Bismillahirrahmanirrahim
Yazımın ilk bölümünde BATI MEDENİYETİ'nin 19. ve Özellikle 20. Yüzyıldaki ezici Üstünlüğü karşısında İslam Dünyasında TESLİMİYETÇİLİK ve DİRENİŞ, yani Karşı MÜCADELE olarak İki Rakip Fikri akımın geliştiğine şahit olduğumuzdan bahsederek özellikle DEVLET Mekanizmasının (tabii olarak Batılıların da tam desteğiyle) Teslimiyetçilerin elinde oluşundan bahsetmiştim. Yani Teslimiyetçiler ve Direnişçiler arasındaki mücadelenin öyle çok adil ve centilmence olmadığı, özellikle Batılıların Teslimiyetçi Siyasi Lider ve Politikacıların etkisiz kalabileceği durumlar için Yedek lastik olarak ORDU ve ASKERİ Güçleri Askeri İHTİLALCİ olarak kullanışına sadece İslam Dünyasında değil, kendine rakip kabul ettiği özellikle Latin Amerika'daki KOMÜNİST-SOSYALİST akımlar karşısında da nasıl maharetli bir şekilde kullandığı da görmezden gelinemeyecek tarihi gerçeklerdendir.
Batılıların bu ikinci seçenekleri ORDU ihtilalinin de işe yaramadığı ülkelerde Muhalefet Kanadının güçlendirilerek Birlik ve Beraberliğinin bozulması, O ülkeye uygulanan Ambargolarla Ekonomik-Teknolojik Sıkıntılarla Fakirleştirilerek Anarşi ve KAOS'a sürüklenmesi, Irksal çeşitlilik varsa Ayrılıkçı Akımların Maddi, Siyasi ve Askeri Teçhizat alanında tam desteklenerek İsyana kışkırtılması, İdarecilerini elleri altına geçirdikleri Komşu bir Ülkenin O ülke üzerine hücum ettirilmesi gibi Muhaliflerini (Direnişçileri) hizaya getirecek kabul edilmesi asla mümkün olamayacak gayri İnsani ve Ahlakdışı metotları da mevcuttur. Kendini Çağdaş Hür Dünya'nın temsilcisi olarak lanse eden Batılılar hatta kendi elleri altındaki ülkelerdeki muhalefete karşı GLADYO benzeri Suikast Yapılanmalarını oluşturup bu metottan da sıkça faydalanmakta hiçbir insani ve ahlaki sakınca görmezler.
Hemen şimdi aklıma gelen mesela Venezüella'da Devlet Başkanı Hugo Chavez'e karşı girişilen başarısız Askeri Darbe veya sayın Putin Liderliğindeki Rusya'ya karşı girişilen kuşatma ve komşusu Ukrayna ile kaçınılmaz bir Savaşa sürüklenmek zorunda bırakılması, İslam Dünyasında Burhanettin Rabbani ve Genelkurmay Başkanı Ahmet Şah Mesud'a karşı TALİBAN ve Irak Devleti Hükümetiyle Suriye'de Beşar ESAD liderliğine karşı girişilen DAEŞ (Irak-Şam İslam Devleti) mezhebi tekfirci Terör Dalgası ve hatta Libya'nın asi lideri Muammer Kaddafi'ye 1980'li yıllardan beri girişilen ABD ve NATO Müdaheleleri yukarıda yazdıklarıma örnek gösterilebilir. Yalnız hemen yanı başımızda gerçekleşen bir muhteşem İran İnkılabı mevcut ki Batılıların diğer Muhalif ülkelerde uyguladığı farklı yöntemlerin hepsi birden önderleri aleyhinde çok kısa aralıklarla yürürlüğe konmasına ve kendisini destekleyecek hiçbir Ülke veya Güç Unsuru bulunmamasına rağmen giriştiği amansız bir mücadeleyle bütün bu komploları alt etmesini bilmiştir.
Kendi topraklarındaki hâkim ABD ve İSRAİL uşağı bir Diktatör Şahlık Rejimine karşı 1960'lı yıllardan itibaren giriştiği mücadelede halkından yüz bine yakın insanını Şehit vererek 1979 Şubat'ında düzeni değiştirip “İslam Cumhuriyetine” çeviren İmam Ruhullah Humeyni'nin (r.a) düşmana karşı tavizsiz, Yılmaz ve Basiret dolu Devrimci Ruhunun önemli rolü görmezden gelinmemeli bence.
Ülkesindeki İşbirlikçi ve Liyakatsiz Din Alimleri ve Siyasetçiler (Cumhurbaşkanı Beni Sadr, Ayetullah Şeriatmedari-Munteziri), ABD Elçiliğinin devrime karşı giriştiği yıkıcı Casus faaliyetlerine karşı girişilen Tehine krizi ve ABD Ordusunun fiyaskolu Tabes Çölü Baskınına alaycı Cevap (ABD hiçbir halt edemez!), Irkçı ve bölücü İsyan ve ayrılıkçı hareketleri (Kürt İsyanları), tüm Dünyaca desteklenen ve ülkemizdeki Milli Görüş Hareketi tarafından ABD'nin “Av Köpeği” olarak tariflenen Saddam Canavarının idaresindeki Irak'ın Ülkesine dayattığı Savaş, Hac merasimindeki tek suçu “kahrolsun ABD, kahrolsun Sovyetler, kahrolsun İsrail” yazılı pankartlarla müşriklerden BERAAT yürüyüşleri düzenleyerek Ümmeti uyandırmak çabasında olan İranlı yüzlerce Hacı adayının Mekke Kutsal topraklarında Suudi Rejimince katledilmesi, ABD savaş gemilerince Sivil Uçaklarının düşürülmesi, Peygamberimize Akıl almaz iğrenç iftiraların atıldığı Şeytan Ayetleri kitabının Mürtet Salman Rüşdi'ye yazdırılarak Penguen Yayınlarınca basılması fitnelerine karşı İzzet dolu Onurlu bir direnişe imza atmayı başarmıştır İran Devrimi. Ülkesindeki Takviminden halkın Giysi Kültürüne kadar 180 derecelik bir dönüşüme imza atan İran Devrimi "Allah'ım! Sadece Müslümanların İbadethanelerinden değil Hristiyan Kiliselerinden dahi "Kahrolsun Amerika, Kahrolsun İsrail!" feryatlarının yükselmesini sağlamamız yolunda bize başarı nasib et!" diyen muazzam öngörüş sahibi Liderinin eliyle Komünist SOVYETLER BİRLİĞİ lideri Gorbaçov'a "Sakın bu Kapitalist Sömürgeci Batılıların tuzağına düşme!" tarzı uyarıcı bir mektubu NEBEVİ Sünnet'in ihyası, dirilişi olarak 20. Yüzyılın Siyaset Kayıtlarına kaydettirebilmekteydi.
1989 yılında Komünizm çöküp NATO'nun varlığı sorgulanır hale geldiğindeki İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'in "Evet, Dünya Komünizm Belasından kurtulmuş olabilir ama şimdi de önümüzde İslam Tehlikesi belirmiştir!" uyarısındaki İSLAM sözcüğünden kastının NATO Türkiyesi veya tekfirci zihniyetiyle İslam Aleminin başına bela olmuş bir SUUDİ ARABİSTAN KRALLIĞI olmadığı ve kastının yeryüzündeki İslami DİRENİŞÇİLERİN idaresindeki tek ülke İRAN İSLAM CUMHURİYETİ olduğu görebilene gün gibi aşikardır.
45. Yılını kutlamakta olan İRAN İSLAM İNKILABI'nın Sömürgeci ve İstikbarcı BATILILARA karşı giriştiği NEBEVİ-MUHAMMEDÎ direniş metot ve mesajlarının RUSYA'DAN, VENEZÜELLA-KÜBA-BOLİVYA vb. Ülkelere kadar anlaşılabilmesine rağmen, Ehli Sünnet Dünyasındaki neredeyse tek başarılı takipçisinin FİLİSTİN HAMAS ve İSLAMİ CİHAD gibi diğer DİRENİŞ Yöneticilerinde sınırlı kalması gerçekten çok acıdır. Tabii ki İRAN İSLAM DEVRİMİ'nin bu başarıları sayesinde İslami DİRENİŞ hareketleri İstikamet bularak ABD ve BATILILAR'la onların içlerindeki jandarmaları Siyonist İsrail'le mücadele temelinde BATILILARIN Dünya Hegemonyasına karşı çok güçlü bir atağa geçmiş; ülkemiz Türkiye'den Bosna'ya, Afganistan'dan Pakistan-Tacikistan'a, Müslüman Kardeşler'in merkezi Mısır'dan Cezayir-Tunus'a her yerdeki mücadele Ruhu tavan yapmıştı.
Fakat bugün gelinen noktada ABD ve BATI destekli Siyonist İsrail'in FİLİSTİN ve GAZZE'de giriştiği akıllara durgunluk veren SOY KIRIM'a seyirci kalmayı bırakın Ona en büyük destek nitelenebilecek TİCARİ desteklerini bile sonlandırmayı aklından geçiremeyen bir 50 küsür devletli İSLAM İŞ BİRLİĞİ TEŞKİLATI var karşımızda. İsrail aleyhinde Atan, Tutan, Kesen ve hatta tehditler savuran bu ülkelerdeki halkların BOYKOT hareketlerini dahi etkisiz kılan ve DEVLETLERİMİZİN BATI ve İSRAİL Karşısında Ticari ve Siyasi bağımlılığının ne kadar güçlü olduğunu ortaya çıkardı Kahraman Filistinlilerin giriştiği bu AKSA (FURKAN) TUFANI harekatı. Ve tam 45 Yıl önce İRAN İSLAM CUMHURİYETİ'nden yankılanan "Kaderlerinizin BEYAZ SARAY'da yazılmasına müsaade etmeyin!" Sloganının taa Güney Amerikalardan Güney Afrika Cumhuriyeti’ne, PUTİN Rusya'sından, ÇİN HALK CUMHURİYETİ'ne duyulup anlaşılmasına rağmen FİLİSTİN HAMAS, LÜBNAN, SURİYE, IRAK ve YEMEN harici 50 Küsür İslam Devletinde bir MANA TAŞIMAMASI'nın yanında bu DİRENİŞ ÜLKELERİNE karşı Düşmanlığın doruk noktalara tırmanması mevzusu ise apayrı bir DERİN ARAŞTIRMA konusudur.
Saygılarımla
Ali OLUZ
10 Şubat 2024
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024