Bugun...



Peygamberlerin Aile İçi Sorunlarla Karşılaştıklarındaki Yöntemleri -2

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 03-07-2024 15:38

Peygamberlerin Aile İçi Sorunlarla Karşılaştıklarındaki Yöntemleri -2

Aile problemleri ve fiziksel cezalandırma

Kur'an-ı Kerim, uyumsuz eşle başa çıkma yöntemi konusunda öğüt ve duygusal yaptırımın etkili olmadığı durumlarda üçüncü aşama olarak dövme önerisinde bulunur:

وَالّٰتی تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِی الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّۚ.

“...ve kadınlardan, itaatsizliklerinden korktuğunuz takdirde, onları uyarın, yataklarında yalnız bırakın ve (hala uslanmazlarsa) onları hafifçe dövün.” [1]

Bu çözüm, uyumsuz eşin bedensel olarak cezalandırılması çeşitli tartışmalara yol açmıştır ve bu konuda uzmanlar farklı yorumlar yapmışlardır. Bazıları, ayetteki "وَ اضْرِبُوهُنَّ" (vezribuhunne) ifadesini bedensel ceza anlamında değerlendirmiyor; aksine, bunu psikolojik bir ceza ve yaptırım olarak kabul ediyorlar. Çünkü dövme konusunda “şiddetli olmamalı” şartı getirilmiştir; yani, fiziksel zarar ve acı vermemelidir. Aksi takdirde diyet ödemeyi gerektirir ve dövme esnasında yüz, göz gibi hassas bölgelerden kaçınılmalı ve darbe tek bir yere değil, yaygın bir şekilde olmalıdır. [2]

 

İmam Bakır'dan (a.s) gelen bir rivayette, ayette geçen "dövme" kelimesi, “misvak (diş temizleme çubuğu) ile vurmak” olarak yorumlanmıştır. [3] Bu tür vurma, genel anlamda dövme anlamına gelmez ve fiziksel bir ceza olamaz; çünkü herhangi bir fiziksel zarar vermez. Erkek, bu tür bir vurmayla kadına olan en büyük nefret ve rahatsızlığını belirtmek ister.

 

Bazıları ise, ayetteki “dövme” ifadesini “göğse el koymak ve itmek” olarak anlamışlardır; çünkü bir olayda Hz. Peygamber (s.a.a) eşi Aişe’yi bu şekilde terbiye etmiştir ve bu davranış ayetteki "dövme"nin yorumudur. Bunun yanında, Hz. Peygamber'in (s.a.a) asla Allah yolunda savaşmak veya ilahi sınırlardan birini uygulamak dışında kimseye vurmadığı ve elle ceza vermediği söylenmiştir. [4]

 

Bazı fıkıhçılar, ayette geçen "dövme" ifadesini, “kadını itaat etmeye ve uyum sağlamaya” zorlamak amacıyla, çocukları terbiye eder gibi fakat intikam amacı gütmeden, hafif bir fiziksel ceza olarak anlamışlardır. Bu fiziksel cezanın zarar ve bedensel hasar vermemesi gerektiğini şart koşmuşlardır.

Bu tür vurma, hafif bir fiziksel ceza türüdür; ancak kadın üzerinde oluşturduğu etki nedeniyle korku uyandırır ve bu da kadının kocasına boyun eğmesine neden olur.

Bu sözün anlamı, “Allah'ın hükmünün kadın üzerinde bir vesayeti olduğudur, erkeğin kadın üzerinde vesayetçi olması değil”. Bu nedenle koca, böyle durumlarda kadını kötü davranıştan men etme kapsamında cezalandırır, başka durumlarda değil; ev işlerini yapmaması gibi durumlarda bile.

Her halükârda “dövme”, ister “ceza veya psikolojik ceza” anlamında olsun veya isterse Kur'an'ın, erkeğin itaatsiz bir eşle başa çıkması için önerdiği bir yöntemdir. Hz. Eyyüb’ün (a.s) de ihmalkâr davranan eşi için “dövme” yöntemini kullandığı bildirilmiştir:

وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثًا فَاضْرِبْ بِه۪ وَلَا تَحْنَثْ.

(Eyyüb’e) "Eline bir demet ekin sapı al ve onunla vur ve yeminini bozma" dedik. [5]

Bu ayete göre, Hz. Eyyüb (a.s), eşini cezalandıracağına dair yemin etmişti; fakat eşinin ne gibi bir ihmalkârlığı olduğu ve Hz. Eyyüb'ün (a.s) onu nasıl cezalandırmak istediği ayette açıkça belirtilmemiştir. Ancak bu ayet her halükârda, eşin bedensel olarak cezalandırılmasının bazı durumlarda yaygın olduğunu özetlemektedir.

 

Üç yöntem olan “öğüt”, “uzaklaşma” ve “dövme”, aile içi sorunların aile içinde çözülmesi ve yabancıların bir ailenin sorunları ve sırları hakkında bilgi sahibi olmaması için düşünülmüştür; ancak, bu üç yöntemin sorunu çözmede etkili olmadığı durumlarda, bu tür bir sorunu çözme yetkisine sahip bir veya birkaç kişiye başvurulması gerektiği kaçınılmazdır.

 

Aile sorunlarının çözümünde hakemlik

Kur'an'ın aile anlaşmazlıklarını çözmek için önerdiği yöntemlerden biri hakemliktir:

وَ إِن خِفْتُمْ شِقَاقَ بَیْنِهِمَا فَابْعَثُوا حَکَمَا مِنْ أَهْلِهِ وَ حَکَمَا مِنْ أَهْلِها إِنْ یُرِیدا إصْلاحاً یوفق الله بَیْنَهُما إن الله کان علیماً خبیراً

 “Ve eğer onların arasının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Eğer bu hakemler uzlaşmak isterlerse, Allah onların arasını bulur. Şüphesiz Allah, her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır.” [6]

 

Bu ayet, kadın ve erkek arasındaki anlaşmazlığı gidermek ve boşanmayı önlemek için aşağıdaki avantajlarla bir aile mahkemesi önerir:

  • Her iki aileden olan hakemler faziletli olmalıdır ki daha fazla bağlılık ve iyi niyet gösterirler.
  • Bu mahkeme bütçe gerektirmez.
  • Bu mahkemede anlaşmazlıkların çözümü hızlıdır, dosya birikmesi ve idari sorunlar yoktur.
  • Mahkeme sırları yabancılara ulaşmaz ve anlaşmazlıklar kendi aralarında kalır.
  • Hakemler kendi ailelerinden oldukları için taraflarca güvenilir kabul edilirler. [7]

 

Bu yöntem, Kur'an'da üç yöntem olan “öğüt”, “uzaklaşma” ve “dövme” yöntemlerinden sonra gelir; ancak bu yöntemlerin sıralamasını belirlemek mümkün değildir. Bu üç yöntem de bağlaç “ve” ile belirtilmiştir; ancak yorumcular bu yöntemlerin sırasını bağlamdan çıkarırlar veya bu yöntemleri kötülüğü önlemenin bir yolu olarak kabul ederler ki bu durumda kötülüğü önlemede kolaydan zora doğru bir aşama izlenmelidir.

 

Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) bir sözünde, “hakemlik” yönteminin bu üç yöntemden sonra uygulanacağı belirtilmiştir. Önce koca, kendi sözleriyle kadına öğüt verir. Eğer kadın itaate dönerse, koca onu sorgulama hakkına sahip değildir. Eğer bu etkili olmazsa, yatağını ayırır ve eğer kadın hala vazgeçmezse, onu döver. Eğer dövme de etkili olmazsa, bir hakem seçer. [8]

 

Boşanma, Aile Sorunlarının Son Çözümü

Aile anlaşmazlıklarını çözmenin son yolu boşanma ve ayrılıktır. Aslında boşanma ile aile düzeni diye bir şey kalmaz.

Boşanma, uyumsuz eşlerin birbirinden ayrılması için meşru ve izin verilen bir yöntemdir; ancak dini öğretilerde çok kötülenmiştir. Çiftler ve bazen de çocuklar üzerindeki sonuçları nedeniyle “Allah katında en sevilmeyen helal” olarak kabul edilmiştir. Özellikle erkek ya da kadının çeşitlilik arayışı nedeniyle gerçekleşen boşanmalar çok nefret edilir ve bunu yapan kişi Allah’ın lanetine uğrar. Boşanmanın gerçekleştiği ev, Allah katında en nefret edilen evdir.

 

Hz. Peygamber'in (s.a.a) “boşanma” ile ilgili buyurmuş olduğu şu sözü çok önemlidir: “Cebrail, kadınlar hakkında bana o kadar çok tavsiyede bulundu ki, boşanmalarının zina suçu işlemedikçe caiz olmadığını düşündüm.” Ancak bazı peygamberlerin yaşamlarında da zorunlu ve çaresiz kaldıklarında bu yöntemi kullandıkları görülmektedir.

 

Bazı rivayetlerde, Hz. İbrahim'in (a.s) oğluna, şükretmeyen ve kötü ahlaklı olan eşini boşamasını emrettiği ve Hz. İsmail'in (a.s) bu emri yerine getirerek eşini boşadığı belirtilmiştir.

Peygamber Efendimizin (s.a.a) eşleri, peygamber ailesinin onuruna uygun olmayan maddi imkanların genişletilmesini talep etmişlerdi. Bu istek üzerine Hz. Peygamber (s.a.a) onları, “kendi özel koşulları altında yaşamaya devam etmek” ya da “boşanmak” arasında muhayyer ve seçme hakkı olduklarını bildirmiştir:

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِاَزْوَاجِكَ اِنْ كُنْتُنَّ تُرِدْنَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا وَزِينَتَهَا فَتَعَالَيْنَ اُمَتِّعْكُنَّ وَاُسَرِّحْكُنَّ سَرَاحًا جَمِيلًا وَاِنْ كُنْتُنَّ تُرِدْنَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَالدَّارَ الْاٰخِرَةَ فَاِنَّ اللّٰهَ اَعَدَّ لِلْمُحْسِنَاتِ مِنْكُنَّ اَجْرًا عَظِيمًا.

Ey Peygamber! Eşlerine de ki: "Eğer dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, gelin size mal bağışında bulunayım da, sizi güzel bir şekilde serbest bırakayım. Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu istiyorsanız, (bilin ki,) Allah, içinizden iyi olanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır." [9]

 

Hz. Peygamber'in (s.a.a) eşleri, bu ayetin inmesinin ardından aşırı isteklerinden vazgeçtiler ve hepsi, önceki şartlarla birlikte yaşamlarına Hz. Peygamber (s.a.a) ile devam etmeye razı oldular. Ancak bu olay, Hz. Peygamber'in (s.a.a) eşlerinin bazen uyumsuzluk gösterdiğini ve Hz. Peygamber'in (s.a.a) böyle durumlarda tümünü veya bazılarını boşayabileceğini göstermektedir. Ayrıca Hz. Peygamber'in (s.a.a) yaşamında iki boşanma vakası bildirilmiştir.

 

Bunlardan ilki Hafsa'nın boşanmasıdır. Hz. Peygamber (s.a.a), Hafsa'yı boşadı ve daha sonra tekrar geri aldı. [10] Boşanmanın nedeni, Hafsa'nın doğuştan sert ve kaba olması ve Hz. Peygamber (s.a.a) ile evlenmeden önce bir süre dul kalmasının bu sert mizacında etkili olmasıdır. Hatta babası Ömer, onun bu huyunu bildiği için sürekli olarak Hz. Peygamber (s.a.a) ile iyi geçinmesi gerektiğini öğütlerdi.

Belki de bu boşanma ve geri alma olayının hikmeti, Hafsa'ya Hz. Peygamber (s.a.a) ile nasıl bir ilişki içinde olması gerektiğini öğretmekti. Esasen, Ric’i ve geri dönüşlü boşanmanın hikmetlerinden biri de, bu süre zarfında uyumsuz eşlerin durumu anlayıp tekrar birlikte yaşamaya dönme ihtimalidir.

 

İkinci boşanma vakası ise, Numan'ın kızı Ümime’nin (Esma) boşanmasıdır. Hz. Peygamber (s.a.a) onu nikahına aldı; ancak bu kadın, bir Arap hükümdarının kızı olduğu için kibirli, gururlu ve üstünlük taslayan biriydi ve Hz. Peygamber'in (s.a.a) eşi olmaya uygun değildi. Bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.a), onu nikahlandıktan sonra ve birlikte olmadan önce nazik ve şefkatli bir şekilde boşadı ve bir daha geri dönmedi.

 

Her durumda, “boşanma” birbirlerini anlamakta tamamen yetersiz kalan ve sağlıklı bir yaşam sürdüremeyen çiftler için mantıklı bir çözüm yoludur.

 

-----------

[1]- Nisa, 34.

[2]- Keşfü’l-Lisam, c.7, s.519.

[3]- Mecmeü’l Beyan, c.3, s.69.

[4]- Müsnedi Hambel, c.6, s.31.

[5]- Sâd, 44.

[6]- Nisa, 35.

[7]- Tefsiri Nur, c.2, s.64.

[8]- Tefsiri Kebir (Mefatihü’l Ğayb), c.10, s.72.

[9]- Ahzâb, 28 ve 29.

[10]- Müsnedi Hambel, c.3, s.478.




Bu haber 692 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAŞAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI