Tweet |
…
6- Modaya Uyma ve Statü Arayışı
Üstünlük arayışı ve statü talebi, gençler arasında modanın ortaya çıkmasının diğer faktörlerindendir. Kendilerini başkalarından üstün ve toplumun varlıklı kesiminden gören kişiler, bu üstünlüğü konuşma tarzlarında, giyim kuşamlarında, çevre düzenlemelerinde ve takı ile süslenme tarzlarında göstermeye çalışırlar. Bu nedenle yeni modalar ortaya çıkarırlar.
Thorstein Veblen, modayı insanların zengin, kişilikli veya özel bir düşünceye sahip olduklarını gösterme aracı olarak görür. [1] Bu nedenle bir moda toplumda yaygınlaştığında, aristokratlar ve zenginler yeni bir moda arayışına girerler; çünkü eski moda artık onları toplumun diğer kesimlerinden ayırt etmemektedir.
Üreticilerin Modayı Yaymadaki Rolü
Üretici şirketler, toplumun bireylerinin psikolojisini ve ruh hallerini inceleyerek, gençlerin yenilikçilik ve modernleşme arzusunu göz önünde bulundurarak her gün yeni bir pantolon, gömlek, ayakkabı, şapka, gözlük, abajur, duvar kâğıdı, telefon vs. modeli sunarlar. Onların yaptığı küçük bir değişiklik bile yeni bir moda haline gelir. Hatta bazen ürettikleri ürünün toplumda daha çabuk moda olması için, ünlü bir kişiden (sinema sanatçısı veya sporcu gibi) yüklü bir miktar para karşılığında o yeni ürünü bir kez bile olsa kullanmasını ve televizyon ekranında görünmesini isterler.
Yabancı üretici ve tasarımcıların dünya çapında kendilerine yer edinip moda yaratabilmelerinin en önemli nedenlerinden biri, "etkileme" psikolojisinin temellerini bilmeleri ve işlerinde uygun teknik yöntem ve ilkeleri kullanmalarıdır. Oysa yerli ve sınırlı üreticiler genellikle onları taklit eder ve bir şekilde Batı modalarını toplumda yaygınlaştırırlar.
Medya ve Modanın Yaygınlaşması
Televizyon kanalları, basın ve aktif internet siteleri, çeşitli yeni modaları reklamlar ve bu yolla ailelerin, özellikle de gençlerin yeni modalara yönelmesi için zemin hazırlarlar.
İslam, Modaya Uyma ve Modernleşme
Şimdi şu soru ortaya çıkıyor:
Modaya uyma, yenilenme ve modernleşme ne kadar arzu edilir? Ve İslam'ın bu konudaki görüşü nedir?
Genel olarak bakıldığında, İslam her türlü modaya karşı değildir. İslam, giyim tarzında modernleşme ve yenilikçiliği genel olarak kabul etmiştir. İslam'ın karşı olduğu şey, değerlere (örneğin şer'i örtünme, israftan kaçınma vb.) sırt çevirmek, sosyal ahlaka uymamak, kız-erkek ilişkilerinde mutlak özgürlük ve yabancıları taklit etmektir. Eğer bu sapkın olgular "moda" adı altında gençlere sunulur ve "yenilikçilik" içgüdüsü ile "modernleşme" ihtiyacı sapkınlık bataklığına sürüklenirse, İslam buna karşıdır.
Dolayısıyla iyi modalar vardır ve kötü modalar vardır! Modernleşme de aynı şekildedir. Bazen modernleşme, insanın geçmişiyle (ki bu onun tarihsel geçmişi ve kültürel kimliğidir) bağını koparır, bazen de dünün devamında ve insanın geleneklere ve eski değerlere bağlılığını koruyarak gerçekleşir. İslam, değerler doğrultusunda ve inanç temellerini koruyarak gerçekleşen bu tür yenilenme ve modernleşmeye asla karşı değildir.
Gençlerde Moda Düşkünlüğünün Sorun Analizi
Moda düşkünlüğü her ne kadar gençlerin doğal ihtiyaçlarında kök salmış ve gençlerin yenilikçi ruhundan kaynaklanıyor olsa da modalar ve modeller belirli bir zamanın ve özel bir kesimin ilgi ve değerlerini yansıttığı için ve bunun ötesinde, bugün gençlerimizin (rap, heavy metal gibi) modaları takip ettiğini, istemeden de olsa kültürümüz ve toplumsal değerlerimizle çelişebilecek normlara yöneldiğini görüyoruz. Bu nedenle diyebiliriz ki, toplumumuzda moda düşkünlüğü büyük ölçüde olumsuz bir işlev kazanmış ve sonuçları gençlerimizi ciddi şekilde tehdit etmektedir. Bu yüzden moda düşkünlüğünün sorun analizini tartışmak gerekli hale gelmektedir.
Moda Düşkünlüğünün Olumsuz Sonuçları
Gençler ve ergenler arasında yaygın olan modaların çoğunun yabancı ve özgün olmayan modellerden alınmış olduğu göz önüne alındığında, modern anlamda moda düşkünlüğünün bir tür yabancılaşma ve Batı kültürünün taklidi olduğu söylenebilir. Öyle ki şimdi bazı gençler ayak ucundan saç tepelerine kadar Batılıdır ve baktığınızda, kıyafetlerinin üzerinde, araç gösterge panellerinde, ayna ve kişisel dolaplarında veya dükkanlarının giriş kapılarında kişisel yaşamları, idealleri ve bireysel ilgileriyle pek ilgisi olmayan kelime veya cümleler yazılı olduğunu görürsünüz. Bazen bunların anlamını bile tam olarak bilmezler ve belki bilseler şaşırır, güler veya üzülürler. "Biz şeytanın oğullarıyız", "Çamur grubu!", "Beyaz ama çöp", "Kokmuş siyahlar grubu!", "Kirli güzellik", "Sarhoş aşk", "Ölüme kadar günah", "Elektrikli sandalyeye öpücük" gibi ifadeler...
Bu, bugünün gençlerinin moda düşkünlüğü veya moda perestliğinden göze çarpan şeydir; büyük ölçüde körü körüne taklit ve kendinden gafletten kaynaklandığı söylenebilecek bir şey. Çünkü yukarıdaki kelimeler ve ifadeler, Batılıların dünya gençliğine sunduğu en son kişilik modalarının sloganlarıdır. Oysa bugünün genci kendi özel bakış açısına, kendi kişiliğine ve hatta kendi sorunlarına sahiptir!
Batı dünyasındaki en son modaların her gün taklit edilmesi, yabancılaşma, kimlik krizi, kişilik sarsıntısı, ekonomik bağımlılık, aşağılık kompleksi dışında ne anlama gelebilir? En acı verici olan şey, bugün toplumumuzda "moda" olarak sunulan ve bazıları tarafından propaganda edilen birçok davranış ve normun, toplumumuzun ahlaki ilkeleri ve kültürel değerleriyle hiçbir şekilde uyuşmamasıdır. Kız-erkek ilişkilerinde kuralsızlık, İslami örtünmeye uymama, sadece dikkat çekmek için saç ve yüz makyajı (örneğin karşı cins tarzında veya çok karmaşık ve zaman alıcı tarzlarda), saçı Batılı sapkın gençlerin tarzında şekillendirme (örneğin eşcinseller tarzında), alışılmadık süs eşyalarının kullanımı (örneğin kızlar için burun halkası ve erkekler için küpe ve altın yüzük) ve benzeri şeyler, hepsi bir şekilde günümüz modaya düşkün gencinin kişiliğini sergiliyor. Bu modalar gençlerin ve ailelerin zamanını, enerjisini, düşünsel yeteneklerini ve maddi kaynaklarını heba ediyor. Belki de gencin ve toplumun yenilenmesinde, modernleşmesinde hiçbir payı ve rolü olmadığı söylenebilir!
Öz Kültür, Moda Düşkünlüğü ve Modernleşmenin En Temel Kriteri
Kültür ve toplumsal değerler, çevremizdeki olguları değerlendirme temelimizi oluşturan ve aslında onlara karşı davranışlarımızı düzenleyen bir toplumsal sistemin en temel unsurlarıdır. Bu nedenle toplumda yaygınlaşan model ve modaların kabul edilmesi veya edilmemesinde, öncelikle bunların topluma hâkim olan değer sistemi, o halkın kabul ettiği ilke ve temeller ile ilişkisini değerlendirmek ve birbirleriyle ne kadar uyumlu veya uyumsuz olduklarını ölçmek gerekir.
Örneğin kıyafet modaları, çekici ve modern olmanın yanı sıra, kendi kültürümüzden kaynaklanıyor ve toplumumuzun inanç ve ahlaki temelleriyle çelişmiyorsa, gençlerimizin yaratıcılık ve yenilikçiliğinin bir göstergesi olup, onların kültürel kimliklerini sergiler. Bu nedenle modaların ve modellerin hem gençlerin çeşitlilik arayışını, yenilik isteğini ve modernleşme arzusunu karşılayacak ve hem de gençlerimizi moda düşkünlüğünün olumsuz sonuçlarından koruyacak tedbirler düşünülmelidir. [2] 8
Sonuç
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Batı model ve modalarını takip etmek, yabancı markalı kıyafetler giymek veya falan futbolcunun saç modelini taklit etmek bize kişilik kazandıramaz ve ilerlememize neden olamaz. Tüm alanlarda başarının temel faktörleri, özgüven (kendine güven) ve inanç ilkelerine, ahlaki değerlere bağlılıktır. Bilim ve bilgi, varlığımızda filizlenmedikçe ve kişiliğimizin altyapısı bu toprakların asil kültür modellerine dayanarak şekillenmedikçe, dış görünüşün süslenmesi, başkalarının moda ve modellerinin taklidi, kimlik krizinden ve kendi kültürel özgünlüğümüzden uzaklaşmaktan başka bir sonuç doğurmayacaktır.
O halde gelin bir kez daha davranışlarımızı gözden geçirelim ve kültürel özgünlüğümüzü yabancı kültürün sahte çekiciliği uğruna kaybetmeyelim.
Gençlik döneminin özelliklerinden olan modernleşme ve moda düşkünlüğü arzusu, istemeden bizi yabancı modelleri takip etmeye sürüklediği gibi, gurur ve kimlik kazanma da aynı yaş dönemine özgüdür. Ne güzel olur, milli gurur ve dini gayreti kendimizde güçlendirsek ve modernleşme ve moda düşkünlüğü arzusunu İslam'ın medeniyet kurucu öğretilerinden ve zengin İslami kültürümüzden ilham alarak ve kendi kültürel kimliğimize uygun şekilde gerçekleştirsek.
------------
[1]- Thorstein Veblen, Dolaşım Sınıfı Teorisi, s.73.
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort