Tweet |
Bismillahirrahmanirrahim
İmam-ı Asr'ı (a.f) sürekli anmak:
İmam’ı (a.f) tanımanın etkilerinden ve işaretlerinden biri, onu çeşitli vesilelerle, hatta sürekli ve daimî olarak anmaktır.
Bu durum, ona olan sevginin bir sonucudur. İnsan birini sevdiğinde, sevgisi ölçüsünde onu unutmaz. Kalbi bağı, sevdiğiyle o kadar güçlü olabilir ki onu unutamaz. Bu nedenle, gaybet zamanında marifet ehli, İmam-ı Zaman'ı (a.f) zahiren görmekten mahrum olsalar da onu kalplerinden asla çıkarmazlar.
Elbette İmam Ali'yi (a.s) anmanın dereceleri vardır. Merhum Ayetullah Seyyid Muhammed Taki Musevi İsfahani'nin "Mikyalu'l-Mekarim fi Fevâidi'd-Dua li'l-Kaim (a.f)" adlı değerli kitabında belirttiği gibi, müminler efendilerini anmada iman derecelerine, marifet ve yakin mertebelerine göre farklı derecelere ve çeşitli mertebelere sahiptirler.
Ardından "Mikyâl" kitabının sahibi, İmam-ı Zaman'ın (a.f) anısını gün boyunca canlı tutmanın nasıl olacağına dair hatırlatmalarda bulunmuştur. Biz burada onun ifadelerini aktarıyoruz:
"Sabah olduğunda bil ki, Allah'ın sana verdiği bu hayat o Hazretin (a.f) bereketiyledir. Öyleyse ona şükret ve Allah'a bu nimet için şükret. Kendine dikkat et, sakın bu nimeti onun rızası dışında harcama, yoksa bu senin mutsuzluğuna sebep olur. Eğer bir günah işleme durumuna düşersen, efendinin bu çirkin halini gördüğünü hatırla ve ona olan saygından dolayı günah işleme. Eğer iyi bir iş çıkarsa, onu yapmakta acele et. Bil ki bu, Allah'ın efendinin bereketiyle sana bahşettiği ilahi bir nimettir. Her sabah ve akşam o Hazrete (a.f) selam ver; onu görmeyi özleyen ve ayrılığından yanıp tutuşan bir kölenin selamı gibi; gözyaşları yanaklarından akan ve efendisinin huzurunda durduğuna inanan bir muhlisin selamı gibi.
Namaz vaktin geldiğinde, efendinin Yüce Allah'ın huzurunda durduğu zamanki halini hatırla. Kalp huzuru, beden huşusu ve Allah'tan başka her şeyden gözünü çevirerek o büyük zata uy. Bil ki bu başarıya ulaşman ancak efendinin bereketiyledir. Bu ibadet, ancak o Hazrete (a.f) bağlılık ve ona uymakla kabul edilir. Namazdan çıktığında, o Hazreti (a.f) Allah'a vesile ve şefaatçi kıl ki o namazı senden kabul etsin. Her duadan önce ona dua etmeye başla ve ne zaman bir ihtiyacın olursa, onu o hazrete arz et ve onun dergahına yalvar ki, o da Allah'ın dergahında senin için şefaat etsin ve onu senden gidersin."
Eğer bir kişi o Hazret (a.f) hakkında doğru bir marifete sahipse, bilir ki bu zikrin kendisi en büyük ibadetlerdendir.
İmam-ı Zaman'ı (a.f) zikretmek hem onu hatırlamak ve hem de onu anmaktır. İlki kalbi bir eylem ve ikincisi ise, dışsal bir eylemdir. İlki insanın kendisi için ve ikincisi ise, hem kendisi ve hem de başkaları içindir.
İmam-ı Zaman'ı (a.f) anmanın işaretlerinden biri de imamların anıldığı meclislere katılmaktır.
İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor:
من ذکر بمصابنا فبکی و ابکی لم تبک عینه یوم تبکی العیون ... من جلس مجلسا یحیی فیه امرنا ، لم یمت قلبه یوم تموت القلوب
"Kim bizim musibetlerimizi anıp ağlar ve ağlatırsa, gözlerin ağladığı gün onun gözü ağlamaz... Kim bizim emrimizin ihya edildiği bir mecliste oturursa, kalplerin öldüğü gün onun kalbi ölmez." [1]
----------
[1]- Biharu'l-Envar, c. 44.
gaziantep escort,gaziantep rus escort,gaziantep escort,seks hikayeleri