Bugun...



Yetkinlik ve Mutluluk

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 17-01-2024 10:46

Yetkinlik ve Mutluluk

Yetkinlik ve mutluluk ile kastedilen nedir?

Gerçek yetkinlik, varlıksal bir sıfattır ve her varlık varlıksal değeri oranında ona sahiptir. Buna göre her varlığın yetkinliği, varlıksal makamı uyarıncadır. İnsanın yetkinliği, onun eğilimleri ve bakış tarzlarının alt yapısıyla bilinir.

 

Ayetler ve hadisler uyarınca insanın nihai yetkinliği, yüce Allah'a yakınlığıdır. Bu nedenle orta vadeli yetkinliklerden ibaret olan marifet, ibadet, imtihan ve iman, gerçek makam ve yetkinliğe ulaşmada etkilidir.

 

Mutluluk da yetkinlik gibi insanların fıtrî istek ve eğilimlerindendir ve insanî alanda, kalıcı ve güçlü olup insanın bütün benliğini kapsayan en yüce zevke ulaşmak anlamınadır.

 

“Saadet” ve “mutluluk” kelimesi de diğer birçok kelimeler gibi istenmedik olayların ve olumsuzlukların etkisinde kalmış ve böylece insanın düşünce alanı da afete uğramış ve zarar görmüştür. Mutluluğu betimleyen tanımların hiçbirinde insanın varlıksal boyutlarının tümü göz önünde bulundurulmamıştır. Bu nedenle de elde edilen maddî ve geçici zevkler, sevinçler, uzadıkça uzayan maddî arzular, insanın gerçek mutluluğunu açıklayamaz.

 

“Mutluluk” kelimesi, nazarî kavramlar çerçevesinde sıkıştırılmış, her fırka ve her ekol onu tanımlamaya atılmış ve sonuç olarak da anlam bakımından tahrife uğramıştır.

 

Dinî temellere dayalı insanî marifet bilimi doğrultusunda yetkinlik ve mutluluk tanımlanacaksa eğer, bu kavramların gerçek anlamının ortaya çıkması için insanın aslî ve talî, amaçsal ve araçsal istekleri birbirinden ayırt edilmelidir. Çünkü insanın mutluluk ve yetkinlik uğraşı ile gerçek dünya görüşü arasında sıkı bir bağ vardır.

 

Marifetin en önemli aşaması, özü tanımak ve özün gerçek tasviridir. Birçok hadiste bu gerçeğe vurgu yapılmıştır.

 

Konu hakkındaki bir hadis şöyledir:

“En üstün marifet, insanın kendisini tanımasıdır.”

 

Bir başka hadis şöyledir:

“Özünü tanıyan kimse başkasını daha iyi tanıyacaktır.”

 

Buna karşıt olarak bazı hadisler de, bu marifetten yoksun olmanın zararlarına dikkat çekmiştir. Bir hadiste şöyle geçer:

“Kendisine cahil kalan kimse, başkaları hakkında daha cahil kalacaktır.”

 

Bu cahillik, beşerî düzende anlaşmazlıkların ve kavgaların temelini oluşturur. İmam Ali (a.s), bu hususta şöyle buyurmuştur:

“İnsanlar, bilmedikleri şeyin düşmanlarıdırlar.” [1]

 

Dr. Rıza RAMAZANÎ

 

----------

[1]- Muhammet Taki Misbah Yezdî, Kur’an’da Ahlâk, c.1, s.69; Murtaza Mutahharî, Felsefî Makaleler, c.2, s.57-140.




Bu haber 522 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAŞAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI