Bugun...



Berzah veya Küçük Kıyamet

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 27-07-2022 15:28

Berzah veya Küçük Kıyamet

Bu dünyaya adım atan herkesin şu dört dönemle yüz yüze gelmesi kaçınılmazdır:

1- Dünya yaşamı olan doğumdan ölüme kadarki dönem.

2- “Berzah âlemi” denilen ölüm anından, kıyametin kopmasına kadarki dönem.

3- Büyük kıyamet.

4- Cennet veya cehennem.

"Berzah", iki şey arasındaki mesafe veya tampon bölge anlamını taşır. Buradaki “berzah” dünyayla ahiret arasındaki âlemdir. Ruh bedenden ayrıldığında, adına "misalî beden" denilen latif bir cisme girer ve kıyamet kopup da gerçek bedene dönünceye kadar onunla kalır.

Ölüm anında insan dünya hayatıyla ahiret hayatı arasındaki sınırda yer alır. Bu konuda İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her evin bir kapısı vardır ve ahiret evinin kapısı da ölümdür”. [1]

Bazı hadislerdeki bilgilere göre, ölüm anında insana bir takım hakikatler aşikâr olmaktadır ve o anda insan:

1- Ölüm meleği ve diğer melekleri görür.

2- Hz. Resulullah'ı (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamları'nı (a.s) görür.

3- Kendisinin cennet veya cehennemdeki yerini görür.

4- Amelleri gelir ve bütün hayatını nasıl geçirdiğini görür.

5- Topladığı malları görür.

6- Evlatlarını, akrabalarını ve dostlarını görür.

7- Şeytan'ı görür.

Bütün bunlar, yani ölüm anı, iyi insanların bile korkulu rüyası olup, herkes bu andan yüce Allah'a sığınır. Zira o anda insan, dünya perdesinin arkasında, yani berzah âlemindeki bazı olayların gerçek yüzünü görüp aslını anlar; dünyada işlediği amellerin sonuçları kendisine aşikâr olur; iyiliklerinin ne kadar az, hata ve günahlarının ne kadar fazla olduğunu görür. Bu nedenle geçmişinden büyük bir utanç ve pişmanlık duyarak, işlediği hataları telafi edebilmek için dünyaya geri döndürülmesinde ısrar eder. Kur’an-ı Kerim şöyle buyurur:

Sonunda onlardan birine ölüm gelip çattığı zaman "Rabbim!" der, "Beni geri çevirin!" Belki daha önce dünyada yaptıklarımı (hata, günah ve isyanlarımı) telafi eder ve salih amel işlerim!" (Ama ona) "Hayır!" diye cevap verirler, "Öyle değil, onun bu dediği sadece kuru lâftan ibarettir!” [2]

Yani bu, sadece lafta kalacak bir pişmanlıktır ve geriye döndüğünde yine önce yaptığı şeyleri yapacaktır! Nitekim suçlular yakayı ele verdiklerinde böyle derler ama kurtuldukları veya serbest bırakıldıklarında genellikle geçmişte yaptıklarını tekrarlarlar.

Hz. Lokman evladına şöyle öğüt vermektedir:

“…Evladım, bil ki şu dünya derin bir deryadır ve nice insanlar bu deryada boğulup gitmiştir. O hâlde bu dünyada Allah'a imanı kendine gemi edin; takvayı azık ve Allah'a tevekkülü de yelken et! Böylece kurtulursan bil ki bu, Rabbinin rahmeti ve sana merhametindendir. Helak olursan, bu da senin kendi günahlarındandır! İnsanın hayatındaki en zor anlar dünyaya geldiği gün, öldüğü gün ve dirileceği gündür. [3]

Berzahın varlığını ispatlayan birçok ayet ve hadisin yanı sıra, ruhla kurulan birçok irtibatta da aklî ve duyu yoluyla bu gerçek ispatlanmış bulunmaktadır.

Berzahla İlgili Ayetler

Onlardan birine ölüm gelip çattığı zaman "Rabbim, beni geri çevirin" der, "Belki geride bıraktığım dünyada salih bir amel işlerim." Hayır, asla doğru söylemiyor o; bu söylediği yalnızca kuru laftan ibarettir. Yeniden diriltilip kaldırılacakları güne kadar onların önünde bir engel (berzah) vardır.” [4]

Bu ayette çok sarih bir ifadeyle berzahtan söz edilmektedir.

Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanmayın. Hayır, onlar diridirler, Rableri katında rızıklanırlar”. [5]

Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin, hayır, onlar diridirler, fakat siz bunu anlamazsınız”. [6]

Bu iki ayet berzah âlemini ispatladığı gibi, şehit olanların da rızıklandığını göstermektedir. Buna karşılık, kâfirler azap görmektedirler:

Sabah akşam onlara sadece azabın ateşi sunulur, kıyamet saatinin koptuğu gün "Firavun çevresini azabın en şiddetli olanına sokun!" denecek”. [7]

İmam Cafer Sadık’tan (a.s) şöyle anlatılır:

“Firavun soyu ve çevresi dünyada (berzahta) her sabah ve her akşam ateşle karşılanacaklar ve kıyamette ise, azabın en şiddetlisine uğratılacaklardır”. [8]

Yukarıdaki ayette sarih bir üslupla Firavun çevresinin iki tür azaba yakalanacağı belirtiliyor:

1- Berzahta gece-gündüz ateş görecekler;

2- Kıyamette en acı azaba yakalanacaklardır.

Öbür Dünyanın İlk Menzili: Kabir

İnsan kabre konulduğunda adları "Nekîr" ve "Münker" veya  “Nâkir” ve “Nekîr” olan iki melek gelip, tevhit, nübüvvet, velayet, namaz vb. farzlarla ilgili sorular soracaktır.

İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Şu üç şeyi inkâr eden bizim Şiamız değildir: Miraç, kabir suali ve şefaat!”

İmam Zeynelabidin (a.s) cuma günleri Mescid-i Nebi'de vaazda bulunur ve Müslümanlara nasihat ederdi. Bu nasihatler pek çoklarınca ezberlenmiş ve yazılmıştır. Bunlardan birinde İmam (a.s) şöyle buyuruyor:

“Ey insanlar! Takvalı olun, Allah'tan korkun ve bilin ki O'na doğru döndürüleceksiniz. Herkes bu dünyada yaptığı iyilikleri yanında bulacak ve yaptığı kötülüklerle günahları görünce de onlarla kendisi arasında büyük bir mesafe olmasını arzulayacak. Yüce Allah sizi uyarmakta ve bundan sakındırmaktadır: Yazıklar olsun sana ey gafil insan! Senden gaflet edilmediği hâlde sen gaflettesin! Ey Âdemoğlu! Ölüm sana en hızlı yaklaşan şeydir! Pek bir şey kalmadı artık; seni yakaladı yakalayacak… Ecelinin gelip çattığını, ölüm meleğinin ruhunu kabzettiğini ve senin son yalnızlık evine girdiğini şimdiden görür gibiyim! Ruh tekrar sana dönüyor; Nekir'le Münker melekleri seni pek çetin bir suale çekmeye geliyor. Dikkatli ol! Sana ilk soracakları şey ibadet ettiğin rabbindir; sana gönderilen peygamberindir; inandığın dinindir; okuduğun Kur'ân; velayetini kabullendiğin imamın ve harcayıp gittiğin şu ömründür! Ömrünü nasıl harcadığının; kazandığın malları nasıl elde ettiğinin ve nelere harcayıp telef ettiğinin hesabını soracaklar sana! O hâlde gözlerini dört aç; çok dikkatli ol ve kendin hakkında düşün. Sınava girmeden, sorgu-suale tutulmadan önce kendini hazırla”.[9]

 

----------------

[1]- Nehcü'l-Belâğa’nın Şerhi, İbn-i Ebi'l Hadid.

[2]- Mü'minun, 99-100.

[3]- Biharu'l-Envar, c.6, s.250.

[4]- Mü'minun, 99-100.

[5]- Âl-i İmrân, 169.

[6]- Bakara, 154.

[7]- Mümin, 46.

[8]- Biharu'l-Envar, c.6, s.285.

[9]-Biharu'l-Envar, c.6, s.223.




Bu haber 3516 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER AKAİT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI