…
İncil’de Hz. Îsâ (a.s)
İnciller’de yer aldığı şekliyle Hz. Îsâ (a.s) ismi ona, meleğin Hz. Yûsuf’a (a.s) [1] ve annesi Hz. Meryem’e (s.a) [2] talimatı doğrultusunda verilmiştir. Batı dillerinde Hz. Îsâ (a.s) karşılığında kullanılan Jesus isminin aslı Yahve kurtuluştur, Yahve kurtarır anlamındaki İbrânîce Yehôşûa’nın kısaltılmış şekli olan Yeşua’dır. Kelime, Iesous şeklinde Grekçe’ye, oradan da Iesus biçiminde Latince’ye geçmiştir. Hz. Îsâ’nın (a.s) ismi İnciller’de ve Pavlus’un mektuplarında Iesous olarak geçmektedir. Ahd-i Atîk’in Yunanca tercümesinde Yoşua [3], Yehôşûa [4] ve Yeşua [5] kelimeleri hep Iesous olarak kaydedilmiştir. Hz. Îsâ (a.s) kelimesine kurtarıcı anlamı vermektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de ve İslâmî literatürde ise Hz. Îsâ (a.s) ismi kullanılmaktadır.
Mesîh sıfatına gelince, Batı dillerinde Christ şeklinde ifade edilen bu kelimenin aslı Grekçe Hristos’tur (Christos). Hz. Îsâ (a.s) ad ve Mesîh ise unvandır. Mesîh sıfatı erken dönemlerden itibaren özel isim gibi kullanılmaya başlanmıştır. Ahd-i Cedîd’de Hz. Îsâ (a.s), Mesîh sıfatı yanında Rab, kurtarıcı, Allah’ın oğlu, Allah’ın kulu, insanoğlu, iyi çoban, yol, gerçek, hayat gibi unvanlar da taşımaktadır.
Hristiyanlığın en belirgin vasfı, Hz. Îsâ (a.s) ile ilgili inanç ve telakkiler üzerine temellendirilmiş bir din olmasıdır. Bu sebeple Hz. Îsâ’nın (a.s) kimliği, tabiatı ve mesajı Hristiyanlık tarihi boyunca çok tartışılmış, onun hakkında pek çok eser kaleme alınmıştır. Ancak hayatına, özellikle de çocukluk ve gençlik yıllarına dair birinci derecede kaynaklar oldukça sınırlıdır; çünkü Hristiyanlık teolojisinde Hz. Îsâ’nın (a.s) dünyevî hayatından çok ölümü, dirilmesi ve semaya yükselmesi önem taşımaktadır. Bundan dolayı Hristiyanlarca muteber ve kutsal (kanonik) sayılan bugünkü İnciller’de onun dünyevî hayatına fazla önem verilmemiş, dünyevî hayatını ön plana çıkaran, çocukluğu ve gençliği hakkında bilgiler veren diğer İnciller ise sahte (apokrif) kabul edilmiştir.
Matta [6] ve Luka [7] İnciller’de Hz. Îsâ’nın (a.s) Beytlehem’de doğduğu bildirilmekle, Markos ve Yuhanna İnciller’de ise Beytlehem’den ve Hz. Îsâ’nın (a.s) orada doğduğundan hiç bahsetmemiş, sadece Nâsıra’yı onun memleketi olarak göstermiştir. [8] Hz. Îsâ (a.s) dünyaya gelmeden önce annesi Hz. Meryem (s.a), Nâsıra’da ikâmet etmekteydi. [9] Mısır dönüşünde de aile yine Nâsıra’ya yerleşmiş ve Hz. Îsâ’nın (a.s) hayatının otuz yılı Nâsıra’da geçmiştir.
Hz. Îsâ’nın (a.s) doğum tarihi kesin şekilde bilinmemekteyse de milâdî başlangıç olarak kullanılan tarihin yanlış olduğu kabul edilmektedir. Bugün kullanılan tarih, VI. yüzyılda yaşamış bir papaz olan Dionysius Exiguus tarafından ortaya konulmuştur. İnciller’de verilen bilgiye göre Hz. Îsâ (a.s), Kral Hirodes günlerinde Beytlehem’de doğmuştur. [10]
Kral Hirodes’in Hz. Îsâ’yı (a.s) öldürme planı üzerine meleğin uyarısıyla Hz. Yûsuf (a.s), Hz. Îsâ’yı (a.s) Mısır’a götürmüş ve Kral Hirodes’in ölümünden sonra geri dönmüşlerdir. [11] Hz. Îsâ’nın (a.s) doğduğu ay ve gün konusunda da kesin bilgi yoktur. Batı kiliselerince kabul edilen 25 Aralık ilk defa IV. yüzyılda doğum günü olarak kutlanmıştır.
İnciller’de, Hz. Îsâ’nın (a.s) annesi Hz. Meryem (s.a), Hz. Zekeriyyâ’nın (a.s) hanımı Elizabeth’in kız kardeşinin çocuğudur. Hz. Meryem (s.a), Hz. Îsâ’yı (a.s) babasız dünyaya getirmiştir. İnciller’de, Hz. Meryem’in (s.a) anne ve babasından bahsedilmemekte, sadece Hz. Îsâ’nın (a.s) doğumundan önce Nâsıra şehrinde oturduğu, Hz. Dâvûd (a.s) evinden Hz. Yûsuf (a.s) adlı bir dülgerle nişanlı olduğu belirtilmektedir. [12] Hz. Meryem’in (s.a) teyzesi Elizabeth, Hz. Meryem (s.a) ile aynı soydan gelmektedir. [13]
Matta İncili, Hz. Îsâ’nın (a.s) şeceresini Hz. Dâvûd (a.s) ve Hz. İbrâhîm’e (a.s) kadar çıkarmakta, böylece Hz. İbrâhîm’e (a.s) yapılan vaadin, ayrıca Yahûdîlik’te beklenen Mesîh’in Hz. Dâvûd (a.s) soyundan olacağına dair inancın Hz. Îsâ’da (a.s) gerçekleştiğini ortaya koymaya çalışmaktadır. [14]
Luka İncili ise, Hz. Îsâ’nın (a.s) beklenen Mesîh olduğunu vurgulamak amacıyla şeceresini vermektedir. [15]
Ancak bu iki İncil’deki şecere listeleri birbirinden farklıdır. Matta’nın listesinde Hz. Dâvûd’dan (a.s) Hz. Îsâ’ya (a.s) kadar yirmi sekiz isim yer alırken, Luka’nın listesinde bu sayı kırk bire çıkmaktadır, isimlerde de farklılık vardır. Hz. Îsâ’nın (a.s) babasız dünyaya geldiği kabul edildiği hâlde her iki liste de Hz. Meryem’in (s.a) nişanlısı Hz. Yûsuf (a.s) ile son bulmaktadır.
Luka İncili’ne göre, Hz. Yûsuf (a.s) ile Hz. Meryem (s.a), imparator Kayser Augustus’un buyruğu üzerine nüfusa yazılmak için Beytlehem’e giderler ve bir ahırda kalırlar. Hz. Meryem (s.a), Hz. Îsâ’yı (a.s) burada doğurur. [16] Doğumun sekizinci gününde ona Îsâ adını koyup, sünnet ettirirler. [17] Kırk gün sonra şeriâta uygun olarak [18] Yeruşalim’e mâbede götürürler ve gerekli takdimelerde bulunduktan sonra Nâsıra’ya dönerler. Kudüs’te Simeon adlı sâlih ve dindar bir adamla kendini mâbede adamış Anna adındaki yaşlı bir kadın onun beklenen Mesîh olduğunu anlarlar. [19]
Hz. Îsâ’nın (a.s) çocukluk ve gençlik yıllarıyla ilgili olarak İnciller’de sadece Fısıh (Paskalya) bayramı münasebetiyle on iki yaşında Kudüs’e götürülmesi olayı zikredilmiştir. [20]
İnciller’e göre Hz. Îsâ’nın (a.s) tebliğ faaliyeti, Hz. Yahyâ (a.s) tarafından vaftiz edilmesi ve şeytan tarafından denenmesinin ardından başlamıştır. Hz. Îsâ’dan (a.s) altı ay büyük olan Hz. Yahyâ (a.s), ondan önce tebliğ faaliyetine başlayarak insanları göklerin melekûtunun çok yakın olduğunu haber verip tövbeye davet eder. Gelenler günahlarını itiraf edip Hz. Yahyâ (a.s) tarafından vaftiz edilir. Otuz yaşlarındaki Hz. Îsâ da (a.s) [21], Hz. Yahyâ (a.s) tarafından vaftiz edilir. Vaftizden sonra Rûhulkudüs onu çöle götürür ve çölde kırk gün, kırk gece oruç tutar. İblîs onu iğvâya çalışır, fakat başarılı olamayınca peşini bırakır.
Şeytanın Hz. Îsâ’yı (a.s) denemesi hadisesi sadece sinoptik İnciller’de yer almaktadır. [22]
Hz. Îsâ’nın (a.s) bir veya üç yıl süren tebliğ faaliyetinin İnciller’den hareketle tam bir kronolojisini çıkarmak zordur; çünkü bazı olaylar İnciller’in bir kısmında yoktur, bazıları da farklı tarihlerle irtibatlandırılmaktadır. Buna rağmen tebliğ döneminin olaylarını şu şekilde sıralamak mümkündür. Hz. Îsâ (a.s), Erden civarında ve Galile’de tebliğ faaliyetine başlar. 27 veya 28 yılı Nisan ayında Paskalya’nın yaklaştığı günlerde Kudüs’e gelir, Paskalya’dan sonra Kudüs’ten ayrılıp Yahûdîye diyarına gider ve burada Hz. Yahyâ (a.s) ile aynı bölgede tebliğ faaliyetinde bulunur, ardından Galile’ye döner. Sinoptik İnciller’in verdiği bilgiye göre Hz. Îsâ’nın (a.s) asıl tebliğ hayatı Galile’de geçer. Bu bölgedeki faaliyetlerini dört safhaya ayırmak mümkündür.
Birinci safha, kendi memleketi olan Nâsıra’dan ilk çıkarılışı ile başlar [23] ve muhtemelen dört ay devam eder. Mûcizeler gösterip, hastaları iyileştiren Hz. Îsâ’nın (a.s) bu ilk dönemdeki mesajı Rabb’in rûhunun kendisiyle birlikte olduğu, fakirlere İncil’i vazetmek için yüce Allah’ın kendisini meshedip gönderdiği fikri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu dönemde Hz. Îsâ (a.s), yüce Allah’ın melekûtunun yakın olduğunu bildirmekte ve insanları tövbeye, İncil’e iman etmeye çağırmaktadır. Hz. Îsâ’nın (a.s) mesajı Yazıcılar ve Ferîsîler’in düşmanlığını celbeder. Ferîsîler’le Hirodesîler onu ortadan kaldırmak üzere anlaşırlar.
İkinci safha, Hz. Îsâ (a.s) Paskalya için Kudüs’e gelir. Bu sırada Ferîsîler’le arası iyice açılır. [24] Galile’ye dönen Hz. Îsâ’nın (a.s) cumartesi günüyle ilgili kural dışı davranışları Yahûdî otoritelerince tepkiyle karşılanır. Ferîsîler, Hz. Îsâ’yı (a.s) yok etme planları kurarken halk büyük bir coşku ile onu takip eder.
Üçüncü safha, on iki havârisini seçen Hz. Îsâ (a.s) dağda yaptığı meşhur vaazla pek çok hakikati dile getirir.
Dördüncü safha, dağ vaazı sonrasında başlamakta ve Kral Hirodes’in Hz. Îsâ’ya (a.s) karşı tavır almasına kadar devam etmektedir. Bu dönemde Hz. Îsâ (a.s) hastaları iyileştirip, çeşitli mûcizeler gösterir; meseller vererek gerçekleri anlatır. Nâsıra’dan ikinci defa çıkarılır, on iki havâriyi İncil’i tebliğ göreviyle çevreye gönderir. Hz. Yahyâ (a.s) şehid edilir. Kendisine inanan Galileliler onu Kral yapmak isterler. [25] Hz. Îsâ (a.s) bölgeden ayrılarak Sûr ve Sayda taraflarına, oradan Dekapol’a gider ve nihayet Kefernahum’a döner. Altı ay süren bu dönem boyunca Hz. Îsâ (a.s) mûcizeler göstermeye ve tebliğde bulunmaya devam eder, ölümünü ve dirilişini önceden haber verir. Kudüs’e gider, Yahûda ve Pere’yi dolaşır, öleli dört gün olan Lazar’ı diriltir. [26] Kudüs’e çok yakın bir yerde vuku bulan bu mûcizevî olay başşehri sarsar. Kudüs’te başkâhin Kayafa’nın teşebbüsüyle toplanan Sanhedrin’de Hz. Îsâ’nın (a.s) yaptıklarının kendileri için tehlike oluşturduğu belirtilir, öldürülmesi için planlar yapılır. [27] Durumu sezen Hz. Îsâ (a.s) oradan ayrılarak Efraim şehrine, oradan da Pere’ye gider. Kudüs’e döner. Bu arada on iki Havâriden biri olan Yahûda İskariyot, Başkâhinlere giderek otuz gümüş karşılığı Hz. Îsâ’yı (a.s) ele vermeyi vaad eder. Ancak Fısıh bayramının birinci gününde Fısıh yemeği sırasında Hz. Îsâ (a.s), Petrus’un sürçeceğini, kendisinin ele verileceğini bildirir, Havârilerinden uyanık durup dua etmelerini ister. Biraz uzaklaşarak secdeye kapanır ve dua eder, Havâriler ise onu dinlemeyip, uyurlar.
Kısa bir süre sonra Hz. Îsâ (a.s) tutuklanır, Havâriler kaçarlar. Hz. Îsâ (a.s), Başkâhin Kayafa ve Sanhedrin tarafından sorgulanırsa da yaptıklarında suç unsuru bulunamaz. Sonunda Başkâhinin mesîh olup olmadığı hususundaki sorusuna karşılık Hz. Îsâ’nın (a.s) açıkça mesîh olduğunu söylemesi üzerine ölümü hak ettiğine karar verilir. Yahûdîler, Hz. Îsâ’nın (a.s) milleti kandırdığını, Kayser’e vergi verilmesine engel olduğunu ve kendisinin Mesîh Kral olduğunu iddia ettiğini ileri sürerek [28] Roma Valisi Pilatus’tan öldürülmesi için onay isterler. Pilatus, Hz. Îsâ’yı (a.s) özel olarak sorguya çeker, iddialarının siyasî ve tehditkâr olmadığını görür [29] ve suçsuz olduğunu açıklayıp serbest bırakmak isterse de halkla karşı karşıya gelmeyi göze alamaz ve Yahûdîlerin ısrarla Hz. Îsâ’nın (a.s) çarmıha gerilmesini istemeleri üzerine sorumluluktan kurtulmak için çare arar.
Hz. Îsâ’nın (a.s) Galile’den olduğunu öğrenince onu Kral Hirodes’e gönderir. [30] Kral Hirodes, Hz. Îsâ’yı (a.s) sorgulayıp, Pilatus’a iade eder. Gönlü Hz. Îsâ’yı (a.s) affetmekten yana olan Pilatus, Yahûdîlerin baskısı karşısında onun çarmıha gerilerek öldürülmesini onaylar.
Bunun üzerine Yahûdîler, Hz. Îsâ’yı (a.s) Golgota denilen yere götürerek, çarmıha gererler. Hz. Îsâ’nın (a.s) başının üzerine “Nâsıralı Îsâ, Yahûdîlerin kralı” diye bir yazı asılır. [31] Hz. Îsâ (a.s) cuma günü sabah saat dokuzda çarmıha gerilir [32] ve öğleden sonra saat üçte rûhunu teslim eder. [33]
Arimatealı Yûsuf, Hz. Îsâ’nın (a.s) cesedini haça gerildiği yerdeki bahçede bulunan hazır bir kabre veya kendisi için kaya içine oyduğu kabre koyar. Ancak pazar günü kabre ziyarete gelenler mezarın boş olduğunu görürler. Bu arada Hz. Îsâ (a.s) dirilmiş olarak onlara görünür. [34]
Ahd-i Cedîd, Hz. Îsâ’nın (a.s) dirildikten sonra on defa Havârilerine ve Şâkirdlerine göründüğünü kaydetmektedir. [35] Hz. Îsâ (a.s) dirildikten sonra kırk gün daha yaşamış, Havârilerine telkin ve tavsiyelerde bulunmuş, daha sonra Havârilerini zeytinlik dağına götürmüş ve oradan semaya alınmıştır. [36]
Hz. Îsâ’nın (a.s) hayatıyla ilgili olarak sinoptik İnciller’le (Matta, Markos, Luka) Yuhanna İncili’nin bakış açısı farklı olduğundan naklettikleri olayların kronolojik sırası da birbirinden farklıdır, ayrıca zaman ve mekânla ilgili işaretler genelde çok muğlaktır.
Sadece sinoptikler dikkate alındığında Hz. Îsâ’nın (a.s) tebliğ hayatı oldukça kısadır ve bu sürede yalnızca bir Fısıh yaşamıştır. Bununla beraber bazı ifade ve işaretler Kudüs’e birden fazla gittiğini düşündürtmektedir. [37] Yuhanna İncili ise hem coğrafî planda hem kronolojik anlamda geleneksel bakış açılarından farklıdır. Ona göre, Hz. Îsâ (a.s) tebliğ faaliyeti döneminde bir değil üç Fısıh yaşamıştır. [38]
Hz. Îsâ’nın (a.s) tebliğ faaliyetine başlamasıyla ilgili en açık tarihî bilgi Luka İncili’ndedir. [39] Luka, Hz. Îsâ’nın (a.s) otuz yaşlarında vaftiz olduğunu belirtmektedir. [40]
İnciller’in dördünde de Hz. Îsâ’nın (a.s) cuma günü çarmıha gerildiği bildirilmektedir. [41] Yuhanna İncili’ndeki bir ifadeye göre [42], Paskalya’nın yeneceği gün (14 Nisan) çarmıha gerilmiştir. [43] Bu husus, Paskalya’nın arefesiyle tarihlenen son akşam yemeği kıssası [44] ve Hz. Îsâ’nın (a.s) ölümü kıssasıyla da [45] teyit edilmektedir. Hz. Îsâ’nın (a.s) öldüğünün ertesi günü büyük bayram günü yani 15 Nisan’dır.
Sinoptik İnciller’deki bazı işaretler de Hz. Îsâ’nın (a.s) ölüm gününün büyük bayram günü yani 15 Nisan olmadığını göstermektedir. [46] Yine sinoptik İnciller son akşam yemeğini Paskalya yemeği olarak takdim etmektedir. [47]
Hz. Îsâ (a.s), Yahûdî dinî takvimine göre 14 Nisan Cuma günü ölmüştür. Yahûdî dinî takvimindeki 14 Nisan’ın cuma gününe rastlaması, milâdî takvimle ya 11 Nisan 27’de ya 7 Nisan 30’da ya da 3 Nisan 33’te olmuştur. Bu bilgilere göre, Hz. Îsâ’nın (a.s) hayatıyla ilgili kronolojik tespit şöyledir:
Milâttan önce 6 veya 5 yılı Hz. Îsâ’nın (a.s) doğumu, milâttan sonra 27 yılı Hz. Yahyâ’nın (a.s) göreve başlaması, 28 yılı kış mevsimi Hz. Îsâ’nın (a.s) vaftiz olması, 28 yılı Nisan ayı Kudüs’te Paskalya bayramına katılması, 30 yılı 6 Nisan son akşam yemeği, 30 yılı 7 Nisan Hz. Îsâ’nın (a.s) ölümü, 30 yılı 9 Nisan dirilişidir.
Hristiyan inancına göre Hz. Îsâ (a.s) yüce Allah’ın bedenleşmiş kelâmıdır, dolayısıyla Tanrı’dır. Tanrı’nın yaratılmamış olan ezelî mesajı bedenleşmiş olup Hz. Îsâ (a.s) olarak insanlar arasında yaşamaktadır. Bu sebeple Hristiyanlar Hz. Îsâ’ya (a.s) “Tanrı oğlu, Rab, Mesîh” unvanlarını vermektedir. İnciller’de Tanrı’nın ondan “oğlum”, onun da Tanrı’dan “babam” diye bahsettiği çeşitli pasajlar Hz. Îsâ’nın (a.s) ulûhiyyetine delil olarak gösterilmektedir. Buna karşılık onun ilâh olmadığını savunanlar da İnciller’e dayanırlar. [48] 325 İznik, 431 Efes ve 451 Kadıköy Konsiller’inde alınan kararlarla insanî ve ilâhî olmak üzere iki tabiatı fakat bir tek şahsiyeti olduğu, Tanrı’nın oğlu olması hasebiyle teslîsin bir uknûm’unu teşkil ettiği resmen tasdik ve ilân edilmiştir.
İnciller’de Hz. Îsâ’nın mesajının özü Yüce Allah’ın melekûtudur. Hz. Îsâ (a.s) tebliğ faaliyetine yüce Allah’ın melekûtunun çok yakın olduğunu, insanların tövbe ederek ona hazırlanmaları gerektiğini vurgulayarak başlamıştır. Melekûtun gelişiyle şeytanın, günahın ve ölümün insanlar üzerindeki hâkimiyeti sona erecektir. Îsâ Mesîh yeryüzüne ilâhî emirleri tamamlamak için gelmiştir. [49]
Hz. Îsâ’nın (a.s) İnciller’de yer alan çok sayıda mûcizesi vardır. Dünyaya gelişi, vaftizi esnasındaki olaylar, su üzerinde yürümesi, suları şaraba çevirmesi, rüzgâra emrederek fırtınayı dindirmesi, incir ağacını kurutması, gelecekten haber vermesi, insanların kalplerinden geçeni bilmesi, hastaları iyileştirmesi, ölüleri diriltmesi, öldükten sonra dirilmesi, göğe yükselmesi, az yiyecekle çok kişiyi doyurması, günahları bağışlaması bunlardandır.
İnciller’de onun çeşitli alâmetlerle geleceği anlatılmaktadır. Hz. Îsâ (a.s) gelmeden önce milletlerarası çatışmalar, kıtlık ve depremler, büyük sıkıntılar olacak, birçokları Mesîh iddiasıyla ortaya çıkacak, daha sonra güneş kararacak, ay ışığını vermeyecek, yıldızlar düşecek ve bütün bunlardan sonra insanoğlu (Îsâ) gelecektir. [50] İnsanoğlu meleklerle beraber gelip, izzet tahtına oturunca deccâlin hâkimiyetine son verecek, iyileri mükâfatlandıracak, kötüleri cezalandıracaktır. [51] Hristiyanlar, Mesîh’in gelişinin vaktini sadece Tanrı bilir inancındadır. [52]
Devam Edecek…
-------------
[1]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 1/21.
[2]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 1/31.
[3]- Kitab-ı Mukaddes, Çıkış, 17/10.
[4]- Kitab-ı Mukaddes, Zekarya, 3/1.
[5]- Kitab-ı Mukaddes, Nehemya, 7/7; 8/7, 17.
[6]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 2/1.
[7]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 2/4.
[8]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 13/54, 57; Markos, 6/1, 4; Luka, 4/16, 24; Yuhanna, 1/45.
[9]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 1/26-27.
[10]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 2/1.
[11]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 2/19-22.
[12]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 13/55.
[13]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 1/5.
[14]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 1/1-16.
[15]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 3/23-28.
[16]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 2/1-7.
[17]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 2/21.
[18]- Kitab-ı Mukaddes, Levililer, 12.
[19]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 2/25-38.
[20]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 1/80; 2/52.
[21]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 3/23.
[22]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 3/13-17, 4/1-11; Markos, 1/12-13; Luka, 4/1-13.
[23]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 4/16-30.
[24]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 5/1-47.
[25]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, Yuhanna, 6/15.
[26]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 11/1-46.
[27]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 11/47-53.
[28]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 23/2.
[29]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 18/33-38.
[30]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 23/7-13.
[31]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 19/19.
[32]- Kitab-ı Mukaddes, Markos, 15/25.
[33]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 27/50; Markos, 15/37; Luka, 23/46; Yuhanna 19/30.
[34]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 28/9-10.
[35]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 28/16-20; Luka, 24/36-43, 50-51; Yuhanna, 20/19-29.
[36]- Kitab-ı Mukaddes, Resûllerin İşleri, 1/3, 9/11.
[37]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 12/1-8; 23/37; Markos, 2/23-27; 11/1; 14/14; Luka, 6/1-5.
[38]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 2/13; 6/4; 12/1.
[39]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 3/1-2.
[40]- Kitab-ı Mukaddes, Luka, 3/23.
[41]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 27/62; Markos, 15/42; Luka, 23/54; Yuhanna, 19/31.
[42]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 18/28.
[43]- Kitab-ı Mukaddes, Korintoslular’a Birinci Mektup, 5/7.
[44]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 13/1.
[45]- Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 19/31.
[46]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 27/32, 57-60; Markos, 15/21, 42-46; Luka, 23/26, 50-54.
[47]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 26/17, 20; Markos, 14/12, 17; Luka, 22/7, 15.
[48]- Kitab-ı Mukaddes, Markos, 10/17-18; Yuhanna, 5/19; 14/28; 17/3.
[49]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 5/17; 6/10; İbrânîler’e İkinci Mektup, 10/9.
[50]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 24/4-44; Markos, 13/24-31; Luka, 17/23-24; 21/25-31.
[51]- Kitab-ı Mukaddes, Matta, 25/31-46.
[52]- Kitab-ı Mukaddes, Markos, 13/32; TDV İslâm Ansiklopedisi, c. 22, s. 465.
gaziantep escort,alanya escort,gaziantep escort
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort