Bugun...



Kur’ân-ı Kerîm’de Haccın Önemi

Hac, milliyetçi, kavmiyetçi ve ırkçı önyargıları kıran; coğrafi sınırların engelini aşan bir ibadettir.

facebook-paylas
Tarih: 02-06-2025 15:54

Kur’ân-ı Kerîm’de Haccın Önemi

Bismillahirrahmanirrahim

 

Müslümanlar, her yıl ortak bir mekânda, aynı ibadetleri yerine getirerek bir araya gelirler. Bu toplu buluşmada hem ibadet ve hem de siyasi içerikli slogan ve ritüellerle Allah’ın ipine sarılır; hac ibadetinden çeşitli faydalar elde ederler.

 

Hac, İslam toplumunun birlik ve beraberliğini gözler önüne seren büyük bir gösteridir. Her Müslüman, hayatın bağlayıcı unsurlarından sıyrılarak ve günlük meşguliyetlerden uzaklaşarak bu büyük toplu ibadete katılmakla mükelleftir.

 

Kur’ân-ı Kerîm, Allah’ın ebedî mucizesi, asla kurumayan bir pınar, derinliğine ulaşılamayacak engin bir deryadır. Onun azameti, Yüce Allah’ın kelamı ve sonsuz ilminin bir yansıması olmasındadır. Beşerî aklın sınırlı imkânları, Kur’ân’da saklı sır ve hazinelerin tümüne ulaşmaktan acizdir. Kur’ân üzerinde yapılan araştırmalar ne kadar artarsa, onun gizemleri ve hikmetleri de o denli daha belirgin hâle gelir. İlahi kelamda gizlenmiş hazine değerindeki konulardan biri de hac ibadetidir. Hac ne kadar çok incelenirse, anlam ve sırları da o kadar açık hale gelir.

 

Hac ibadeti birçok boyut içermektedir. Bu boyutlardan biri, Müslümanların dünyanın farklı noktalarından bir araya gelmesiyle kurulan siyasi bağdır. Bu buluşma sayesinde Müslümanlar birbirleriyle tanışır, kaynaşır ve aralarında birlik ve beraberlik tesis edilir. Gerçekte hac ibadeti, Kâbe ve ortak kıble sayesinde Müslümanları birbirine bağlayan, onların birliğini sağlayan en güçlü vesiledir.

 

İbadetin ruhu Allah’a yönelmek ve siyasetin ruhu ise, Allah’ın kullarına yönelmektir. Tek tip kıyafet, düzenli ve toplu hareket, ibadetlerin belirli bir yöne (Kâbe’ye) doğru yapılması gibi unsurlar öyle bir bütünlük oluşturur ki, sanki tüm Müslümanlar bir bedenin parçaları gibidir. Bu ortamda Müslümanların kalpleri her zamankinden daha fazla birbirine yaklaşır ve hac, farklı ırk ve sosyal sınıflardan gelen Müslümanların kalplerini birleştiren son derece etkili bir unsurdur. Hac, milliyetçi ve kavmiyetçi önyargıları kırarak, coğrafi sınırları aşar. Her yıl Müslümanlar aynı mekânda, ortak ibadetlerle buluşur; dualar ve ibadetler eşliğinde Allah’ın ipine sarılır; hacdan birçok fayda elde ederler.

 

Nitekim Yüce Allah şöyle buyurur:

وَ أَذِّن فِی النَّاسِ بِالْحَجِّ یَأْتُوکَ رِجَالاً وَ عَلَی کُلِّ ضَامِر یَأْتِینَ مِن کُلِّ فَجّ عَمِیق لِّیَشْهَدُواْ مَنَـفِعَ لَهُم…

“İnsanları hacca çağır; gerek yaya olarak ve gerekse yorgun binekler üzerinde, uzak yollardan gelsinler ki kendilerine ait birtakım faydalara şahit olsunlar...” [1]
 

Allah-u Teâlâ, Kâbe’yi yalnızca ibadet için değil, [2] aynı zamanda insanlar için bir bereket ve hidayet kaynağı olarak belirlemiştir. [3]

Müslümanların toplandığı bir merkez ve güvenli bir sığınak olarak tayin etmiştir. [4]-

Kıyam yeri olarak belirlemiştir. [5]

Allah’ın evini ziyaret etmek, yol bulabilen herkesin üzerindeki bir hak olarak tanımlanmıştır [6]

İnsanlar dünyanın her yanından yola çıkıp Kâbe’ye gelir, orada Allah’ın adını anar, Allah’ın kendilerine verdiği rızıkları paylaşır, muhtaçları doyurur, nefislerini arındırır ve Beyt-i Atîk’i tavaf ederler. Neticede kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse, bu onun Rabbi katında daha hayırlı olur. [7]

Kur’ân’a göre hac ibadetinin en önemli etkileri şunlardır:

a) Hac ve umreyi eda etmenin amacı Allah’a yakınlaşmaktır:

وَأَتِمُّواْ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لِلَّهِ

“Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın.” [8]

b) Hac mevsiminde ticari faaliyetlerde bulunmak meşrudur:

لَیْسَ عَلَیْکُمْ جُنَاحٌ أَن تَبْتَغُواْ فَضْلاً مِّن رَّبِّکُمْ

“Rabbinizin lütfundan rızık aramanızda bir sakınca yoktur.” [9]

c) Eşitlik ve ayrımcılığın kaldırılması:

سَوَآءً الْعَـکِفُ فِیهِ وَ الْبَادِ

“Orada kalanla dışarıdan gelen orada eşittir.” [10]

d) Şehvet, günah ve tartışmalardan kaçınma gereği:

الْحَجُّ أَشْهُرٌ مَّعْلُومَـتٌ فَمَن فَرَضَ فِیهِنَّ الْحَجَّ فَلاَ رَفَثَ وَلاَ فُسُوقَ وَلاَ جِدَالَ

“Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca niyet ederse, hacda cinsel ilişki, günah ve kavga yoktur.” [11]

e) Hac ibadetinin maddi ve manevi faydaları:

لِّیَشْهَدُواْ مَنَـفِعَ لَهُمْ

“Kendilerine ait faydalara şahit olsunlar.” [12]


İmam Rıza (a.s)’a göre bu faydalar hem maddi ve hem de manevidir; hatta geniş anlamda hepsi manevi kabul edilir.

 

Kur’ân’da başka bir ayette ise, şöyle buyrulmaktadır:

و لله علی الناس حج البیت من استطاع الیه سبیلا و من کفر فان الله غنی عن العالمین

“Allah için, ona bir yol bulabilen herkesin Beytullah’ı haccetmesi gerekir. Kim inkâr ederse bilsin ki Allah, âlemlerden müstağnidir.” [13]

 

Bu ayet, hac ibadetinin farz oluşuna delalet eder. Ancak bu farz oluş, diğer ibadetlerin farz kılınışından farklı şekilde ifade edilmiştir. Bu ayette haccın farz oluşu, namaz ve zekâtın farz olması gibi değil, belki tüm insanlığa yüklenen ilahi bir ahit ve misak olarak takdim edilmiştir. Ayrıca, 'Ve Allah'ın insanlar üzerinde Beyt'i haccetme hakkı vardır' ayeti hakkında bazı müfessirler, bu ayetin 'Allah üzerine hac farzdır' yerine 'Allah'ın insanlar üzerinde hac farzdır' şeklinde kullanıldığını söylemişlerdir. Görünüşe göre bu genel kapsayıcılık nedeniyle, bu mübarek ayet nazil olduğunda Allah Resûlü (s.a.a) Yahudiler, Hristiyanlar, Mecusîler, Sâbiîler, müşrikler ve Müslümanlardan oluşan toplulukların liderlerini bir araya getirerek bu ayeti okumuş ve onlara şöyle buyurmuştur: “Allah size haccı farz kılmıştır.”

Allah-u Teâlâ, hac ibadetinin evrensel boyutunu şu ifadeyle pekiştirir:

ان اول بیت وضع للناس

“Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ev” [14]

Ve daha fazla vurgu yapmak için şöyle buyurdu:


جعلناه، للناس سواء العاکف فیه

“Orada kalanla dışarıdan gelen eşittir.” [15]

 

Kur’ân’da hac ile ilgili birçok ayet vardır; bu yazıda sadece bazılarına yer verilmiştir.

 

 

 

----------

[1]- Hac, 27-28.

 

[2]- Kureyş, 3.

 

[3]- Âl-i İmrân, 96.

 

[4]- Bakara, 125–129.

 

[5]- Maide, 97.

 

[6]- Âl-i İmrân, 97.

 

[7]- Hac, 27–30.

 

[8]- Bakara, 196.

 

[9]- Bakara, 198.

 

[10]- Hac, 25.

 

[11]- Bakara, 197.

 

[12]- Hac, 28.

 

[13]- Âl-i İmrân, 97.

 

[14]- Âl-i İmrân, 96.

 

[15]- Hac, 25.




Bu haber 275 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI