Tweet |
Bismillahirrahmanirrahim
Cevap: Aziz kardeşim ruh konusunda, İslam âlimleri ve arif ve filozofları arasında üç ayrı görüş vardır.
1- Ruhlar önceden yaratılmış, "Zerr âlemi" veya "elest-kalubela" âleminde onlardan ahit alınmış ve bir takım evreleri kat ettikten sonra, cisimleri yaratıldığında ona dâhil edilmiştir. Bu evreleri kat ederken karşılaştığı bir takım zorluklar neticesinde de o âlemi ve orda geçenleri, verdiği ahdin keyfiyetini falan unutmuştur.
2- Ruhlar bedenlerle birlikte eş zamanlı, ama ayrı olarak yaratılmakta ve bedenlere dâhil edilmektedir.
3- Ruhların yaratılışı bedenle birlikte ve iç içe cismani olarak başlamakta, ama ilerledikçe, tekâmül ettikçe bedenden soyutlaşmakta ve beden öldükten sonra da tecerrüd hayatına, ama bu sefer (Berzah âlemine ait) latif bir misali bedenle devam etmektedir.
İkinci ve üçüncü görüşü benimseyenler, Kur'an'da beyan edilen "Soru ve cevap" olayını fıtrat meselesine bağlıyorlar. Diyorlar ki bundan maksat şudur ki Allah-u Teâlâ insanları tevhid fıtratı üzere yaratmıştır. Yani yozlaşmayan, temizliğini kaybetmeyen, şaibelere bulaşmayan insan fıtratı, daima "Senin Rabbin kimdir?" sorusuna, hal lisanıyla "Evet" cevabı vermektedir. Bu, Rum suresinin bir ayetinde, beyan edilen manaya işaret etmektedir adeta; buyuruyor ki:
"Yüzünü hanif olan dine döndür. O din ki Allah'ın fıtratı (yaratışıdır) ki insanları onun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur..." (Rum, 30)
gaziantep escort,gaziantep rus escort,gaziantep escort,seks hikayeleri