Bugun...



Doğu İle Batının Müslümanlara Karşı Fitne Çıkarması – 3

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 01-07-2022 12:24

Doğu İle Batının Müslümanlara Karşı Fitne Çıkarması – 3

İmam (a.s), ahir zamanla ilgili alametleri açıklarken özel terimler kullanmıştır. Mesela çok dakik bir tabir olan "istesaret (yürümek)" kelimesi gibi. Bunun anlamı şudur: Onların saldırısı, hiçbir mantığa dayanmayan ve sırf İslam ülkelerini sömürüp istismar etmek için yapılan bir saldırıdır.

Aynı şekilde "Türklerle Rumlar ihtilafa düşecek" ifadesi şu anlama gelmektedir: Onlar İslam ülkelerini sömürme ve etki altına alma hususunda birbirleriyle ihtilafa düşecekler; buna rağmen bizlere karşı ortak düşmanlıklarında birlik içinde olacaklardır.

Yine "Yeryüzünde savaşlar artacak" ifadesi de bu kabildendir. Çünkü savaş ve çatışmanın olmadığı hiçbir kıta göremiyoruz. Bir savaş bitmeden diğeri başlıyor. Bunların hepsi de Batılıların, Yahudilerin desteklediği tahriklerden kaynaklanıyor. İşte onlar ellerinden geldiğince savaş ateşini körüklüyorlar.

Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor:

“Ahir Zaman'da benim ümmetim, kendi sultanlarının eliyle büyük bir belaya giriftar olacak. Bu öyle bir beladır ki, onun benzerini kimse duymamıştır. Yeryüzü onca genişliğine rağmen onlara dar gelecek; zulüm ve haksızlık öyle artacak ki, mümin zulümden kaçıp sığınacağı bir yer bulamayacak. Nihayet yüce Allah, benim soyumdan olan bir kişiyi seçip gönderecek. O, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, adaletle dolduracaktır. Gökyüzünün ve yerin sakinleri ondan hoşnut olacaklar. O dönemde ne yeryüzü içindeki hazineleri saklı tutar ve ne de gökyüzü rahmet yağmurunu esirger.” [1]

Huzeyfe b. Yeman, Hz. Peygamber’in (s.a.a) şöyle buyurduğunu naklediyor:

“Yazıklar olsun bu ümmete, zalim kralların elinden! Kendilerine itaat edenlerin dışında nice Müslümanları öldürecek, evlerinden ve yurtlarından çıkaracaklar. O zamanda takvalı mümin, zahiren onlarla geçinecek ama kalben onlardan kaçacak. Allah, İslam'a yeniden izzet kazandırmayı irade ettiğinde ise, savaş yanlısı her zalimin belini kıracak; fesat ve bozgunluktan sonraki İslam ümmetinin durumunu düzenleyecek ve ıslah edecek. Şüphesiz O, dilediği her işe kadirdir.

Ey Huzeyfe! Eğer dünyanın sadece bir günlük ömrü kalmış olsa bile, Allah o günü o kadar uzatacak ki, benim soyumdan bir kişi gelip işleri ele alsın ve İslam'ı muzaffer kılsın. Allah hiçbir zaman kendi vaadinden geri dönmez ve O, her şeye kadirdir.”

Yine başka bir yerde şöyle buyurmuştur:

“Yakın bir zamanda açların yemeğe çağrılması gibi, milletleri sizin aleyhinize olmaya çağıracaklar. O zaman siz sayı olarak çok olsanız da, suyun üzerindeki köpük gibi olacaksınız. Kuşkusuz Allah, sizin heybet, görkem ve şanınızı düşmanlarınızın kalbinden çıkarır. Dünyaya gönül vermeniz ve ölümden korkmanız yüzünden kalbinizi zaaf ve gevşeklikle doldurur.” [2]

Bu hadisler, İslam ümmetinin zalim yöneticiler ve sömürücü düşmanları ile olan durumunu açıklayan ve onlara, Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhuru ile işlerin düzene girmesini müjdeleyen nübüvvet nurundan parlayan açık ve net ifadelerdir.

Yine Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurduğu rivayet edilir:

“Müşrikler, Müslümanları kendi hizmetlerine alırlar; onları şehirlerde satarlar ve hiç kimse bu kötü işe itiraz etmez. Bu bela ve imtihan insanların umutsuz, karamsar olacağı ve artık hiçbir kurtuluş yollarının kalmadığını düşünecekleri güne kadar öylece devam eder. İşte o zaman Allah, benim soyumun iyilerinden ve neslimin temizlerinden adaletli, mutlu, pak ve İslam'ın hiçbir kuralını icra etmekten çekinmeyen birini gönderir. Allah, dini, Kur'ân'ı, İslam'ı, Müslümanları onun eliyle izzetli ve yüce; şirki ve müşrikleri de zelil ve rezil eder. O, sürekli Allah'tan korkar ve Allah'ın hükümlerini uygulamada akrabalarının aldatmasına kanmaz. Kendisi için taşı taş üstüne koyup bir bina inşa etmez. Kendi iktidarı döneminde, şer'i hadleri (ceza kanunlarını) uygulama dışında hiç kimseye kırbaç vurmaz. Yüce Allah, bütün yanlış gelenek ve bidatleri onun aracılığıyla ortadan kaldırır ve her türlü fitneyi yok eder. Hak kapıları onunla açılır ve batıl kapıları onun aracılığıyla bağlanır. Allah, nerede olursa olsun esir olan her Müslümanı onun aracılığıyla kendi vatanına döndürür.” [3]

Bu hadis Müslümanların zaafa uğramış, alınıp satılan bir köle konumuna düşmüş ve esir edilmiş acı durumu gözler önüne seriyor. Böyle bir durum ise, küçülerek müşriklerin hizmetinde olup, onlara çalışan Müslümanlara has değil, dünya müşriklerinin eliyle Müslümanları alıp satmak, esir almak ve yurtlarından uzaklaştırmak gibi büyük bir facianın göstergesidir.

Buna rağmen yukarıdaki rivayet, Müslümanların umutsuz ve çaresiz duruma düştüklerinde, insanlık âleminin kurtarıcısı olan Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhur edeceğini müjdeliyor.

 

 

----------

[1]- Beşaretu'l-İslam, s. 28.

[2]- el-Fiten ve'l-Melahim, s. 129.

[3]- el-Fiten ve'l-Melahim, s. 108.




Bu haber 380 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI