Tweet |
Bismillahirrahmanirrahim
Ergen ve gençlerin, ergenlik ve gençlik dönemi "Duygusal özellikler" ve "Toplumsal ve sosyal özellikler" olarak ikiye ayrılır ve bunları aşağıda detaylı olarak inceleyeceğiz.
Duygusal Özellikler
Çocuk, ergenlik çağına girdiğinde, biyolojik ve hormonal değişikliklerin yanı sıra, ruhu ve psikolojisi de çalkantıya girer. Duyguları ve hisleri yeni özellikler kazanır. Bu özelliklerden bazıları şunlardır:
1- Hassasiyet
Ergen, kriz döneminde olduğu için özel bir hassasiyete sahiptir. Ona karşı her davranışımıza tepki gösterir. Bazen eleştirilere karşı bağırıp çağırır, kapıları çarpar veya eşyaları fırlatır.
2- Kararsızlık
Bu dönemin duygusal özelliklerinden bir diğeri de kişinin kararsızlık yaşamasıdır. Çünkü okul, aile ve toplumda hâkim olan değerler arasında uyum bulamaz. Her birinin farklı değerler sunduğunu görür ve bu nedenle hangi değeri kabul edeceği konusunda kararsızlık yaşar.
3- İç Heyecanlar
Ergen, bazen yetişkinlere karşı güvensiz ve ilgisizdir; bazen de güvenlidir. Bu dalgalanmalar, iç heyecanlarından kaynaklanır.
4- Davranış Özelliklerinde Çeşitlilik
Ergen ve gencin davranışları olgunlaşmamıştır. Sürekli değişim ve dönüşüm halindedir. Sürekli farklı tutumlar sergiler. Örneğin bazen çalışkandır ve bazen tembellik yapar.
5- Büyüklere Güvensizlik
Duygusal ve davranışsal sorunlarını dile getirirken büyüklere karşı bir tür güvensizlik hisseder. Çünkü onlarla paylaştığı şeylerin başkalarıyla konuşulmasından ve sırlarının açığa çıkmasından korkar.
6- Gerçeklerle Yüzleşmede Endişe Duygusu
Sorunlarla karşılaştığında gerçeklerle yüzleşmekten kaçınmaya çalışır. Bunun sebebi, mantık ve muhakemenin onda zayıf olması ve aklının diğer özelliklerin (gurur, duygular ve hisler gibi) gölgesinde kalmasıdır. Bu özellik erkeklerde daha belirgin olarak görülür.
7- Başarısızlık ve Yetersizlik Hissi
Bazen ergen, kendisinden istenenleri yapamayacağını hisseder. Bu özellik kızlarda daha sık görülür. Çünkü onlar zihinsel olgunluğa erkeklerden daha erken ulaşırlar.
8- Duygusal Alanda Bağımsızlık Çabası
Çocuk ilkokul döneminde, okul yönetiminin söylediği her şeyi kabul eder ve yapar. Ancak ortaokul ve lise döneminde, okul kurallarından rahatsızlık ve nefret duyar. Bazen kurallara aykırı davranır; çünkü bağımsızlığa ulaştığını kanıtlamak ister.
9- Yaşıtlarla Arkadaşlığa İlgi
İnsan, yaşamının tüm aşamalarında başkalarıyla arkadaşlığa ihtiyaç duyar. Ergen ve gençler de bu yaşlarda akran gruplarına daha fazla ilgi duyarlar. Onlarla dostça ve samimi ilişkiler kurar, zamanlarının çoğunu onlarla geçirmek isterler. Bazen bu ilgi ve arkadaşlık aşk seviyesine kadar ilerler. Benzer sorunları olduğu için akranlarına sığınırlar. Birbirleriyle yakınlaşırlar ve hatta davranışları birbirlerini etkiler.
Bu nedenle, bu dönemde arkadaş seçimi büyük önem taşır. Nitekim mutluluk ve saadet de değerli insanlarla arkadaşlık ve dostlukta yatar. Yüce İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İnsanların en mutlusu, değerli insanlarla arkadaşlık ve dostluk eden kişidir." [1]
Bu yüzden ebeveynlerin çocuklarına arkadaş seçiminde ve arkadaşlık sınırlarının belirlenmesinde yardımcı olmaları gerekir.
Bu konuda ebeveynlere yapılabilecek tavsiye, bu yaşlardaki bireyin arkadaşlarına karşı duygularını zedelememeleri gerektiğidir. Bununla birlikte, sorunların çözümünde arkadaşlarından olumlu yönde faydalanmak da çok iyi bir yardım olabilir. İmam Ali (a.s), kendini çatıdan atmak isteyen bir çocuğu kurtarmak için böyle bir yöntem kullanmış ve şöyle buyurmuştur: "Gidin, onun yaşıtlarından ve oyun arkadaşlarından birini getirin ki ona doğru gelsin ve düşmekten kurtulsun."
10- Öfke Anında Davranış Kontrolü Eksikliği
Ergen ve gencin ruh ve psikolojisini etkileyen hoş olmayan durumlara karşı hassasiyeti, öfkelenmesine neden olur. Öfkesi öyle bir boyuttadır ki kontrol edemez. Bu nedenle bu krizden çıkabilmesi ve bu dönemi atlatabilmesi için çevresindekiler kendi sakinlikleriyle onun öfkesini azaltmalıdır.
11- Zihinsel Gelişim İçin Uygun Ortama İlgi
Ergen ve genç, zihinsel gelişimini sağlayabileceği, yaratıcılığını gösterebileceği ve davranışlarının onaylanacağı bir ortam arar.
12- Hubbu Zat (Kendini Sevme)
Evrendeki tüm varlıkların “Hubbu Zat” (kendini sevme) adında ortak bir özelliği vardır. Yani kendilerini severler ve özlerine zarar vermeye çalışan bir şey olduğunda tepki gösterip kendilerini savunurlar. İnsan da böyledir ve çocukluktan itibaren bu özelliğe sahiptir. Bu noktayı çocukların, ergenlerin ve gençlerin eğitiminde, yetiştirilmesinde ve rehabilitasyonunda dikkate almak çok önemlidir. Bu nedenle, eğitim için dayak hiçbir şekilde etkili değildir ve onlara lanet okumak da fayda sağlamayacaktır. Çünkü bu durum "kendini sevmesi"ne aykırıdır.
Özetle, eğitilen kişi üzerinde etkili olacak araçlar kullanmak istiyorsak, bunlar onun "kendi sevgisi"ni etkilemelidir. Örneğin, “teşvik ve sevgi” kendi sevgisiyle uyumludur; ancak “ceza ve şiddet” kendi sevgisiyle uyumsuzdur. Tabii ki göz ardı edilmemesi gereken şey, ruhsal yetersizliği olan kişiler için maddi ve manevi boyutta kendi sevgisinin olumsuz etki yaratacağıdır. Aynı Sadizm olduğu gibi kişinin “hubbu zat”ı (kendi sevgisi) vardır ama bu kendi sevgisi nedeniyle başkalarına zarar verir. Yine de bu durumda onlarla olan tutum, kendi sevgiye aykırı olmamalıdır.
Toplumsal ve Sosyal Özellikler
Toplumsal ve sosyal özellikler de duygusal özellikler gibi ergen ve gençte gelişerek yeni aşamalar oluşturur. Bunlardan bazıları şunlardır:
1- Model Alma ve Taklit Aşaması
Taklit içgüdüsü, çocukluk döneminin başından başlayan ve beş-altı yaşlarında zirveye ulaşan güçlü bir içgüdüdür. Çocuk bu yaşta yeme, giyinme vb. davranışların yanı sıra psikolojik durumları da taklit eder. Örneğin, annenin (veya taklit ettiği herhangi birinin) korkak veya cesur olması onu etkiler. Anne ve babalara, çocukların önünde davranış ve hareketlerine dikkat etmeleri tavsiye edilmelidir. Bir ayna, karşısında biri durduğu sürece görüntüyü gösterir; ancak insan zihni aynadan daha güçlüdür ve kişi ortadan kalksa bile onun görüntüsü kalır.
Eğitmenler ve ebeveynler bu konuda çok önemli bir etkiye sahiptir. Çünkü bu içgüdü ergenlik döneminde de faaliyetini sürdürür. Ergen, eğitmenlerinin ve ebeveynlerinin yanı sıra, büyük ölçüde akranlarını taklit etmeye meyillidir.
Ergenlerde taklit aşaması on iki yaşında başlar. O, özel sınıf arkadaşlarını (akademik ve ahlaki açıdan, gürültü yapma veya düzenli olma gibi) taklit eder. Bu özellik erkeklerde daha belirgindir.
Bu aşamada dikkat edilmesi gereken şey, bazen körü körüne ve bazen de bilinçli olan taklit türleridir. Körü körüne taklitte, taklit eden zararlı veya zararsız her eylemi bilinçsizce takip eder. Ancak bilinçli taklitte taklit eden kişi, taklit edilenin olumlu yönlerini seçer ve bunları takip eder. Uygunsuz davranışları tespit eder, bunları bir kenara bırakır ve taklit etmez.
Bu nedenle ebeveynler ve eğitmenler, ergenleri ve gençleri yaşam konularında körü körüne taklit etmemeleri konusunda uyarmalıdır. Çünkü böyle bir taklit yıkıma neden olur. [2]
2- Kişilikle Gurur Duyma
Kendini özel hissetme arzusu, insanın içgüdüsel eğilimlerinden biridir ve genç nesilde çok güçlüdür. Ergen, giyim tarzı, saç stili ve tepkileriyle gurur duyar ve akranları arasında "hava atar". Kişiliğini göstermeye ve kendini sergilemeye çalışır; büyüdüğünü göstermek ister. Bu bağlamda ebeveynler uygun yaklaşım ve onu uygun kıyafet seçimi ve davranış biçimleri konusunda yönlendirme ile kişiliğine saygı göstererek onu doğru yolda yönlendirebilirler.
3- Özgürlük İsteği
Bu dönemde şiddetlenen eğilim ve özelliklerden biri, sınırsız ve koşulsuz özgürlük isteğidir. Toplumsal kuralları kendi isteklerini tatmin etmenin önünde engel olarak görür. Koşulsuz özgürlükler sapmalara ve sorunlara yol açacağından, doğru yöntemler ve dostça konuşmalarla kontrol edilmelidir.
4- İtaat Aşaması
Bu aşama ortaokulun başından itibaren başlar. Bu özellik bu yaşlarda kızlarda daha belirgindir. Öyle itaatkâr olurlar ki başkaları onların utangaç olduğunu düşünür. Tabii ki bu durumlarda bu itaatin bizim yokluğumuzda nasıl olduğuna dikkat edilmelidir.
-----------
[1]- Biharu'l-Envar, c.15, s.51.
[2]- Elbette dini olan feri meselelerde de taklit vardır ve bu tür bir taklidin bilinçli olması zorunlu değildir. Çünkü bilinçli olunduğunda artık taklit edilemez. Bu tür bir taklide de "körü körüne taklit" denilmez. Çünkü başlangıçta akıl kullanılarak, bilgili ve uzman kişilerle istişare edilerek, şartları taşıyan bir müçtehit seçilir.
gaziantep escort,alanya escort,gaziantep escort
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort