xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
Bugun...



Hadis Anlama Kuralları - 3

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 06-01-2025 13:15

Hadis Anlama Kuralları - 3

Kelamî Karinelere Dikkat

Konuşmacı, bazı bağlantılı veya bağımsız karinelerle niyetini dinleyiciye iletmesi doğaldır. Bu karineleri göz ardı etme ve sözün ilk anlamını alma, kişiyi konuşmacının amacından uzaklaştıracağı açıktır.

 

Konuşmada yaygın olan bağlantılı (muttasıl) ve bağımsız (munfasıl) karinelerin birçok türü ve çeşidi vardır. Bu karineler arasında ayetler, diğer masumların sözleri, şiirler, atasözleri ve sözü açıklamak veya kanıtlamak için başvurulan benzer şeyler sayılabilir. Karinelerin içeriğine dikkat etmek, konuşmacının amacını anlamada çok etkilidir.

 

İmam Ali (a.s), Muaviye'nin mektubuna cevaben şöyle yazdı:

"...Allah'ın Muhammed'i (s.a.a), dinini tebliğ etmek için seçtiği ve ona tabi olan ashabının da kendisini desteklediğini anlattığın mektubun bana ulaştı. Allah'ın peygamberi vasıtasıyla verdiği nimetini ve içinde bulunduğumuz imtihanını bilmiyormuşuz gibi bize haber vermene şaştık doğrusu! Senin bu durumun; hurması bol olan Hecer'e [1] hurma götürmeye kalkan hurmacıya veya üstadına ok atmayı öğretmeye kalkan öğrenciye benzemektedir." [2]

 

İmam Ali (a.s) amacını ifade etmek için, alıntılanan kısmın sonunda bir atasözünden yararlanmıştır. Bu atasözü üzerinde düşünmek, onun amacını anlamak için uygun bir yoldur. Farsça bilen bir okuyucu, İmam'ın (a.s) sözünü ancak bu atasözünün amacını anlayabildiğinde açıkça kavrayabilir. Aksi takdirde, İmam'ın (a.s) sözünü net bir şekilde anlayamayacaktır. Eğer Hecer bölgesine hurma götürmenin, Farsça'daki "Kirman'a kimyon götürmek" atasözüne denk geldiğini bilirse, o zaman İmam Ali'nin (a.s) sözünün özünü kavramış olur. Bu durum, İmamların (a.s) sözlerinde kullanılan ayetler, hadisler ve şiirler için de geçerlidir.

 

Hadiste Kullanılan Edebi Sanatlara Dikkat

İlahi önderler, alışılmış dili kullanarak insanlarla anlaşır ve iletişim kurarlardı ve diğerleri gibi bazı durumlarda kinaye, mecaz ve diğer edebi sanatlardan yararlanırlardı. Onların amacını anlamak için bu hususları tespit etmek çok önemlidir. Şu örneğe dikkat ediniz:

İmam Bakır'a (a.s) şöyle soruldu: 'Abdest alan ve cariyesinden elini tutup onu mescide götürmesini isteyen bir adam hakkında görüşünüz nedir?' Çünkü bazı insanlar burada temas gerçekleştiğini ve Kur'an-ı Kerim'de "kadınlara dokunma"nın [3] abdesti bozan şeylerden biri olarak belirtilmesine dayanarak böyle bir kişinin abdestinin bozulduğunu düşünüyorlar.

İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Hayır, Allah'a yemin olsun ki böyle değildir ve ben bazen böyle yaparım. "Ev Lamestümün-Nisa" (kadınlara dokunmak)dan kasıt bu değil, kadınlarla cinsel ilişkiye girmektir." [4] Kişinin kinaye ve mecazi anlamı tespit edememesi ve kelimenin gerçek anlamını alması, Yüce Allah'ın maksadından uzaklaşmasına neden olmuştur.

 

Benzer Rivayetlerin Toplanması veya Hadis Ailesinin Oluşturulması

İmam'ın (a.s) amacına yaklaşmak için, bir konuyla ilgili rivayetleri bir araya getirmek ve bunların tümünden yararlanarak İmam'ın (a.s) maksadına ulaşmak gerekir. Nitekim fakihler, hükümleri çıkarırken bunu yaparlar. "Usul-i Kâfi", "Tehzib", "Vesailü'ş-Şia" ve benzeri fıkhi hadis kaynaklarımız, bu amaçla ve benzer hadislere ulaşmayı kolaylaştırmak için yazılmıştır. Bu iş, daha küçük ölçekte fıkhi olmayan rivayetler için "Usul-i Kâfi", "Vafi", "Biharu'l-Envar", "Mekarimu'l-Ahlak" ve Şeyh Saduk'un bazı kitapları ile önceki kitaplarda yapılmıştır. Çağdaş dönemde de her ne kadar bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç olsa da "el-Hayat" ve "Mizanu'l-Hikme" kitapları aynı amaçla yazılmıştır.

 

Bir konuyla ilgili hadisleri toplama işinin çeşitli faydaları vardır. Bu faydalardan bazıları: Konuyla ilgili bir kayıt veya şart varsa, ortaya çıkar; senet veya metindeki bozuklukları tespit edip düzeltmek mümkün olur; hadisin anlaşılmasında büyük etkisi olan farklı metinsel aktarımları tanımak mümkün olur.

 

Karşıt Rivayetlere Dikkat

"Eşya zıtlarıyla bilinir" ilkesi gereğince, Masumların (a.s) amacını anlamak için her bölümdeki karşıt rivayetlerden yararlanılabilir. Çünkü bu iki söz aynı hukuki kişilikten çıkmıştır. Araştırmacılardan biri bu konuda şöyle diyor: "Her kavramın anlam alanı, karşıt kavramıyla sınırlanır ve çoğu durumda tanımlanıp açıklanır... Karşıt iki kavramdan her biri diğeri için büyük bir kısıtlama gibidir ve buna dikkat etmemek, bir hadis ailesinin içinde ortaya çıkan sorunu yaratır ve kısıtlanmış hükmü, kısıtlamayı görmediğimiz için, mutlak ve özel hükmü ise, genel sanırız... Kudema ve öncüler arasında Kuleynî, "Akıl ve Cehalet" ile "İman ve Küfür" kitaplarını düzenlerken Kâfi'de bu yöntemden yararlanmıştır ve günümüzde "Mizanu'l-Hikme" ve "el-Hayat" kitaplarına işaret edilebilir." [5]

 

Soranın İlmi Konumunu Düşünme

Masumun (a.s) amacını anlamanın yollarından biri de sözün muhatabının mevki ve mertebesine dikkat etmektir. Şu rivayete dikkat ediniz:

"Ali b. Cafer'den ve o da Musa b. Cafer'den (a.s) şöyle rivayet eder: Ona 'İçine yaş veya kuru dışkı ya da gübre dolu bir sepet düşen su kuyusundan abdest almak uygun olur mu?' diye sordum. Şöyle buyurdu: "Sakıncası yoktur." Bu rivayette "dışkı" kelimesi mutlaktır. Hem eti haram olan ve hem de eti helal olan hayvanların dışkılarını kapsar. Ancak Şeyh Bahai, bu rivayetin açıklamasında, Ali b. Cafer'in kendisinin fakih olması ve temiz gübre hakkında soru sormanın onun mevki ve mertebesine uygun olmaması nedeniyle, rivayette geçen soru ve cevabın eti haram olan hayvanların gübresiyle ilgili olduğunu düşünmektedir. [6]

 

Hadisin Söylenme Koşullarını Düşünme

Bazı durumlarda, benzer kelimeler ve cümleler, farklı arka planlar nedeniyle farklı anlamlar taşıyabilir. Hadis konularında "söylenme koşulları" olarak bilinen bu arka planlara dikkat etmek, konuşanın amacını anlamada temel bir rol oynar. Meşhur olan "El-Caru summe’d-Dar" (Önce komşu sonra ev) hadisi, hadis kaynaklarında iki farklı söylenme koşuluyla nakledilmiştir. [7] Bir yerde şöyle nakledilmiştir: "... İmam Hasan (a.s) şöyle buyuruyor: "Bir Cuma gecesi annem Fatıma'yı (s.a) gördüm ki sabaha kadar namaz ve dua ile meşguldü. Mümin erkek ve kadınların isimlerini anıp onlar için dua ediyordu. Fakat kendisi için dua etmiyordu. Ben kendisine 'Anneciğim! Neden başkaları için dua ettiğiniz gibi kendiniz için dua etmiyorsunuz?' dedim. Annem 'Evladım! Önce komşu, sonra ev halkı' dedi." [8] Bu sözlerin söylenme koşulları dikkate alındığında, Hz. Fatıma'nın (s.a) bu sözlerle komşuların öncelikli tutulması gerektiğini kastettiği söylenebilir.

 

Aynı "el-Caru sümme'd-Daru" (Önce komşu, sonra ev halkı) sözü başka bir söylenme koşuluyla da söylenmiştir. Bu söylenme koşulu şöyledir: Hz. Peygamber'in (s.a.a) sahabelerinden biri onun huzuruna gelerek şöyle dedi: "Bir ev almak istiyorum. Sizce hangi mahallede olması iyidir; Cüheyne, Müzeyne, Sakif veya Kureyş mahallesinde mi?" Hz. Peygamber (s.a.a) ona cevaben "el-Caru sümme'd-Dar" [9] buyurdu. Bu söylenme koşulu dikkate alındığında, bu sözün anlamı, ev alırken karar verme sürecinde komşuyu değerlendirmenin, yeri değerlendirmekten önce geldiğidir. Bu söz, bahsedilen iki söylenme koşulu olmadan da nakledilmiştir. [10] Anlatılanlar ışığında, söylenme koşulunun konuşanın amacını belirlemedeki etkisinin önemi aşikardır.

 

Bahsedilen noktaları anlamak için, hadis, fıkıh ve diğer İslami ilimlerde kudema ve eskilerin eserlerine başvurmak gereklidir. İmamiye ashabının (Allah hepsinden razı olsun) İmamların (a.s) yaşadığı dönemde ve gaybet döneminde hadis ilmine verdikleri önem kimseye gizli değildir. Bu vesileyle çok sayıda saf bilgiyi kendi kayıtlarına geçirmişlerdir ve bizim görevimiz bunları korumakla birlikte onlardan yararlanmaktır. Hadisler hakkında yazılmış şerhlere, açıklamalara ve dipnotlara başvurmak, birçok belirsizlik ve sorunu çözmeye yardımcı olabilir. Hadis alanındaki araştırmacılar için bu kaynaklara aşina olmak gereklidir.

Ümit edilir ki, hadis alanındaki araştırmacıların belirttiği ve burada bazılarına değinilen kuralları uygulayarak, Hz. Peygamber'in (s.a.a) en değerli yadigarı Masumların (a.s) sünnetine ulaşır ve onu karanlık gecemizin ışığı yaparız.

 

------------

[1]- Hecer, Bahreyn'de hurması bol olan bir şehrin adıdır. 

[2]- Nehcü'l-Belağa, 28. Mektup.

[3]- "Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı da (meshedin). Eğer... veya kadınlara dokunmuşsanız ve su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin." (Maide, 6)

[4]- Muhammed b. Hasan Tusi, İstibsar, c.1, s.87 ve ayrıca bkz: Şeyh Hür Amili, Vesailü’ş-Şia, "Nikah" kitabı, Mehir Bölümleri, bölüm: 55, hadis: 3, c.15, s.67.

[5]- Abdülhadi Mesudi, Hadis Anlama Mantığı, s.176-177.

[6]- Şeyh Tusi, et-Tehzib, c.1, s.263, dipnot 1.

[7]- Bu örnek "Hadis Anlama Mantığı" ders notlarında, s.133'te geçmektedir.

[8]- Şeyh Saduk, İlelü'ş-Şerai, s.182, bölüm: 145.

[9]- Abdullah b. Cafer el-Himyeri, Caferiyat, s.164.

[10]- Şeyh Müfid, el-İhtisas, s.337.




Bu haber 529 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER NURANİ SÖZLER Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI