Bismillahirrahmanirrahim
Sizlerden şu İlginç fikirlere sahip bir "Garip Gurbetçi" dostumun derin Aykırılıklar hissettiğim fikirleri hususunda bana yardımcı olmanızı ve beni aydınlatmanızı talep etmiştim. Ama öncelikle sizleri Onun beni şaşkına çeviren O acayip, İlginç fikirleriyle tanıştırmaya devam etmeliyim doğal olarak.
Yaklaşık 10-11 yıl kadar önce çalıştığı işyerindeki (Yaşadığı Avrupa Ülkesinin Gıda Sektöründeki Öncü Marketler Zinciri Firmasının Ana Dağıtım Deposu) yeni işe alınmış Rus şoförle ilk tanışma girişimini şöyle anlatmıştı bana:
İşim, Şubelere gidecek Depodaki malların Şoförler gelinceye kadar gerekli ön hazırlığını yaparak yerlerinde Transporta hazır hale getirmek ve eğer müsaitsem bu malların Kamyonlara yüklenmesinde de şoför arkadaşlara yardımcı olmak. Kendileriyle olan bu sıkı iş birliğimiz sebebiyle de şoför arkadaşlarla aynı Transport bölümünün Lojistik elemanları olarak çalışmaktayız.
Kendilerini hakikaten çok sevdiğim, Kamyonlarını doldurmalarına yardım ederken de çok keyifli ve muhabbetli sohbetlerine şahit olduğum (ki onlar gelip kamyonlarını Rampaya yanaştırdıklarında kendilerine yardımcı olma fırsatını kesinlikle öbür arkadaşlarıma kaptırmazdım) Maraş Alevilerinden Kürt şoför arkadaşların aralarında yeni işe alınan bir Rus şoförden bahsetmeleri kafamda onunla tanışma isteğini oluşturmuştu. Yaşı oldukça geçkin Belarus’lu (Beyaz Rusya) kürt şoför İgor'un hem ülkesini hem de Putin Rusya'sını karalayıcı Propaganda sohbetlerinin doğruluğunu da test edebilmek amacıyla ilk fırsatta kendisine yanaşmış adının Alexander olduğunu öğrendiğim bu yeni şoför arkadaşına Depo'nun iş prosedürü ve kendisinin nelerden sorumlu olduğu konusunda kısa bir bilgilendirmeden sonra sözü Putin'e getirerek firmada bir Belarus'lu (Beyaz Rusya) şoför daha olduğunu ve Ondan Putin hakkında pek iyi şeyler duymadığını söylediğinde aldığı son derece Sert ve Kararlı cevabını hiç unutamamış:
- Eğer Rusya'da başkanımız Putin (ve verdiği mücadele) olmasaydı şimdi bütün Rusya halkı olarak cebimizde "Amerikan Pasaportu" taşıyor olacaktık!
İşte tam O anda Rahmetli İmam Humeyni'nin Sovyet Lideri Gorbaçov'a yolladığı "Yaptığınız icraatlarla Komünizm İdeolojisinden vazgeçmeye niyetli olduğunuzu ve artık Onu terk etme adımları attığınızı fark etmekteyim. Ama size tavsiyem çok dikkatli olmanız ve kesinlikle bu Sömürgeci Kapitalist Batılıların tuzağına düşmemenizdir!" uyarısının RUS komşuları tarafından anlaşılmış ve dikkate alınmış olduğunu anlamış. Hemen peşinden bu anlayışa sahip Putin RUSYA'sı, ülkesindeki Çeçen Müslümanlarının (ABD ve NATO destekli) Ayrılıkçı mücadelelerinden aldığı Dersler sonucunda benzer Senaryonun Suriye Halkını Alevi ESED diktatörlüğünden kurtarma mücadelesi sahtekarlığıyla SURİYE sahasında da sahnelendiğini fark etmiş ve hemen 100'e yakın ülkenin karşısında Suriye, İran ve Lübnan Hizbullahı'yla işbirliğine girmiş ve böylece TEKFİRCİ Irak Şam İslam Devleti (İŞİD) Teröristlerinden ülkesinde dökülen çocuk ve sivillerin kısasını da bir nevi almıştı.
Seneler sonra bu Gurbetçimiz kaldığı Otel'de turist olarak gezdiği İsrail'in bir barış ve Huzur Ülkesi olduğu imajı yaratmaya çalışan Yaşlı bayana itiraz ettiğinde karşılık olarak "PUTİN"i gerçek bir DİKTATÖR olarak tanımlamasını çok manidar bulduğunu söylüyordu bana.
-Peki ama Şu Muhaliflerinin kellesini ülkesinde kılıçla uçuran, Yurtdışında ise Asitle buharlaştıran Ülke hakkında neden PUTİN kadar bir kara propagandaya girişmiyorsunuz acaba? diye karşı atakla bu Avrupalı Siyonist sever bayanı Şok edişinin keyfini de hiç unutamamış.
Bana sürekli olarak "Müslümanların çok ciddi bir Algı ve Akıl tutulmasına tutulmuş olduğundan bahseder!" delili olarak da Batılı Sömürgeciler ABD ve Avrupa'nın Müslümanlara İstediği Lideri KAHRAMAN ve sevmediği, hoşlanmadığını da DİKTATÖR, ZALİM tanıtma inanılırlığında beyinlerimizi kontrol ettiğinden emin olduğunu delil getirirdi.
DİKTATÖRLÜKLER:
Putin RUSYASI, Lukaşenko BELARUS'u (Beyaz Rusya), Esed SURİYESİ, Humeyni-Hamanei İRANI, IRAK Şİİ HÜKÜMETİ, Ensarullah YEMENİ, Kaddafi LİBYASI, Hugo Chavez VENEZÜELLASI, Castro KÜBASI, KUZEY KORE ve ÇİN'i ve bugün en Hassas aşamadaki AKSA TUFANI KAHRAMANI, yani FİLİSTİN'in seçim kazanmış Hükümeti olan HAMASI...
Bu BATILILAR biz Müslümanların KAHRAMANLAR ve DİKTATÖRLER algımızda öyle bir ikna Seviyesine ulaşmış durumdalar ki daha dün KAHRAMAN olarak lanse ettiklerini hemen bir gece sonrasında Tarihin gördüğü en Tehlikeli DİKTATÖR olduğuna inandırabilmeyi basitçe başarabiliyorlar.
Bunun en bariz ve bilinen örneği IRAK CANAVARI SADDAM'dır. Ama Ondaki başarılarının Zirve yapmasındaki esas etmen, bu SADDAMI İran ve Kürt halkına KİMYASAL SİLAH Katliamı uygularken KAHRAMAN, KUVEYTİ İşgal ederken DİKTATÖR, 11 Eylül'deki ilan edilen Haçlı Seferleri sonrasında BOP Projesi kapsamında IRAKI İşgal etme kararı aldıklarında ise Dünyanın en Tehlikeli Kimyasal Silah Sahibi DİKTATÖRÜ (ki sonra Irak'taki Kimyasal Silah Depolarını belgeleyen O meşhur Uydu Resimlerinin Yalan olduğu ortaya çıkmış ve sahte oldukları da sonraları itiraf edilmişti) ilan etmişken daha sonra Irak Yargı ve Mahkemelerince, girdiği Onca Müslüman Kanının bedeli olarak İDAM (KISAS) cezasına çarptırıldığında Şii-Sünni Çatışmasını alevlendirmek adına Yeniden KAHRAMAN yapılabilmişti.
ABD ve BATI hegemonyasına direnen Mesela PUTİN DİKTATÖRÜ eğer siyasetinde bugün onların isteklerine boyun eğecek olsa ve yani ESAD-İRAN taraftarlığından SİYONİST İSRAİL Savunuculuğuna ve HAMAS-FİLİSTİN Düşmanlığına evrilen 180 derecelik bir dönüş gerçekleştirse hala dünyaya DİKTATÖR diye lanse edilmeye devam edilir mi sizce?
Ya da İran bugün aynı şekilde FİLİSTİN HAMAS ve Direnişindeki Sevgili dostlarına sadece DUA ve KURAN HATMİ Sevabı yollasa ama İsrail'le her gün 8 Gemi dolusu Ticarete başlayıp bunu da halkına ULUSLARASI HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ safsatası gerekçeleriyle açıklasa hala ŞEYTAN EKSENLİ DİKTATÖR ÜLKESİ olarak mı, yoksa ÖRNEK İSLAM ÜLKESİ olarak mı lanse edilir bizlere?
Hazır Diktatörlerden söz açılmışken artık ülkemizde neden tek suçu ülkesinin Seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi'yi savunmak olan ve ülkemizde tanımayan veya adını duymayan tek bir şahıs dahi bulamayacağınız meşhur Rabia meydanında 17 yaşında gencecikken şehit edilen mazlum Esma Baltacı kızımızın yürekleri parçalayan mektup ve feryadından neden hiç söz edilmiyor dersiniz?
Ya da Filistin'deki Zulüm altındaki BACI ve KIZLARIMIZIN bir zamanlar Sosyal Medyadaki tıklama rekorları kıran feryat ve ciğer parçalayan Videolu mesajlarına Siyonist Zulmün Arşı Âla'yı inleten boyutlara ulaştığı bugünlerde rastlamak neden pek mümkün olmuyor? Acaba bir dönemin dökülen MAZLUM KAN'ı işimiz ve çıkarlarımızla örtüşmez konumlara evrildiğinde ZULÜM ve CANAVARLIK olmaktan çıkabiliyor mu sizce? Hani Makam ve Servet hedefli iğrenç Politikanın "DÜN DÜNDÜR, BUGÜN BUGÜNDÜR!" meşhur pragmatist ilkesinin mide bulandıran açılımı bu mu yoksa?
Peki acaba Yaratıcımız Cenabı Allah (c.c) Kıyametteki HESAP GÜNÜ'nde bu Esma Baltacı bacımızım KAN DAVASINI görürken hangi ZAMAN dilimine (DÜN-BUGÜN) göre HAK-ADALET hükmünü verecek bilemiyorum ki?
Yoksa bende mi şu İlginç Fikirli Garip Gurbetçi Dostumun "AYKIRI DÜŞÜNME" hastalığına yakalandım sizce?
Ali OLUZ
15 Şubat 2024
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024