xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
Bugun...



Ali Kimdir?

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Güncelleme: 13-01-2025 15:34:01 Tarih: 13-01-2025 15:20

Ali Kimdir?

* Ali (a.s) özellikleri ve güzellikleriyle eşi, emsali olmayan benzersiz bir şahsiyettir.

 

* Daha hayata ilk adımını atacağı günde Rabbimiz onu kendi evinde mihman etmiş ve Beytullah’ta ağırlamıştır. Evet, Ali Kâbe’nin oğludur.

 

*  Henüz bebek yaştayken onu risalet elinin eğitim ve terbiyesine emanet etmiş ve İlahi, İslami öğretileri birinci elden öğrenme ve risalet gölgesinde adım adım eğitilmesine imkân sağlamıştır.

 

* Resul-i Kibriya (s.a.a) risalet ve nübüvvete seçildiğinde, ona ilk iman etme ve onunla ilk namaz kılma şeref ve iftiharına nail olmuştur.

 

* İslam’ı, Kur’an’ı, Resulullah’ı savunmak için katıldığı bütün savaşlarda Allah Resulü’nün sancaktarı olmuş ve hepsinde başrolü oynamış, Allah’ın yenilmez aslanı lakabını hakkıyla almış ve Hz. Cebrail yerle gök arasında “Ali gibi bir yiğit ve Zülfikar gibi kılıç yoktur” diye nida etmiştir.

 

* Hayber savaşında ondan önce gönderilen birkaç müfreze, Hayber’i fethetmeden geri geldikten sonra “Yarın bu sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki Allah’ı ve Resulü’nü sever, Allah ve Resulü de onu sever; o Kerrar’dır, ferrar değil!” buyurmuş ve bir gün sonra sancağı ona vermiş ve “Ya Ali! Git ve Hayber’i fethetmeden geri dönme!” buyurmuştu; o da öyle yapmış ve o günden itibaren “Fatih-i Hayber” lakabıyla anılmaya başlamıştı.

 

* Hendek savaşında koskoca hendeği atıyla sıçrayıp karşı tarafa geçen müşriklerin büyük savaşçısı Amr bin Abdeved, Müslümanlarla alay ederek, “Yok mu cennette gidecek kimse? Gelsin de çabucak göndereyim cennete!” sözleriyle naralar atıp savaşçı isteyince, Allah Resulü üç defa Müslümanlara hitaben “Kimdir bunun cevabını verecek kimse!?” buyurduğunda ve kimseden ses çıkmayınca, her defasında Hz. Ali “Ben varım ya Resulallah!” demişti, ama her defasında Allah Resulü “Sen otur.” buyurmuştu. Üçüncü defa da kimseden cevap gelmeyince bu sefer “Kalk ya Ali!” buyurmuş ve onu meydana gönderirken şöyle dua etmişti: “Allah’ım! Şu an bütün iman, bütün küfürle karşı karşıya gelmiştir.” Ardından da onu meydana göndermişti. Hz. Ali de o mel’unu öldürüp başını Peygamber’in ayaklarına attığında şu muhteşem İlahi madalyayı onun boynuna asmış ve şöyle buyurmuştu: “Ali’nin Hendek günü vurduğu darbe, insanların ve cinlerin ibadetlerine bedeldir!”

 

* Hicret gecesinde Resulullah’ın yatağına yatarak canını Resulullah’a feda etmeye razı olmuş ve hakkında şu Ayet-i Kerime nazil olmuştur:

“İnsanlardan bazısı vardır ki Allah’ın rızasını kazanmak için canını Allah’a satar!” (Bakara, 207)

 

* Allah Resulü (s.a.a) Müslümanlardan her birini bir diğeriyle kardeş yaparken, Onu kendisine kardeş olarak seçmiş ve “Ya Ali! Sen dünyada da benim kardeşimsin ahirette de!” buyurmuştur.

 

* Allah’ın emriyle biricik kızı, “canım, ruhum, vücudumun parçası” dediği, dünya kadınlarının efendisi Hz. Fatıma’yı (s.a) bizzat Allah’ın emriyle ona nikâhlamış ve “Eğer Ali olmasaydı, kızım Fatıma’ya denk bir eş bulunamazdı” buyurmuştur.

 

* Allah’a, Kur’an’a ve Resulullah’a karşı gösterdiği mutlak itaat ve teslimiyetiyle öyle bir dereceye ulaşmıştır ki hakkıyla “İmamu’l-Muvahhidin, İmamu’l-Muttakin, Emirü’l-Müminin, Kâidü’l-Ğurri’l-Muhaccelîn” lakaplarına mazhar olmuştur.

 

* Resulullah’ın ilim ve irfanından öylesine beslenmiştir ki Allah Resulü (s.a.a) onun hakkında “Ben ilmin şehriyim, Ali de onun kapısıdır. Şehre varmak isteyen kapıdan gelsin” buyurmuştur.

 

* Resulullah’a o kadar yakın, o kadar benzerdi ki Mübahele ayetinde (Âl-i İmrân, 63) Allah-u Teâla onu “Resulullah’ın canı-özü” olarak tanıtmıştır.

 

* Meşhur Ehl-i Sünnet Âlimleri Şeyhü’l-İslam Hemvini Feraidü’s-Simtayn kitabında (c.1, s.144), Ebu Abdillah Kencî-i Şâfii Kifâyetü’t-Tâlip kitabında (s.22) ve Ebu Nuaym İsfahani Hilyetü’l-Evliyâ kitabında (c.1, s.66) Ebu Berze Eslemî’den naklen Allah Resulü’nün (s.a.a) bir gün Müslümanlara hitaben şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: “Allah-u Teâlâ, Ali (a.s) hakkında bana şöyle buyurdu:

انَّ عَلِیَّاً رایَةُ الْهُدى، وَ امامُ اوْلِیائى، وَ نورُ مَنْ اطاعَنىِ،هُوَ الْكَلِمَةُ التَّى أَلْزَمْتُهَا الْمُتَّقینَ، مَنْ احَبّهُ احَبَّنى، وَ مَنْ ابْغَضَهُ ابْغَضَنى.

“Şüphesiz ki Ali hidayet sancağı, velilerimin imamı ve bana itaat edenlerin nurudur. Onu muttakilerin ayrılmaması gereken bir kelime kıldım. Kim onu severse beni sevmiş ve kim ona düşmanlık beslerse bana düşmanlık beslemiş olur!”

 

* Kur’an’ın nuruyla öylesine nurlanmış, Kur’an’ın hakikatleriyle öylesine yoğrulmuştu ki ona “Canlı Kur’an, konuşan Kur’an” lakabı verilmiştir. Ve Resulullah “Ali Kur’an’la Kur’an da Ali’yledir; o nereye dönerse o da o tarafa döner” buyurmuştur.

 

* Allah’a ve Resulü’ne sadakat ve bağlılıkta öyle bir noktaya ulaşmıştı ki Allah Resulü onu “Sıddiki Ekber” (en büyük sadakatli), ve “Faruk-i A’zam” (en büyük faruk/hakkı batıldan ayıran) lakaplarıyla övmüş ve hakkında şöyle buyurmuştur: “Ali hak iledir, hak da Ali’yle; Ali nereye dönerse hak da o tarafa döner.”

 

* Kur’an onun da dahil olduğu Ehlibeyt’in meveddetini Resulullah’ın risaletinin ve çektiği çilelerin karşılığı olarak ümmetten istediği gibi, Resulullah (s.a.a) da onun hakkında şöyle buyurmuştur: “Ali’nin sevgisi imanın, ona düşmanlık ise münafıklığın alametidir!”

 

* Evet, Ali, bir grubun, bir kavimin, bir mezhebin değil, bütün ümmetin, hatta bütün insanlığın ortak değeridir.

 

* Tevhid’in derinliklerine ve en dakik inceliklerine varmak isteyenler onun Nehcü’l-Belağa’daki tevhidi hutbelerini dikkatle incelemelidirler.

 

* Takvanın ne olduğu, muttakinin kim olduğu ve hangi önemli vasıflara sahip olması gerektiğini öğrenmek isteyenler onun “Hemmam Hutbesi”ni okumalıdırlar.

 

* Aliyye’l-Murtaza’nın yönetim prensiplerini, özellikle sosyal adalet anlayışını bilmek isteyenler için onun Malik Eşter’e yazdığı “Emir Namesi” eşsiz, emsalsiz bir referans ve paha biçilmez bir hazinedir.

Kimdir Ali, insanlığın tarifi

Kim görmüştür onun gibi arifi?!

 

* Evet, o tam anlamıyla hilkatin şaheseri, Resulullah’ın canlı bir mucizesiydi.

 

* Onun adalet anlayışını bir nebze anlamak isteyen, şu muhteşem sözüne kulak versin:

“Eğer yedi iklimi içindekilerle birlikte bana verseler ve buna karşılık bir karıncanın ağzındaki arpa kabuğunu haksız yere almamı isteseler, vallahi ben bunu yapmam!”

Kimdir Ali, adaletin mizanı

Ali, adaletin oldu kurbanı

 

* O hayatı boyunca hiç zaman ve hiçbir konuda ümmetin maslahat ve menfaatini kendi şahsi maslahat ve menfaatine feda etmedi. Müslümanların hayrından başka bir şey yeğlemedi. Onların birlik ve beraberliğini, dostluk ve kardeşliğini daima önceledi.

 

* Ali dostu, Ali hayranı her akıllı, insaflı, adil ve muttaki insan, onu kendine örnek edinmeli, onun yolundan gitmelidir.

 

Evet, bugün her zamankinden daha çok ümmetin Ali anlayışına, Ali ilmine, Ali insafına, Ali adaletine, Ali takvasına, Ali şecaat ve cesaretine ve Ali fedakârlığına ihtiyacı var.

 

* Ve bilahare Allah’ın evinde gözlerini dünyaya açan Ali, hayatına son noktayı yine Allah’ın evinde koymuş ve ibadet mihrabında maşukuna kavuşmuştur!

Allah’ın selamı, Ali ve evladı Ali’nin üzerine olsun. Allah’ın salat ve selamı onun üstadı, kardeşi, can u cananı Hz. Resulullah’a olsun.

Mucize Kur’an’ı getirdin bize

Bir insan eğittin o da mucize

Artık ne hacet var başka bir söze

Üstad-ı Murtaza sensin ey Resul.

 

Musa Aydın




Bu haber 509 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI