xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
Bugun...



Sahife-i Seccâdiye'de Eğitim Yöntemleri ve Hedeflerinin Temelleri - 3

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 20-01-2025 18:19

Sahife-i Seccâdiye'de Eğitim Yöntemleri ve Hedeflerinin Temelleri - 3

Sahife-i Seccâdiye'de Eğitim Hedefleri

 

Eğitim ve öğretimde hedef, bilinçli olarak faydalı görülen ve gerçekleştirilmesi için uygun eğitsel faaliyetlerin yapıldığı nihai ve arzu edilen durum anlamına gelir. Sahife-i Seccâdiye'nin eğitim hedefleri, insanın kendisini ölçüt alarak nihai ve aracı hedeflere ayırması ve aracı hedeflerin de üç genel kategoriye ve her kategori daha ayrıntılı bölümlere ayrılmasıdır.

 

Nihai Hedef

İmam Zeynelabidin (a.s), Sahife-i Seccâdiye'nin tamamında eğitimin nihai hedefini “Yüce Allah” olarak tanıtır ve tüm dualarda muhatabı dua ve yakarış diliyle o tek hakikate yönlendirir. İmam (a.s), farklı dualarda Allah'ı merkeze alarak, insanın yaşamının tüm yönleriyle merkezinde Allah'ın olması gerektiğini ve “Allah'ın merkez ve hedef” olmasından kastın, yaşamın özünde Allah'ın var olması olduğunu bize anlatıyor.

 

Esasen yaşam yolunda nihai hedefin rolü, O’nun sürekli olarak hissedilmesi ve var olmasından başka bir şey değildir. Ayrıca Hazret (a.s), insanın Allah ile bağlantı yollarını yakınlık, ibadet, güzel yaşam vb. olarak açıklamıştır.

 

Bu arada nihai hedefe ulaşmak için ara basamaklar olan bir dizi aracı hedef de vardır ki, bunlar değerlerini ve önemlerini nihai hedeften alır ve onun doğrultusunda yer alırlar. Aracı hedefler üç genel kategoride özetlenir:

A) “İnsanın Allah ile İlişkisi” Konusunda Sahife-i Seccadiye’nin Eğitim Hedefleri

Sahife-i Seccadiye’de insanın Allah ile bağı, Allah'ı tanıma ve bilme ile başlar, ibadet, tevekkül ve şükür şeklindeki pratik eğilimlerle genişler. Allah ile ilişkide eğitim hedeflerinin genel eksenleri Allah'ı tanıma, O'na iman, ilahi takva, kulluk ve şükürde özetlenir. Bu makalede Allah ile ilişkideki tüm eğitim hedeflerinin ekseni olan en önemli hedefe değineceğiz.

 

Allah'ı Tanımak

Sahife-i Seccadiye’nin eğitimin aracı hedeflerinden biri "Allah'ı tanımak"tır. Bu hedef, nihai hedefe ulaşmanın anahtarıdır. Allah'ı daha çok tanımak, O'na yakınlaşmada önemli bir role sahiptir. Allah'ı tanımadan O'na yakınlaşmak mümkün değildir. [1]

İlahi ahlakla ahlaklanmak, iman ve takva kazanmak, O'na tevekkül etmek ve diğer her şey O'nu daha mükemmel bir şekilde tanımaya bağlıdır. Yüzeysel bir tanıma, zayıf bir bağlantı ve tutunmayı gerektirir. Tam tersine, tanıma ne kadar geniş ve derin olursa, bağlantı zemini o kadar sağlam olur. Bu nedenle İmam Zeynelabidin'in (a.s) Sahife-i Seccadiye’sindeki en önemli eğitim hedeflerinden biri Allah'ı tanımanın daha da güçlendirilmesidir.

 

Bu amaçla İmam (a.s) birçok duada "Allah'ı tanıma" konusunu ele almış, tevhid ve mertebeleri, Allah'ın zatı ve yaratıcı, güçlü, her şeyi bilen, merhametli, zengin, kuvvetli, nimet veren, aziz, hikmet sahibi gibi sıfatlarına değinerek, bilgimizin güçlenmesine ve derinleşmesine yardımcı oluyor.

 

İmam Zeynelabidin (a.s) ilk duada, Allah'a hamd ve şükürle birlikte Allah'ı tanıtmakla başlıyor ve şöyle buyuruyor: "Görenlerin gözlerinin görmekten aciz kaldığı ve tarif edenlerin düşüncelerinin tarifinden yetersiz kaldığı Allah'tır. Kendi kudret ve gücüyle yaratıkları yarattı; onları kendi irade ve isteğiyle, herhangi bir örnek ve model olmaksızın var etti." [2]

 

Bu duada İmam (a.s), Allah'ın zatına ve görülemez olduğuna, ayrıca Allah'ın yaratıcılık sıfatına işaret ederek bizi Allah'ı tanıma ve bilmeye yönlendiriyor. Aynı şekilde Arefe duasının [3] ilk bölümlerinde İmam (a.s) "Allah'ı tanıma" konusunu ele alıyor; böylece bilgi ve tanımamızı artırıyor. İmam (a.s) Arefe duasının bazı bölümlerinde şöyle buyuruyor: "Sen O'sun ki yaratmanda ortak ve ihtiyaç sana yardım etmedi; işinde (her şeyi yaratmada) vezir ve yardımcı sana destek olmadı; senin için görünen ve benzer olmadı." [4]

 

Elbette şunu da belirtmek gerekir ki Allah'ı tanımak, kulların nimet sahibini tanıyabilmeleri ve ‘şükretme ve O'na iman etme’ gibi görevlerini yerine getirebilmeleri için Allah'tan bir lütuftur. İmam Zeynelabidin (a.s) bu konuda ilk duada şöyle buyuruyor: "Kendisini (varlığını, ilmini, kudretini ve hikmetini) bize tanıtan, şükür ve hamdini bize ilham eden, rububiyet ve Rablığına dair ilim kapılarını bize açan, tevhid ve birliğinde ihlaslı olmaya bizi yönlendiren Allah'a hamd olsun." [5]

 

Dolayısıyla bu bölümler, Sahife-i Seccâdiye’de geçen diğer birçok dua ve İmam'ın (a.s) bu konudaki vurgusu göz önüne alındığında, Sahife-i Seccâdiye'nin eğitim hedeflerinden birinin, takipçilerini Allah'ı tanımaya yönlendirmek ve inanç sistemlerini düzeltmek olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

 

B) “İnsanın Kendisiyle İlişkisi” Konusunda Sahife-i Secâdiye'nin Eğitim Hedefleri

Sahife-i Seccâdiye'nin eğitim hedefleri silsilesinden diğer bir aracı hedef, insanın kendisiyle ilişki ve irtibatı alanında ortaya çıkıyor. İnsan, Allah'ıyla ilişki kurduğu ve bu ilişkiye hâkim olan eğitim aşamalarından özel hedefler çıkarıldığı gibi, kendisiyle de birtakım etkileşimlere sahiptir ve bunların eğitim aşamalarına da özel hedefler hakimdir.

 

Bu konuda Sahife-i Seccâdiye'de incelenen ve araştırılan hedefler, iki boyuttan oluşan eğilim hedefleridir. Bunlar “Allah'ı arama ve fazilet isteme” gibi insana özgü eğilimler ile “yeme, içme ve cinsel içgüdüler” gibi insan ve hayvan arasında ortak olan eğilimlerdir. Burada örnek olarak eğilim hedeflerinden birine değinilecektir.

Allah'ı Arama Duygusunun Geliştirilmesi

Sahife-i Seccâdiye’de eğitimin eğilim hedeflerinden biri "Allah'ı arama duygusunun geliştirilmesi"dir. “İnsanın yaratıcısı, ihtiyaç ve sorunlarını gideren” olarak Allah'a yönelik eğilim herkeste vardır. Bu eğilim, herkesin fıtratında mevcuttur; onda değişim ve dönüşüm de mümkün değildir. [6]

 

İmam Zeynelabidin (a.s) bir duada insanın Allah'ı arayan fıtratına işaret ederek şöyle buyuruyor: "Kendi kudret ve gücüyle yaratıkları yarattı; onları kendi irade ve isteğiyle, herhangi bir örnek ve model olmaksızın var etti. Sonra onları kendi irade ve isteğinin yolunda yürüttü; kendisine sevgi ve dostluk yolunda harekete geçirdi." [7]

 

Bu eğilimi geliştirmek için önce onu güçlendirmeli ve insanı Yüce Allah'ı tanımaktan alıkoyan hayvani içgüdülerin aşağı eğilimleri ve günlük meşguliyetler gibi engelleri ortadan kaldırmalıyız. İmam Zeynelabidin (a.s) bu tür engeller hakkında şöyle arz ediyor: "Allah'ım! Sabaha ve akşama erişiyorum, oysaki amelimi az görüyorum. Amelim beni helak etmiş, nefsimin arzu ve isteği beni mahvetmiş, şehvetler ve nefsimin isteklerine uymak beni nasipsiz kılmıştır." [8]

 

Görüldüğü gibi İmam (a.s) bu bölümlerde, nefsin isteği ve şehvetleri, bu ikisinden kaynaklanan davranışları, insanı Allah'ı arayan fıtratından, hidayet ve saadet yolundan alıkoyan ana faktörler olarak tanıtıyor. Sonraki aşamada söz konusu eğilim, put, ay, yıldız ve hatta makam, servet vb. şeylere aşırı bağlılık gibi başka mabutlara tapmaya yol açmaması için yönlendirilmeli ve rehberlik edilmelidir.

 

Bu nedenle Yüce Allah, insanın doğasına Allah'ı arama fıtratını yerleştirmiştir ki insan kendisini bir hakikate bağlı ve bitişik bilsin, kendisini o hakikate yaklaştırsın, onu tesbih ve takdis etsin. [9] Aynı şekilde insanın işlerini yönetmedeki doğal zayıflığı ve yetersizliği, insanın kendi yaratıcısına ulaşmasındaki en önemli faktördür.

 

Bu doğal zayıflık ve zati fakirlik, sanki insanın ruhunun derinliklerinde, ihtiyaçsız bir varlığa ihtiyaç duyma hissini oluşturmuştur. Çoğunlukla bilinçsiz ve gizli olan bu içsel his, özü gereği zengin olana yönelik bir eğilim, istek ve çekim oluşturuyor. Dolayısıyla bu hissin güçlendirilmesi ve yoğunlaştırılmasıyla söz konusu istek ve eğilim de daha güçlü olacak ve yaşamdaki etkisi artacaktır. Bu nedenle İmam Zeynelabidin (a.s) birçok duada insanın Allah'a olan fakirliği ve ihtiyacı üzerinde çokça durarak şöyle vurguluyor: "Allah'ım! Ben sana muhtaç olanların en muhtacıyım." [10] ve "Dergahına olan fakirliğimi ve ihtiyacımı artır." [11]

 

İnsanın sapması, ihtiyaçsız olanın örneğini bulmadaki hatasından kaynaklanıyor. O, mutlak ihtiyaçsız olanı ihtiyaç sahibinden ayırt etmede hataya düştüğünde, kendisi gibi fakir ve muhtaç olanı asıl kaynak yerine seçer ve ona meyleder. İmam Zeynelabidin (a.s) şöyle buyuruyor: "Senin katında en aşağı olan, senin rızık verdiğin halde senden başkasına tapandır." [12]

 

Dolayısıyla bir “aracı hedef” olarak Allah'ı aramanın geliştirilmesi, bu eğilimin canlandırılması ve güçlendirilmesi ve onun gerçek sahibine, yani Allah'a yönlendirilmesidir. Öyle ki sadece zor koşullarda değil, normal koşullarda da güçlü bir şekilde ortaya çıksın. Bu da ancak insanın sürekli olarak kendi varlığındaki eksiklik ve fakirliği ile Allah'ın zenginlik ve ihtiyaçsızlığını hatırlaması, mutlak ihtiyaçsız olanın teşhis edilmesinde yanlış yola sürüklenmemesiyle mümkün olur.

 

C) “İnsanın Başkalarıyla İlişkisi” Konusunda Sahife-i Seccâdiye'nin Eğitim Hedefleri

İnsanın faaliyetleri, bireysel davranışların yanı sıra, ilişkilerin çeşitliliği göz önüne alındığında özel eğitim yaklaşımları gerektiren diğer insanlarla olan ilişkiler dizisini de kapsar. Bu bazen sosyal bir renk alır, bazen siyasi açıdan incelenir ve bazen de ekonomik yaklaşımla ele alınır. İnsanın başkalarıyla ilişkisi konusundaki Sahife-i Seccâdiye'nin dualarını incelediğimizde, onun eğitim sisteminin insanın davranışlarını farklı sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda hedefli hale getirmeyi amaçladığını görüyoruz. Bu bölümde yukarıdaki eğitim hedeflerinden bir örneği belirtmekle yetineceğiz:

Sahife-i Seccâdiye'nin sosyal ilişkiler konusundaki eğitim hedeflerinden biri, insanın ebeveynleriyle ilişki kurma şeklidir.

 

İmam Zeynelabidin'in (a.s) en önemli hedeflerinden biri, çocukları “itaat, saygı, ebeveynlerini affetme ve onlara iyilik” etme gibi görevleriyle daha fazla tanıştırmak ve onları bu görevlere teşvik etmektir. İmam Zeynelabidin (a.s) bu amaçla, “Ebeveynler için dua” olan yirmi dördüncü duada, anne ve babanın yüce makamına ve kişiliğine ve çocukların onlara karşı görevlerine işaret ederek şöyle buyuruyor: "Allah'ım! Onlara karşı sesimi alçat, sözümü hoş ve huyumu yumuşak kıl, kalbimi onlara karşı şefkatli eyle. Beni onlara uyumlu ve onlara merhametli kıl." [13]

 

Sahife-i Seccâdiye'nin “Ebeveynlerle ilişki” konusundaki eğitim hedeflerinden bir diğeri, çocukların yetiştirilmesi ve geliştirilmesi için gösterdikleri çaba ve zahmetler için "Kadir kıymet bilme ve şükretme"dir. Nimet verenin hakkını görmezden gelip nankörlük etmek, ebedi cezayı beraberinde getirdiği gibi, ebeveynlerden yüz çevirmek ve onların hakkında kusur etmek de ilahi yakınlık yolundan uzaklaşmaya neden olur.

 

Sahife-i Seccâdiye'nin eğitim öğretilerinden biri, ebeveynler hakkında kadir kıymet bilmenin en belirgin örneklerinden olan, onlar için dua şeklinde hayır ve bereket dilemektir. İmam Zeynelabidin (a.s) şöyle buyuruyor: "Allah'ım! Onlara beni yetiştirdikleri için karşılık ver; bana değer verdikleri için mükafat ver ve çocukluğumda beni korudukları şeyi onlar için koru." [14]

 

Aynı şekilde İmam (a.s) duanın onuncu ve on birinci bölümlerinde de ebeveynlerin çocukların yetiştirilmesi ve eğitiminde katlandıkları zahmet ve çabalara değiniyor. Sonra onlar için mükafat ve bağışlanma dileyerek şöyle buyuruyor: "Anne ve babama, mümin kullarının anne ve babalarına tahsis ettiğin en iyi şeyle (mükafatla) üstünlük ver. [15] Beni onlar için dua etmem sebebiyle ve onları da bana olan şefkatleri sebebiyle bağışla. Kalıcı bir bağışlama ile ve benim onlar için şefaat ve aracılığım sebebiyle onlardan razı ve hoşnut ol; tam bir hoşnutlukla ve onlara ikram ederek huzur yerlerine ulaştır." [16]

 

 

-------------

[1]- Abdullah Cevadi Amuli, "Kur'an'da Ahlak Aşamaları", s.341.

[2]- Dua 1.

[3]- Arefe Duası, İlk Kısımdan Otuzuncu Kısıma kadar.

[4]- Dua 47.

[5]- Dua 1.

[6]- "O halde yüzünü, Allah'ı birleyerek dine, insanları üzerine yaratmış olduğu Allah'ın fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din işte budur. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Rum / 30)

[7]- Dua 1.

[8]- Dua 52.

[9]- Mahmud Recebi, "İnsan Bilimi", s.71.

[10]- Dua 10.

[11]- Dua 47.

[12]- Dua 52.

[13]- Dua 24.

[14]- Dua 24.

[15]- Dua 24.

[16]- Dua 24.




Bu haber 483 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER NURANİ SÖZLER Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI