Annesi, İskenderiye Hakimi Mukavkiş’in Peygamber Efendimize (s.a.a) hediye ettiği kenizi “Mâriye Kıbtiye” idi. [1] Mâriye, güzel ve beyaz tenli, Peygamber Efendimizin (s.a.a) ilgilendiği bir kenizdi. [2] Müslüman olduktan sonra Peygamber Efendimiz (s.a.a) onu eş olarak kabul etmiş ve günümüzde “Meşrebe-i Ümmü İbrahim” diye meşhur ve Ben-i Nezir’in mallarından olan hurma bahçesinde yer vermiştir. [3]

İbrahim b. Muhammed (s.a.a), Allah Resulü’nün (s.a.a) son evladıydı. 8 hk. yılında Medine’de dünyaya gelmiş ve bir küsür yıl geçtikten sonra 10 hk. yılında vefat etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.a), onun ölümünden dolayı çok üzülmüş ve ağlamıştır. Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) emriyle onu Baki mezarlığında defnettiler. Mezarın üzerine kubbe yapılmıştır ki Baki mezarlığının diğer kubbeleri gibi Vahhabiler tarafından tahrib edilmiştir.

İbrahim’in ölümü sırasında güneş tutulmuş ve halk onun ölümü sebebiyle güneşin tutulduğunu zannetmişlerdir. Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Güneş ve ay Allah’ın iki nişaneleridir ve bir kimsenin ölümü ve yaşamı için tutulmazlar.”

Yine İbrahim’in vefatından sonra Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) bazı kadınları “Eğer Muhammed peygamber idiyse, oğlu ölmezdi” diye eleştirdiler. Bazıları da ona “Ebter” (soysuz) dediler.    

Vefat ve Defin

İbrahim bir küsür yıldan sonra Hicri-Kameri 10. yılın Rabiülevvel ayında Salı günü vefat etmiştir. [4] bazıları onun vefatını aynı yılın Recep ayının 18’inde bilmişlerdir. [5] Onun yaşamış olduğu ömrü ihtilaflı olarak 16 veya 18 [6] ya da 22 ay olarak söylemişlerdir. [7]

Bu durumda o, 8 hk. Yılının Zilhicce ayında dünyaya gelmiş ve 10 hk. Yılının Rabiülevvel ayında rihlet etmiş olursa, 16 ay yaşamıştır.

Peygamber Efendimiz (s.a.a) onun ölümünden sonra şöyle buyurmuştur: “Onun cennette dadısı vardır ve süt emme döneminin geri kalanını tamamlayacaktır.” [8]

Peygamber Efendimiz (s.a.a) onun ölümünden dolayı çok üzülmüş ve ağlamıştır. Ona “Siz de ağlar mıydınız?” diye sorulunca, şöyle buyurmuştur: “Yürek yanar ve göz ağlar ama Allah’ı kızdıracak bir söz demiyorum. Bu ağlama sevgi ve yürek yangınındandır.” [9]

Peygamber Efendimiz (s.a.a) İbrahim’in vefatından sonra Ali b. Ebutalib’e (a.s) onun defnedilmesi için hazırlanması emrini buyurdu. İmam Ali (a.s) ona gusül vererek, kefenledi. [10] Sonra Peygamber Efendimiz (s.a.a) “Onu, yardımcımız olan Osman b. Maz’un’un kabri yanında defnedelim” buyurdular.

İbrahim defnedildikten sonra Peygamber Efendimiz (s.a.a) onun kabrinin üzerine su dökülmesi emrini buyurdular. [11]

--------------

[1]- Siretü'n-Nebeviyye, c.1, s.123; el-Maarif, s.143; el-İstiab, c.1, s.54.

[2]- el-Tabegat, c.1, s.107   

[3]- el-Tabegat, c.1, s.107     

[4]- el-Tabegat, c.1, s.115     

[5]- Misbahu'l Müteheccid, s.812.  

[6]- el-Tabegat, c.1, s.112; Ensabu'l Eşraf, c.2, s.88.       

[7]- Tarih-i Yakubi, c.2, s.87.  

[8]- el-Tabegat, c.1, s.111; Musned-i Ebi Ye’la, c.3, s.251; Fethü'l Bari, c.3, s.195.  

[9]- el-Musennif, c.3, s.553; Cemhertü Ensabu'l Arab, c.5, s.146.

[10]- el-Kafi, c.3, s.208.

[11]- el-Tabegat, c.1, s.113; el-İstiab, c.1, s.157.