Komplo Teorileri

Corona Virüsle yatıp kalktığımız bugünlerde işittiğimiz onlarca komplo teorisi var elbette.

Biyolojik savaşından tutun da Çin’in ekonomisini baltalamak için Amerika’nın ve hatta İsrail’in bunu yaydığı dahi dillendirildi.

Hâlbuki Amerika’da hastalığa yakalananların sayısı 10 bini aşmış ve İşgal Rejimi’nde ise rakam neredeyse bini bulmuş durumda. Amerika ve İsrail gibi iki kan emici şer devletinin kendi ayağına kurşun sıkmayacağını da çok iyi biliyoruz aslında.

Öyleyse safsatalardan uzak bir şekilde neyin ne olduğunu iyice kavramamız icap etmekte.

#EvdeKalTürkiye

Aralık ayının sonlarında kendisini gösteren ve Ocak ayı ile Çin’i oldukça etkileyen bu hastalık kısa bir süre sonra ülke sınırlarını aşıp teker teker çevre ülkelere ulaşmıştı.

Daha sonra başta İran ve diğer komşu ülkelerimizde oldukça hızlı bir şekilde yayılan bu virüs konusunda Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın ve sağlıkçıların çabası takdire şayan idi.

Yapılan çalışmalar, gecesini gündüzüne katıp didinen doktorlar gerçekten birer mücahit hükmündedir. Hatta evinin rızkını temin etmek için dışarıda çalışanlar da birer kutsal asker ve Allah korusun bu halde hastalığa yakalanıp vefat edenler de birer şehit hükmündedirler.

Umre Faciası

Dünya Sağlık Örgütü'nden alınan veriler üzerine oluşturulan raporlara göre, 60 yaş ve üzeri kimselerin bu hastalıktan etkilenmesi diğer yaş gruplarına oranla çok çok daha fazla.

İran’da hızla yayıldığı için sınır kapılarını kapatıp yüzü aşkın talebe ve vatandaşımızın o soğuk havada sınırda mağdur kalmasına neden olan hükümetimiz Corona Virüsün var olduğu ve ölüm vakalarının yaşandığı Arabistan ile yolcu trafiğini kesmediği gibi sanki gidilmesi bir zaruretmiş algısı oluşturulmuş olan Umre konusunda da hiçbir önlem almamış ve nitekim hastalık ülke topraklarımıza Avrupa’dan sonra bir de Umreye gidip gelen turistlerle hızlıca yayılmıştır.

Diyanetin virüsten sonra Umreden dönenler için önlem mahiyetinde aldığı tek şey ise yapılan şu enteresan açıklama olmuştu; “Kul hakkına girersiniz, evlerinizden çıkmayın ve kalabalığa karışmayın!”

Ya Hu! Sen Hacca ve Umreden dönenlerin havaalanlarında bir ordu tarafından karşılandığını ve Umreye gidenlerin de neredeyse yüzde yetmişinin altmış yaş üzeri insanlar olduğunu bilmiyor musun!?

Yapılması gereken şey şuydu; hastalığın olduğu Arabistan’a bile bile gezi düzenleyen Umre firmalarının ve hatta buna izin veren Diyanet’in ağır yaptırımlara ve para cezalarına çarptırılmasıdır.

Onlara kesilecek cezaların ise ücretsiz izne çıkartılan emekçilere verilmelidir. Daha da öte bugünlerde hiçbir faydası olmayan Diyanet İşleri’nin bütçesinin de Sağlık Bakanlığı’na aktarılması olmalıdır.

Neyse ki ikinci dönecek olan grubu kontrol ederek gelecek nesillerimizin kaldığı Ahır Gibi! olan devlet yurtlarına yerleştirdiler de bu sorun bir nebze de olsa çözüme kavuştu. Karantinadan kaçmak isteyen ve polise tüküren amcalar olmasa güzel olurdu.

Peki, gecenin saat üçünde yataklarından kaldırılıp “Hadi evlerinize!” denilen yurt öğrencilerinin hakkına girmediler mi?

Sözümüz yalnızca Umreci taifeye değil elbette; Şeyma Subaşı gibi İtalya’da gezip eğlenen ve İtalya’dan Türkiye’ye dönenlere 14 gün karantina uygulamasının başladığını haber alıp, Yunanistan üzerinden ülkeye giren densizlere de ağır yaptırımlar uygulanmalı.

Ama Bey Amcalar ve Hanım Ablalar

Televizyon ve Sosyal Medya başta olmak üzere sağlık kuruluşlarının da özellikle bu yaş grubuna “Sağlığınız için evinizde kalın!” uyarılarına uymayanların sayısı ise virüs kadar tehlikeli boyutta.

Bu konuda ihtiyat edip, toplum sağlığını korumak ve hatta yaşlıları da evlerinde tutmak için sokak banklarını söküp, oturma alanlarını kaldıran belediyeler var. Ama bunu yaptığı için ne kadar Bey Amcalardan beddua! aldıklarının da farkında değiller.

Öte yandan lütfedip İstanbul ve Ankara gibi iki büyük şehirde kolonya dağıtacağını söyleyen hükümet yetkililerimiz de var çok şükür. Cemaat ve Cuma namazlarının iptali de kesinlikle bir diğer yerinde karardır. Meyhane, bar, pavyon vb. mekânların da kapatılması kimilerinin canını sıksa da olması gerekenin ta kendisidir.

İstanbul Fatih’te bir camide imamın cemaat namazı kıldırmadığı için tartaklanması konusuna hiç de girme taraftarı değilim.

Amcacığım ablacığım n’olur otur evinde, otur ki asude olalım. Rahatça nefes almak varken evinde, solunum cihazına bağlanmak aşkı da nedir sende? Kendini düşünmüyorsun bari seni sevenlerini düşün. Sana bulaşırsa diğerlerine de bulaştıracağının farkında değil misin?

Bir dostumuz yazıp paylaşmıştı;

“Öyle idealist bir virüs ki, dünyayı bu hale getiren yaşlıları asla sevmiyor ve canlarını alıyor.

Orta yaşlılara hayatın anlamını öğretip; 'ayağınızı denk alın!' diyerek korkutuyor.

Gençlere mücadele ruhu aşılıyor.

Çocukları ise seviyor; onları kendi davasının taşıyıcısı olarak görüp kolluyor.”

Ama bildiğim tek şey Dünya’nın bu birkaç aydır rahat nefes aldığıdır. Tabiat eskisi gibi tahrip edilmiyor, araçlar ve fabrikalar doğayı eskisi kadar zehirlemiyor…

İşte Size Asıl Teori; Yaşlılar ve Ölmesi Gereken Emekliler!

Yapılan araştırmalara göre Avrupa ülkelerinde ortalama yaşı en yüksek olan ülke 46,3 yaş ortalaması ile İtalya’dır. İtalya’yı 46,0 yaş ortalaması ile Almanya takip etmektedir. Nüfusun ortalama yaşı İspanya’da 43,6; Finlandiya’da 42,7; Fransa’da 41,6; Birleşik Krallık’ta 40,1 olarak beyan edilmekte.

Hani bir kendini bilmez hadisiz demişti ya; “emekliler bu ülkeye yüktür, külfettir!” diye alın işte komplo teorisinin hasını.

“Corona Virüs yaşlıları vuruyor, yaşlıların çoğu da emekli.”

Varın gerisini siz tamamlayın..