diğer Müslümanların hükmündedirler.

Soru 326: Öğretmen olarak yaşadığımız köyün halkı “Ehli-Hak” fırkasına mensup oldukları için namaz kılmazlar ve biz onların yemek ve ekmeklerinden yemek zorundayız. Çünkü sürekli olarak bu köyde kalıyoruz. Bu durumda bizim namazlarımızın bir sakıncası var mı?

Cevap: Eğer tevhidi, nübüvveti veya dinin diğer zaruri hükümlerinden birini inkar etmezler ve Peygamber efendimizin (s.a.a) risaletinin eksik olduğuna da inanmazlarsa, onların kafir ve necis olduklarına hükmedilmez. Aksi takdirde, onlara dokunulduğunda ve yemeklerini yerken taharet ve necaset hükümlerine riayet edilmelidir.

Soru 327: Akrabalarımızdan biri komünistti. Çocukluğumuzda bizlere birçok eşya ve araç-gereç vermişti. Şimdiye kadar aynı şekilde kalan o eşya ve araç gereçlerin hükmü nedir?

Cevap: Eğer kafir ve mürtet olduğu ispatlanır ve bulûğ çağına ulaştığında, Müslüman olduğunu belirtmeden kâfirliği seçmiş olursa, onun malları diğer kâfirlerin malları hükmündedir.

Soru 328: Aşağıdaki sorulara cevap vermenizi rica ediyoruz:

1- İlkokul, ortaokul ve lise gibi çeşitli tahsil dönemlerinde erkek veya kız, okulun içinde veya dışında, mükellef olsun veya olmasın batıl “Bahaî” fırkasına mensup öğrencilerle Müslüman öğrencilerin oturup kalkmalarının, tokalaşmalarının hükmü nedir?

2- Bahaî olduklarını söyleyen veya Bahaî oldukları kesin olarak bilinen öğrencilere karşı eğitim görevlilerinin ve öğretmenlerin tutumu nasıl olmalıdır?

3- Su muslukları ve sabun gibi bütün öğrencilerin ortaklaşa kullandıkları eşyaları kullanmanın şer'î hükmü nedir? Elbette, bu gibi eşyalara ıslak el ve bedenle dokunulduğu bilinmektedir.

Cevap: Batıl Bahaî fırkasına bağlı olan her şahıs necistir. Taharetin şart olduğu işlerde ve Bahaîler'in ıslak olarak temas ettikleri şeyde taharet hükümlerine riayet etmek gerekir. Ama eğitim görevlileri ve öğretmenlerin Bahaî öğrencilere karşı tutumlarına gelince, onlarla olan ilişkilerin kanunlara ve İslâm ahlakına uygun olmalıdır.

Soru 329: Mümin kadın ve erkeklerin, sapık Bahaî fırkası karşısındaki görevlerini ve o fırkaya mensup olanların, İslâm toplumu arasında bulunmalarının getirdiği yükümlülüklerin neler olduğunu açıklar mısınız?

Cevap: Sapık Bahaî fırkasının hile ve fesatlarına karşı koymak ve diğer Müslümanların onlara meyletmelerini engellemek bütün müminlere bir görevdir.

Soru 330: Sapık Bahai fırkası mensupları bazen bizlere yiyecek veya başka şeyler getiriyorlar. Onlardan yararlanmak caiz midir?

Cevap: Yoldan çıkmış ve insanları saptıran bu fırkanın mensuplarıyla bütün ilişkilerin kesilmesi gerekir.

Soru 331: Çevremizde bir çok Bahaî fırkası mensupları yaşamaktadır. Onlar evimize de çok gelip gidiyorlar. Bazıları, onların necis ve bazıları da pak olduklarını söylüyorlar. Bu Bahaîler ise, kendilerinden güzel ahlak göstermekteler. Bunlar pak mıdır?

Cevap: Onlar necistirler. Onlar sizin din ve imanınızın düşmanıdırlar. Onlardan sakının.

Soru 332: Müslümanların ve kâfirlerin ortak olarak kullandıkları otobüs ve tren koltuklarının hükmü nedir? Bazı bölgelerde kafirlerin sayısı Müslümanlardan daha çoktur. Öte taraftan hava sıcaklığı, terlemeye ve rutubetin sirayet etmesine sebep olduğu da bilinmektedir.

Cevap: Ehli kitap olan kafirler necis değildirler. Ancak kafir ve Müslümanların ortak kullandıkları malzemelerin paklığında şüphe edildiğinde ve necis oldukları kesin olarak bilinmedikleri müddetçe temiz hükmündedirler.

Soru 333: Yurt dışında öğrenim görmek gayr-i Müslimlerle ilişkide bulunmayı gerektiriyor. Böyle bir yerde kafirlerin ıslak elinin temas etme ihtimali olduğu takdirde, onların eliyle imal edilen (şer'î usullere göre kesilmeyen hayvanın eti gibi haramdan olan bir şeyi ihtiva etmemek kaydıyla) gıda maddelerini yemenin hükmü nedir?

Cevap: Yalnızca kafirin elini yaş olarak gıda maddesine dokundurduğu ihtimali o gıda maddelerinden çekinmeyi farz kılmaz; kesin olarak temas ettiği bilinmedikçe o şey temiz hükmünü taşır. Eğer kafir ehl-i kitaptan olursa, zat itibariyle necis değildir ve elinin ıslak olarak bir şeye değmesi onun necis olmasına sebep olmaz.

Soru 334: İslâm hükümetinde yaşamakta olan bir Müslüman, bir kafirin hizmetinde olur ve onun bütün masrafları o kafir tarafından karşılanır ve aralarında sıcak dostluk ilişkisi olursa, böyle bir Müslümanla sıkı ailevi ilişki kurup bazı vakitler onun yemeğinden yemek caiz midir?

Cevap: Sözü edilen Müslümanla diğer Müslümanların ilişki kurmalarında bir sakınca yoktur. Ancak söz konusu Müslümanın akidesinde ve diğer konularda, hizmet ettiği gayri Müslim tarafından saptırılma ihtimali varsa, onun bu işten uzaklaşması ve diğer Müslümanların da onu münkerden nehyetmeleri farzdır.

Soru 335: Maalesef bazı sebeplerden dolayı, birkaç yıl önce kayınbiraderim tamamen dinden çıkarak, mürtet oldu. Hatta dinin bazı kutsallarına hakaret edecek kadar ileri gitti. Ama mürtet oluşundan birkaç yıl geçtikten sonra, şimdi gönderdiği bir mektupla İslâm'a inandığını, fakat namaz kılmadığını ve oruç tutmadığını belirtmektedir. Bu durumda annesinin, babasının ve diğer aile fertlerinin onunla ilişkileri nasıl olmalıdır? Necis telakki edilmesi gereken kafir hükmünde midir?

Cevap: Önceden mürtet olduğu ispatlanmışsa, sonradan tövbe edince pak olur. Annebabasının ve diğer aile fertlerinin de onunla ilişkilerinde bir mahzur yoktur.

Soru 336: Oruç gibi dinin zaruri hükümlerinden birini inkar eden kimse kafir hükmünde olur mu?

Cevap: Eğer dinin zaruriyatından bir şeyi inkar etmesi, peygamberliği inkar etmek veya Peygamber efendimizi (s.a.a) yalanlamak ya da şeriatı eksik bilmek anlamına gelirse, bu küfür (kafirlik) ve irtidat sayılır.

Soru 337: Mürtet ve harbî kafirler için konulan ceza kanunları İslâm önderliğinin yükümlülüğü dahilinde olan siyasî bir hüküm müdür? Yoksa kıyamet gününe kadar değişmez olan şer'î bir ceza mıdır?

Cevap: Bu cezalar şer'î ve ilahî olan bir hükümdür.




Bu haber 1141 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER AHKAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI