Tweet |
Bismillahirrahmanirrahim
Cevap: Aziz kardeşim, evvela birazdan da açıklayacağımız üzere buradaki "gün"den maksat devre ve aşamadır. Bizim bildiğimiz 24 saatlik zaman dilimi değil. Neden altı aşamada yatıldığına gelince, çünkü yaratılış bu altı aşamayla tekmil edilmiş ve tamamlanmıştır. İsterseniz bu konuyu biraz detaylı olarak ele alalım. Bu vesileyle mesele daha geniş ve detaylı bir şekilde izah edilmiş olur ve yanı sıra belki akla gelen bazı diğer soru ve sorunlar da cevabını bulur.
Bu konu, Kur'ân'ın birkaç suresinde tekrar edilmiş, bir surede ise detaylarına da inilerek izah edilmiştir.
Örneğin A'raf suresinde şöyle buyuruyor:
"Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra da arşa (varlık âlemine) istiva eden (onu idare ve tedbire koyulan) Allah'tır…" (A'raf, 54) Yani hem âlemi yaratan, hem de onu daima tedbir edip yöneten O'dur.
Aynı konu benzer tabirlerle şu surelerde de tekrar edilmiştir: Yunus, 3, Hud, 7, Furkan, 59, Secde, 4, Kâf, 38, Hadîd, 4.
Elbette bu ayetlerdeki günden maksat, bizim bildiğimiz 24 saatlik zaman dilimi değildir. Zira bu "gün" güneşin ve yerin hareketleriyle belirlenen zaman miktarıdır. Hâlbuki o zaman daha yer ve güneş diye bir şey yoktu. Daha yeni yaratılmaktaydı. Arapça lügat kitaplarına bakılırsa, "Yevm" kelimesi hem bugün bizim bildiğimiz güne denir, hem de mutlak zaman ve devreye denir. Peki, o zaman ayetteki günden maksat nedir? Ayetteki günden maksat, devre ve aşamadır. Yani Allah-u Teâlâ varlıkları altı aşamada yaratmıştır. Ki belki her aşama arasında binlerce yılı kapsayan uzun bir devre geçmiştir. Bu devreleri biraz daha tafsilatlı olarak Fussilet suresinde şöyle açıklamaktadır:
*"(Ey Resulüm) deki: "Gerçekten siz yeri iki günde yaratana (karşı) küfre mi sapıyor ve O'na bir takım eşler mi kılıyorsunuz? O alemlerin Rabbidir.
*O (yerde), onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti. Onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere oradaki rızkları dört günde takdir etti.
*Sonra kendisi duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin." İkisi de: "İsteyerek, (itaat ederek) geldik" dediler.
*Böylece onları iki günde (aşama ve devrede) yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan bilen Allah'ın takdiridir." (Fussilet, 9-10-11-12)
Şimdi bu ayetler hakkında bazı nükteleri açıklamamız gerekir:
a) Önceden de değindiğimiz gibi bu ayetlerdeki günden maksat, devre ve merhaledir; şu anda bizim bildiğimiz gün değil.
b) Bu ayetlerde geçen günleri zahirine göre hesaplarsak, bütün âlemin yaratılışı sanki sekiz günde (aşamada) tamamlanmış gibi gözüküyor. İki günde yeryüzü, dört günde yeryüzünde dağların bereket ve rızk vesilelerinin yaratılışı, iki günde ise göklerin yedi kat olarak yaratılışı; toplam sekiz gün ediyor. Oysa diğer ayetlerde bütün âlemin toplam altı günde yaratılışı beyan edilmişti. Zahiri görünüşte çelişki gibi gözüken bu konunun doğru açıklaması şudur ki, göklerin yaratılışı için zikredilen iki gün rızk imkanlarının yaratılışı için zikredilen dört günün içine dahildir. Yani yeryüzünde dağların ve rızk imkânlarının yaratılışıyla eş zamanlı olarak Allah-u Teâlâ yedi kat göğü de yaratmıştır. Dolayısıyla hiçbir çelişki söz konusu değildir.
c) 11. ayette Allah-u Teâlâ’nın yer ve göklerle konuşmasından maksat sözlü bir konuşma değil, Allah'ın yaratılış için iradesi ve tekvinî emridir. Yerin ve göğün cevabı ise tekvini bir cevaptır. Yani onda bulunan maddeler tekvini olarak Allah'a teslim idiler ve istenilen her şekle ve yaratılış biçimine giriyorlardı.
d) 12. ayette "Ve her bir göğe emrini vahyetti" cümlesinden maksat, Allah-u Teâlâ’nın gökleri yarattıktan sonra her gökte görevli kıldığı meleklere görevlerini ve ne yapmaları gerektiğini vahy edip öğretmesidir.
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024