Tweet |
Cevap: Esbağ b. Nebate, Emirülmüminin (a.s)’nin şöyle buyurduğunu söyler:
“İki yerde Allah’ı hatırla; birisi musibet anında ve diğeri ise, günah ya da yanlış bir işle yüz yüze kaldığın zaman. Günahla karşı karşıya geldiğin zaman Allah’ı hatırlaman çok daha önemlidir; zira O’nu hatırlamak, insanla günah arasında bir perdedir.”
Hiç şüphesiz Allah’ı hatırlamanın dereceleri vardır ve her yerde aynı değildir, bazen insanı her türlü günahlardan alı koyacak bir merhaleye ulaşarak günaha düşülmesi sıradan imkânsızlığa dönüşür[5], bu kimseler Allah’ı hatırlamanın gölgesinde kalpleri dingin, gönülleri uyanık, kalp gözü ve kulakları nurlu ve nefislerini kontrol altına alan sıradan insanlardır.
Halkın birçok bireyleri Allah’ı hatırlamanın orta derecesinde yer alırlar, örneğin bazı günahlara bulaşmış bu insanlar, kesinlikle kan dökmeye, yetimin malını yemeye ve halkın namusuna tecavüz etmeye yanaşmazlar; zira bu gibi konularda ilahi cezanın son derece ağır olacağını bilirler ve onların vicdanları günahlar karşısında direnir.
Bazı insanlarda Allah’ı hatırlamanın derecesi o kadar zayıftır ki bu insanlar şartların münasip olmaması hasebiyle günaha düşmezler ve daha güçlü bir etken onları günah işlemekten alı koyar. Allah’ı hatırlamanın bu zayıf derecesi, tabiri caizse illetinin eksik olduğu bu derece, eğitilip kuvvetlendirilmesi durumunda insanı birçok günahlardan alı koyabilir.
Namaz Allah’ı hatırlama vesilesidir
Namazın sırlarından bir tanesi Allah’ı hatırlatmasıdır ve Kur’an’da namazın felsefelerinden bir tanesini Allah’ı hatırlatma olarak tanıtarak şöyle buyrulur:
“Yalnız bana kulluk et ve beni hatırlamak için namaz kıl.”[6]
Namazın ibadet olması hasebiyle Allah’ın rızasını kastederek kılınması ve böyle olması durumunda ise kesinlikle Allah’ı hatırlama vesilesi olacağını söylememize gerek yoktur.
Bütün bunların yanında namaz kılan kimsenin namaz esnasında söylediği zikirler Allah’a yönelmesine vesile olur; örneğin namaz esnasında Allah’ın övülmesi ve sıfat ve fiillerinin açıklanmasını içeren Hamt Suresi’ni okuruz ve ardından bir kulun O’ndan istemesi gereken çeşitli isteklerde bulunur ve diğer zikirlerle meşgul oluruz.
--------------------
[5] Muhal-i adi ya da sıradan muhal ifadesi, muhal-i aklinin karşısında kullanılır; muhal-i adi, aklen muhal değildir; ama normal süreç içinde gerçekleşmez, tersine muhal-i akli, insanın kanatlanıp uçması örneğinde olduğu gibi aklen böyle bir şeyin olması mümkün değildir- mütercim.
[6] Taha Suresi, 14. ayet
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024