Tweet |
Camlıkahve Ehlibeyt Mescidi'nde cuma namazı eda edildi. Cuma namazı öncesi mimbere çıkan Türkiye'deki Ehlibeyt Alimlerinin çatı kuruluşu Ehlader Genel Başkanı Kadir Akaras cemaate seslendi.
Vahdet Haftası'nın manevi atmosferinde, Hz. Muhammed (s.a.a) ve İmam Sadık’ın (a.s) doğumu vesilesiyle önemli mesajlar verildi.
Ehlader Başkanı, bu özel günlerin Kur'an perspektifinden incelenmesi gerektiğini belirterek, takvanın ölçüsünün Peygamber'in hayatı ve sünneti olduğunu vurguladı. Müslümanların, Kur'an'daki "takva" kavramını yalnızca ibadetle değil, İslami sorumluluklarını yerine getirme yetisi olarak değerlendirmesi gerektiğini ifade etti.
Akaras, Peygamber’in doğum günü kutlamalarına yönelik eleştirilerin arttığını hatırlatarak, bu eleştirilerin, Peygamber’in yaşam biçimi ve sünnetiyle çeliştiğini vurguladı. Peygamber'in doğumunu kutlamanın, bu nimete şükür etme anlamı taşıdığını belirtti. Ancak bazı kişilerin, kendi düşüncelerini dayatmak amacıyla farklı ritüellere yöneldiğini ve bu konularda derinlemesine düşünmeden hareket ettiğini ifade etti.
Peygamber'in, küfre karşı sert tutumunun ve ashabının ona olan itaatinin, toplumun birlikteliğini sağladığını belirten Akaras, bu birlikteliğin Peygamber’in vefatından sonra zayıfladığını vurguladı. Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında mucizeler yaratan topluluğun, rehberin etrafında kenetlenmesinin ardından, zamanla parçalandığını ve çeşitli görüşlerin ortaya çıktığını söyledi. Bu ayrışmanın, liderlikten uzaklaşmanın ve tekilleşmenin bir sonucu olduğunu ifade etti.
Ehlader Başkanı, Müslümanlar arasında merhamet ve yumuşaklık eksikliğine dikkat çekerek, kendi aramızda sertleşmenin, diğer dinlere karşı daha merhametli olma eğiliminde olmamızla çeliştiğini belirtti. Bu durumun, İslam dünyasında ciddi sorunlar doğurduğunu, Müslümanların birbirlerine karşı daha yumuşak ve düşmanlarına karşı sert olmaları gerektiğini vurguladı.
Sonuç olarak, Akaras, Peygamber'in sünnetine ve öğretisine bağlı kalmanın, İslam toplumunun vahdeti için hayati önem taşıdığını ifade etti. Müslümanların, geçmişteki deneyimlerden ders alarak, birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri gerektiğini dile getirdi. Bu kutlu günlerin, toplumsal barış ve kardeşliğin pekişmesi için bir fırsat olduğunu belirtti.
Ehlader Başkanı Akaras, Allah’ın Kur'an'da vaatlerinden biri olan mehdeviyeti vurgulayarak, “Biz irade ettik, yeryüzünde ezilenleri yeryüzünün önderleri kılalım” ayetini hatırlattı. Bu ayetin henüz evrensel anlamda gerçekleşmediğini, ancak belli dönemlerde ve coğrafyalarda yaşandığını belirtti. Akaras, bu vaadin mutlaka gerçekleşeceğini, ister İmam Mehdi (a.s) ister Mesih olarak adlandırılsın, yeryüzünün mazlumların egemenliğine gireceğini söyledi. Mazlumlar ve salihlerin bu süreci gerçekleştireceğini ifade etti.
Salih bir toplumun varlığına dikkat çeken Akaras, bu toplumun zamanla baskılara maruz kalacağını belirtti. "Salih" olmanın bedelinin ezilmek olduğunu vurguladı; çünkü bütün peygamberler ve imamlar bu noktada fedakârlık yapmıştır. Bugün direniş cephesinin tanımını yaparken, herhangi bir dini, siyasi veya mezhepsel görüşü kastetmediğini, emperyalizme, Siyonizm'e ve sömürüye karşı duran herkesin bu cephede yer aldığını dile getirdi.
Örnek olarak, Şehit Ayşenur Ezgi Eygi'yi gösteren Ehlader Başkanı, bu tür bireylerin direniş cephesinde yer aldığını, dini veya siyasi görüşlerini bilmediklerini, fakat zalime karşı durarak mücadele ettiklerini belirtti. Direnişin, zulme karşı durmakla tanımlandığını ifade eden Akaras, zalime boyun eğenleri tercih etmenin mümkün olmadığını söyledi.
İşgalci İsrail’i mutlak şer olarak nitelendiren Akaras, ABD’nin ve Siyonist İsrail’in insanlığa zarar veren bir doğası olduğunu, onlardan hiçbir fayda umulmaması gerektiğini vurguladı. Lübnan’daki son saldırıları örnek göstererek, bu durumun, ABD ve Batı’nın bu tür saldırıları desteklemesine rağmen, insanlık ve vicdan değerlerinin hiçe sayıldığını belirtti.
Ehlader Başkanı, bazı Müslümanların ABD ve Siyonist İsrail ile iyi ilişkiler kurarak zarar görmeyeceklerini düşündüğünü, ancak bu kişilerin gerçekleri göremediğini ifade etti. Siyonist İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırısının, yalnızca bölgeye değil, tüm dünyaya yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı. Hizbullah’a karşı oluşturulmaya çalışılan baskının, halkın bu duruma hazırlıklı olmasıyla sonuçlanacağını belirtti. Lübnan halkının Hizbullah’a büyük destek verdiğini, çünkü düşmanın kim olduğunu bildiğini söyledi.
Seyyid Hasan Nasrallah’ın Gazze için mücadele kararlılığını ve bu saldırıların Direniş Cephesi'ni güçlendireceğini ifade ettiğini belirten Akaras, bu durumun direnişin asla sona ermeyeceğini gösterdiğini vurguladı. Akaras, direnişin, emperyalizme ve zulme karşı durmanın bir sembolü olarak önemli bir yer tuttuğunu belirtti.
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024