"İşime geleni yaparım, gelmeyeni atarım" dediğimiz bir İslam'ı yaşıyor bazıları.

“İstiaze” ile “İstihaze”nin, “İnsan istibrası” ile “hayvan istibrası”nın anlamını ve farkını sorsan, cevapları olmayanlar, çok rahat müçtehitleri ve alimleri yargılayanlar...

Dinin en önemli farzı olan namazı dahi doğru dürüst bilmeyip, dini konularda fikir ve görüş belirtenler...

Bayramdan bayrama camiden içeri girip cuma hutbelerinin uzunluğunu eleştirenler...

Namaz kılmayıp, camiye gitmeyip, camide yapılan programlar hakkında ileri geri konuşanlar... 

Ramazan ayında oruç tutmayıp, iftar saatini tartışanlar...

Ramazan orucunun ahkamını, farzlarını, mekruhlarını, müstehaplarını bilmeyip, bayram hakkında hüküm verenler...

İnanç ve din konularında hoşumuza gideni, işimize geleni yaparız, gitmeyeni kenara bırakırız mantığındalar.

Allah'ın Kur’an’ın da böyle bir din anlayışı yoktur. Bu tarz bir düşünce kişinin kendi nefsinde kafasında ortaya attığı uyduruk bir safsatadır. Böylelerine susulduğu taktirde zamanla inançlar yozlaşır.

Boşuna dememişler ya "Lafazanı cehenneme atmışlar, orada bile konuşup durmuş; odun neden yaştır" diye. Namaz kılmaz abdesti tartışır; cumaya gitmez cumayı tartışır; oruç tutmaz iftar saatini tartışır; ne zaman bayram olacağına karar verir; ahkam bilmez, erkan bilmez ama her şeye karışma hakkını kendisinde görür. Yani LAFAZAN insanlar hep konuşur, sadece konuşur ama dine amel ve hizmet namına hiçbir şey yapmazlar.

Gördüğümüz kadarıyla insanların en fazla fikir yürüttükleri alanların başında inanç konuları gelmektedir. Söz, dinden başka bir konudan, örneğin konu tıptan, fenden, fizikten, kimyadan açıldı mı, bu dalda eğitimi olmayanlar konuya müdahil olmaz ve görüş ortaya atmazlar. Ancak konu dinden açılınca, daha doğru dürüst taharetini almasını bilmeyenler görüş bildirmeye başlarlar. Herhalde efendilerce dini konular çok kolay ve basit olduğundan dolayı, her önüne gelen dini konularda görüş belirtiyor.

İnsan din ve inanç adına istediği şeyi söyleyebilir mi, kafasına göre din ve inanç konularında her şeyi istediği gibi yorumlayabilir mi?!

Genelde Müslüman camialar Kur’an'ın dininden, Hz. Peygamber efendimizin (s.a.a) tebliğ ettiği İslam'dan, Fatihatü’l-Kitabın Sıratü’l-Müstakiminden uzaklaşıp, yozlaştıkları için din alanında atış serbest olmuş!

Yetkisi olmayan birisi hastanede doktorluk yapsa, terzi olmayan elbise dikse, berberlikte çırak olup işi tamamen kavramayan berberlik yapsa, şiddetle kınanırlar böyleleri. Ancak konu din ve inanç konuları olunca her yerinden kalkan din uzmanı kesilir. Hatta Ehlibeyt (a.s) mektebinin tarihinin ve kökleşmiş itikatlarının aksine, müçtehitlerin, alimlerin hilafına sosyal medyada, sağda solda bir şeyler konuşarak, karalayarak bilgi kirliliği yapanlar, atıp tutanlar bu minvaldedirler.

İnsanlar arasında çıkan toplumsal sürtüşme ve ihtilafların genelinin kökünde cahillik yatmaktadır. Cahil, toplum içerisinde konuştuğu zaman kendisine taraftar bulursa, toplum gerisin geriye gider. Hz. İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor:

“Eğer cahil susmuş olsaydı, insanlar ihtilafa düşmezdi.”

Selam ve dua ile…

Mehdi Aksu