…
Kur’an-ı Kerim’e göre İslam düşmanlarının bazı yönleri
İslam düşmanlarının bazı arzu ve düşünceleri
1- Müslümanların iyilik ve hayırdan uzak olmaları
Bu konuda Kur’an Şöyle buyuruyor:
“Kitap Ehlinden ve Allah’a eş koşanlardan olan kâfirler, Rabbinizden size bir iyilik indirilmesini istemezler” [1]
Bu ayet ehli kitaptan olan kâfirlerin müminlere karşı kinlerinden ve düşmanlıklarından bahsetmektedir. Onlar Müslümanların büyük bir peygambere ve yüce bir kitaba sahip olmalarını istemezler. Bu kitabın ve peygamberin tevhit bayrağını yüceltmesi dünyanın her yerinde her ırktan olan kitlelere ulaştırması ve müşriklerin hurafeleri ile mücadele edilmesini istemezler.
2- Müslümanların ödün vermesi ve vurdumduymazlığı
Müslümanları asıl ve temel ilkelerden geri çekilmeleri ve ilkeleri konusunda ödün verdirerek anlaşmaya zorlamak düşmanın işlerindendir.
“Onlar, (putlarına dokunmayarak) kendilerine yumuşak davranmanı isterler; böyle hareket etsen, onlar da (ikiyüzlülükle) sana yumuşak davranırlar.” [2]
“Tudhinu” (تُدْهِنُ), “duhn” (دُهن) kelimesinden türetilmiştir. “Yağ” anlamında olan bu kelimeden kasıt yağcılık yaparak sizleri ödün vermeğe zorlayıp hedeflerinizden vazgeçirme çabalarıdır.
3- Müslümanların zorluk ve sıkıntı içerisinde olması
Kafirler devamlı olarak Müslümanların zorluk ve sıkıntı içeresinde olmalarını isterler. Bu konuda Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Onlar sizin hakkınızda hiçbir kötülükten geri durmazlar ve sıkıntıya düşmenizi isterler.” [3]
4- Silah ve maddi imkânlardan gaflet olmak
Kâfirler Müslümanların silah ve sermaye imkânından gafil olmalarını ister ve arzu ederler. “Kâfirler, ani den size saldırmak için sizin silahlarınızdan ve araçlarınızdan gaflet etmenizi isterler.” [4]
5- Dinden çıkmak ve mürtet olmak
“Kitap Ehlinden birçoğu, kendilerine hak apaçık belli olduktan sonra, içlerindeki çekemezlikten ötürü, sizi inandıktan sonra küfre döndürmeyi istemekteler.” [5]
Kafirler kalplerinde sizlerin kafir olmanızı ve dünden yüz çevirmenizi arzu eder ve her türlü kötü plan ve komployu icra ederler. Bazen yersiz sorular sorar, vesveseler ve şüpheler oluşturarak insanların inançlarını zayıflatırlar.
Düşmanın Tuzakları
İslam düşmanları Müslümanları gaflete düşürme çabası içerisinde olup her zaman için Müslümanların aleyhine olan tuzakları kullanırlar. Kur’an-ı Kerim bu konuda şöyle buyuruyor:
“Onlar (düşmanlar, İslam'ı yıkmak için) tuzak kurarlar.” [6]
Sapkın bilginler kendi ilim ve ilmi makamlarından faydalanarak insanları sapıklığa sürüklemek için tuzak kurarlar. Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim başka bir ayette şöyle buyurmaktadır:
“Başka bir ayette de şöyle buyurmaktadır “(Nasıl da) sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar” [7]
Düşmanın Davranışı
1- Kandırma ve hile
Düşmanlar her zaman için insanları kandırma ve hile yapma düşüncesindedirler. Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ı ve inananları aldatmak isterler.” [8]
Düşman özelde münafıklar devamlı olarak mümin insanlara tuzak kurma ve tuzak kurma peşindedirler. «خدعه» Hud’e kelimesi gerçeği gizleyerek başka bir şeyi irade ederek devamlı olarak darbe vurma peşindedirler.
2- Müslümanların zayıf oldukları zamanda düşmanlıklarını aşikâr ederler.
Kur’an-ı Kerim’in ifadesine göre muhalifler size üstün geldiklerinde düşmanlıklarını aşikâr ederler. Bu yüzden de düşmanın size karşı suskunluğu dostluğu anlamına gelmez, aksine darbe vurabilme fırsatını kollamaktadır. Kur’an-ı Kerim bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Eğer sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilirler.” [9]
3- Plan ve proje yapmak
Düşman Müslümanları saptırmak için plan ve proje yapmaktadır. Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Günün başlangıcında iman edenlere indirilene (Kur’ân’a) iman edin ve günün sonunda onu inkâr edin. Belki (bu hile ile) onlar dinlerinden dönerler.” [10]
Bu ayetin iniş sebebi hakkında şöyle rivayet edilmiştir: Yahudi bilginlerden on iki kişi Müslümanların inançlarında şüpheye düşmeleri için bir karar aldılar. Muhammed’in (s.a.a) dininin Tevrat ve İncil’de anlatılan din ile uyuşmadığını ima etmek için sabahları peygamberin yanına gelir iman ettiklerini izhar eder ve akşamları da İslam dininden yüz çevirirlerdi. Onlar bu projeleri ile kendilerinden olanlara, eğer İslam dini iyi bir din olsaydı ilim ve kitap ehli ondan yüz çevirmezdi, görüntüsünü vermeye çalışarak Müslümanların inançlarında zayıflık oluşturmağa çalışıyor aynı zamanda İslam dinine meyleden diğer Yahudilerin Müslüman olmalarını engellemeye çalışıyorlardı. Allah (c.c) bu ayeti indirerek onların planlarını boşa çıkardı.
4- Sırların İfşası
Düşman düşünce ve ideolojiye darbe vurmak için hiçbir çabadan geri durmaz. Kur’an- ı Kerim bu konuda şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Başkalarından kendinize sırdaş edinmeyin; onlar sizin hakkınızda hiçbir kötülükten geri durmazlar.” [11]
“Bitaneh” (بِطانَه) kelimesi “beten” (بَطن) kelimesinden alınmış olup “karına yapışan iç giyim elbiseye” denir. Bu kelime sırların mahremiyetine kinayedir. Yani sırların gizli tutulması gerekmektedir. (خَبال) “habel” kelimesi ise, “düşüncenin ve aklın bozulması” demektir.
Buna göre sır saklamak şer’i görevlerden birisi olup mahrem olmayan ve yabancı kişileri sırlarımıza aşina etmemeliyiz.
5- Müslümanların kayıtsız şartsız teslim olma çabası içeresinde olmaları
Kur’an-ı kerim’de şöyle buyurulmuştur: “Dinlerine uymadıkça Yahudiler ve Hıristiyanlar senden asla hoşnut olmazlar.” [12]
Yahudiler kıblenin yönünün Aksa’dan Kâbe’ye dönmesinden sonra Müslümanlardan daha çok rahatsız oldular. Hatta bazı Müslümanlar kıblenin Aksa’ya doğru kalması konusunda Yahudiler ile ülfet ve dostluk içerisinde yaşamaları için meyilli idiler. Ancak onlar Yahudilerin sadece kıble konusu ile yetinmeyecekleri dinin tamamında onlara tabi olmaları ve onlardan itaat etmedikleri sürece olanlardan razı olmayacaklarından haberdar değillerdi. Bu ayet her ne kadar Resulullah’ı (s.a.a) muhatap aldığı kadar Müslümanlara da hitap ederek hiçbir zaman Yahudi ve Hristiyan kavme tabi olmayın, çünkü onlar tarih boyunca Müslümanlardan razı olmamışlardır. Onlar Müslümanların kayıtsız ve şartsız itaat istemektedirler, meselesidir. Kayıtsız ve şartsız itaat ancak ilahi usul ve erkânı terk ederek gerçekleşir.
6- İlahi nur’u söndürmek ve yok etmek isterler
“Onlar, ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar; oysa kâfirler istemeseler de, Allah kendi nurunu tamamlayacaktır.” [13]
İslam düşmanları İslam dininin gelişinden günümüze kadar çeşitli çalışmalar yaparak İslam dinini zayıf gösterip insanlarının bu dinden uzaklaşmalar için çeşitli plan ve projeler geliştirdiler. Bazen Uhud, hendek, Huneyn savaşlarını çıkardılar, bazen haçlı savaşları, bazen insanlar zorla yerlerinden ettirildiler, bazen fesadı yayarak, bazen askeri darbeler ve birçok diğer nedenler ile İslam topraklarının işgal edip Müslümanları katlettiler. Bu çabaların en büyüğü ve acısı günümüzde yaşanan Filistin’in işgal edilerek Müslümanların yerlerinden edilme çabası katliam edilmeleridir. Düşmanlar İslam dinini yok etmek istiyor bu işi yaparken de bazı Müslüman görünümlü kimliklerden de faydalanmayı ihmal etmiyor, oysa düşmanlar Allah’ın garanti verdiği işlem dinini yok edemeyeceklerini ve söndüremeyeceklerinden gafildirler, daha doğrusu olmayan öngörü ve basiretleri kapanmıştır. Bu yüzdende hakikati göremiyorlar.
Düşman ile Mücadele Etmenin Yolları
1- Islah için fırsat verip zaman tanımak
Düşmanın, İslam inanç ve düşüncelerini araştırıp anlamak için sığınma talebine olumlu cevap verin ve ona düşünme ve tercih yapma imkânı verin. Mesela Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır:
“Eğer müşriklerden biri senden güven isterse, Allah’ın kelamını dinlemesi için ona güven ver, sonra onu güven içinde olacağı yere ulaştır.” [14]
Bu, “Mahdured-Dam” (kanı değersiz, katli vacip) müşriklerine dahi düşünce ve akıl yolunun açık olduğu, bir tek kişinin bile hidayete erdirilmesi ihtimalinin bile dikkate alınması gerektiği anlamına gelir.
2- Dostluk bağlarının kesilmesi
Mümin bir toplum İslam düşmanlarıyla dostluk ve samimiyet kurma hakkına sahip değildir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Benim yolumda cihat etmek ve rızamı kazanmak için (yurdunuzdan) çıkmış iseniz, düşmanımı ve düşmanınızı dost edinmeyin. Onlar, size gelen hakkı inkâr edip Peygamber'i ve sizi, Rabbiniz Allah'a iman ettiniz diye yurtlarınızdan çıkarıyor.” [15]
3- Onlara karşı Öfkeli olmak ve itina etmemek
“Onlar, size gelen hakkı inkâr edip” Müslümanlar kâfirlerin ve münafıkların bozgunculuklarına karşı dikkat etmeli ve onların isteklerine karşı Allah’tan (c.c) yardım istemeli ve Allah’a tevekkül etmelidir. Yani kâfirler ve münafıklara itina ve itaat etmemelidir. Düşmanın eziyet ve zahmetlerine aldırmamalı ve onların karşısında geri durmamalıdır.
4- Yüz çevirmek ve uzak durmak
“Ayetlerimiz hakkında münasebetsizliğe dalanları gördüğünde, başka bir sohbete dalıncaya kadar onlardan yüz çevir.” [16]
Hakikati araştırmak ve elde etme anlamında kullanılan “خوض” “Havz” kelimesi alay ve tahkir etmek için kullanılmıştır. [17]
Bu konunun bir benzeri Nisa suresinin 140. ayetinde şöyle geçmektedir:
“Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, başka bir konuya dalmadıkça onlarla oturmayın” [18]
Ehlibeyt imamları (a.s) birçok rivayette günaha engel olunamayacak durumlarda dostlarını günah ehli akraba dahi olsa ile oturmaktan men etmişlerdir. Allah Resulü (s.a.a) bu ayete istinat ederek şöyle buyurmuştur:
“İmama hakaret ve küfür edilen veya bir kusur aranan bir mecliste Allah’a ve kıyamete inan kimse oturmaz”. [19]
Yine müminlerin emiri Hz. Ali (a.s) bir hadisinde şöyle buyuruyor:
“Kötüler ile oturmak iyiler hakkında suizan sebep olur.” [20]
5- Eylemsel olarak katı ve şiddetli olmak
Müslümanların rehberi müstekbirler karşısında kararlı olmalıdır. Allah, Kur’an’da peygamberine şöyle buyuruyor:
“Onlara karşı sert davran” [21]
Bu ayet inmeden önce peygamber münafıklara karşı kerim ve merhametli davranırdı, ancak bu ayet indikten sonra münafıklara sert davranmağa başladı. [22]
6- Mücadele ve savaş
Kur’an şöyle buyuruyor:
“Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın; (fakat) haddi aşmayın (haksız yere kimseye saldırmayın). Allah, haddi aşanları sevmez.” [23]
İslam dininde savaştan kasıt birilerinin toprağını suyunu almak ve intikam değildir, tam tersine hakkı savunmak, fitne unsurlarını yok etmek, düşünceleri özgürleştirmek ve insanları hurafelerden kurtarmaktır.
----------
[1]- Bakara 105.
[2]- Kalem 9.
[3]- Al-i İmran 118.
[4]- Nisa 102.
[5]- Bakara 108.
[6]- Tarık 15.
[7]- Nisa 44.
[8]- Bakara 9.
[9]- Mümtehine 2.
[10]- Al-i İmran 72.
[11]- Al-i İmran 118.
[12]- Bakara 120.
[13]- Saff 8.
[14]-Tövbe 6.
[15]- Mümtehine 1.
[16]- En’am 68.
[17]- Mecmeu’l-Beyan Tefsiri.
[18]- Nisa Suresi, 140.
[19]- Vesailu’ş-Şia, c. 16, s. 266.
[20]- Emali Saduk, s. 446.
[21]- Tahrim Suresi, 9.
[22]- Fi Zilali’l-Kur’an, 32.
[23]- Bakara Suresi, 190.
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort
