![]() |
Tweet |
Bismillahirrahmanirrahim
Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurdular: "Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır." [1]
Şaban Ayı, İlahi Davet Ayı
Şaban ayının gelişi, bizim için yeniden bir ilahi davet anlamına gelir. Yüce Allah insana şöyle sesleniyor: Seni tekrar davet ediyoruz. Eğer kendin gelmezsen ve bu sofranın başına oturmazsan, artık bu senin sorunundur; biz daveti gönderdik. "ve hazırlanan sofralar" [2] Davet kartı da göndermişlerdir. Peygamberlerin, imamların daveti ve elimizdeki tüm bu rivayetler, bize gönderilen davet kartlarıdır.
Şaban Ayına Girişte Hazırlanmak
Büyük alimler talimat vermişlerdir ki, Recep, Şaban ve Ramazan gibi mübarek aylara girmeden önce bu ay için kalpleriniz hazır olsun diye kendinizi hazırlayınız. [3]
“Hazırlık”, insanın kalbini teslim etmesi ve şöyle demesidir: " Allah'ım! Bu benim kalbimdir. Ne dilersen kendin dök ve ekle! Benim için gerekli olanı sen koy, benim istediğim şeyi değil. Çünkü bilmiyorum ki benim bildiğim şey benim için hayırlı mı, faydalı mı, yoksa yolumu mu kapatacak?"
O zaman bu, “hazır olmak” demektir. Eğer böyle olursa, çok güzel! Allah da cimri değildir. [4]
Şaban Ayının Özellikleri
Şaban ayının özel bir yönü vardır. Bazı rivayetlere göre Hz. Resulullah (s.a.a) onun hakkında şöyle buyurmuştur: "Şaban bana aittir." [5] Bu ayın özelliği, ilahi nazil olma ve inişlerin yüceliğinin sevinç, neşe ve ferahlıkla bir arada olmasıdır. Bu durum Recep ayında yoktur. Ramazan ayında da farklı bir şekildedir.
Ramazan ayı rahmet ayıdır ve insan bunu hissediyor. Recep ayında Tevhit boyutu ağır basar. Ancak Şaban ayı, ruhani boyutu çok güçlü olmasının yanı sıra ruhun genişlemesi, kalbin açılması ve hoş bir hal içinde olmasıyla karakterizedir. Bu, ayın Hz. Resulullah'a (s.a.a) aidiyetinin bir sonucudur.
Bu nedenle, bu meselenin önemli olduğu, nasıl Yüce Allah'ın Ramazan ayına girmeden önce Şaban ayını koyduğudur ve bu da, Ramazan ayının Recep'ten sonra olmadığına dair bir sırdır; önce Recep ayı gelir, o tevhidî etkisini bırakır, ardından Şaban ayında insan için bir ferahlama meydana gelir ve sonrasında o özel rahmete, Ramazan ayında ulaşılır.
Burada Yüce Allah'ın dikkate aldığı yapıda, O'nun farklı tezahürlerinin varyasyonlarını göstererek insanları nasıl getirdiği, nasıl sürüklediği, ruh hallerini ve isteklerini nasıl değiştirdiği ve onlarda varlık arzusunu nasıl uyandırdığı ifade edilmektedir. Şaban ayında O'na doğru harekete geçmek için istek ve arzu yükselir; bu, Şaban ayının özelliğidir. Sanki Ramazan ayından sonra elde edilen faydaların başlangıcı ve ön aşaması Şaban'dan başlıyormuş gibi söylenebilir.
Şaban ayında ilahi faziletlerin yoğunluğu artar; elbette bunu idrak etme yeteneği olanlar için dışa vurum aşamasına ulaşır. Sanki salik Şaban ayında kalıcılık yönünü gözlemlemekte ve Recep ayında aldığı gerçeklerin her birinin perdeleri, Şaban ayında açılmaktadır. Ta ki Ramazan ayına ulaşır ve Ramazan ayında, Rabbimizin geniş rahmetine girdiğinde, kulluk yönünün o şekilde tecelli edecektir. [6]
Merhum Allame Tahrani ve büyük alimler şöyle derlerdi: "Bu üç ay, Allah yolunun yolcuları için ilahi bir lütuftur." Yani Yüce Allah'ın bu üç ayda kullarına özel bir inayet ve teveccühü vardır. [7]
Allah velilerinin Şaban ayı ile ilgili talimatları
1. Murakabe (Gözetim)
Murakabe, salikin bütün hallerinde gözetimde olması ve görevinden sapmamasıdır. Murakabe, geniş bir kavramdır ve salikin makamına göre değişir. Sülukun başlangıcında murakabe, dine ve dünyaya fayda vermeyen şeylerden kaçınmak, ilgilendirmeyen şeylerden “Ma la Ya’ni” [8] uzak durmak ve Allah'ın rızasına aykırı söz ve fiillerden sakınmaktır. [9]
Bu nedenle büyük alimler Şaban ayında murakabe konusunda çok ısrar ederler ve şöyle buyururlardı: "Çok dikkatli olun, Şaban ayı kaçmasın; çünkü bu özel bir tecellîdir." [10]
Bu ayda insan günün tamamında dikkatli olmalıdır. Gündüz ve gece hallerinin birbiriyle sıkı bir bağlantısı olduğunu bilmeli ve her iki zamanda da gerekli dikkati göstermelidir. [11]
Bütün hayatta ve özellikle bu üç ayda (Recep, Şaban ve Ramazan) önemli olan, duyduğumuz, gördüğümüz ve çevremizle ilişkilerimizde karşılaştığımız her şeyi, bize verilen akli temel ve ilkeler çerçevesinde değerlendirmektir. Uygun düşerse uygulayalım ve uygun düşmezse, uygulamayalım. Çünkü kıyamet gününde kimse size yardım etmeyecektir. Elbette bu dünyada da kimse bizim imdadımıza yetişmiyor, kıyamet günü bir yana! Hatta bu dünyada! Gerçekten insan bu dünyada öyle meselelerle karşılaşıyor ki bu da ona ibret oluyor. Mesela biri diğerine "Ben senin için bunu yaptım" diyor. Karşı taraf açıkça "Yapmasaydın!" diyor. Bu, bu dünya için. Ahirete gelince, orada "O gün kişi babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar". Yani orada sadece kendi işleriyle meşguldür. [12]
Büyükler şöyle diyorlardı: "Bu üç ayda kendinize daha fazla dikkat edin. Şimdiye kadar nasıl dikkat ediyordunuz? Dilinize, davranışlarınıza ve düşüncelerinize dikkat ediyordunuz; şimdi bu dikkati biraz daha artırın." [13]
2. Hayal ve Düşüncelerin Düzeltilmesi
Bu üç ayda (Recep, Şaban, Ramazan) tavsiye edilen en önemli şey, insanın zihnini gereksiz düşüncelerden temizlemesi ve zihnine gelen her düşünceye izin vermemesidir. Eğer bir düşünce zihnine gelirse, onu zihninde barındırmamalı ve hemen defetmelidir. Böylece nefis, melekut aleminden gelen nurları kabul edebilecek bir yetkinliğe ulaşabilir. Ve bilmelidir ki, düşünceler ve zihin durumlarıyla birlikte, o ışıklara ve gelen ilhamlara yer kalmamaktadır; bu nedenle zihnini hazırlamalıdır. [14]
3. Beslenmenin Islahı
Merhum Allame Tahrani, beslenme konusuna çok önem verir ve şöyle buyururdu: "Recep, Şaban ve Ramazan aylarında salık, beslenme şeklinde bir değişiklik yapmalı ve bu beslenme hafif olmalı, aynı zamanda onu ibadetler için ayakta tutmalıdır".
O sözlerine şöyle devam ediyor: "Bu üç ayda insan hiçbir zaman tokluk ve ağırlık hissetmemesi gerekir. Yemek öyle olmalı ki, yemek üzerinde hakimiyet kurmamalı, midesini meşgul etmemeli ve düşüncelerini yemeğe yöneltmemelidir. Bu husus, ilahi lütufların celbinde çok önemlidir".
Kendisinden işittiğim bir sözü şuydu: "Salık, Yüce Allah'ın kulları için Recep ayında tahsis ettiği nimeti dolu mideyle almasını beklememelidir; bu mümkün olmayacaktır!" [15]
4. Gece İbadeti ve Tefekkür
Recep, Şaban ve Ramazan aylarının gecelerini çok iyi korumalı ve değerini bilmelisiniz. Recep ve Ramazan kendine özgü özelliklere sahiptir; Şaban ayı da farklı ve çok önemlidir.
Şaban ayında, özellikle 15 Şaban gecesinin ihyası çok fazla fazilete sahiptir. Merhum Allame Tahrani her yıl arkadaşlarıyla birlikte bu geceyi ihya eder ve Kumeyl duasını da okurdu. Uyanık kalmak çok önemlidir. Ancak insan bir-iki saat uyuyup kuvvet toplamalı, sonra uyanık kalmalı ve bu işlere devam etmelidir; yorgunlukla doğru değildir.
Merhum Allame Tahrani de "Ruh-u Mücerred" kitabında, insanın neşesini artıracak ve açlığı giderecek bir şeyler yemesi gerektiğini söylemiştir. [16] Ancak bu ağır bir şey olmamalıdır; meyve ya da çay ve hurma şeklinde olmalıdır. İnsan kendini ağırlaştırmamalıdır. Bir şey yediğinizde ve içinizin daraldığını hissediyorsanız, durun; hatta az bir şey kalmışsa, onu bir kenara bırakın. O neşe ve hafiflik hali üzerinizde hâkim olsun. Bu, insanın daha iyi kullanabileceği en iyi durumdur.
Elbette uyanık kalırken, insan sürekli namaz kılmak veya zikir söylemek zorunda değildir. Büyüklerin sözlerini okuyabilir; Şaban ayının dualarını okuyabilir veya başkasının okumasını dinleyebilir. [17]
5. Sosyal İlişkilerin Düzenlenmesi
Büyüklere göre, Recep, Şaban ve Ramazan aylarına dair diğer bir husus, Allah’a doğru giden saliklerin toplumsal ilişkilerini düzenlemeleri gerekir. Başka bir ibaretle tecrit ve yalnız olmalıdır. Allah’a doğru giden salik kimse, kiminle muhabbet edeceğini bilmeli ve kiminle konuşmanın ve etkileşimde bulunmanın kendisi için faydalı olduğunu, kiminle ilişkinin ise faydasız hatta zararlı olduğunu anlamalıdır. Bir konuşma ve etkileşim, insanın ruh halini değiştirebilir. Benim için bu mesele çok sık gerçekleşmiştir. [18]
"Tecrit", bir köşeye çekilme değil, gereksiz ve zararlı kişilerden ve durumlardan uzaklaşmak ve ilişkilerin düzenlenmesi anlamına gelir. İnsan, ilişkilerini gereklilikler temelinde düzenlemeli, gereksiz bağlantıları kesmelidir. Bu, arkadaşlarla ilişkilerde bile dikkate alınmalı ve ilişkiler hedefli olmalıdır. [19]
6. Oruç Tutmak
Hz. Resulullah (s.a.a) Recep ve Şaban aylarının tamamını oruç tutardı. Büyük alimler de kendi durumlarına göre aynısını yaparlardı.
Şaban ayında oruç tutmak, ilahi lütuf ve nurların kabulü için bir hazırlıktır. Bu meselenin dikkate değer olduğu çok açıktır. Allah, kullarını bu tür lütuflar ve feyizler için nerede davet etmişse, orada oruç ibadetini görürsünüz. Örneğin, oruç tutun ve sonra bu işi yapın ya da ihtiyaçların gerçekleşmesi için üç gün oruç tutun ve sonra ne yapsın, ya da Regaib gecesinden önceki günü oruç tutsun. Tüm bu durumlarda, bu lütufların ve feyizlerin algılanmasında orucun önemli bir rol oynadığını görüyoruz. [20]
Bu nedenle, bu iki aylık oruç için büyük teşvikler vardır ve bununla ilgili birçok bereketli fayda bulunmuştur. Elbette eğer bir engeli yoksa, rahatsızlık yaşamıyorsa, zayıflık üstüne baskın çıkmıyorsa, durumu ve şartları uygunsa; eğer değilse, o kadar azıyla yetinsin. Bu üç ay içerisinde yiyecek miktarını azaltarak nefis, kalbe gelen o ilahi lütuflar ve esintilerden daha iyi faydalanabilsin; kendisini yiyecek ve sindirim organlarıyla meşgul etmesin. Serbest olsun! Serbest kaldığında, bu esintileri daha iyi algılayabilir.
Dolayısıyla Merhum Tahranî, dostların en azından Recep ve Şaban ayında haftada üç gün oruç tutmaya çalışmalarını tavsiye ediyorlardı. Şimdi diğer dört gün ise kendi isteklerine bağlı; ancak bu oruç faziletini kaybetmemek için üç günü tutmalarını öneriyorlar. Bir gün yemek yerler ve kısacası vücut tekrar alışmaya çalışır, ertesi gün tekrar oruç tutarak bu durumu sürdürür ve ilerletir. Oruç için hiçbir sorunları olmayan kişiler de tüm ayı oruç tutsunlar; bunda kusur nedir? Tüm Şaban ayını oruç tutarak oruç ve oruç tutanlar üzerine gelen bereket ve faydalardan yararlanıp zevk alsınlar. [21]
Devam Edecek…
----------
[1]- Zadu'l-Maad, c.1, s.12.
[2]- el-İkbal, s.470, Eminullah ziyaretinden bir bölüm.
[3]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 144.
[4]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 217.
[5]- Zadu'l-Maad, c.1, s.12.
[6]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 211.
[7]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 145.
[8]- Ma La Ya’ni: Gereksiz ve boş iş.
[9]- Lübbu'l-Lubab Risalesi, s.113.
[10]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 211.
[11]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 199.
[12]- Süluk-u Hanıvade, Oturum: 30.
[13]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 198.
[14]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 145.
[15]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 179.
[16]- Ruh-u Mücerred, s.76.
[17]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 198.
[18]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 157.
[19]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 198.
[20]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 211.
[21]- Şerhi Hadis-i Unvan-ı Basri, Oturum: 198.
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
flyjota.com Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu
gaziantep escort,alanya escort,gaziantep escort
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort