İnanmakla iş bitmiyor!!!.
Her birimiz, günlük konuşmalar içerisinde bu sözlere şahit oluyoruz!
Birileri günbegün hedeflerine doğru ilerlerken;
“Müslümanım” diyen insanlar niye birlikte hareket edemiyor, toplu yapılması gereken işlerde neden sloganik sözlerden öteye geçemiyor?
Müslümanlar ilim de, bilim de teknoloji de neden ilerleyemiyor!
İnancımızdan eminsek ve hiçbir sorun görmüyorsak; niçin yerimizde sayıklıyoruz!
Müslümanların hem dünyevi hem uhrevi olarak her konuda çok daha iyi olması gerekmiyor mu?
Gerekiyor gerekmesine de maalesef olmuyor;
çünkü zamanımızı iyi değerlendirmiyoruz! Saatlerce Siyonist ajansların bizlere uygun gördüğü anlamsız, ahlaksız dizileri seyrederek zaman öldürüyoruz! Okumuyor, düşünmüyor, üretmiyor, sadece tüketiyoruz!
Kendimizi geliştirmek için bir şeyler yapmıyoruz, çok fazla rahatımıza ve gösterişimize düşkünüz!
Aklımızı, fikrimizi birilerinin uygun gördüğü “içeriği bomboş” programlarda harcıyoruz!
Kendi menfaatlerimizi toplumsal menfaatlerin üstünde tutuyoruz! Makam, mevki hırslarımız bizleri esir almış!
Öyle ki bir “ödül” uğruna bütün değerlerimizi doğrularımızı satabiliyoruz.
Aklımızla değil duygularımızla hareket ediyoruz!
***
Ne kadar çalışkanız?
Ne kadar istikrarlıyız?
Ne kadar azimliyiz?
Ne kadar üretiyoruz?
Bu soruları kendimize sormamız gerekmiyor mu?
Bir tarafta oturarak kahve içmeyi “zaman kaybı” bilen Siyonistler;
diğer tarafta Siyonistleri destekleyen markalardan “utanmadan “vazgeçmeyen Müslümanlar!
Bir tarafta masa başında çalışırken az uykuyla yetinen Siyonistler;
diğer tarafta vazifelerini sürekli öteleyen yenilgiden, hatalarından ders çıkarmayan ve mücadele vermeyen Müslümanlar!
Bir tarafta inancına ve değerlerine sahip çıkan Siyonistler;
diğer tarafta beş para etmez ve hepsinin içeriği birbirinden basit ahlakı bozan dizilerin önünde saatlerini harcayan Müslümanlar!
***
İnanmak demek; Ehlibeyt misyonunu yüklenmek ve ona göre yaşamaktır!
İnanmak demek; kapalı kapıları açabilmek
her ne olursa olsun inancını, gücünü koruyabilmektir!
inanmak demek; her işte Allah rızasını gözetmek kendi menfaatleri için toplumu satmamaktır!
İnanmak demek farklı fikirlere tahammül edebilmek yeniliklere açık olmaktır!
***
Her gün yüzlerce şehit veren Gazze’ye neden yardımcı olamıyoruz?
Çünkü kendi doğrularına sahip çıkmayan başkalarının doğrularının hizmetçisi olur!
Kendine hedef, plan, program belirlemeyen;
başkalarının planlarının “maşası” olur!
Bugün Gazze’de olduğu gibi Dünya’da bu kadar zulüm yaşanıyorsa Müslümanlar da mahkûm hâlde seyrediyorsa bu soruyu kendine sormalı sorabilmeli!
21 Ağustos 1969 Mescidi Aksa’da çıkan yangını; Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanı şöyle anlatıyor.
Kıble Mescidinde alevler yükseliyor, bölge halkı, cami hoparlörlerinden yapılan anonslarla yardıma çağrılıyordu. Alevler hızla yayılıyordu, korkunç bir sahne vardı.”
Mescidi Aksa’nın yakılması İslam dünyasında tepkilere sebep olmuştu. Bunun üzerine 1969 yılında İslam İş birliği Örgütü kurularak Rabat’ta ilk toplantısını gerçekleştirdi.
Yangına olan tepki kınamaların ötesine geçmemişti.
Dönemin İsrail başbakanı” Golda Meir” “yangına dair şu açıklamayı yapmıştı:
“Hayatımın en zor anı o yangın haberini duyduğum andı. Çünkü o anda Arap ve Müslümanların sabahleyin sınırlarımızdan akın ederek bizi bulacaklarını sanmıştım ama tepkilerini görünce hayatımın en güzel gününü yaşadım ve “anladım ki bu millet hiç uyanmayacağı bir uykuya dalmış.”
Çok doğru bir tespit olmuş!!
Şimdilerde ise Gazze yanıyor; Müslüman milletler bir türlü uyanamıyor!
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024