Bismillahirrahmanirrahim

On birinci imam, İmam Hasan Askeri (a.s), Hicri 232 yılının 8 Rebiülahir'inde doğdu. Bu yüce İmam 28 yıl yaşadı ve mübarek ömrünün çoğunu Abbasi halifesinin hapishanelerinde geçirdi.

İmam'ın (a.s) değerli annesi, zamanının en temiz, en takvalı, en iffetli ve en yüce hanımefendisiydi. Raviler onu arif ve salih hanımlardan saymışlardır. İmam'ın (a.s) annesinin adının “Hudeys” veya “Hadise” olduğu söylenmiştir. Bazı önemli kaynaklar onun adını “Hadis” veya “Selil” (ki bu lakabı olabilir) olarak kaydetmişlerdir. Halis, Hadi, Askeri, Zeki, Has, Samit, Sirac, Taki, İmam Hasan Askeri'nin (a.s) lakapları arasındadır.

İmam Hasan Askeri'nin (a.s) baskı koşullarına rağmen, İslam toplumunu yönlendirmesi ve Şiilerle iletişim kurması

Zorluklar insanı sınırlandırmamalıdır. Peygamberlerin yaşam tarzında görüyoruz ki, zor koşulları gelişme fırsatı olarak kullanıyorlardı. Hz. Yusuf (a.s) hapisteyken fırsat yarattı ve peygamberliğini hapisten ilan etti. İmamlar (a.s) da koşullara göre hareket ediyorlardı.

İmam Hasan Askeri (a.s) de genç yaşına rağmen ya düşmanların gözetimi altındaydı ya da hapisteydi; ancak bu koşullarda bile görev ve misyonunu askıya almadı. Her zaman insanlarla bağlantı ve iletişim kurdu. İnsanlarla etkileşim kurmak, onları yönlendirmek ve bilgilendirmek için çeşitli yöntemler kullandı.

İmam Hasan Askeri (a.s), güvenilir ve emin aracılar kullanarak insanların sorularını alıyor, onların meselelerine ve sorularına cevap veriyor ve bu şekilde bilgilendirme yapıyordu. İmam Hasan Askeri (a.s), sıkı gözetim altında olmasına ve çok zor durumda olmasına rağmen, her zaman Şiilerle olan bağlantısını korudu. Şiilere ilişkin tüm konulardan ve meselelerden haberdardı.

İmam Hasan Askeri’nin (a.s) imamet ve Şiilik konumunun sağlamlaştırılmasındaki rolü

و نحن بحمد ‌الله و نعمته أهل بیتٍ نرق علی أولیائنا و نسر بتتابع إحسان‌ الله إلیهم و فضله لدیهم و نعتد بکل نعمة ینعمها الله تبارک و تعالی علیهم.

"Allah'a hamd ve O'nun nimetine şükür olsun ki, biz Ehl-i Beyt'iz, dostlarımıza karşı şefkatliyiz ve Allah'ın onlara peş peşe gelen ihsanları ve lütuflarıyla seviniyoruz ve Allah Tebareke ve Teâlâ'nın onlara verdiği her nimeti sayıyoruz."

İmam Hasan Askeri (a.s) bu hadis-i şerifte “imamet” meselesini sağlamlaştırmıştır. Diğer yandan, hadisleri ve rivayetleri incelediğimizde, imamet meselesinin her çağda Ehl-i Beyt (a.s) nezdinde önemli meselelerden biri olduğunu görebiliriz. Bugün Şiiliğin büyüklüğü, İmam Hadi (a.s) ve İmam Hasan Askeri'nin (a.s) çabalarının ve mücadelelerinin bir sonucudur; çünkü onlar Şiilerin gaybet döneminde yaşamaları için fikri ve sosyal zeminlerini hazırladılar.

İmam Hasan Askeri (a.s), imamlığı döneminde, Abbasi halifesinin yarattığı tüm kısıtlamalara ve sorunlara rağmen, Şii toplumunu çok iyi bir şekilde yönetti ve rehberlik etti.

İmam Hasan Askeri (a.s), Hz. Fatıma Zehra'nın (s.a) makamı ve mertebesi hakkında şöyle buyuruyor:

نحنُ حججُ اللهِ علی خَلقِهِ وَ جَدّتنا فاطمة حجةُ اللهِ علینا.

"Biz Allah'ın yaratılmışlara olan hüccetiyiz ve büyükannemiz Fatıma, bize Allah'ın hüccetidir."

“Hüccet” kelimesi yol, sünnet ve sonlandırıcı anlamına gelir ve güçlü bir argüman anlamını taşır. Hz. Zehra (s.a), Allah'a itaat, ibadet ve Allah korkusu konusunda öncüdür. Hz. Zehra (s.a) zor koşullarda bile samimi bir şekilde ibadet eder, Allah'ın dinini yayar ve sorulara cevap verirdi. Hz. Zehra (s.a) Kur'an'a o kadar önem verirdi ki, hizmetçisinin konuşma dili bile Kur'ani olmuştu. Hz. Zehra'nın (s.a) ibadeti ve Allah ile olan münacatı o kadar yoğundu ki, ayakları şişerdi. Hz. Fatıma'nın (s.a) ev hanımlığı, eşine ve çocuklarına olan ilgisi dillere destandı. En önemli özelliği ise, velayet ehli olmasıydı; her zaman zamanın velisini destekler ve savunurdu.

İmam Hasan Askeri'nin (a.s) yaşam tarzının, gençlere örnek olması, Alimler ve din adamlarının toplumu bilinçlendirmedeki rolü

Ehli Beyt'in (a.s) yaşam tarzını ve karakterini tanımalı ve onlar hakkında bilgi edinmeliyiz. Ehli Beyt'i (a.s) tanıyarak ve onlar hakkında bilgi edinerek, onların yaşam tarzını ve karakterini kendi hayatımızda örnek alabiliriz. Allah'ın velilerini tanımak, Ehli Beyt'in (a.s) yaşam tarzını ve tarzını incelemek, hayat tarzımızı Kur'ani hale getirmeye yardımcı olur.

İnsan inceleme yaptığında, sahip olduğu ilahi fıtrat sayesinde doğruyu yanlıştan ayırt edebilir; bu nedenle, Ehli Beyt'i (a.s) tanımak ve onların hayatını ve yaşam tarzını incelemek, manevi yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olur. İnsan mükemmeliyetçi ve yükselme odaklıdır ve en iyi durumda olmak ister; bu nedenle, tanıma ve inceleme yoluyla örnek alır.

Ehli Beyt'in hadisleri ve sözleri vardır. Bizim görevimiz insanları bilgilendirmektir. Kültürel, bilimsel ve inançsal yetkililer, insanları bilgilendirmelidir. Bu konu Sünni kaynaklarda da geçmektedir. Şii fakihler de gaybet dönemindeki görevlere değinmişlerdir.

İmam Hasan Askeri'nin (a.s) eylemlerinden biri de gaybet dönemi için zemin hazırlamaktı. İmam Mehdi'nin (a.f) gaybet döneminde Şiilerin görevleri nelerdir? Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhurunun zeminini nasıl hazırlamalıyız?

"Mekyalu'l-Mekarim fi Fevaidi'd-Dua li'l-Kaim (a.f)" adlı eserde, İsfahan'ın büyük alimlerinden Seyyid Abdürrezzak'ın oğlu, Fakih-i Ahmedabadi olarak bilinen merhum Ayetullah Seyyid Muhammed Taki Musevi İsfahani, Şiilerin gaybet zamanındaki görevlerini ele almıştır. Bu eserde, İmam Mehdi (a.f) için dua etmek, sadaka vermek ve onu anmak, Şiilerin gaybet zamanındaki görevleri arasında sayılmıştır.

Bir Şii, “İmam-ı Zaman'ın (a.f) nerede olduğu ve bizden ne beklediği?” konusunda endişe duymalıdır. Bu nedenle, bir müminin ilk görevi İmam-ı Zaman'ın (a.f) endişesini taşımaktır. Kendisini geliştirmek, insanları bilinçlendirmek, dua etmek, sadaka vermek ve Nudbe duasını okumak, gaybet zamanında yapmamız gereken işler arasındadır.