Tweet |
Din ve dinsel inançlar olmaksızın ahlâkî makamlara ulaşmak mümkün müdür?
Bu sorunun doğru cevabına ulaşmak için birkaç noktaya dikkat çekmem gerekir:
1- İnsan, diğer varlıkların aksine, maddî ve manevi olmak üzere iki boyutludur ve bunların her birinin de kendine özel ihtiyaçları vardır. Bununla birlikte asıl olan insanın ruh ve canıdır; beden ise, ruhun hizmetinde olması, ruhun yöneticiliğinden ve dirayetinden faydalanması gereken bir araçtır ancak.
2- İnsan ruhu, fıtrî-ilâhî eğilim ve güdülere sahiptir. Bu eğilimler, eğitim ve öğretimin ürünü değildir, insanın yaratılışında vardır. Hak arayışı, tapınım, yenilikçilik, erdemi özümsemek [1] gibi eğilimler, bu alandaki bazı örneklerdir.
3- İnsanın en yüce ve en önemli kutsal eğilimlerinden olan fazilet güdümü ve ahlâk eğilimi, insanın varlıksal yapısına nazarla özel bir mekanizmaya sahiptir ve bunun filizlenmesi için çok dakik bir mühendislikle program hazırlanması gerekir.
4- Sözü edilen programın belirlenmesinde konunun bütün boyut ve açıları tanınmalıdır. Ruh ve ruhsal eğilimler alanı, insanın her yanıyla ve her boyutuyla tanıyabileceği bir alan değildir; ancak insanın yaratıcısı olan yüce Allah, onun varlığının bütün isteklerinden, gereksinimlerinden, eğilimlerinden ve yaklaşımlarından haberdardır. İnsanın diğer fıtrî eğilimleri hususunda kimsenin insan için bir program hazırlamaya kadir olmadığı gibi, vahiy göz önünde bulundurulmaksızın, insanın ruhsal filizlenmesi alanında da program belirlemek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle beşerî ekoller düşünsel, etik ve pratik alanların hiçbirinde insanın düşünsel ve etik sorunlarını cevaplayamayacak ve sürekli olarak da çıkmazla sonuçlanacaktır.
5- Dinin bütün bölümlerinin (inanç, ahlâk, amel) fıtrî ve insanın gerçek ihtiyaçlarıyla uyumlu olduğu bu anlatılanlardan anlaşılmaktadır. Bu sebeple dinin bir bölümü –ne dinden ayrı ve ne de dinin kıyısında- olan ahlâk, insanın gerçek mutluluğuna ulaşması için uyması gereken bir takım kurallar ve yasalardır.
6- Bazı batılı filozoflar şöyle demişler: Din ve getirileri olmaksızın da toplumda ahlâk gerçekleştirilebilir, yaratılışa ve meada iman etmek gibi dinî inançlara inanmaksızın da toplum ahlâkî alanlara yönlendirilebilir.[2]
Buna kısaca şu cevap verilebilir: İnsanî alanda bile ahlâkî yasa ve gerekler, dine ve vahye muhtaç olduğu halde, ahlâkî değer düzeninin gerçekleşmesini sağlayacak garantöre nasıl ihtiyaç duyulmaz?! Kesinlikle bu düzenin gerçekleşmesini garanti eden tek dayanak, mebde ve meada inanmak ve iman etmektir. İnsan, ilâhî din ve vahiy sayesinde ve dinin buyruk ve hükümlerine uygun davranmakla ancak ruhunu eğitip filizlendirebilir.[3]
--------------
[1]- Şehit Mutahharî, Fıtrat, s.29.
[2]- Ali Sadat, İslâmî Ahlâk.
[3]- Ali Sadat, İslâmî Ahlâk; Muhammet Taki Misbah Yezdî, Kur'ân'da Ahlâk, c.1; Ahmet Deylemî ve Mesut Azerbaycanî, İslâmî Ahlâk, s.89; Murtaza Mutahharî, İslâm'da Eğitim ve Öğretim, s.118.
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024