İnsanın anne ve babasına karşı görevleri sadece onların hayatları dönemiyle sınırlı değil, vefatlarından sonra da onların rızasını kazanmak için çaba göstermelidir.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Anne ve babanıza, ister hayatları döneminde ister vefatlarından sonra, iyilik yapmanızı engelleyen şey nedir? Onlar için namaz kılın, sadaka verin, hac yerine getirin ve oruç tutun.” [1]
Dünyadan göçüp berzah âlemine geçen anne ve baba, kendi evlatları tarafından gelecek olan hayırları gözlemektedirler. Bu husustan gafil olmak, anne ve babayı üzerek, evlatların yaşamında olumsuz etki bırakabilir.
Âlemde yapılan iyiliklerin hepsinin olumlu etkisi bulunmaktadır. Bunlardan bazısı bize gizliyken, bazısını da Allah’ın veli kulları bize bildirmiştir. Anne ve babaya iyilik yapmanın pek çok olumlu sonuç ve etkisi bulunmaktadır. Bunlardan birisi, insanın kendi soyundaki olumlu etkidir ki insanın kendi evlatlarının da iyilik ehli olmasını sağlar.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Anne ve babalarınıza iyilik edin ki evlatlarınız da size iyilik etsinler.” [2]
Anne ve babasını düşünmeyen ve onlarla ilgilenmeyen bir insan, kendi evlatlarının ilerleyen zamanlarda onunla ilgilenmesi ve ihtiyaçlarını gidermesini de beklememelidir.
Pek çok etken insan ömrünün uzamasına neden olurken, bazıları da kısalmasına yol açar. Ömürlerini birkaç günlüğüne dahi uzatmak için maddi etkenlerin peşine düşen insanların sayısı oldukça fazladır. Hâlbuki bu insanların pek çoğu, onların ömürlerini uzatacak manevi etkenlerden habersiz ve gaflet içindedir. Şüphesiz ki bu etkenlerden birisi, anne babaya hizmet etmek ve onları sevindirmektir.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Eğer Allah’ın senin ömrünü uzatmasını istiyorsan, anne ve babanı sevindir.” [3]
İnsanın yaşamına maddi ve manevi yönden olumsuz etki bırakan günah ve hatalar, bu olumsuzlukları ortadan kaldırarak dünya ve ahiretteki kötü sonuçlarını engelleyecek bir etkene ihtiyaç duyar. Anne ve babaya iyilik etmek, hata ve günahların kötü sonuçlarını telafi edecek ve kalbin kararmasını engelleyecek etkenlerden birisidir.
Hz. Resulullah’ın (s.a.a) yanına gelen birisi şöyle arz etti: “Allah bana bir kız çocuğu bağışladı. Ergenlik yaşına gelene kadar onu terbiye ettikten sonra, ona elbise giydirdim ve süsledim. Sonra onu bir çukurun kenarına getirerek içine attım. Onun bana söylediği son söz şuydu: ‘Ey baba!’ Şimdi bu günahın kefareti nedir? Hz. Resulullah (s.a.a) buyurdu: Annen Hayatta mı? Hayır, dedi. Buyurdu (s.a.a): Teyzen hayatta mı? Evet, dedi. Buyurdu ki (s.a.a): O zaman ona iyilik et. Çünkü teyze, anne yerindedir ve işlemiş olduğun günahın kefaretidir. Ravi diyor ki, İmam Cafer Sadık’a (a.s), bu olayın ne zaman gerçekleştiğini sordum. Buyurdu ki: Bu, cahiliye dönemiydi ve kız evlatlarını katlediyorlardı.” [4]
İnsanlar cennete ulaşmak için pek çok yolu dener ve farklı ameller yerine getirirler. Ancak bu yollardan bazısından gafil olabilirler. Pek çok farz ve müstehap amel yerine getirmelerine; namaz kılmaları, oruç tutmaları, hacca gitmeleri, evliliklere yardımcı olmalarına rağmen, yaşlı olan anne ve babalarına iyilik etmekten gaflet eder ve onları huzur evine yerleştirirler. Hâlbuki anne ve babanın manevi ve duygusal ihtiyaçları, maddi ihtiyaçlarından çok daha fazladır. Üzülerek söylemek gerekir ki evlatların gaflet ve ilgisizliği yüzünden, anne ve babalar da duygusal ihtiyaçlarından mahrum kalırlar. Anne ve babayla ilgilenmek, onlarla duygusal bağ kurarak manevi ve maddi ihtiyaçlarını gidermek, cennete doğru açılan en önemli yollardan birisidir.
Birisi, İmam Cafer Sadık’a (a.s) şöyle dedi: “Babam oldukça yaşlandı ve gücünü kaybetti. Kendi ihtiyaçlarını yerine getirmek için biz ona yardım ediyoruz. İmam (a.s) buyurdu: Kendin şahsen bunu yapabiliyorsan, mutlaka yerine getir ve lokmayı kendi ellinle ağzına koy. Şüphesiz ki bu, senin için yarın cehenneme siper olacaktır.” [5]
İnsanın kıyamet gününde karşılaşacağı ve oldukça zor olan menzillerden birisi, hesaba çekileceği menzildir. Allah bu menzilde, insanın amellerini inceden inceye araştıracak ve yapıp ettiklerinden dolayı insanı hesaba çekecektir. Hesap menzilinden geçebilmek oldukça zordur. Hesaba çekilmeyi kolaylaştıran bazı etkenler vardır ki bunlardan bir tanesi, anne ve babaya iyilik etmektir.
Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Anne babaya iyilik etmek ve akrabayla irtibat kurmak, hesaba çekilmeyi kolaylaştırır. Sonra şu ayeti [6] tilavet etti: Onlar, Allah'ın korunmasını istediği ilişkileri korurlar, Rablerinden sakınırlar ve kötü hesaptan korkarlar.” [7]
Anne ve babaya iyilik etmenin olumlu pek çok etkisi olduğu gibi, onlara eziyet etmenin ve onları üzmenin de pek çok olumsuz etkisi bulunmaktadır. Bu olumsuz etkilerden dört tanesi şöyledir:
Bazı kötü ameller kimi zaman bu dünyada olumsuz etki bırakmaz ancak kıyamet gününde insanın yakasına yapışır. Diğer bazı kötü ameller de hem dünyada hem de ahirette etkisini gösterir. Bu günahlardan bir tanesi, anne ve babaya kötü davranmak, onları incitmektir.
Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Günahlardan üç tanesinin cezası dünyada verilir ve ahirete ertelenmez. Bunlar; anne ve babayı üzmek, insanlara zulmetmek ve yapılan iyiliğin kadir kıymetini bilmemektir.” [8]
Rızık, insanın ihtiyaçlarını gideren etkendir. Rızkı elde etmek için çaba göstermek gerekir. Kimi zamanlarda insan he ne kadar çala gösterse de rızkına ulaşamaz ve sıkıntılarla karşılaşır. İşte tamda burada, insanın rızkına engel olan etkenler araştırılmalı ve mutlaka ortadan kaldırılmalıdır.
Birisi, İmam Ali’nin (a.s) yanına gelerek şöyle arz etti: “Rızkımı elde etmek için çok sıkıntı çekiyorum. İmam (a.s) buyurdu: Yoksa düğümlü kalemle mi yazıyorsun? Hayır, dedi. Buyurdu: Yoksa yaşça senden büyük olanın önünde mi yol yürüyorsun? Hayır, dedi. Buyurdu: Yoksa fecir vakti girdikten sonra uyuyor musun? Hayır, dedi. Yoksa anne ve babana dua etmeyi terk mi ettin? Evet, dedi. Buyurdu: Onları hatırla. Hz. Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu işittim: Anne ve babaya dua etmeyi terk etmek, rızkın önünü keser.” [9]
İnsan hayatının sonu olarak bilinen can verme anı, her şahıs için farklılık arz etmektedir. Bu an kimisi için kolay, kimisi için de zor ve sıkıntılı geçmektedir. Can verme anının zor ve acı dolu olmasına neden olan etkenlerden biri, anne ve babanın hakkını gözetmemek ve onlara iyilik yapmamaktır.
Ölüm verme anında oldukça acı duyan bir gencin başucunda hazır bulunan Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “La ilahe illallah de! Ancak onun dili tutulmuş ve bu sözü söyleyemiyordu. Hz. Resulullah (s.a.a), bu gencin başucunda bulunan bir kadına şöyle dedi: Acaba bunun annesi var mı? Ben onun annesiyim, dedi. Buyurdu (s.a.a): Ona öfkeli ve memnun değil misin? Annesi: Evet. Altı yıldır onunla konuşmuyorum. Hazret buyurdu (s.a.a): Ondan razı ol. O da kabul ederek; sizin rızanız sayesinde Allah da ondan razı olsun, dedi. Bu sırada Hz. Resulullah (s.a.a) o gence şöyle buyurdu: la ilahe illallah, de. O da söyledi. Hazret (s.a.a); şimdi ne görüyorsun? Kara yüzlü, çirkin görünümlü, kirli elbiseler giymiş ve iğrenç kokan birisini görüyorum. Hz. Resulullah (s.a.a) ondan, şöyle demesini istedi: Ey azı kabul eden ve çoğu affeden, az olanı benden kabul eyle ve çok olanı affet. Şüphesiz ki sen, affeden ve merhametlisin. O genç bunların hepsini söyledi. Hz. Peygamber (s.a.a): Şimdi ne görüyorsun? Nur yüzlü, temiz ve güzel kokan elbiseler giymiş birisinin yanıma geldiğini; çirkin ve iğrenç kokan şahısın da uzaklaştığını görüyorum. Hz. Resulullah (s.a.a) buyurdu: Bu sözleri tekrar et. O genç de tekrar etti. Bunun ardı sıra Hz. Resulullah (s.a.a) buyurdu: Ne görüyorsun? Artık o çirkin adamı görmüyor ve nu yüzlü olan şahsı kendi yanımda görüyorum. Sonra bu genç, bu hâldeyken can verdi.” [10]
Cennet o denli güzel kokmaktadır ki çok uzaklardan bile onun kokusu hissedilir. Ancak anne ve babasını üzen ve öfkelendiren birisi, cennetin bu güzel kokusundan mahrum kalacaktır.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Kıyamet gününde cennetin perdelerinden birisini açınca, cennetin kokusu beş yüz yıl öteden hissedilecektir. Bundan sadece bir grup mahrum olacaktır. Bu grup, anne ve babasını üzen ve öfkelendirenlerdir.” [11]
--------------
[1]- Bihâru’l-Envâr, 71/78.
[2]- Bihâru’l-Envâr, 71/65.
[3]- Bihâru’l-Envâr, 74/81.
[4]- Vesâilu’ş-Şia, 21/449.
[5]- Vesâilu’ş-Şia, 21/505.
[6]- Ra’d, 21.
[7]- Bihâru’l-Envâr, 71/127.
[8]- Bihâru’l-Envâr, 71/74.
[9]- Mehâzin-i Kâşânî, 188.
[10]- Bihâru’l-Envâr, 71/75.
[11]- Vesâilu’ş-Şia, 21/501.
gaziantep escort,alanya escort,gaziantep escort
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort