Tweet |
İslam, dünyayı ahiret kemalini elde etmek ve yükselmek için bir araç olarak görür. İslam, dünyayı ahiretin tarlası olarak kabul eder; ancak küfür, şirk ve nifak, dünyayı kendi arzu ve heveslerinin at koşturduğu bir alan haline getirir; ona ebedilik atfeder ve ahireti inkâr eder.
İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Bil ki, her fitnenin başlangıcı dünya sevgisi ve muhabbetidir. Hiç kimse çok olan malına gıpta etmesin; çünkü çok mal, farz olan haklar sebebiyle çok günaha sebep olur."
İmam Hasan Askerî (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir sabah vakti, Âl-i Muhammed'den (s.a.a) bir imamın gaip olduğunu ve onu göremediğinizi gördüğünüzde, Allah'ın (Azze ve celle) huzuruna yalvarın. Onun ferec (kurtuluş) ve zuhurunu Rabbinizden dileyin. Böylece çok yakında ferec (kurtuluş) ve ferahlık size nasip olacaktır."
Bu nedenle “Gaybet” döneminde ve özellikle toplumda olayların meydana geldiği, hakikatin batıla ve batılın da hakikate benzetildiği zamanlarda, çeşitli şüpheler, değişik fikirler ve sapkın düşüncelerle karşılaştığımızda, insanı fitnelerden koruyabilecek olan şey basiret sahibi olmak ve iman hakikatleri konusunda dik durmaktır. Basiret sahibi olmanın gereği ise, elde ettiği bilgiler konusunda şüphe ve tereddütten kaçınmaktır.
Özetle, ahir zaman ve Hz. Mehdi’nin (a.f) gizli olduğu dönemde, kör ve tehlikeli fitneler meydana gelir. Bu fitnelerden kurtulmak ve selamet bulmak, ancak Kur'an'a ve Ehli Beyt'e (a.s) sarılmak, takva, basiret, dine bağlılık, şüphelerden uzak durmak, Allah'tan yardım istemek, O'nun dostlarına tevessül etmek ve onların ahir zaman ve büyük gizlilik dönemi ile ilgili sözlerine dikkat etmekle mümkündür.
Kur'an, birçok ayette insanların hayatında fitnelerin meydana geleceğini haber vermektedir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve onun temiz Ehli Beyti (a.s) de İslam ümmeti için fitneler öngörmüşlerdir ki bu fitneler İslam'ın başlangıcından başlayarak Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhuruna kadar devam etmektedir. Yüce Allah, düşman unsurların Müslümanlar topluluğunda ve özellikle Şii toplumunda kötü niyetlerle ortaya çıkardığı bu fitneler aracılığıyla müminleri “iman ve velayet” çizgisinde olma konusunda sınamakta ve imtihan etmektedir. Ehli Beyt (a.s), ümmeti fitnelerden korumak ve fitnelerin yok edici sonuçlarından kurtarmak için çeşitli çözümler sunmuştur ki, Kur'an da bunları onaylamaktadır. Bu çözümler genel olarak “Dine Sarılmak” ve “Basiret Sahibi Olmak” başlıkları altında sınıflandırılabilir. Bu unsurlara dikkat etmek ve sarılmak, fitnelerden kurtuluşun tek yoludur.
İmam Sadık (a.s), gaybet dönemindeki fitnelerin şiddeti hakkında şunları buyuruyor:
وَ اللَّهِ لَتُمَحَّصُن؛ و اللَّهِ لَتُمَیَّزُنَّ؛ و اللَّهِ لَتُغَرْبَلُنَّ؛ حتَّی لَا یَبْقَی مِنْکُمْ إِلَّا الْأَنْدَر...
"Allah'a yemin olsun ki, çok sıkı bir şekilde sınanacaksınız. Allah'a yemin olsun ki, birbirinizden ayırt edileceksiniz. Allah'a yemin olsun ki, elekten geçeceksiniz. Sizden ancak nadir kalanlar dışında kimse kalmayacak..."
Kendilerini İmam-ı Zaman’a (a.f) daha çok yaklaştıran kimseler kurtulacaktır. Ayrıca kendilerini ahlaki kusurlardan arındıranlar ve güzel niteliklerle donatanlar kurtuluşa erecektir. [1]
İnsan toplumunun kaçınılmaz olarak Ahir zaman dönemine girmesi ve insanlığın kurtarıcısının gelişine hazırlanması gerektiğinden, Ahir zaman dönemine uygun davranış açıklamalarına sahip olmak zorunlu görünmektedir. Bu nedenle, Ehli Beyt'in (a.s) her biri kendi takipçilerine çeşitli davranış açıklamaları sunmuşlardır.
Rivayetlerde bu çağda İmamet ve Ehli Beyt’in (a.s) velayeti yolunda imanda ve adımlarında sebat gösteren insanlardan iyilikle ve büyüklükle bahsedilmiştir. İslam'ın yüce Peygamberi (s.a.a) Emirü'l-Müminin Ali'ye (a.s) şöyle buyurmuştur:
یَا عَلِیُّ وَ اعْلَمْ أَنَّ أَعْظَمَ النَّاسِ یَقِینا قَوْمٌ یَکُونُونَ فِی آخِرِ الزَّمَانِ لَمْ یَلْحَقُوا النَّبِیَّ وَ حُجِبَ عَنْهُمُ الْحُجَّةُ فَآمَنُوا بِسَوَادٍ فِی بَیَاضٍ.
''Ey Ali! Dini konularda herkesten daha fazla yakîn sahibi olanlar, ahir zamanda yaşayacak olan insanlardır. Onlar Peygamber'i (s.a.a) görmemişlerdir ve Allah'ın hücceti de onların gözünden gizlenmiş olacaktır. Buna rağmen onlar beyazlıktaki siyahlık (Kur'an ve 14 masumdan (a.s) gelen hadisler) vasıtasıyla iman edecekler."
Genellikle, gaybetin (imamın gizliliğinin) son yılları daha çok ahir zaman atmosferi olarak kabul edilir ki, bu süre zarfında dünya ve insanlık zor olaylarla karşı karşıya kalır. Rivayetlerin bütününden anlaşıldığına göre, bu zaman diliminde acı ve korkunç olaylar insan toplumunu saracaktır. Ekonomik, güvenlik ve kültürel açıdan insan toplumu karışıklık içinde olacaktır. Şeytan ve yardımcılarının tüm çabası, insanları yozlaşmaya doğru sürüklemeğe yönelik olacaktır. Diğer dinlerin kutsal metinlerinde de zuhurdan (kurtarıcının ortaya çıkmasından) önceki dönem “zor ve sıkıntılı” olarak tasvir edilmiştir.
Rivayetlerde gaybetin son döneminde şeytanın saldırılarının doruk noktasına ulaşacağına işaret edilmiştir. Şiddetli bir çalkantı içinde olan ve her an denize düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalan bir kişiyi düşünün. Bu kişi, kendisini yukarı çekip helak olmaktan kurtaracak bir yardım veya tutunacak bir şey beklemektedir.
Zor zamanlardan ve özellikle de Ahir zaman fitnelerinden geçmenin en önemli yollarından biri, öncelikle Allah'a güvenmek ve tevekkül etmektir ki, bu konuda birçok ayet vardır. Ayrıca kurtuluş ve saadet yolu, Allah'ın İslam'ın öğretilerinde bize çizdiği yolda dindarlıkla mümkündür. Bu yol, Allah'ın bizi davet ettiği ve Ehli Beyt'in (a.s) “velayet ve imameti” ışığında olan dindarlıktır. Gadir-i Hum günü, bu tür dindarlık herkes için resmi olarak ilan edildi ve orada şöyle buyuruldu:
اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ دِينًا.
"Bugün (Ali b. Ebu Talib’in (a.s) ümmetin velayeti, imameti, hükümeti ve yöneticiliği makamına atanmasıyla) sizin için dininizi kemale erdirdim; nimetimi üzerinize tamamladım ve sizin için İslam'ı din olarak seçtim." [2] Bu nedenle dinin kemale ermesi, Allah'ın dünya üzerinde tam velayetiyle gerçekleşti.
Dolayısıyla kabul gören ve Allah katında makbul olan İslam ve din, içinde ilahi imamet ve velayetin bulunduğu dindir. Böyle bir din saadet kaynağıdır. Bu nedenle saadetin anahtarı, içinde Allah'ın hüccetinin (delilinin) yer aldığı dindir. Bu sebeple, imamı ve onun velayetinin konumunu tanımak herkes için zorunludur. Böyle bir ortamda meşhur dua olan “Gaybet Zamanı Duası” yerini bulur:
اللهُمَّ عَرِّفْنِي نَفْسَكَ فَإِنَّكَ إِنْ لَمْ تُعَرِّفْنِي نَفْسَكَ لَمْ أَعْرِفْ رَسُولَكَ، اللهُمَّ عَرِّفْنِي رَسُولَكَ فَإِنَّكَ إِنْ لَمْ تُعَرِّفْنِي رَسُولَكَ لَمْ أَعْرِفْ حُجَّتَكَ، اللهُمَّ عَرِّفْنِي حُجَّتَكَ فَإِنَّكَ إِنْ لَمْ تُعَرِّفْنِي حُجَّتَكَ ضَلَلْتُ عَنْ دِينِي.
"Allah’ım! Kendini bana tanıt; çünkü sen kendini bana tanıtmazsan, peygamberini tanıyamam. Allah’ım! Peygamberini bana tanıt; çünkü sen peygamberini bana tanıtmazsan, hüccetini tanıyamam. Allah’ım! Hüccetini bana tanıt; çünkü sen hüccetini bana tanıtmazsan, dinimden saparım." [3]
Yani, Allah'ım! Bana hüccetini tanıma bilgeliğini ver ki, eğer bu bilgeliği kazanamazsam, dinimden sapar ve yanlış yola düşerim. Başka bir deyişle insan, dinin içerisinde Allah'ın hüccetine olan bilgisini artırmaz ve onunla olan bağlantısını güçlendirmezse, bozulur ve dinin çemberinden çıkar. Dolayısıyla insanın gaybet döneminin fitnelerinden ve zuhurdan önceki karanlıklardan kurtulabilmesi için tek yol, ibadet yolu ve Allah'a ve Ehli Beyt'e (a.s) olan gerçek marifet ve inançtır.
Bu konuda birçok rivayet vardır. Ehli Beyt'in (a.s) imamet ve velayet yolunda sebat etmenin gerekliliği hakkında söylenenler doğrultusunda, İmam Hasan Askeri’den (a.s) bir rivayet aktarıyoruz. Daha önce belirtildiği gibi, gaybet döneminin fitnelerinden geçmenin önemli yollarından biri dine dikkat etmek ve ona inanmaktır. Öyle bir din ki içinde velayet ve masum imamın birlikteliği vardır. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuştur:
وَ اللَّهِ لَیَغِیبَنَّ غَیْبَةً لَا یَنْجُو فِیهَا مِنَ التَّهْلُکَةِ إِلَّا مَنْ یُثْبِتُهُ اللَّهُ عَلَى الْقَوْلِ بِإِمَامَتِهِ وَ وَفَّقَهُ لِلدُّعَاءِ بِتَعْجِیلِ فَرَجِه.
"Vallahi (oğlum) öyle bir gaybete çekilecek ki, Allah’ın “onun imameti” inancında ayaklarını sabit kıldığı ve ona “zuhurunun çabuklaşması için dua etme” başarısı verdiği kimse dışındakiler helak olmaktan (dinsizlik ve sapkınlık) kurtulamayacaktır." Yani kişi kendisini Allah'ın velisinin imamet ve velayet atmosferine yerleştirmeli ve ona tabi olmalıdır. Dolayısıyla eğer tek kurtuluş yolu Allah'ın velisine tabi olunan bir dine iman etmekse, bunun gereği her zaman bir imam ve Allah'ın hüccetinin olmasıdır ki, insanlar ona tabi olup ve ona itaat edebilsinler. Bu, Allah'ın bir sünnetidir.
Yeryüzü hiçbir zaman Allah'ın hüccetinden yoksun kalmaz. Bu nedenle İmam Hasan Askeri başka bir rivayette şöyle buyurmuştur:
إِنَّ اللَّهَ تَبَارَکَ وَ تَعَالَى لَمْ یُخْلِ الْأَرْضَ مُنْذُ خَلَقَ آدَمَ وَ لَا تَخْلُو إِلَى یَوْمِ الْقِیَامَةِ مِنْ حُجَّةِ اللَّهِ عَلَى خَلْقِهِ.
"Allah, Âdem'i yarattığından kıyamet gününe kadar yeryüzü halkı üzerinde Allah'ın bir hücceti olmadan bırakmamıştır."
Ardından Hazret, imamın yaratılanlar arasındaki varlığının faydalarına değinmiş ve şöyle buyurmuştur:
بِهِ یَدْفَعُ الْبَلَاءَ عَنْ أَهْلِ الْأَرْضِ وَ بِهِ یُنَزِّلُ الْغَیْثَ وَ بِهِ یُخْرِجُ بَرَکَاتِ الْأَرْضِ
"Allah, onun vesilesiyle belaları dünya halkından uzaklaştırır; onun vesilesiyle yağmur yağdırır ve onun vesilesiyle yeryüzünün bereketlerini çıkarır."
Değinmemiz gereken bir diğer nokta, imam ve masum velinin Allah'ın izniyle üstlendiği önemli bir görevdir. Kur’an-ı Kerim’in ayetine göre iki tür velayet vardır: “Nur Velayeti ve Nar (ateş) Velayeti” ya da “Hak Velayeti ve Batıl Velayeti”. Allah-u Teâlâ bu ayette şöyle buyurur:
اللَّهُ وَلِیُّ الَّذینَ آمَنُوا یُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُماتِ إِلَى النُّورِ وَ الَّذینَ کَفَرُوا أَوْلِیاؤُهُمُ الطَّاغُوتُ یُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ إِلَى الظُّلُماتِ أُولئِکَ أَصْحابُ النَّارِ هُمْ فیها خالِدُونَ
"Allah, iman edenlerin velisidir; onları karanlıklardan nura çıkarır. İnkâr edenlerin velileri ise, tağuttur; onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. Onlar cehennem ehlidirler ve orada ebedi kalacaklardır." [4]
Hak velisinin işi, insanların ellerinden tutarak onları karanlıklardan ve kötülüklerden çıkarıp nura yönlendirmektir. Tâğutun velilerinin işi ise, tam tersidir; onlar, insanları fıtrat, akıl ve iman nurundan karanlıklara yönlendirmeye çalışırlar.
Allah'ın velisinin işi, insanları yöneterek nura doğru hareket etmelerini sağlamaktır; Nar (ateş) velisinin ve batıl velilerin işi ise, insanları kötülüğe yönlendirmektir. İmam Hasan Askeri (a.s), bahsedilen rivayette, kurtuluşun tek yolunun imamet yolunda sebat etmek olduğunu vurguluyor. Aksi halde, insan tâğutun velayetine girer ve bunun sonucunda da yalnızca yıkım ve bozulma meydana gelir.
Hz. Mehdi'nin (a.f) gaybeti döneminde ve ahir zamanda, kör ve tehlikeli fitneler meydana gelir. Onlardan kurtuluş ve selamet, ancak Kur'an'a ve Ehli Beyt'e (a.s) tutunmak, takva ve basiret sahibi olmak, dine bağlı kalmak, şüphelerden kaçınmak, Allah'tan yardım dilemek, Allah’ın velilerine tevessül etmek ve onların ahir zaman ve büyük gaybet dönemiyle ilgili sözlerine dikkat etmekle mümkündür.
Kur'an birçok ayette insanın hayatında ve Müslüman toplumunda fitnenin ortaya çıkacağından bahsetmiştir. En büyük günahlardan biri, müminler arasında fitne çıkarmaktır. Bazen aile gibi küçük bir çevrede veya toplumun geniş bir kesiminde meydana gelen bu günah, gıybet, iftira, yalan, casusluk, güvenliği ortadan kaldırma gibi birçok günahın birleşiminden oluşur.
Ahir zaman fitnelerinden korunmanın yolları
1- İmam-ı Zaman'ı (a.f) tanımak ve onun kurtuluşu için çokça dua etmek; fitnelerle dolu bu dönemde kurtuluşun en önemli yollarından biridir. "İmam-ı Zaman'ın (a.f) tanınması" bu fitnelerden kurtulmanın ilk ve en önemli yoludur ve İmam-ı Zaman'ı (a.s) tanımayan herkesin amelleri sapkınlığa ve dalalete yönelecek ve nihayetinde tanımayan kimse rivayetlere göre cahiliye ölümüyle ölecektir.
2- Kurtuluşu istemek: İmam Cafer Sadık (a.s) kurtuluş yolunu dualarla Allah'a sığınma olarak görüyor ve şöyle buyuruyor:
و اطلب النجاه
"…Ve Allah'tan kurtuluşu iste".
3- Şüphe durumunda beklemek: İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdu: "...Bizim sözlerimize ve bizim sözlerimizi size ulaştırılanlara dikkat edin. Eğer Kur'an'a uygunsa, kabul edin. Kur'an'a uygun bulmazsanız, onu atın. Eğer bir konuda şüphelenirseniz, hemen karar vermeyin; bize getirin ve size beyan edildiği gibi onu açıklayalım. Size tavsiye ettiğimiz gibi olun ve bu hudutları aşmayın ...".
4- Adalete doğru kaçış: Emirü’l-Müminin Ali (a.s), kendisine gaybet dönemi hakkında soran birine şöyle buyurdu: "Kaçış, kaçış ki Allah'ın adaleti bu ümmet üzerine yayılacak, ta ki konuşanlar yöneticilerine eğilim göstermesinler ve iyiler kötülere engel olsunlar. Eğer böyle yapmazlar, sonra kötülerden nefret ettiklerini söylerler ve 'La ilahe illallah' derlerse, Allah Arş'ında buyurur ki: 'Yalan söylediniz ve siz bu kelimeyi doğruluk ve dürüstlükle söylemiyorsunuz.' "
5- Sabretmek.
6- Dine sarılmak ve inançları korumak: Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyuruyor: "... O zamanı gören kimse, dinine sıkı sıkıya sarılsın ve şeytanın şüphe yolunu kapatsın ki, şeytan onu şüpheye düşürüp benim dinimden ve yolumdan çıkartamasın. Nasıl ki annenizi ve babanızı cennetten çıkarttı. Allah Tebareke ve Teâlâ, şeytanı, Allah'a iman etmeyenlerin dostu ve velisi yapmıştır."
7- Aceleden kaçınmak.
8- Hz. Sahibu’z-Zaman’ın inayetine gönül vermek.
9- Aynı deve yavrusu gibi olun: Emirü’l-Müminin Ali (a.s) stratejik öneme sahip bir hatırlatmada şöyle buyurdu: "Fitne durumunda aynı deve yavrusu gibi ol; onun ne sırtına binebinirler ve ne de memesinden süt sağabilirler."
10- Övünme ve kibir tacını yere bırakmak.
11- Allah’tan sakınmak.
11- Kur'an-ı Kerim'e sarılmak.
12- Akıllıca beklemek.
13- Fitneleri dualarla defetmek.
-------------
[1]- Biharu’l Envar, c.5, s.216.
[2]- Mâide, 3.
[3]- Mefatihü’l Cinan, Gaybet Zamanı Duası.
[4]- Bakara, 257.
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort