Bugun...



Zuhur Asrının Genel Siması - 3

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 10-06-2022 10:45

Zuhur Asrının Genel Siması - 3

Rivayetlere göre, vaat edilen iki kişi onların arasında zahir olacaktır. Bunlardan biri fakih veya siyasi lider olan Horasanlı Seyyid ve diğeri ise, Rey ahalisinden esmer ve seyrek sakallı olan askerî komutan Şuayb b. Salih'tir. Bu ikisi İslam sancağını İmam Mehdi'ye (a.f) teslim edecek ve zuhur hareketinde onun ordusuna katılacaklardır. Bu arada Şuayb b. Salih İmam'ın (a.f) bütün ordularının komutanı (Genelkurmay Başkanı) olarak tayin edilecektir.

Ayrıca rivayetlerde diğer bir hareketten de söz ediliyor. Buna göre Suriye'de, Batı yanlısı ve Yahudilerin müttefiki olan Osman Süfyanî bir hareket başlatarak, Suriye'yi ve Ürdün'ü tamamen kendi egemenliği altına geçirecektir:

“Süfyanî'nin hurucu/çıkışı kaçınılmazdır. Bu huruç, toplam on beş ay sürecek. Altı ayı savaş ve katliamlarla geçecek, beş bölgeyi ele geçirdikten sonra o bölgelere hükümranlığı ancak dokuz ay olacak; bir gün bile fazla olmayacaktır.” [1]

Hadislere göre, söz konusu beş bölge Suriye ve Ürdün'ün dışında, muhtemelen Lübnan'ı da kapsamaktadır. Fakat Süfyanî'nin oluşturduğu birlik, meşum ve uğursuz bir birlikten ibarettir. Çünkü onun asıl amacı İsrail'e karşı bir Arap savunma hattı oluşturmak ve Hz. Mehdi'nin (a.f) hükümetine ortam yaratan İranlılara karşı koymak için bir karargâh meydana getirmektir.

Bu yüzden de Süfyanî, Irak'ı işgal etmeye kalkışacak ve kendi güçlerini oraya yerleştirecektir:

“O, yüz otuz bin kişilik orduyu Kûfe'ye gönderecek ve onları “Ravha” ve “Faruk” adlı yerlere yerleştirecektir. Sonra onlardan altmış bin kişi Kûfe'ye yönelecek ve Hz. Hud'un (a.s) mezarının yakınlarında -Nuheyle'de- konuşlanacak… Ben, Süfyanî'nin (veya yardımcısının) Kûfe'de sizin evlerinizin arasında durduğunu görür gibiyim. Münadisi ise şöyle seslenmekte: "Ali Şia'sı olan birinin başını getiren herkese bin dirhem para verilecek." Bunun üzerine komşu kendi komşusuna hücum edecek ve "Bu, Ali'nin Şiîlerindendir!" diyecek.” [2]

O dönemde iç çatışmalar nedeniyle çalkalanan Hicaz, güçlü bir yönetimden nasipsiz olacak. Bu yüzden de Süfyanî Hicaz'a yönelmek ve oradaki zayıf iktidarı güçlendirmek üzere görevlendirilecek. Amacı ise İmam Mehdi'nin (a.f) kıyamını bastırmak için gerekli hazırlığı elde etmektir. Çünkü Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhur alametleri aşikâr olup bütün dillerde dolaşacak ve herkes onun kurtarıcı kıyamını bekleyerek Mekke'deki gelişmelere odaklanacaktır.

Süfyanî'nin ordusu Medine'ye girecek ve birtakım operasyonlar gerçekleştirdikten sonra şehirde nice fesat ve bozgunculuğun çıkmasına yol açacaklar.

Hz. Peygamber’in (s.a.a) soyundan olan İmam Mehdi'nin (a.f) kıyamı Mekke'de başlayacak ve bu haber bütün dünyaya yayılacaktır.

Bunun üzerine Süfyanî'nin ordusu süratle Mekke'ye doğru yönelecek. Fakat o sırada Hz. Peygamber’in (s.a.a) Süfyanî'nin ordusu hakkında haber verdiği mucize gerçekleşecek: Süfyanî'nin ordusu Mekke'ye girmeden yere batacak ve ordudaki herkes yok olacak:

“Sığınan biri Allah'ın evine sığınır. Derken büyük bir ordu ona doğru harekete geçer. Ancak Medine çölüne vardıklarında yere batacaklar.” [3]

Süfyanî Irak'ta İranlıların ve Yemenlilerin eliyle, Hicaz'da ise mucize (ordunun yere batması) sonucu yenilgiye uğradıktan sonra geriye çekilecek, İmam'ın (a.f) Şam'la Kudüs'e doğru ilerleyen ordusunun karşısını almak için geriye kalan askerlerini Şam'a toplayacak.

Rivayetler, İmam'ın (a.f) dostlarının Süfyanî'nin ordusuna karşı Akdeniz sahilinde Akka'dan Antakya ve Sur'a kadarki, iç cephede ise Şam'dan Taberiye ve Kudüs'e kadarki geniş bir alanı kapsayan savaşlarını büyük bir hamaset olarak nitelemektedir. Bu büyük savaşta Allah'ın gazabı Süfyanî'nin ve onun Rumlar (Batılılar) ile Yahudi müttefiklerinin üzerine inecek, ezici ve ağır bir yenilgiden sonra Süfyanî esir düşüp öldürülecektir.

Sonra da Hz. Mehdi (a.f) Müslümanlarla birlikte Kudüs'e girecektir.

Bu arada rivayetler o Hazretin (a.f) zuhuruna zemin oluşturan ve Yemen'de meydana gelen diğer bir hareketten de söz etmektedir. Bu hareketin lideri övülmüş ve ona yardım etmek Müslümanlara farz kılınmıştır:

“Yemânî'nin bayrağı kadar hiçbir bayrak hidayete erdiren değildir. Onun kıyamından sonra halka silah satmak yasaklanır. O hâlde onun yardımına koşun. Ona yardımdan kaçınmak hiçbir Müslümana caiz değildir. Kim kaçınırsa cehennem ehli olur. Çünkü o, insanları hakka ve doğru yola çağırmaktadır.” [4]

Hadislerin birinde, Yemânî ordusunun Irak'a girip Süfyanî ordusuna karşı İranlılara yardım edeceğinden bahsedilir. Anlaşılan o ki, bunlar Hicaz'da da Hz. Mehdi'ye (a.f) yardım etmede büyük ve önemli role sahip olacaklardır.

Rivayetlerden Hz. Mehdi'nin (a.f) Mısır'ı dünya çapında bir kültür ve tebliğ merkezi olarak kullanacağı anlaşılıyor. O Hazretin kendi adamlarıyla birlikte Mısır'a gireceği şöyle beyan edilmiştir:

“Sonra onlar (Hz. Mehdi ve yardımcıları) Mısır'a girerler. O Hazret minbere çıkar ve tüm insanlara hitap eder. Yer adalet sonucu yeni bir hayat bulur, gökyüzü rahmet yağmurunu indirir, ağaçlar aşırı meyve verir, yer bitkilerini yeşertip sakinlerinin ziyneti olur, yabani hayvanlar öyle huzur ve güven içinde olurlar ki evcil hayvanlar gibi her yerde rahat otlarlar. İlim ve bilgi müminlerin kalbini öyle aydınlatır ki hiçbir mümin ilmî açıdan kendi din kardeşine ihtiyaç duymaz. O gün "Allah kendi geniş lütfuyla onların her birini ihtiyaçsız duruma getirir." [5] ayeti her yerde kendisini gösterir.” [6]

Zuhur dönemi ile ilgili rivayetlerde geçen konulardan biri de şudur: Ahir zamanda, Yahudiler yeryüzünde fitne ve fesat çıkaracak, ayette açıklandığı şekliyle azgınlığa ve böbürlenmeye yönelecek, başkalarına üstünlük taslayacaklar. Sonunda Horasan'dan çıkacak sancaktarlar tarafından yok edilecekler:

“Bayraklarını Kudüs'te dalgalandırıncaya kadar hiçbir şey onları kendi kararlarından vazgeçiremeyecektir.” [7]

Bu sefer yüce Allah, Şiîleri ve İranlıları Yahudilerin üzerine gönderecek:

“Üzerinize, kullarımızdan çok güçlü ve savaşçı olan bir grubu göndeririz.” [8]

Bundan maksat, İranlılarla Şiîlerin, İmam'ın (a.f) Kudüs'ü fethetmek için oluşturduğu ordunun büyük bir kısmını oluşturdukları olabilir.

Hadislerde Yahudilerin yenilgiye uğratılmasının ve yok edilmesinin detaylarına yer verilmemiş ve bu olayın bir aşamada mı yoksa birkaç aşamada mı gerçekleşeceğine, zuhurdan önce mi yoksa sonra mı vuku bulacağına değinilmemiştir. Fakat Yahudilerin akıbeti hakkında şu bilgiler aktarılmıştır: Onlar şiddetli bir çatışmada Hz. Mehdi'nin (a.f) ve ordularının kudretli elleri ile helak olacaklar. Bu savaş ise, Şam'ın hâkimi Osman Süfyanî'nin Yahudilerle Rumların (Batılıların) yanında yer alıp onların ön savunma hattında olacağı bir dönemde gerçekleşecektir.

Rivayetlere göre İmam Mehdi (a.f) Tevrat'ın asıl nüshalarını Antakya'daki bir mağaradan ve Filistin'deki dağdan, ayrıca Taberiye gölünden çıkarıp, ona dayanarak Yahudileri mahkûm edecek, onlara birçok mucize ve belirti gösterecektir.

Kudüs'ün özgürlüğü uğruna yapılan savaşlarda sağ kalan Yahudilerden bazıları İmam'a iman ederken, iman etmeyenler Arap topraklarından çıkarılacaklardır. [9]

Rivayetlerden elde ettiğimiz kadarıyla İmam'ın (a.f) zuhurundan az bir süre önce kaynağı doğu bölgesi olan bir dünya savaşı gerçekleşecek: "Yeryüzünde savaşlar çoğalacaktır." Bazı rivayetlerde de bu savaşın bölgesel savaşlar şeklinde ortaya çıkacağı, zararlarının da Amerika ve Avrupa'ya yönelik olacağı yer almaktadır:

“Batı ülkelerinde ateş, yanan odunların alevleri gibi yükselecek.” [10]

“Doğu ve Batı halklarının yanı sıra Müslümanların arasında bile ihtilaflar çıkacak. İnsanlar kapıldıkları korku ve dehşet sonucu büyük bir zorluk ve sıkıntı içinde yaşayacaklar.” [11]

Hadisler ayrıca şunu da bildirmektedir ki, bu savaşın yol açacağı can kayıpları, hem savaştan önce, hem de savaştan sonra ortaya çıkacak olan taun hastalığının yayılmasıyla birlikte dünya nüfusunun üçte ikisini kapsayacak ve direkt olarak Müslümanlara zarar vermeyecektir:

"Dünya nüfusunun üçte ikisi yok olmadıkça zuhur gerçekleşmeyecektir." Ravi, "İnsanların üçte ikisi yok olduktan sonra geriye kim kalacak?" diye sorduğunda, İmam şöyle buyurdu: "Siz geriye kalan üçte bir kısımdan olmak istemez misiniz?!" [12]

Bazı rivayetlerde bu savaşın birkaç aşamada gerçekleşeceğinden söz edilmiştir. Onun son aşaması ise Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhuru, Hicaz'ı kurtarması ve Irak'a girmesinden sonra olacak.

Elbette Hicaz'ın kurtarılması, orada oluşacak olan siyasi boşluk ve hükümet krizi ile alakalıdır.

 

 

--------------

[1]- el-Mu'cem, c. 3, s. 462.

[2]- el-Mu'cem, c. 3, s. 481.

[3]- el-Mu'cem, c. 1, s. 481.

[4]- el-Mu'cem, c. 3, s. 255.

[5]- Nisâ, 130.

[6]- el-Mu'cem, c. 5, s. 83.

[7]- Müsned-i Ahmed, c. 2, s. 365.

[8]- İsrâ, 5.

[9]- el-Mu'cem, c. 1, s. 344.

[10]- el-Mu'cem, c. 5, s. 223.

[11]- el-Mu'cem, c. 3, s. 214.

[12]- el-Mu'cem, c. 3, s. 440.




Bu haber 755 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI