Bugun...



Hz. Peygamber'in (s.a.a) Ülke Liderlerine Yazdığı Mektuplardaki Önemli Noktalar

İslam Peygamberi'nin (s.a.a) mektuplarından kasıt, Hz. Muhammed'in (s.a.a) büyük ülkelerin krallarına yazdığı mektuplardır.

facebook-paylas
Tarih: 17-09-2024 14:09

Hz. Peygamber'in (s.a.a) Ülke Liderlerine Yazdığı Mektuplardaki Önemli Noktalar

Bismillahirrahmanirrahim

 

İslami kaynaklara göre, İslam Peygamberi (s.a.a) hicretin yedinci yılında, Hudeybiye Barışı'ndan sonra ülke krallarına mektuplar gönderdi. Bu krallar şunlardır: İran Kralı Hüsrev Perviz, Roma İmparatoru Heraklius, Mısır'ın büyüğü Mukavkıs, Habeşistan Hükümdarı Necaşi.

 

Beş deri yazılı belge keşfedilmiştir ki bunlar beş önemli mektubun aslını oluşturduğu düşünülüyor. Bu beş mektup, keşfedilme sırasına göre şöyledir: Hz. Peygamber'in (s.a.a) Mısır'daki Kıptilerin büyüğü Mukavkıs'a, Bahreyn hâkimi Münzir bin Savi'ye, Habeşistan Kralı Necaşi'ye, İran Kralı Kisra'ya ve Roma İmparatoru Heraklius'a yazdığı mektuplar.

 

Bu deri yazımları hakkında bazı Müslüman âlimler ve şarkiyatçılar tarafından incelemeler yapılmış ve bunların doğruluğu ve orijinalliği konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Ancak genel olarak, her bir görüş önceki çalışmalara yeni boyutlar eklemiştir.

Tüm temel hadis kitapları, bu mektuplar konusunda fikir birliğine varmıştır. Buhari, Ehl-i Kitab'a, Romalılara ve Arap olmayanlara (Acemlere) mektup yazılmasını özet olarak "Ehl-i Kitap ve Diğerlerine Mektup Yazmak veya Bir Şeyi Mühürlemek İçin Mühür Edinme" başlığı altında aktarmıştır.

Ayrıca Buhari, Kisra'ya mektup yazma haberini "Peygamber'in Kisra ve Kayser'e Mektubu" başlığı altında zikretmiştir. Ancak Heraklius'a mektup yazma ve elçi gönderme olayını üç bölümde detaylı olarak anlatmıştır: "Vahyin Başlangıcı", "Yahudileri ve Hristiyanları Davet Etme ve Neden Savaştıkları", "Âl-i İmran Suresinin Tefsiri".

 

Müslim, Kisra, Kayser, Necaşi, Arap olmayanlar ve Romalılara mektup yazma olayını kısaca iki bölümde anlatmıştır: "Cihad" ve "Altın Yüzüğün Yasaklanması". Heraklius'a mektup yazma konusunu ise, iki bölümde detaylı olarak ele almıştır: "Peygamber'in Heraklius'a Mektupları" ve "Peygamber'in Kâfir Krallara Mektupları".

Ahmed, Müsned'inde Necaşi, Kisra ve Kayser'e mektup yazma konusunu "Kayser'in Elçisinin Allah'ın Elçisine Hadisi" başlığı altında ele almış ve İbn Abbas'ın Kayser'e mektup yazmasını Buhari ve Müslim gibi detaylı bir şekilde aktarmıştır.

 

Bu mektupların incelenmesi gereken önemli özellikleri ve noktaları vardır:

 

1- Hz. Peygamber'in (s.a.a) Mektuplarının Allah'ın Adıyla Başlaması

İslam Peygamberinin (s.a.a) tüm mektupları "Bismillahirrahmanirrahim" ile başlamıştır. Yüce Allah da Kur'an-ı Kerim'de, peygamberliğin başlangıcında sevgili elçisine şöyle öğretmiştir: "Allah'ın adı anılmadan başlanan her iş, eksik kalır ve sona ermez." [1]

 

Görünüşe göre cahiliye döneminde ve İslam'dan önce, Mekke'deki müşrikler yazılarına ve faaliyetlerine "Bismike Allahumme" (Senin adınla Allah'ım) sözüyle başlıyorlardı. Allah'ın Elçisi (s.a.a) peygamberlikle görevlendirildikten sonra, anlamlı ve içerikli "Bismillahirrahmanirrahim" cümlesi her mektubun başında ve her işin başlangıcında kullanılmaya başlandı. Sadece "Hudeybiye Barışı" olayında, Kureyş müşriklerinin temsilcisinin ısrarı üzerine, Hz. Peygamber (s.a.a) İslam ve Müslümanların yararı için "Bismike Allahumme" cümlesinin kullanılmasına izin verdi. [2]

 

2- Hz. Peygamber'in (s.a.a) Mektuplarında Kendi Mübarek İsmini Öne Alması

İslam Peygamberinin (s.a.a) dünya krallarına, valilere, piskoposlar ve diğer önemli şahsiyetlere mektup gönderme yöntemi, "Bismillah"tan sonra kendi mübarek ismini zikretmek şeklindeydi. Şöyle yazardı: "Allah'ın Elçisi Muhammed'den falancaya" veya "Bu, Peygamber Muhammed'den falancaya bir mektuptur" veya "Bu, Peygamber Muhammed'in falancaya yazdığıdır" veya "Allah'ın Elçisi Muhammed'den falancaya".

 

Bu uygulamanın felsefesi, “peygamberlik” makamını yüceltmek ve bu yolla kendi hukuki kişiliğini başkalarına ilan etmek istiyordu. Tıpkı namazın teşehhüdünde, Hz. Resûlullah'ın (s.a.a) kendisi "Şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine salât eyle" diyerek, kendi risaletine şahitlik etmesi gibi; öyle ki diğer Müslümanların da onun risaletine şahitlik etmeleri vaciptir.

 

Bu nedenle, Hz. Peygamber'in (s.a.a) mektubu İran hükümdarının eline ulaştığında, Hz. Resulullah’ın kendi mübarek ismini onun isminden önce yazmasından dolayı öfkelendi ve Hz. Peygamber'in (s.a.a) mektubunu yırttı.

Aynı şekilde, Hz. Resulullah’ın (s.a.a) mektubunu Roma İmparatoru'na okuyan kişi, Hz. Peygamber'in (s.a.a) ismini İmparatorun isminden önce zikrettiğini fark ettiğinde, öfkeden kendini kaybetti ve mektubu yırtmak istedi. [3]

Allah Resulünden (s.a.a) sonra bu uygulama Müslümanlar arasında devam etti. Örneğin, Muhammed bin Hanefiyye'nin İmam Ali'ye (a.s) bir mektupta şöyle yazması gibi: "Müminlerin Emiri Abdullah'a, Ebu Bekir oğlu Muhammed'den". [4]

 

3- Hz. Peygamber'in (s.a.a) Mektuplarında Muhatabı İsmiyle Anması******

İslam Peygamberi (s.a.a), mektuplarının çoğunda "Bismillah" ve kendi mübarek isminden sonra açıkça muhatabın adını zikrederdi. Örneğin Necaşi'ye yazdığı mektubun başındaki şu cümle gibi: "Bu, Allah'ın Elçisi Muhammed'den Necaşi'ye bir mektuptur" veya "Allah'ın Elçisi Muhammed'den Eksem bin Sayfi'ye" veya "Abdullah oğlu Muhammed'den Heraklius'a".

Bazen Hz. Resulullah (s.a.a) bazı mektuplarında kendisinden tekil zamir kullanarak bahsederdi. Örneğin "Ben", "Bana", "Bana geldi" ve "Benim üzerime". Ayrıca bazı durumlarda çoğul zamir kullanırdı. Örneğin "Bize ulaştı", "Bize geldi". [5]

 

4- Hz. Peygamber'in (s.a.a) Mektuplarında Yazım Belagati

İslam Peygamber'inin (s.a.a) hayatı, tamamen nur ve hidayetti. Davranışları insanlar için bir örnek ve modeldi. Onun sözleri hakkında şöyle denmiştir: "İnsanların en fasih, en açık ve en hikmetli konuşanıdır."

Cahiz (ö. 255 h.), Hz. Peygamber'in (s.a.a) belagati hakkında şöyle demiştir: "Allah'ın onu az kelimeyle çok anlam ifade etme özelliğiyle seçkin kıldığını gösteren şey, Hz. Peygamber'in (s.a.a) şu sözüdür: 'Saba rüzgarıyla yardım edildim ve bana özlü sözler verildi.' Yani Allah'ın, Hz. Muhammed'e (s.a.a) has kıldığı ve onu bu sıfatla seçkin kıldığı şey, onun belagatidir; çünkü az kelimeyle çok anlam ifade etmiştir. [6]

 

Hz. Resulullah’ın (s.a.a) mektupları belagat açısından en üst düzeydedir ve onlarda hiçbir eksiklik bulunamaz. Hz. Peygamber'in (s.a.a) mektuplarında, başkalarının mektuplarında nadiren bulunabilecek birkaç özellik vardır.

 

Özet olarak, İslam'ın değerli Peygamberi (s.a.a), peygamberliğinden sonra dünya ülkelerinin ve önemli hükümetlerin liderlerine mektuplar yazmıştır. Bu mektuplar, alışılmış mektuplardan farklı olarak bazı özelliklere sahiptir. Bu özellikler arasında Besmele ile başlama, Hz. Peygamber'in (s.a.a) adını zikretme, kralları isimleriyle anma ve mektupların belagati gibi özellikler vardır.

Ayrıca:

1- Genel konulara odaklanma ve ayrıntılardan kaçınma.

2- Ana konuyu ifade etme ve gerekli olanla yetinme.

3- Sözü uzatmaktan kaçınma ve özlü anlatım ilkesine uyma.

4- Kelimelerin sağlamlığı, örneğin: "Müslüman ol, selamette ol" yani "Eğer Müslüman olmazsan senin için selamet yoktur".

5- Zorlamadan anlamı muhatabın zihnine aktaracak kelimelerin kullanılması. [7]

 

 

-------------

[1]- Tefsir-i Safi, c.1, s.70.

[2]- Ali Ahmedi Miyaneci, Mekatibü’r-Resul (Peygamber'in Mektupları), c.1, s.55-66.

[3]- Ali Ahmedi Miyaneci, Mekatibü’r-Resul, c.1, s.69.

[4]- Ali Ahmedi Miyaneci, Mekatibü’r-Resul, s.70 ve 71.

[5]- Miyaneci, Mekatibü’r-Resul, c.2, s.417.

[6]- El-Beyan ve't-Tebyin, c.2, s.28.

[7]- Mekatibü’r-Resul, c.2, s.417.




Bu haber 839 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EHLİBEYT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI