![]() |
Tweet |
Bismillahirrahmanirrahim
Kur'an-ı Kerim'de de Yüce Allah'ın her ümmet için mutlaka bir peygamber göndermiş olduğu vurgulanıyorsa da [1] ümmetlerin sayısı ve peygamberleri belirtilmemekte, sadece yirmi küsur peygamberin adından söz edilmekte ve bazısının da adı belirtilmeden kıssası aktarılmaktadır. [2] Ancak Hz. Resulullah'ın (s.a.a) tertemiz Ehlibeyt'inden (a.s) ulaşan rivayetlerde [3] Yüce Allah'ın 124.000 peygamber gönderdiği; ilk peygamberin ilk insan Hz. Âdem (a.s) ve son peygamberin de Hz. Muhammed (s.a.a) olduğu açıklanmaktadır.
Allah'ın gönderdiği peygamberler, peygamberliklerinin nişan ve göstergesi olan "Nebi" unvanının yanı sıra "Nezir, Münzir, Beşîr ve Mübeşşir" gibi sıfatlar da almışlardır [4] ve "Salihler"le "Muhlaslar"dan sayılmışlardır. Ayrıca bazı peygamberler "risalet" [resullük] makamı da elde etmiştir. Bazı rivayetlerde "Resul"lerin sayısının 313 kişi olduğu geçer. [5]
Bu nedenle burada nübüvvetle risaleti biraz açıklamamızın ve "nebi"yle "resul" arasındaki farka kısaca değinmemizin faydalı olacağı inancındayız.
"Nübüvvet ve Risalet" veya "Nebi ve Resul" Terimleri
"Resul" terimi "mesaj getiren" ve "Nebi" terimi ise "ne-be" kökünden türemesi hâlinde "önemli bir haberle gelen" ve "ne-be-ve" kökünden türemesi hâlinde ise, "yüce ve seçkin bir makama sahip olan kimse" anlamına gelmektedir.
Bazıları "nebi"nin "resul"ün bir türevi ve benzeri olduğunu sanmakta ve nebinin Allah'tan vahiy alan, ama bu vahyi başkalarına iblağla yükümlü olabileceği gibi, böyle bir görevle yükümlü olmaması da mümkün bulunan kimse zannetmekte; resulün hem vahiy alan ve hem de bu vahyi mutlaka insanlara iblağ etmekle de yükümlü bulunan kimse telakki etmektedirler. Ama bu iddia ve zan doğru değildir. Zira Kur'an-ı Kerim'deki bazı ayetlerde "nebi" sıfatı "resul" sıfatından sonra gelmektedir. [6] Oysa yukarıdaki tanıma göre genel bir tanım olan "nebi"nin, özel bir tanım olan "resul"den önce gelmesi gerekirdi. Ayrıca “vahyi iblağ” görevinin sadece resullere mahsus olduğunu gösteren bir delil de yoktur.
Bazı rivayetlerde “Nebi” makamında olanın, vahiy meleğini ancak rüyada görebildiği, uyanık olduğunda ise ancak sesini duyabileceği ve “Risalet” makamında olanın (resulün) ise, vahiy meleğini uyanık hâlde de görebileceği geçer. [7] Ama bu farkın da terim anlamından kaynaklandığı söylenemez.
Kısacası şunu kabul etmek mümkündür: “Nebi” terimi mefhum açısından değil, mısdak açısından resulden daha kapsamlıdır. Yani bütün peygamberler nübüvvet makamına sahip "nebi"lerdi ama “Risalet” makamı (resul olma hâli) bu nebilerden sadece bazılarına mahsustur. Bir rivayete göre resullerin sayısı 313 kişidir. Bu durumda doğal olarak resullerin makamı, diğer nebilerin makamından daha üstün olacaktır. Nitekim bizzat resuller de makam ve fazilet açısından eşit ve bir değildir [8] ve bazı resuller "imamet" makamıyla da onurlandırılmıştır. [9]
Ulu'l-Azm Peygamberler
Kur'ân-ı Kerim'de bazı peygamberler "Ulu'l-Azm" (çığır açıcı) olarak tanıtılmaktadır [10] ama bunların özellikleri belirtilmemiştir. Ehli-beyt'ten (a.s) ulaşan rivayetlere göre Ulu'l-Azm peygamberler 5 kişidir: Hz. Nuh (a.s), Hz. İbrahim (a.s), Hz. Musa (a.s), Hz. İsa (a.s) ve Hz. Muhammed (s.a.a). [11] Bu rivayete göre özellikleri de, Kur'an'da da belirtildiği gibi, mümtaz bir sabır ve direnç göstermelerinin yanı sıra, her birinin ayrıca müstakil bir kitap ve şeriata da sahip bulunmasıydı. Böylece bir Ulu'l-Azm peygamber yeni bir kitap ve şeriatla mebus olup “Resul” olarak gönderilinceye kadar ondan önceki Ulu'l-Azm peygamberin çağdaşı olan veya kendisinden sonra gelen peygamberler o Ulu'l-Azm peygamberin şeriatına uyuyordu.
Bu arada aynı zaman diliminde yeryüzünde iki peygamberin bulunabileceği de anlaşılmaktadır. Mesela Hz. Lut (a.s) Hz. İbrahim'le (a.s) aynı zaman diliminde yaşamıştır. Hz. Harun'la (a.s) Hz. Musa (a.s) aynı zaman diliminde peygamberlikle görevlendirilmiştir. Yine Hz. Yahya (a.s) Hz. İsa (a.s) zamanında yaşamıştır.
Birkaç Önemli Nokta
Nübüvvetle ilgili birkaç önemli noktaya değinmemiz faydalı olacaktır:
a) Peygamberler birbirlerini tasdik etmiş ve kendilerinden sonra gelecek peygamberi insanlara bildirip müjdelemişlerdir. [12] Bu durumda peygamberlik iddiasında bulunup da kendisinden önceki veya kendisiyle çağdaş olan peygamberleri yalanlayan biri, sahtekâr ve yalanca demektir.
b) Peygamberler, ifa ettikleri peygamberlik karşılığında insanlardan ücret veya karşılık beklememişlerdir. [13] Sadece Hz. Resulullah (s.a.a) efendimiz, risaletine karşılık Ehlibeyt'inin (a.s) sevilip onlara itaat edilmesini ümmetine tavsiye etmiştir. [14] Bu da aslında kendisinden sonra ümmetin onlara itaat etmesini vurgulama gayesi taşımakta ve bundan yarar görecek taraf da bizzat ümmetin kendisi olmaktadır. [15]
c) Bazı peygamberler yargılama ve devlet kurup yönetme gibi ilahî makamlara da sahip olmuşlardır. Hz. Resulullah'tan (s.a.a) önceki peygamberler arasında Hz. Davud (a.s) ve Hz. Süleyman (a.s) buna örnek verilebilir. "Resul" olan bütün peygamberlere mutlak itaatte bulunulmasının farz olduğunu belirten Nisa Suresi'nin 64. ayeti gereğince, bütün "resul"lerin böyle makamlara sahip olduğu anlaşılmaktadır.
d) Bağımsız iradeye sahip mükellef yaratıklar türünden olan ve normal şartlarda insanlarca görülemeyen cinler bazı peygamberlerin çağrısından haberdar oluyor, aralarından takva sahibi salih kimseler bu peygamberlere iman getirip onların dinine giriyordu. Nitekim cinler arasında Hz. Musa (a.s) ve Hz. Muhammed'in (s.a.a) dinine mensup olanlar vardır. [16] Yine cinler arasında bazıları da İblis'e (Şeytan’a) uymuş ve Allah'ın gönderdiği peygamberlere kâfir olmuştur. [17]
------------
[1]- Fatır, 24; Nahl, 36.
[2]- Bakara, 246; 256.
[3]- Şeyh Saduk'un "İtikadat" Risalesi ve Biharu'l-Envar'ın yeni baskısı, c.11 s.28, 30, 32, 42.
[4]- Bakara, 213; Nisâ, 165.
[5]- Biharu'l-Envar, c.11, s.32.
[6]- Meryem, 51, 54.
[7]- Usul-u Kâfi, c.1, s.176.
[8]- Bakara, 253; İsrâ, 55.
[9]- Bakara, 124; Enbiyâ, 73; Secde 24.
[10]- Ahkaf, 35.
[11]- Bihar, c.11, s. 33-34; Mealimu'n-Nübüvve, s.113.
[12]- Âl-i İmrân, 81.
[13]- En'âm, 90; Yasin, 21; Tur 40; Kalem, 46; Yunus, 72; Hud, 29,51; Furkan 57; Şuarâ, 109, 127, 145, 164, 180; Yusuf, 104; Sâd, 86.
[14]- Şûra, 23,
[15]- Sebe, 47.
[16]- Ahkaf, 29-32.
[17]- Cin, 1, 14.
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
flyjota.com Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu
gaziantep escort,alanya escort,gaziantep escort
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort