Niceleri çıkıp Hamas’a akıl veriyor, Filistin direnişine akıl veriyorlar:

- “Sizin ne gücünüz var, gıdanızı bile dışarıdan veriyoruz”

- “Niye İsrail’i kızdırıyorsunuz, kızdırmayın!”

- “Sivilleri niye öldürüyorsunuz?”

- “Gücünüz denk değil, yapmayın etmeyin, uslu durun!”

- “İsrail’in onuruyla oynadınız, taciz ettiniz.”

Yuh olsun, yuh!

Bu ne yüzsüzlük, bu ne arsızlık?!

İnsanda biraz ar, biraz hayâ olur yahu. Elinden bir şey gelmiyor, hakkı da konuşamıyorsan bari hak sahibine çamur atma be arsız!

“Gücünüz yok” diyorsun Gazze’lilere. Evet, yok; güçleri yok, zayıflar, çaresizler… İyi de peki neden yok?

Çünkü sende ve senin gibi İslam’ın gücünü elinde tutanlarda onur haysiyet yok da ondan! Çünkü koskoca bir ümmet kendini uykuya vermiş de ondan! Çünkü sahip olduğu bütün kaynaklar yağmalanmış, gasp edilmiş, hayat damarları tıkanmış da ondan. Çünkü ona silah yerine ölme diril gıda yardımı yaparak iman kardeşliği vazifesini ifa ettiğini sanan bir ümmet var da ondan! Çünkü sen ve senin gibiler Filistin’in kaynaklarını satın alıp parasını gerçek sahibi değil de İsrail’e ödüyor da ondan!

Gazze’li gücünün İsrail’e denk olmadığını bilmiyor mu? Tabi ki biliyor. Onun tek bilmediği senin ne kadar onursuz olduğundur. Düşmanı başına ateş yağdırırken senin de çamur atmakla meşgul olacak kadar düşebileceğini eminim düşünememişlerdir.

Gazze’li “her gün ölmektense bir gün ölmeye karar verdik” diyor ama sen onun onuru, istiklali, mukaddesatı uğrunda ölmesini bile aşağılıyorsun aşağılık herif!

“Bir topluluğun gücü yoksa onuru da olmayacak” diye bir kural yoktur. Tabi bunu onursuz insanlar anlayamasalar da Filistin direnişinin kahramanları çok iyi anlıyor. Onların istikametini Kerbela’dan müminlere miras kalan “Zillet bizden uzaktır”, “Zilletle yaşamaktansa izzetle ölmeyi yeğleriz” şiarları belirliyor.

Peki, Ne Yapsınlar?

Esaret ne zamana kadar? Abluka ne zamana kadar? Karanlık zindanlar ne zamana kadar? Korkarak ürkerek yaşamak ne zamana kadar? Aşağılanmak, ezilmek, yüzüne tükürülmek ne zamana kadar? Kudüs’ün hürmetinin çiğnenmesini, altının oyulmasını seyretmek ne zamana kadar?

İsrail itlerinin Kudüs’ün mukaddes zemininde sarhoşça, azgınca tepinmeleri seni gücendirmeyebilir ama Kudüs’ün evlatları bu manzaralarla her gün ölüp ölüp diriliyorlar. Sen bunu anlayabilir misin?

Anlayamazsın!

Taptığınız koltuklar, içinde gark olduğunuz refah ve rahatlık, kanınızı bozan “Fetö” zihniyeti, aklınızı bulandıran mezhepçi takıntılar sizi insanlıktan çıkarmış ama yokluk, darlık, kan, gözyaşı, esaret, onlarca yıllık zindanlar, Filistin’in direnişçi evlatlarını insanlıktan çıkaramamış! Onlar hala izzetli, özgür, onurlu yaşama sevdasından vazgeçmiş değiller. Onlar hala insan onuru için yaşar, onursuz yaşamak ölmekten kötüdür düşüncesindeler.

İnanıyoruz ki Allah’ın nusreti ve himayesi yakındır. Allah, direnen mazlumların elinden mutlaka tutacak ve onları onursuz İslam müddeilerine muhtaç bırakmayacaktır.

Olmaz Böyle Bir Şey!

İnsan ne diyeceğini nasıl anlatacağını şaşırıyor. Koskoca ümmet, gelip sinesine yerleşen gasıp, cani İsrail’i ablukaya alamıyor ama İsrail bir tarafı koskoca Müslüman Mısır, bir tarafı deniz olan Gazze’yi ablukaya alabiliyor.

Bunda kim suçlu?

Ümmetin onuru için ölenler mi, yoksa bu zulmü onursuzca seyreden Müslüman yöneticiler, halklar, sen, ben, o, öbürü, derneğimiz, kurumumuz, alimimiz, avamımız, hepimiz.. mi?

Hiçbir şey yapamıyorsak, bari konuşmasını bilsek. Bari mazlumun feryadını tekrar eden bir nefes çıksa hançeremizden. Bari düşmanı değil dostu, zalimi değil mazlumu rencide etmek üzere konuşmasak.

İsrail’i Kızdırmışlarmış, Onuruyla Oynamışlarmış!

İsrail’in onuru mu var? Zalimin onuru olmaz. Onurlu insan bebek öldürür mü, namus çiğner mi, kutsalları ayakları altına alır mı? İsrail sadece vahşi batının gücü ve ümmetin aymazlığına yaslanarak silah zoruna bir halkı yurdundan çıkaran, bütün haklarını gasp eden bir terör şebekesidir.

İsrail’i kızdırmakmış!

Onuru olan her Müslümanın vazifesidir İsrail’i kızdırmak.

“Hz. Muhammed’in ümmetiyim” diyen herkesin vazifesidir, o Rahmet elçisinin düşmanı olan İsrail’i düşman bellemek.

Filistin’li Müslüman senin kardeşinse, kardeşinin katili nasıl senin dostun olabilir? Sen nasıl onu kızdırmaktan çekinirsin?

Filistin’li kadınlar senin bacınsa, onların onurunu, namusunu çiğneyen İsrail’i kızdırmak mı, yoksa okşamak mıdır senin vazifen?

Sen eğer kardeşinin katiliyle, bacının tecavüzcüsüyle hoşsan, gül alıp gül veriyorsan, Allah bin kere belanı versin! Sana bırak Müslümanlığı insan bile denmez.

Canın cehenneme, ne yaparsan yap da bari alçalmayı kabul etmeyene ağız bükme, çamur atma!

Sivilleri Öldürmüşlermiş!

Hiçbir suçu olmayan çocukları öldürmek, aciz yaşlıları öldürmek Müslüman’a yakışmaz. Filistin direnişçileri de atılan iftiraları geçersek böyle şeyler yapmazlar, yapmıyorlar, yapan çıktıysa da münferittir.

Ancak benim toprağımı gasp edip üzerine kurulan her aklı başında yetişkin suçludur. “Çık git benim evimden” dedikten sonra çıkıp gitmezse, kanının da canının da sorumlusu kendisidir.

Hele hele evimi gasp eden o zorba, gaspla yetinmeyip büyük küçük demeden, kadın erkek demeden, yaşlı genç demeden benim kanımı akıtmayı, bana her türlü zulmü mübah görüyorsa… benim böyle bir noktada sivil endişem olmasını kimse bekleyemez.

Siz bunu anlamıyor musunuz?

“Gazeteci, yazar, aydın…” diye geçinen, ekranlarda Müslüman halka İsrail savunusu yapıp, Filistin’i doğrudan dolaylı aşağılayan yüzsüz arsız güruh! Siz bu kadarını anlamıyor musunuz?

Canınız birinden azcık acısa, hiçbir ölçü tanımayan insanlarsınız siz?

Her türlü savunma imkânından mahrum, düzenli ordusu yok, bağımsız devleti yok, hakkını savunan yok, yetmiş beş yıldır esir alınmış bir halk “ilk defa vurulmadan vurmuş, kurşun yemeden kurşun sıkmış” diye niye kuduruyorsunuz? İnsanlık meleği kesiliyorsunuz?

Son Söz

Ey ümmet!

Ey millet!

Bizi yaratanın hatırını gözetelim! Hz. Peygamber’in, Kudüs’ün hatırını gözetelim! Filistin davasına omuz verelim! Ses verelim, feryat edelim.

Her şeyin hesabını yaparken küçük bir hesap da ilk kıblemiz ve Filistinimiz için açalım.

Bugün cumadır, Allah-u Teâlâ’nın senin iki rekât namazına ihtiyacı yok ama Filistin’li kardeşinin senin iki ses yükseltmene çok ihtiyacı var. Namazdan sonra kıblesi olan bütün camilerden ilk kıblemizin işgalcilerini ürkütecek bir ses yükseltelim.

Evet, kıbleye inanıyorsan, kıbleye yöneliyorsan ilk kıblene de sahip çıkacaksın! Buna mecbursun!

Ersan BAYDEMİR