Bugun...



Hamile Kadınlara Tavsiyeler

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 09-08-2023 15:52

Hamile Kadınlara Tavsiyeler

Hamile kadınlara; ağır eşyaları taşıma, çok şiddetli hareketler ve yorucu faaliyetleri terk etmeleri tavsiye olunur. Çünkü annenin yorucu işleri, çocuğun huzur bulduğu emin muhiti altüst eder ve onu rahatsız eder. Hatta onun düşmesine bile sebep olabilir.

Hamileliğin son aylarında yolculuk yapmak zararsız değildir. Eğer yolcuk zaruri olmaz ise, onu terk etmek daha iyidir. Ama hafif işler ve yavaş hareketler zararı olmadığı gibi ondan öteye hem annenin ve hem de çocuğun sağlığı için faydalıdır.

Doktor Celali şöyle yazıyor: Annenin fazla yorgun oluşu kandaki zehirleyici maddelerin çoğalmasına sebep olur. Şunu da unutmamak gerekir ki kan, ceninin yiyeceğini ihtiva eder ve ceninin şekillenmesinde etkilidir. [1]

Temiz Hava

Anne rahminde bulunan bebek, gelişmek ve ilerlemek için oksijene muhtaçtır. Ama ceninin kendisi teneffüs etmez ve direkt olarak açık havadan yararlanmaz. Anne hem kendi bedeninin ihtiyaç duyduğu hem de ceninin muhtaç olduğu oksijeni hazırlar. Eğer anne sağlıklı ve temiz hava teneffüs ederse, hem kendi sağlığını korumuş olur ve hem de bebeğinin sağlık ve gelişmesine yardım etmiş olur. Eğer zehirli hava teneffüs edecek olursa hem kendinin ve hem de bebeğinin sağlığına zarar vermiş olur. Dolayısıyla, hamile kadınlara temiz ve sağlıklı havadan yararlanmaları ve temiz havada yürümeleri, derin nefes almaları, yorucu gece oturumlarından kaçınmaları tavsiye edilir. Yine, sigara vb. kullanmaktan kaçınmaları gerekir. Uyurken temiz hava gelmesi için odanın pencerelerini açmalıdırlar. Çünkü oksijen azlığı bebeğin sağlığına telafi edilmez bir zarar verebilir.

Doktor Celali yazıyor ki: Dudak yarıklığı, düztaban olma ve önceleri genetik bir olay bilinen Moğollara benzeme gibi birçok kusurlar günümüzde, ortamdaki etkenlerden ve özellikle oksijen azlığından kaynaklandığı bilinmektedir. [2]

Karı-koca her ikisi razı oldukları takdirde hamile olmayı engellemenin İslam açısından sakıncası yoktur. Karı-koca çocuk yapmak istemezlerse zararsız hap ve iğnelerle, meniyi dışarı dökme yoluyla veya başka yollarla nutfenin bağlanmasını önleyebilirler. Tabii ki, çocuk yapmaya engel olmak İslam açısından beğenilir bir iş değildir. Çünkü İslam, Müslümanların çoğalmasını ister. Ama her durumda, bu iş haram değildir. Ancak, erkek ve dişi hücreler kadının rahmine yerleşip birleştikten sonra İslam açısından muhterem olan canlı bir varlık meydana gelmiş olur ve onun yaşama hakkı vardır.

O yeni varlık çok küçük ve zarif olmakla birlikte gelecekte kâmil bir insan olacaktır. Olağanüstü bir hız ve ciddiyetle insani kemallere doğru hareket etmekte olan canlı bir varlıktır.

O zarif varlık, sahip olduğu olağanüstü kabiliyetleri ile birlikte gelişip kâmil bir insan olabilmesi için şefkatli annesinden, ona emin ve güvenilir bir muhit hazırlamasını beklemektedir.

Eğer bu yaşamaya hak kazanmış olan varlığı düşürüp öldürecek olursanız Allah katında katil sayılırsınız ve bu kötü amelden dolayı kıyamette sorguya çekilirsiniz.

Herkesin hakkını savunan mukaddes İslam dini, cenini düşürmeyi ve çocuğu öldürmeği istisnasız haram kılmıştır.

İshak b. Ammar diyor ki, İmam Musa b. Cafer'e (a.s) şöyle arzettim: “Acaba hamile olmaktan korkan kadına ilaç kullanarak çocuğunu düşürmesine izin veriyor musunuz?” İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Hayır, hiç bir zaman izin vermiyorum." Ben, “Rahmindeki bebeğin henüz nutfe olduğu hamileliğin ilk zamanlarında nasıl?” diye arz ettiğimde İmam (a.s) "Düşürmek caiz değildir. İnsanın yaratılışı nutfeden itibaren başlamaktadır" buyurdu. [3]

Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

Baba ve anne, “Neden masum çocuğunuzu öldürdünüz?” diye kıyamet günü sorguya tabii olacaklardır. [4]

Cenini düşürmek, İslam'da yasaklanmış olup, çok kötü bir amel sayılmaktadır. Ayrıca bu iş annenin ruhu ve cismi için de zararlıdır. Doktor Paknejad çocuk düşürme hususunda düzenlenmiş olan bir konferansta şöyle diyor: “Cerentoloji ve Jeryateri bilimlerinde kürtajın normal ömrü azalttığı kanıtlanmıştır... Ve ilmi araştırmalar sonucu kürtajın, kadınların ruhsal düzenlerini altüst ettiği ispat edilmiştir.” [5]

1951'den 1959'a kadar New York şehrinde annelerin doğumdan önce ölmelerinin yaklaşık olarak % 26,1’inin çocuk düşürmekten kaynaklandığı ispatlanmıştır. Ve 10 yıl içinde bu rakam % 42,1’e yükselmiştir.

1963 yılında Şili'de, çocuk düşürme sonucu ölen anneler, diğer nedenlerle ölen annelerin %39'unu oluşturmaktadır. [6]

Çocuk düşürme bahanelerinden biri de fakirlik ve yoksulluktur. Bazı bilinçsiz baba ve anneler fakirlik ve yoksulluk bahanesiyle masum çocuklarını düşürüyorlar.

Elbette fakirlik ve yoksulluk çoğu ailelerin tutulduğu çok büyük bir beladır ve bu belaya tahammül etmek oldukça güçtür. Ama buna rağmen İslam fakirliği geçerli bir özür bilmemektedir. Masum yavrunun ne suçu var? Neden baba ve anne onu yaşama hakkından mahrum etsinler?

Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:

Evlatlarınızı fakirlik korkusu ile öldürmeyin, sizlere ve onlara rızık veren biziz. Evlat öldürmek çok büyük bir yanlışlık ve günahtır. [7]

Bebeğin nutfesi bağlandıktan sonra baba ve anne bu zorluğa tahammül etmek zorundadırlar. Bu çocuk gelecekte anne, babasına ve topluma yararı dokunan seçkin bir şahsiyet olabilir.

Bu çocuğun varlığının bereketi ile ailenin iktisadi durumunun düzelmesi ve yoksulluktan kurtulması da mümkündür.

Ev dışında çalışma, dairede çalışma veya çocukların fazla olması vb. bahaneler şer'an ve vicdanen özür sayılmayıp çok kötü bir amel olan kürtajı caiz etmez.

Kürtaj çok kötü ve haram bir amel olmakla birlikte, İslam dini bu büyük günah için ceninin çeşitli hallerine göre farklı para cezası da getirmiştir.

İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Aldırılan çocuk eğer nütfe ise, kanının karşılığı 20 dinar; eğer aleke (pıhtılaşmış kan) ise, 40 dinar; eğer muzge (et haline gelmiş) ise, 60 dinar; eğer kemikleri düzene girmiş olursa, 80 dinar; eğer insan şekline girmişse, 100 dinar; eğer insan ruhuna sahip olmuşsa, kâmil bir insanın diyetidir.”

Ayetullah İbrahim EMİNİ

 

 

-------

[1]- Revanşinasi-i Kudek, s.222.

[2]- Revanşinasi-i Kudek, s.190.

[3]- Vesailu'ş-Şiâ, c.19, s.15.

[4]- Tekvir, 10.

[5]- Mekteb-i İslam Dergisi, yıl:13, sayı:8.

[6]- Mekteb-i İslam, yıl:13, sayı:8.

[7]- İsrâ, 34.




Bu haber 425 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAŞAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI