Özet
Ölen her kişinin kıyamet gününde iyi veya kötü bir akıbeti vardır. Buna göre şu soru akıllara gelebilir:
Ergenlik yaşından önce ölen çocukların kıyametteki durumu nasıl olacaktır? Acaba cennete mi, cehenneme mi veya başka bir yere mi gideceklerdir?
Makalenin hazırlanmasındaki asıl hedef, “ergenlik öncesi çocuk yaşta dünyalarını değiştiren çocukların ahiret dünyasındaki yerleridir”. Bu makale, mümin insanların çocukları ve müşrik insanların çocuklarının durumu dikkate alınarak hazırlanmıştır. Akli ve nakli araştırmalar sonucunda mümin ve müşrik insanların çocuklarının akıbetlerinin iyi ve saadet içerisinde olacakları gözlemlenmektedir.
Giriş
Şii ve Sünni kelamcılar ve hadisçiler arasında uzun zamandır tartışılan karmaşık konulardan biri "kıyamette çocukların kaderi" meselesidir. İster Müslüman anne-babadan, ister gayrimüslim anne-babadan doğmuş ve buluğ çağına ermeden ve şer'i sorumluluk yaşına gelmeden doğal ya da ani ölümle dünyadan ayrılan çocuklar. Bu konunun önemi, "ilahi adalet" veya "Allah'ın hikmeti" ile bağlantılı olduğunda ortaya çıkar. Allah kendi adaleti, hikmeti ve merhameti gereğince ahirette bu çocuklara nasıl davranacaktır? Esasen kıyamet gününde, mümin, kafir ve münafık tüm insanların akıbetinin belli olacağı günde, buluğa ermemiş ve mükellef olmayan, doğru yolu seçme ve mutlu bir yaşam sürme fırsatı bulamamış çocukların durumu ne olacaktır?
Bazı insanlar, henüz meyve vermemiş bir fidan gibi olan çocuklarını kaybederler ve onların ölümden sonraki ve ahiretteki kaderleri hakkında endişe duyarlar; çocuklarının akıbetini öğrenmek isterler.
Bu araştırma, ayet ve hadislerden ilham alarak bu konuyu açıklamaya çalışmıştır. Araştırmacı ve yazarların kaleme aldığı kitaplar dikkate alındığında konu ile alakalı olarak bir kitap yazılmadığı, ancak konular arasında işlendiğine rastlanmaktadır. “Allah’ın filleri”, “Hüsn ve gubhun akli yönden ispatı”, “Allah, çocukları azap etmez” başlıkları içerisinde bahsetmişlerdir.
Hadisçiler arasında bu konuya önem veren Allame Meclisi, “Biharu’l Envar” isimli eserinde “Hüccetin dünyada tamamlanmadığı kişiler ve çocuklar” adı altında bir başlık açarak konuyu işlemiştir. Nakledilen hadisler arasında farklılıklar ve zıtlıklar görülmektedir. Bir kısım rivayetler “müşrik insanların çocuklarının öldükten sonra cehennemde babalarına kavuşacakları” yönündedir. Bazı hadisler, “müşrik insanların çocuklarının bir sınava tabi tutulacakları ve bu sınavdan geçtikleri takdirde, cennete gideceklerine” işaret etmektedir. Bazı hadisler de “bu çocukların cennettekilerin hizmetçisi olacaklarına” işaret ettiği yönündedir.
Bu yazıda yukarıda geçen konular dikkatli bir şekilde incelenmektedir. Kur’an-ı Kerim’de üç ayet bu konuya değinmektedir. Bu ayetler Tur suresi 21, Vakıa suresi 17 ve Nisa suresi 98 ve 99. ayetlerde işlenmektedir.
Kıyamette Çocukların Akıbeti
Ergenlik yaşından önce dünyasını değiştiren çocukların akıbeti ve durumları ‘cennet veya cehennem ehli’ konusunda çeşitli görüşler olduğu hatta bazı yerlerde iphamın olduğu gözlemlenmektedir.
Mümin Kişilerin Çocuklarının Akıbeti
Tur suresinin 21. ayetinin tefsiri: “İman eden, soylarından gelenlerin de aynı iman ile kendilerini izledikleri kimselerin yanlarına bu zürriyetlerini katacağız; bununla birlikte kendi amellerinden de bir şey eksiltmeyeceğiz. Herkes kendi yapıp ettiğinin hesabından kendisi sorumlu olacaktır” konusunda Allame Meclisi “Biharu’l-Envar” kitabında “Mecmeu’l Beyan” ve “Tefsir-i Kummi”de nakledilen bir rivayeti nakletmiştir.
“Kıyamet gününde Mümin kişilerin çocukları babalarına döndürülecekler”.
“Amellerinden de bir şey eksiltmeyeceğiz!” Yani babalarının aldıkları sevaplardan bir şey eksilmeyecektir. “Yanlarına bu zürriyetlerini katacağız”, kıyamet gününde mümin insanların çocukları babalarına kavuşacaklardır. “İşlerinden hiçbir şey eksilmeyecektir”.
Yine Tefsir’i Kummi de İmam Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Şii olan müminlerin çocuklarını Hz. Fatıma (s.a) terbiye edecektir.” “Yanlarına bu zürriyetlerini katacağız”. Sonra şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde babalarına gönderileceklerdir” Şüphesiz biz Şialardan olan müminlerin çocukları Hz. Fatıma’nın (s.a) terbiyesinde olacaklardır. “Yanlarına bu zürriyetlerini katacağız” ayeti gereği ‘kıyamet gününde o çocuklar babalarına doğru hidayet edileceklerdir”.
Şia’nın fazilet ve iftiharlarından birisi de Hz. Zehra’nın (s.a) onların çocuklarını terbiye etmeleridir. Yine “Nur’us-Sakaleyn” tefsirinde “Men la Yehzuruhu’l-Fakih” kitabında nakledilen bir hadiste İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah (c.c) Hz. İbrahim (a.s) ve eşi Sara’yı müminlerin çocuklarını cennete bulunan ağaçtan doyurmaları için görevlendirmiştir… Kıyamet gününde müminlerin çocukları pak, giydirilmiş ve güzel kokulu bir şekilde babalarına doğru gönderileceklerdir. Onlar babaları ile birlikte cennetin padişahlarıdır.”
‘Soylarından gelenlerin de aynı iman ile kendilerini izledikleri kimselerin yanlarına bu zürriyetlerini katacağız’ ayetinin tefsiridir. Bu tefsire göre cennetteki müminlerin çocukları değerli elbiseler giydirilecek, güzel kokularla süslenecek ve padişahlar gibi babalarına kavuşturulacaklar.
Allame Meclisi yukarıda nakledilen zahirde uyuşmayan iki hadisi “Şii olan müminlerin çocuklarını Hz. Fatıma (s.a) terbiye edecektir”, “Hz. İbrahim ve eşi Sara’nın sorumluluklarında olacakları” şöyle diyor: Babalarının iman derecelerine göre bazılarının terbiye sorumluluğunu Hz. Fatıma (s.a) ve bazılarının sorumluluğunu da Hz. İbrahim (a.s) ile Eşi Sara’ üstleneceklerdir. Veya Hz. Fatıma (s.a) cennetteki çocukların sorumluluklarını Hz. İbrahim ve eşi Sara’ya verecektir. Buna göre de cennetteki müminlerin çocukları babalarına kavuşacak ve iyi akıbete sahip olacaklardır.
Müşriklerin Çocuklarının Kıyametteki Akıbeti
Müşrik insanların çocuklarının akıbetleri konusunda rivayetler üçe ayrılmaktadır:
a)- Müşriklerin çocuklarının babalarına mülhak olacakları. Yani cehenneme giden babalarına katılacaklardır.
İmam Cafer-i Sadık (a.s) babasından naklettiği rivayette İmam Ali’nin (a.s) şöyle buyurduğu geçmektedir: “Müşriklerin evlatları babaları ile birlikte ateştedirler.”
Bu hadisi açıklarken birkaç noktaya dikkat edilmelidir:
1- Bu hadis senet açısından zayıf ve itibarsızdır; çünkü hadisin nakil silsilesinde yer alan Veheb b. Veheb yalancı ve zayıf olarak bilinmektedir.
2- Bu tür rivayetler Şia’nın inanç temelleri ile uyuşmamaktadır; zira günahsız ve teklifi olmayan bir çocuğu ateşe atmak akli açıdan doğru sayılmadığı gibi, hekim olan Allah tarafından da böyle bir emir kötü ve çirkindir. Hace Nasiruddin Tusi konu hakkında şöyle diyor: “Mükellef olmayan birinin azap edilmesi çirkindir”.
Allame Hilli bu hadisin tefsirinde şöyle diyor: “Heşviyye inancına mensup bazı kişiler Allah’ın müşriklerin çocuklarını azap edeceği ve Eşaire’den de bazılarının müşrik çocukların azap edileceğini caiz bilmektedirler. Adliye, Şia ve mutezile, çocukların azap edilmesinin akli açıdan doğru olmadığını savunmuş ve bu amelinde yüce yaratıcı tarafından kabul edilmeyeceği kanısıyla müşrik çocukların azap edilmesinin yasak olduğunu kabul etmişlerdir. İkinci olarak bu hadisler Kur’an-i öğretilere terstir:
“Kimse, bir başkasının yükünü yüklenmez ve biz, peygamber göndermedikçe hiçbir topluluğu azaplandırmayız.” [1]
Bu ayete göre hiçbir çocuk babasının günahından dolayı azap edilmez. Yine Allah (c.c) hiçbir kimseyi ‘beyan’ olmaksızın ve ‘resul’ göndermeksizin azap etmez.
b)- Bir kısım hadisler müşrik olan çocukların sınava tabi tutulacakları ve onlara “ateşe girme” emri verileceği yönündedir. Eğer emre itaat eder ve ateşe girmeği kabul ederlerse, ateş onlar için soğuk olacak ve ilahi emire itaat ettikleri için de cennete girmeleri emredilir. Ancak ateşe girmeği reddederler ise, Allah (c.c) onları emre itaatsizlikten cehenneme gönderecektir.
“Men la Yehzurhu’l-Fakih” kitabında Abdullah b. Sinan’ın İmam Cafer-i Sadık’tan (a.s) naklettiği bir hadiste müşriklerden ergenlik çağı öncesi ölen çocuklar hakkında sorduğumda şöyle buyurdular: “Ateş yakılacak ve o ateşe girmeleri emredilecektir. Eğer ateşe girerlerse, ateş onlar için serin ve selamet olacaktır. Ancak itaat etmezlerse, Allah (c.c) onlara “sizler benim emrimden yüz çevirdiniz” buyuracaktır. Bu yüzden Allah (c.c) onların ateşe götürülmeleri emrini verecektir.”
Her ne kadar bu hadis senet açısından sahih ve muteber olsa da bazı noktaların müphem olduğu görüldüğü için bu hadise itimadı zorlaştırmaktadır. Hadisin bir kısmında da değinildiği gibi, ahiret dünyası ceza ve mükâfatı alma yeridir, görev ve vazife yeri değil.
1- İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu: “Bugün amel etme günüdür, hesap verme günü değil. Yarın ise, hesap verme günü ve amel etme günü değil.”
2- Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Bugün sizler için amel etme günüdür, hesap verme günü değil. Yarın (kıyamet) sizin için hesap verme günüdür, amel etme zamanı değil.”
Rivayetlerde geçen «وَ لا عَمَلَ» ‘amel yoktur’ ve «ليس فيه عملٌ» ‘o gün amel günü değildir’ tabirleri amel cinsinin olmadığını bildirmektedir. Yani kıyamet günü amel günü değil, hesap günüdür. Olumsuz cümlede yer alan nekre isim, geneli ifade eder. Bu durum hem ergen insanları kapsar ve hem de ergenlik çağı öncesi kişileri. Buna göre kıyamet gününde müşriklerin çocuklarını “mükellef” görmek, var olan hadisler ile uyuşmamaktadır.
Diğer bir konu da normal insanların gücünün yetmeyeceği işleri yapmayı yüce Allah’ın emir vermesi ve sonuç olarak ta ateşe girmeleri meselesidir. Kaldı ki mükellef olmayan ve zayıf olan birinin bu tarz görevlere emredilmesi yapamadığı takdirde de ateşe atılmasıdır. Görevi yerine getirmeye gücü yetmeyen bir çocuğun yakıcı ateşe atılmayı da kabul etmesi nasıl mümkün olabilir? Böyle bir işin kabulü çocuk için mümkün olmayan ve kabul edilmeyecek bir iştir.
Bunun yanı sıra, bu tür rivayetler, seçkin görüşte ortaya konan pek çok delil ve kanıtla çelişmektedir.
c)- Üçüncü grup rivayetler, "müşriklerin çocukları" hakkında İmamlar (a.s) tarafından söylenenlerdir ve bunlar, bu çocukların cennet halkının hizmetkarları olduğunu ifade eder. Örneğin Hz. Peygamber Efendimize (s.a.a) müşriklerin çocukları sorulduğunda şöyle buyurmuştur: "Onlar, cennet halkının hizmetkarlarıdır."
Önemli bir nokta şudur ki, müşriklerin çocukları cennet halkının hizmetkarları olsalar da, bu iş onlar için herhangi bir zorluk ve sıkıntı teşkil etmez. Kur’an-ı Kerim şöyle buyurur: "Onda ne bir yorgunluk ne de bir zahmet dokunacaktır." [2] Aksine onlar, cennet halkı ile birlikte olmaktan ve onlara hizmet etmekten zevk alırlar ve bu işten mutluluk duyarlar. Ayrıca kendileri de cennet nimetlerinden ve tatlı zevklerinden faydalanırlar.
Allame Meclisi, "Kıyamet Günü Çocuklarının Sonu" üzerine rivayetler sunduktan sonra şöyle diyor: "Şii alimleri arasında mümin çocuklarının cennete girmesi konusunda hiçbir ihtilaf yoktur; ancak kelamcılar, kafir çocuklarının cehenneme gitmeyeceğine, aksine ya cennete gideceklerine ya da 'Araf' da (cennet ile cehennem arasında bir yerde) kalacaklarına inanırlar. Diğer taraftan Şii hadisçilerinin çoğu, doğru hadisler referans göstererek, müşrik çocuklarının bir ateşe tabi tutulacağına inanırlar. Kim bu sınavda başarılı olur ve Allah'ın emrini yerine getirirse, cennete girer, aksi takdirde cehenneme sürüklenir."
Devam Edecek…
--------
[1]- İsra,15.
[2]- Fatır, 35.
gaziantep escort,alanya escort,gaziantep escort
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort