Bugun...



Dinî Sorumluluklar ve Ahlâkî Erdemler

İnanç, ahlâk ve ameller boyutundan oluşan ve bir bütün olan ilâhî dinin bütün programları birbiriyle bağlantılıdır. Bütün bu programlar, varlığın yaratıcısı olan Allah tarafından öngörüldüğü için insanın fıtratıyla ve varlıksal yapısıyla uyumludur.

facebook-paylas
Tarih: 17-05-2023 10:36

Dinî Sorumluluklar ve Ahlâkî Erdemler

Bismillahirrahmanirrahim

Erdemlere sahip olma ve ahlâkî rezillikleri terk etme alanında dinî sorumlulukların, yani farzların ve haramların rolü nedir?

Sorumluluklarla Fıtratın Uyumu

İlâhî hükümler, felsefesinde saklı olan sırlar ve incelikler dolayısıyla insanın kutsal istek, gereksinim ve eğilimleriyle uyum içindedir ve insanın fıtrî isteklerinin bir parçasıdır. Bu nedenle insanın yerine getirmesi gereken her farzın bir maslahatı ve sakınması gereken her haramın da bir mafsadası (bozukluğu) vardır. Eğer insan müstehaplara (yapılması yapılmamasından iyi olan şeylere) ve mekruhlara (yapılmaması yapılmasından iyi olan hususlara) dikkat eder ve onların felsefesine biraz aşina olursa, farz ve haramlardaki kadar olmasa bile onların da maslahat ve mafsada [1] barındırdığını görecektir.

Kur’an-ı Kerim bazı hükümlerin nedenine veya hikmetine değinmiş [2], mesela namazı dinin direği [3], müminin miracı ve insanın Allah'a yakınlık vesilesi olarak tanıtmıştır. Bu, ilâhî farizalardan olan namazın, insanın ruh ve ahlâkı üzerinde nasıl derin eserleri olduğunu göstermektedir. Kur’an-ı Kerim, namaz kılmanın felsefesini, Allah'ı anmak olarak tanıtmış ve şöyle buyurmuştur:

Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl. [4]

Zikir ve Allah'ı anmak, insanın kendi ruhunu süsleyebileceği en önemli ahlâkî erdemlerden [5] ve yüce Allah'a batınî ve kutsal yönelişi yansıtan manevi bir haldir. Yüce Allah'ın insana nazar ve inayetine bağlı olan ilâhî ülfet ve ünsiyet nedenidir.

Namazın eser ve getirilerinden bir diğeri, günaha engel oluşudur. Kur’an-ı Kerim bu hususta şöyle buyurmaktadır:

(Resulüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. [6]

Bu ayet, namazın ahlâk ve ahlâkî erdemler üzerindeki ve yine ahlâkî rezilliklerden uzak durma alanındaki etkisini çok güzel bir şekilde ifade etmiştir. Hemen hatırlatmak gerekir ki bütün ilâhî farizalar, bu hal ve morali güçlendirmede çok etkilidir.

Yüce Allah Resulü (s.a.a) bu hususta şöyle buyurmuştur: Allah'ın farzlarına göre amel et ki, insanların en takvalısı olasın. [7]

İmam Ali (a.s) de şöyle buyurmuştur: Hiçbir ibadet, farzları yerine getirmek gibi olamaz. [8]

Bu hadiste, ilâhî farizaların tümünün önemine dikkat çekilmiştir. Tedavi de önleme gibi namazın önemli eser ve getirilerindendir. Namaz, insanın varlığını bâtıni pisliklerden ve ahlâkî hastalıklardan arındırır.

Bir rivayette namaz suya benzetilmiş ve şöyle buyrulmuştur: Eğer insan günde beş kez bu zülal ve temiz suya girecek olursa, artık onun ruhunda hiçbir pislik kalmayacaktır. [9]

Buna göre ilâhî farizalardan biri olan namazın ruh ve ahlâk üzerinde birçok etkileri vardır. Namaz, insanı ahlâkî rezilliklere karşı koruduğu ve ahlâkî hastalıkları tedavi ettiği gibi, ahlâkî erdemlere ve manevi makamlara ulaşma yönünde de köprü görevi yapar. Diğer ilâhî görevleri yerine getirmenin ve haramlardan sakınmanın da insanın yücelmesinde ve olgunluk kazanmasında önemli pay ve etkisi vardır. Öte yandan da harama düşmek ve günah işlemek, insanın ruhunu karartır ve ahlâkını bozar, hatta olgunluk ve yetkinlik kazanmasına engel olur.

Bazı Hükümlerin Felsefesi:

Bazı hükümlerin felsefesini içeren Hz. Fatıma'nın (s.a) hutbesinin bir bölümünü burada aktarıyoruz. [10]

“Allah, imanı sizler için şirkten temizlenme vesilesi kılmıştır. Namazı, kibirden uzaklaşmanız; zekâtı, nefsin yücelmesi ve rızkın çoğalması; orucu, ihlâsı sabitleştirmek; haccı, dinin temellerini sağlamlaştırmak; adaleti, kalpleri birleştirmek; bize itaati, dinin düzelmesi ve nizamı için farz kılmıştır. İmametimizi, tefrikadan kurtulmak; cihadı, İslâm'a izzet kazandırmak; sabrı, mükâfatı hak etmek; marufu emretmeği, tüm halkın maslahatını korumak; baba ve anneye iyiliği, Allah'ın gazabından kurtulmak için farz kılmıştır. Akrabalık bağlarını gözetmeyi de sayıların çoğalmasına vesile etmiştir. Kısası, kanların dökülmesini önlemek; nezre (adağa) vefayı, Allah'ın bağışına ehil olmak; tartı ve ölçüleri eksiltmeyip hakkınca tutmayı da malların değerinin korunması için farz kılmıştır. Şarap içmeyi, (kullarını) pisliklerden temizlemek için yasaklamış; başkalarına zina nispetini vermekten kaçınmayı, lanetten korunmak; hırsızlıktan uzak durmayı da iffet kazanmak için emretmiş ve şirki, onun rabliğine olan inancın halis olması için haram kılmıştır...” [11]

Erdemler Kazanmada Dinî Görevlerin Rolü:

Bu aktardıklarımızdan anlaşıldığı üzere, her alandaki ilâhî hükümlerin taşıdığı sırlara dikkat edilecek olursa, şu çok önemli sonuca ulaşacağız: Farzların ve haramların her birinin ve bütün ilâhî sorumlulukların gözetilmesinin, insan ruhu ve ahlâkı için değerli sonuç ve getirileri vardır. Görüntü itibariyle bunlar, insana yüklenmiş görev ve sorumluluklardır. Gerçekte ise insan, onların barındırdığı sırlara dikkat edecek ve onları yerine getirecek olursa, yüce Allah'a yakınlık şerefine nail olacak; nefsanî istekleri karşısında güçlenecek ve nefsanî eğilimlerine karşı rahatlıkla mücadele edebilecektir.

Ahlâkî erdemler ile farzların ifası ve haramların terki arasında karşılıklı bir ilişki olduğuna da dikkat çekmeliyiz. Şöyle ki bir farzın en iyi şekilde yerine getirilmesi, insan nefsinin erdemlerle süslenmiş olmasına ve büyüklenme, haset, riya... gibi ahlâkî rezilliklerden arınmış olmasına bağlıdır. Aynı zamanda buna karşılık olarak farzların yerine getirilmesi de insanı ahlâkî rezilliklerden koruyacaktır. Buna göre dinî yükümlülükleri yerine getirmekle ahlâkî erdemler kazanma arasında karşılıklı etkileşim vardır.

Dr. Rıza RAMAZANÎ

 

------------

[1]- Seyyit Rıza Paknejad, İlk Üniversite ve Son Peygamber (s.a.a).

[2]- Şeyh Saduk, İlelu'ş-Şerâyi.

[3]- Allame Meclisi, Biharu'l-Envar, c. 82, s. 218.

[4]- Tâ-Hâ, 14.

[5]- Nefsi Arındırma Yöntemi, s. 81. Yazarlar: Feride Mustafavi (Humeyni), Fatıma Caferî, Sıddıka Masumî.

[6]- Ankebût, 45.

[7]- Şeyh Kuleyni, Usul-u Kafî, c. 2, s. 82.

[8]- Nehcü'l-Belağa, 113. Hikmetli Söz, tahkik: Süphi Salih.

[9]- Allame Meclisi, Biharu'l-Envar, c. 10, s. 290.

[10]- Bu açıklamanın bir benzeri İmam Ali'den (a.s) de rivayet edilmiştir. Nehcü'l-Belağa, 252. Hikmetli Söz, tahkik: Süphi Salih.

[11]- Şeyh Müfid, Emali, s. 25. Allame Meclisi, Biharu'l-Envar, c. 8, s. 109; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 6; Hâkim Nişaburî, Müstedrek, c. 3, s. 153; İbn Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehcü'l-Belağa, s. 154.




Bu haber 1146 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAŞAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI