Bugun...



Zuhur Beklentisi ve İdeal Durumun Farkındalığı - 2

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 20-09-2024 15:02

Zuhur Beklentisi ve İdeal Durumun Farkındalığı - 2

Hz. Mehdi (a.f) Toplumunun Tasvirinde Bekleyenlerin Görevi

İdeal durumdan şeffaf bir şekilde haberdar olmanın bir diğer faydası, bugünün yolunu aydınlatması ve toplumumuzun mevcut sorunlarını aşmak için ilham vermesidir. Bizler Hz. Mehdi (a.f) toplumunun özelliklerini canlandırabilmeli, sonraki aşamada kendimizi bu ideal durumla karşılaştırmalı ve ona doğru ilerlemeye çalışmalıyız. Çünkü vaat edilen durumun bazı özellikleri, gücümüz yettiğince bizim tarafımızdan gerçekleştirilmelidir. [1] Bu, biz Şiilerin tarihi görevi ve sorumluluğu olan zuhurun hazırlığının gereğidir.

 

Toplumumuz, Medinet'ün-Nebi'den (Peygamber Şehri) birçok ders ve ibret alması gerektiği gibi, Hz. Mehdi (a.f) toplumundan da birçok ders almalıdır. Toplumumuz, İslam'ın başlangıç dönemlerinde var olan ve bizim toplumumuzda da var olabilecek birçok sorunu, Hz. Mehdi (a.f) toplumundan ders alarak aşabilir. Her ne kadar Masum İmamların (a.s) nurlu yaşam tarihiyle gurur duysak ve ondan çok ders alsak da, o tarihte daha çok bulduğumuz şey, Allah'ın velilerinin çok fazla mazlumiyetidir. Velayetin zirvede olduğu Hz. Mehdi (a.f) toplumuna dikkatle bakarak, bilgimizi tamamlayabiliriz.

 

Bugünkü toplumumuzun sorunlarına bakın. Bu sorunlardan hangisi, Hazretin toplumu ve hükümeti hakkında bilgi sahibi olarak, ona uyarak ve ondan ilham alarak çözülemez? Özellikle bugün toplumumuz Hz. Mehdi (a.f) toplumu ile çok benzerlik kazanmıştır ve İslam tarihi boyunca, İmam-ı Zaman'ın (a.f) kuracağı topluma en yakın toplumdur.

 

Toplumumuzun bazı sorunları öyle ki, eğer çözülürse, ideal duruma çok yaklaşırız ve bu, Mevla'mızın Şeyh Müfid'e (r.a) yazdığı şerefli tevkiinde müjdelediği gibidir:

وَلَو أنَ أشیاعَنَا وَفَّقَهُم اللهُ لِطَاعَتِهِ عَلَی اجتِمَاعٍ مِنَ القُلُوبِ فِی الوَفَاءِ بِالعَهدِ عَلَیهِم، لَمَا تَأخَّرَ عَنهُمُ الیمنُ بِلِقَائِنَا وَلَتَعَجَّلَت لَهُمُ السَّعَادَةُ بِمُشَاهَدِتَنَا.

"Eğer Şialarımız -Allah onları itaatlerinde muvaffak kılsın- kalben üzerlerindeki ahde vefada birleşselerdi, bizimle görüşme nimeti onlardan gecikmezdi ve bizi görme saadeti onlara aceleyle ulaşırdı." [2]

 

Toplumumuzun en önemli özelliği, bizi o Hazrete yaklaştıran, toplumumuzun velayet ehli olmasıdır. Kesinlikle bu konuda mükemmellikler elde etmek bizi vaad edilene daha da yaklaştırabilir. Çünkü toplumumuzun daha fazla velayet ehli olması, üzerimizdeki ahde bir cevaptır. Tıpkı sorunlarımızın bu konudaki eksikliklerimizden ve beceriksizliklerimizden kaynaklandığı gibi.

 

Vaat edilen topluma baktığımızda, Hz. Mehdi (a.f) toplumunun tüm bereket ve iyiliklerinin ve ideal durumun ortaya çıkmasının, sadece velayetin yerleşmesi ve yeryüzündeki tüm insanların velayeti kabul etmesi sonucunda olduğunu görüyoruz. Hangi koşulların oluşup tüm insanların velayet ehli olacağı, başka bir yerde bağımsız olarak incelenmesi gereken ayrı bir konudur; ancak her halükârda, herkes velayet ehli olduktan sonra, güvenlik ve huzurdan, adalet ve refaha kadar tüm nimetler elde edilecektir.

 

Eğer toplumun seçkinleri ve elitleri, toplumda velayetin temellerini sağlamlaştırmada kilit bir role sahipse, şu anda toplumumuzun seçkinlerinin görevi nedir? Eğer Hazretin zamanında, o Hazretin hükümetinin tüm yükü, takva ve yeteneklerinin omuzlarında olan seçkinler varsa, o zaman böyle seçkinlerin yetiştirilmesi ve böyle kişilere alan açılması, bugünkü toplumumuzda ne kadar sorun çözücü olacaktır?

 

Eğer o zamanda, insanların aklı onun inayetiyle artıyor ve bu akılcılık Hazretin hükümetinin sağlamlaşmasına neden oluyorsa, o zaman toplumda akılcılığı geliştirmede bugünkü görevimiz nedir? Eğer Hazretin zamanında, insanların ona olan şiddetli sevgisi bir yandan kalpleri birleştiriyor ve diğer yandan düşmanların kalbine korku salıyorsa, mevcut koşullarda Allah'ın velisine ve onun toplumdaki temsilcisine (veliyi fakih) olan sevgiyi derinleştirmek ne kadar önemli hale geliyor?

 

Bir yandan Hz. Mehdi (a.f) toplumunun özellikleri ve ideal durumla ayrıntılı bir şekilde tanışmalı ve diğer yandan kendi toplumumuzun sorunlarını gözlemlemeli ve çözümlerini vaat edilen durumun özelliklerinde bulmalıyız. Bu konular bağımsız tartışmalarda ele alınmalıdır.

 

Soruların Filizlenmesi ve Cevapların Tomurcuklanması

Şimdi görmemiz gereken, Hz. Mehdi (a.f) toplumundaki ideal duruma dair tasavvurumuzun ne olduğudur. Böyle net bir resme ulaşmak için, sorularımızın filizlenmesine dikkat edebiliriz. Üzerinde düşünülebilecek çok sayıda soru var ve sorunun kalitesine bağlı olarak Hz. Mehdi (a.f) toplumu ile ilgili gerçeklere ulaşılabilir.

 

O zamanda akılcılığın gelişmesi nasıl gerçekleşecek? O zaman, şu an olmayan ne olacak ki, onun sonucunda insanların anlayışı o kadar artacak ki yanlış sözü kabul etme zemini ortadan kalkacak? İnsanlığın tarihsel deneyimi ve bireylerin velayete bağlılığı, akılcılığın gelişme sürecinde ne kadar etkili olacak?

Hazrete olan sevgi ile insanlar arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan tüm şefkat arasındaki ilişki nedir? Nimetlerin bolluğunun kökeni nereden geliyor ve Hazretin varlığı ve insanların ona olan ilgisinin nuru bu konuda ne kadar etkili? Düşmanların o Hazretten korkması, daha çok onun kılıcının gücünden mi, yoksa taraftarlarının ona olan sevgisinin şiddetinden mi? Acaba bu sevgi ve velayet, insanlar arasında aynı akıl ve dirayette gelişmenin en önemli faktörü değil mi?

 

Günahkârların durumu nasıl olacak? Eğer biri iyi bir insan olmak istemezse, ne olur? Hükümetten korkar ve iyi bir insan mı olur? İyi olmak zorunlu mu, yoksa koşullar kötü olmaya izin vermiyor mu? Günahkârlar hemen ifşa edilip idam mı edilecekler?

 

Hazretin hükümetinde halkın katılımı nasıl olacak? Toplumda ne kadar kanun olacak? Bu kanunlar nasıl uygulanacak? Kanunların uygulanmasında ne kadar sıkı davranılacak? Toplumun yönetiminin sorumluluğunun ne kadarı kanun yerine ahlaka bırakılacak? Ahlak ve maneviyat toplumda nasıl gelişecek ki birçok gereksiz ve etkisiz kanunun yerini alabilsin? Ahlakın gelişmesinde ve ahlaki bir toplumun şekillenmesinde mebde ve meada imanın rolü ne kadar olacak? Velayeti kabul etmenin bu alandaki etkisi nedir?

Vaat edilen zamanda dini propaganda nasıl olacak? İnsanlar dine nasıl cezbedilecek? Dini propagandada ne kadar sanat kullanılacak? Sanatçılar, Allah'ın lehine bile olsa insanları kandırabilir mi? Esasen Hz. Mehdi (a.f) toplumunda sanatın durumu nasıldır? Kimler sanatçı olabilir? Acaba sanatçılar hileli bir şekilde kötü sözlerini görünüşte iyi bir resimle insanlara yutturabilirler mi? Hükümet mi, yoksa halk mı sanat ürünlerinin nasıl olacağı konusunda daha çok denetim yapacak? Acaba sanat gelişip büyüyecek mi?

Medya ne ölçüde gerçeği söylemeye yönelecek ve ne kadar oportünist ve maslahatçı davranacak? Kötülüklerin ifşa edilmesi, toplumun yönetilmesine ne kadar yardımcı olacak? Acaba medya, Hz. Mehdi (a.f) toplumunun da bir rüknü olacak mı? Acaba medya ürünleri kontrol ve sansür edilecek mi? Yoksa halkın farkındalığının ve muhatapların dirayetinin yoğunluğu, hükümeti olağanüstü ve verimsiz denetimlerden muaf mı kılacak? Medya yöneticileri hangi özelliklere sahip kişiler olacak? Hangi niteliklere sahip insanlar?

 

Bu sorular aydınlatıcı olmanın yanı sıra, dini toplum ve hakimiyetten yanlış bir tasavvura sahip olan ve bu nedenle ondan korkan dinden kaçanları da cezbedebilir. Hatta günümüz insanının tüm sorularına cevap vermeye yaklaşacak kadar ileri gidebilir.

 

Özet ve Sonuç

Eğer biz Hazretin hakimiyeti döneminde yaşasaydık, gerçekler bizim için gün gibi açık olurdu. Ancak şimdi gaybet döneminde olduğumuz için, o dönemi öğrenerek ve özelliklerini düşünerek, bulutun arkasındaki güneşten yayılan ışık gibi, yolumuzu aydınlatabiliriz.

İntizar ve beklenti, gelecekle ve daha iyi bir durumla ilgili bir duygudur. Bu nedenle ideal durumla ilgili ne kadar net bir anlayışa sahip olursak, beklentimiz o kadar yüksek olacaktır. İdeal durumdan habersiz olan bir kimse hangi durumu bekleyebilir?

 

Bekleyen kişi, "mevcut duruma itiraz" yanında "ideal durum" hakkında da bir fikre sahip olmalıdır. Bu ikisi birbirini tamamlar ve çoğunlukla ideal durumla ilgili olan diğer unsurlarla birlikte beklenti halini oluşturur. Esasen beklenti duygusu, ideal duruma dair bu idrak ve bilgiye oldukça bağlıdır. Öyle ki beklenti ruhunu güçlendirmenin yollarından birinin bu bilgiyi artırmak ve marifet olduğu söylenebilir.

 

İdeal durumdan şeffaf bir şekilde haberdar olmanın faydalarından biri, bugünün yolunu aydınlatması ve toplumumuzun mevcut sorunlarını aşmak için ilham vermesidir. Hz. Mehdi (a.f) toplumunun özelliklerini tasavvur edebilmeli, sonraki aşamada kendimizi bu ideal durumla karşılaştırmalı ve ona doğru ilerlemeye çalışmalıyız. Çünkü vaat edilen durumun bazı özellikleri, gücümüz yettiğince bizim tarafımızdan gerçekleştirilmelidir ve bu, biz Şiilerin tarihi görevi ve sorumluluğu olan zuhurun hazırlığının gereğidir.

 

 

 

--------------

[1]- İmam Humeyni (r.a): "Hz. Mehdi (a.f) teşrif ettiklerinde niçin gelirler? Adaleti yaymak için, hükümeti güçlendirmek için, fesadı ortadan kaldırmak için. Biz Kur'an'ın ayetlerine aykırı olarak kötülükten sakındırmayı bırakalım, iyiliği emretmeyi bırakalım ve günahları yayalım ki Hazret gelsin diye mi? Hazret geldiğinde ne yapacak? Hazret geldiğinde aynı şeyleri yapmak isteyecek... Eğer elimizden gelse, gücümüz yetse, gidip dünyadaki tüm zulüm ve haksızlıkları kaldırmamız gerekir. Bu bizim şer'i görevimizdir; ancak biz yapamıyoruz. Olan şu ki, Hazret dünyayı adaletle dolduracak; siz görevinizden vazgeçmeyin, siz artık göreviniz yok diye bir şey yok... Evet, elbette dünyayı adaletle doldurmayı biz yapamayız. Yapabilseydik, yapardık ama yapamadığımız için onun gelmesi gerekiyor; şu an dünya zulümle dolu. Siz dünyada bir noktasınız. Dünya zulümle dolu. Zulmün önünü alabiliyorsak, almalıyız; görevimizdir. İslam'ın ve Kur'an'ın zorunluluğudur, bize görev vermiştir, her şeyi yapmalıyız. Ama yapamıyoruz; yapamadığımız için o gelip yapmalı. Ancak biz işi hazırlamalıyız. İşi hazırlamak, işi yakınlaştırmak, işi öyle yapmak ki dünya Hz. Mehdi'nin (a.f) gelmesi için hazır olsun." (Sahife-i İmam, c.21, s.14-17)

Ayetullah Hamanei: "Biz ki İmam-ı Zaman'ı (a.f) bekliyoruz, İmam-ı Zaman'ın (a.f) hükümetinin kurulacağı yönde, bugünkü hayatımızı o yönde inşa etmeliyiz. Elbette biz, ilahi velilerin inşa ettikleri veya edecekleri gibi bir bina inşa edebilecek kadar büyük değiliz; ancak o yönde çalışmalı ve çaba göstermeliyiz." (İmam-ı Zaman'ın (a.f) doğum yıldönümü konuşması; 22/12/1368)

Ayetullah Behçet'in öğrencilerinden olan Hüccetü'l-İslam Salihniya, Fars Haber Ajansı'na verdiği röportajda: Bir keresinde ona (Ayetullah Behçet'e) sordum: "Eğer İmam-ı Asr'ın (a.f) zuhurunun hızlanmasını istiyorsak ne yapmalıyız?" Buyurdu ki: "Onun zuhur zamanında yapmamız gereken şeyleri şimdi yapalım. Eğer o hazır olsaydı, biz hangi işleri yapardık ve hangi işleri yapmazdık? İşte o iyi davranışları ve işleri şimdi yapalım ve kötülükleri şimdi terk edelim, onun zuhuru gerçekleşir." (Fars Haber Ajansı, Haber No: 13910225001443; 27/2/91)

[2]- Tabersi, el-İhticac, c.2, s.499.




Bu haber 587 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI