Bugun...



İmam Cafer Sadık'tan (a.s) Bir Hadiste Gerçek Müminin Özellikleri

Sadece “iman” iddiasında bulunmakla bir kimseyi gerçek mümin saymak mümkün değildir. Gerçek müminin, ona özel bir konum tanımlayan özellikleri vardır.

facebook-paylas
Tarih: 16-09-2024 14:28

İmam Cafer Sadık'tan (a.s) Bir Hadiste Gerçek Müminin Özellikleri

Bismillahirrahmanirrahim

 

Gerçek mümin olan bir kimseyi tanımlayan bazı özellikler vardır. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor:

قالَتِ الْأَعْرابُ آمَنَّا قُلْ لَمْ تُؤْمِنُوا وَ لکِنْ قُولُوا أَسْلَمْنا وَ لَمَّا یَدْخُلِ‏ الْإیمانُ فی‏ قُلُوبِکُمْ وَ إِنْ تُطیعُوا اللَّهَ وَ رَسُولَهُ لا یَلِتْکُمْ مِنْ أَعْمالِکُمْ شَیْئاً إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحیمٌ.

Bedeviler 'İman ettik' dediler. De ki: 'Siz iman etmediniz, ama 'İslam olduk' deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, O sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.' [1]

 

Masum İmamların (a.s) hadislerinde gerçek mümin için özellikler belirtilmiştir. Bu yazıda, İmam Sadık'ın (a.s) gerçek müminin özellikleri hakkındaki hadislerine değinilecektir.

İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor:

لَا تَکُونُ مُؤْمِناً حَتَّى تَکُونَ خَائِفاً رَاجِیاً وَ لَاتَکُونُ خَائِفاً رَاجِیاً حَتَّى تَکُونَ عَامِلًا لِمَا تَخَافُ وَ تَرْجُو.

"Korkan ve ümit eden olmadıkça mümin olamazsın. Korktuğun şeyden kaçınıp ümit ettiğin şeye göre amel etmedikçe de korkan ve ümit eden olamazsın." [2]

 

Hadisin Açıklaması

Kemale ve maksada doğru hareket etmek için iki güç gereklidir:

1- İleriye götüren güç,

2- Alıkoyan güç,

 

İleriye götüren güç, sistemi maksada doğru ilerleten güçtür ve alıkoyan güç ise, sistemin sapmak istediği yerde onu koruyan güçtür. Maddi veya manevi hareketi olan tüm sistemler, sağlam bir şekilde hedefe ulaşmak için bu iki gücü karşılıklı olarak gerektirir.

 

"Korku ve ümit", alıkoyan ve ileriye götüren iki güç olarak ahlaki meselelerde önemli bir rol oynar ve rivayetlerde buna çokça vurgu yapılmıştır. Bazı rivayetlerde, dünyadaki tüm ibadet edenlerin ibadetini yapsan bile, kendi amelinden korkman gerektiği ve eğer tüm günahları işlemiş olsan bile, ümitsiz olmaman gerektiği, belki doğru yola girebileceğin belirtilmiştir.

 

İmam Sadık (a.s) bu rivayette şöyle buyuruyor ki, bu iki güç sende canlı olmadıkça, sen imanla donanmış değilsin ve gerçek mümin değilsin. Bu iki gücün iki işareti vardır ki, İmam (a.s) bunları açıklamış ve şöyle buyurmuştur: "Eğer Allah'ın gazabından korkuyorsan, günah işleme; çünkü günah işlersen, senin korkun yalandır. Eğer Allah'ın rahmetine ümit besliyorsan, Allah'ın rahmetine mazhar olacak bir şey yapmalısın. Eğer böyle yapmazsan, senin ümidin yalandır".

Bu nedenle eğer gerçek imanlı ve mümin insanları tanımak istersek, bunun nişanesi korku ve ümittir. Gerçek korku ve ümidin alameti ise, bunun amelde görünür olmasıdır (yani kişinin ameli, içsel durumunu göstermelidir).

Bu iki ölçüt toplumda da mevcuttur. Yani nasıl ki insan gururlu ve ümitsiz olmamalıysa, toplum da öyle olmalıdır. Şöyle ki, zaferine ümitli olmalı ama düşmanın darbelerinden de korkmalı ve korku ile ümit arasında olmalıdır. Çünkü korkusu, kendisini düşmana karşı donatmasına sebep olur ve ümidi ise, cesaretle amaca doğru ilerlemesine neden olur.

 

Hz. Ali (a.s), dün, bugün ve yarın için bir mektup olan ve Birleşmiş Milletler'de de toplumu yönetme tüzüğü olarak tercüme edilen Malik Eşter Ahitnamesinde şöyle buyuruyor:

"Eğer düşman barış kapısından girerse, sen de onunla barış kapısından gir, ancak barıştan sonra da düşmandan gafil olma, çünkü bazen kendini yakınlaştırır ve aniden darbe vurur".

 

İslam'ın ve İran’ın düşmanları, İran hükümetini devirmek için belirli bir meblağ ayırdıklarını ilan etmişlerdir. Bu, korku ve ümit meselesinin canlanmasına neden olmuş ve düşmanın konuşulabilecek bir düşman olmadığını anlamamızı sağlamıştır. Aptalca kendi planını ifşa eden kibirli bir düşmanla karşı karşıya olduğumuzu bilmeliyiz ki, bu da bizim uyanmamıza neden olmaktadır.

Böyle bir düşmanla uzlaşılamaz; çünkü açıkça "kökünüzü kazımak istiyoruz" diyor ve bunun da ötesinde. Anlaşılıyor ki bu sadece İran ile sınırlı değil ve tüm İslam ülkeleri onların hedefindedir.

Onlar kuklalarla yönetilen ülkeler istiyorlar ve hatta eski Sovyetler Birliği'nin kukla hükümetlerini bile kendi kuklaları yapmak istiyorlar. Bu yüzden İslam dünyası uyanmalıdır. Rahmetli İmam Humeyni (r.a) "Bunlar İslam'a karşılar" dediğinde, bugün anlaşılıyor ki gerçekten de öyleymiş. Neyse ki bu plan İran’da suya düşmüştür; çünkü gençler ve toplumun farklı kesimleri uyanıktır ve düşmana karşı sahnededirler. [3]

 

Gerçek Müminin Özellikleri

İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor:

المُؤْمِنُ مَنْ طَابَ مَکْسَبَهُ وَ حَسُنَتْ خَلِیقَتُهُ وَ صَحَّتْ سَرِیرَتُهُ وَ أنْفَقَ الفَضْلَ مِنْ مَالِهِ وَ أمْسَکَ الفَضْلَ مِنْ کَلَامِهِ

"Mümin, kazancı temiz, ahlakı güzel, içi sağlam, malının fazlasını infak eden ve sözünün fazlasını tutan kişidir." [4]

 

Hadisin Açıklaması

“İman” iddiası çok kolaydır; ancak onun hakikatine ulaşmak çok zordur. Bu rivayette İmam Sadık (a.s) mümin için beş özellik belirtir:

1- Kazançta temizlik

İnsan, gelirinin nereden geldiğini bilmelidir. Helal mi, yoksa haram mı? İman iddiasında bulunan, ancak mali konularda sorun yaşayan çok kişi vardır.

 

Günümüzde “iman” iddiasında bulunan, ancak yılsonunda kara borsa oluşturup daha fazla gelir elde etmek için insanları zora sokan bir grup var ki, bu temiz kazanç değildir. Ya da miras konularında kız çocuklarını veya anneyi mirastan mahrum bırakıyorlar ki, bu cahiliye dönemi uygulamasıdır. Veya % 28 ya da % 30 faizle "hizmet bedeli" adı altında faizsiz kredi sandıkları kuruyorlar. Acaba bu hizmet bedeli midir?! Hizmet bedeli en fazla % 2 olur ve fazlası faizdir. Ya da GoldQuest ve benzeri kurumlar açık bir dolandırıcılıktır.

 

2- Güzel ahlak

Gerçek müminin ahlakı iyidir ve eşi, çocuğu, komşusu, dostu, düşmanı vb. ile iyi ahlaklı ve güzel davranışlıdır. İyiliği emredip kötülükten sakındırma ve cahili irşat etme görevini de güzel bir dille yapar.

 

3- İç temizliği

Gerçek müminin güzel ahlakı yapay değildir; içi ve dışı birdir. İçten ve batıni olarak da insanların iyiliğini ister. İçi temizdir; kıskanç ve cimri değildir.

 

4- Allah yolunda infak

Gerçek mümin olan kişi, malının fazlasını Allah yolunda infak eder. Malları biriktirip sadece başkaları için depolayan çok kişi vardır ki, kıyamet gününde sadece malların hesabını vermek zorunda kalacaklar ve ondan fayda görmeyeceklerdir.

Dikkat edilmelidir ki, insan infak ettiğinde önce Allah'ın eline ulaşır. Bazıları yılbaşında tüm ev eşyalarını yenilerken, buna karşın bazıları üzülmek zorunda kalır. İnsanın vicdanı varsa, bu ona hoş gelir mi?!

 

5- Az konuşma

Az konuşma, gerçek müminin özelliklerinden biridir; çünkü insanın bedbahtlığı çok konuşmasındadır ki, bu düşmanlık yaratır. İnsanı Allah'tan gafil eder ve bu sebeple insan gıybet eder. Bu rivayet, beş maddelik bir programdır ki, eğer uygulanırsa, çok etkili olur. Biz böyle zengin ve güçlü bir kültüre sahibiz.

 

Gerçek Müminin Dört Özelliği

İmam Cafer Sadık (a.s) gerçek mümin için dört özellik daha beyan etmiş ve şöyle buyurmuştur:

أرْبَعٌ مَنْ کُنَّ فِیهِ کَانَ مُؤمِناً وَ إنْ کَانَ مَنْ قَرْنِهِ إلى‏ قَدَمِهِ ذُنُوباً: الصِّدْقُ وَالْحَیَاءُ وَ حُسْنُ الخُلْقِ وَ الشُّکْرُ.

"Dört şey vardır ki kimde bulunursa, başından ayağına kadar günahlar içinde olsa bile mümindir: Doğruluk, haya, güzel ahlak ve şükür." [5]

 

Hadisin Açıklaması

Bu hadisin ilk bakışta anlaşılması zor bir anlamı vardır ama üzerinde düşünülürse, ince ve dakik bir anlamı ortaya çıkar. İlk anlamı şudur ki, 'kişi her türlü günahı işlese bile bu dört sıfata sahipse, mümindir' ki, bu anlam makul değildir. Ancak hadisin dakik anlamı şudur: 'Bütün günahlara bulaşmış olan biri, eğer bu dört sıfatı kazanırsa, diğer günahlardan arınır ve bu dört sıfat, insandan birçok günahı uzaklaştırır.'

 

1- Doğruluk

Bu sıfat, eksik tartma, stokçuluk, hile, hırsızlık gibi birçok günahın ortadan kalkmasına sebep olur. Çünkü eğer bu günahları işlerse, bunu örtbas etmek için yalan söylemek zorunda kalır. Bunun örneği, Hz. Peygamber'in (s.a.a) huzuruna gelen ve "Bütün günahlara bulaştım, ne yapayım?" diye soran bir gencin hikayesidir. Hz. Peygamber (s.a.a) ona sadece yalan söylememesini emretti ve bu, gencin hiçbir günaha yaklaşmamasına sebep oldu. Çünkü herhangi bir günah işler ve Hz. Peygamber'in (s.a.a) huzuruna çıktığında, bunu gizlemek için yalan söylemek zorunda kalacaktı.

 

2- Haya

Haya, nefsi çirkinliklerden korumak anlamına gelir. Yani çirkinliklere karşı yüz çevirmek. Kişi çirkinliklerden haya ettiğinde birçok günahı terk eder.

 

3- Güzel Ahlak

Güzel ahlak, günahlardan arınmanın bir faktörüdür; çünkü insan birçok günahı öfke halinde işler. Güzel ahlaka sahip olan kişi öfkelenmez ve bu nedenle günah işlemez.

 

4- Şükür

Şükrün anlamı, her organı kendi yerinde ve Allah'ın onu yarattığı yolda kullanmaktır. Eğer bu nimetlere şükrederse, artık günah işlemez. [6]

 

Anlatılanlardan şu sonuç elde edilir ki, gerçek mümini tanımak için bazı vasıflar ve özellikler vardır. “İman” iddiasında bulunan kişi, bu vasıf ve özelliklere sahip olmadan gerçek mümin sayılmaz. Bu nedenle imanın bu derecesine ulaşmak isteyen kişinin bu vasıfları kazanması ve amellerinin bu hadislerde belirtilen ölçütlere uygun olması gerekir.

 

 

---------

[1]- Hucurat Suresi, 14.

[2]- Muhammed Bakır Meclisi, Biharu'l-Envar, c.75, s.253.

[3]- Nasır Mekarim Şirazi, Mişkatü'l-Hidaye, s.48-51.

[4]- Muhammed bin Yakub Kuleyni, Usul-u Kâfi, c.2, s.235.

[5]- Biharu'l-Envar, c.75, s.253.

[6]- Nasır Mekarim Şirazi, Mişkatü'l-Hidaye, s.58-62.




Bu haber 1511 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER NURANİ SÖZLER Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI