Bugun...



Hz. Mehdi (a.f) ve İbn-i Arabi’nin Görüşü

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 13-05-2022 11:25

Hz. Mehdi (a.f) ve İbn-i Arabi’nin Görüşü

Asıl adı Muhammed b. Ali. b. Muhammed b. Ahmed b. Abdullah Hatem Tai olan İbn-i Arabi (h.k. 560-638) “Muhyiddin” diye meşhur olmuş; künyesi “İbn-i Arabi” ve lakabı “Şeyh-i Ekber”dir.

Muhyiddin Arabi, büyük ariflerdendir. İrfani ilimlerin ve teorik irfanın temellerini atmıştır. İslam dünyasının en çalışkan bilginlerinden biridir. O irfancıların içinde eşsiz biridir. İrfanla uğraşanların içinde şimdiye kadar kimse onun gibi olamamıştır. Eserlerinin asıl konuları irfan, haller, kazanımlar ve kalbi tecrübelerdir. Aynı zamanda hadis, tefsir, siret, fıkıh, simya, cifr, astronomi, hesap, cümel ve şiir alanlarında da eserleri vardır. Şimdiye kadar beş yüzden fazla eseri belirlenmiştir.[1]

Çok boyutlu kişiliği ve derin düşünceleriyle asırlarca birçok ilim ve din adamını kendine çekmiştir.

Mihrap şehidi Ayetullah Gazi “Enisu’l Muvahhidin” adlı eserinin dipnotunda şöyle yazar: Şii ve Sünni âlimlerin içinde onun hakkında üç görüş vardır: Bazıları -Allame Taftazani gibi- onu tekfir ettiler; bazıları evliyanın büyüklerinden hatta kâmillerin arifi ve müçtehitlerin a’zamı sayıyor ve bazıları da onun veli olduğuna inanmış ama kitaplarını okumayı haram etmişlerdir.[2]

Ayetullah Cevadi Amuli şöyle diyor: İbn-i Arabi meşhur olduğu zamandan günümüze kadar muhtelif mezhep ve fırkalar tarafından hakkında çeşitli hükümler verilmiştir. Herkes kendi zannına dayanarak onu sevmiş ya da reddetmiştir… Kimileri onu en üst derecede ve ismet haddinde görürken, kimileri de zındık olduğunu söylüyor.[3]

Allame Şehid Mutahhari de şöyle yazıyor: Muhyiddin Arabi, Endülüs’lüdür. Endülüs halkı Sünni’ydi ve Şia’ya karşı inatları vardı. Onlardan Nasibi (Hz. Peygamber’in (s.a.a) Ehlibeyt’ine (a.s) düşmanlık güdenlerin) kokusu gelmekteydi. Ehl-i Sünnet âlimlerinden Nasibi olanlar Endülüslüdürler. Endülüs’te Şia yoktur ve olsa da çok azdır. Muhyiddin Arabi, Endülüslüdür ama irfani yönü olduğu için “yeryüzünün veli ve hüccetsiz olamayacağı” inancına sahiptir. O, Şia’nın görüşünü kabul etmektedir. Masum İmamlarla (a.s) Hz. Zehra’nın (s.a) isimlerini saygı ile anmış; on iki İmam’ı (a.s) Hz. Mehdi’ye (a.f) kadar saymıştır ve altı yüz küsur senesinde İmam Mehdi’yi (a.s) gördüğünü iddia eder.[4]

Allame Hasanzade Amuli şöyle yazar: İbn-i Arabi “el-Dürrü’l Meknun ve’l Sırru’l Mektum” adlı kitabında şöyle yazıyor: ‘Kur’an’ın sırları Peygamberden sonra Emiru’l Müminin’de idi.’

Sonra Masum İmamların (a.s) isimlerini tek tek sayarak, Hz. Mehdi Bakiyetullah’a (a.f) kadar geliyor.[5]

İbn-i Arabi, “Ankau Mağribin Fi Hatmi’l Evliya ve Şemsu’l Mağrib” adlı eserinde Hatemu’l Velayet’in özellik, şart ve kemallerini anlatmaktadır. Bunlar Hz. Hüccet ve Şiilerin on ikinci imamının (a.f) dışında kimsede yoktur. O, bu kitabın sonlarında Hatemu’l Evliya’yı (İmam Mehdi) açıkça belirleyerek şöyle diyor: ‘Kuşkusuz İmam Mehdi, Resul-u Ekrem’in soyundandır.’[6]

Fütuhat-ı Mekkiyye’nin 366. babında Ahiruz-Zamanda gelecek olan Hz. Mehdi’nin (a.f) asker ve komutanları hakkında da şöyle diyor: ‘Allah’ın, sonradan zuhur edecek ve yeryüzünde yaşayan halifesi vardır. Onun zuhuru, dünya zulüm ve kötülükle dolduğu zaman gerçekleşecek ve o dünyayı adaletle dolduracaktır. Dünyanın ömründen bir günden fazla kalmasa da Allah, o günü öyle uzatacak ki o halife veli ve yönetici olacaktır. Mehdi, Resulullah’ın (s.a.a) itretinden ve İmam Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib’in (a.s) soyundandır.’

Şeyh-i Ekber İbn-i Arabi’nin “el-Viau’l Mahtum Ala’s-Sırri’l Mektum” adlı risalesi, vaad edilmiş Mehdi’nin (a.f) mutlak velayetinin işleri ve zuhurunun ne şekilde olacağı hakkındadır.[7]

İbn-i Arabi’nin Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki görüşü Şia’nın görüşü gibidir. O, bu konuda şöyle diyor: ‘Hz. Mehdi (a.f), İmam Hasan Askeri’nin (a.s) oğludur. Hicri 255 yılının Şaban ayının yarısında (15’inde) dünyaya gelmiştir. İsa b. Meryem onunla buluşuncaya kadar baki kalacaktır.’[8]

Yine o, İmam Mehdi’nin (a.f) ismetine ve ilmini ilahi tenzilden (Kur’an’dan) aldığına inanır.[9]

 

---------------

[1]- Muhyiddin Arabi, s.572-576

[2]- Mehdi Neraki, Enisu’l Muvahhidin, (Dipnot), s.170

[3]- Abdullah Cevadi Amuli, Avay-ı Tevhid, s.83-84

[4]- Murtaza Mutahhari, Mecmuay-ı Asar, c.4, s.944

[5]- Muhammed Bedii, Goftegu Ba Allame Hasanzade, s.202

[6]- Muhyiddin Arabi, Hidayetu’l Ümem, Mukaddime, s.25

[7]- Seyyid Celaluddin Aştiyani, Tefsiru Fatihati’l Kitap, Mukaddime.

[8]- Muhyiddin Arabi, Hidayetu’l Ümem, Mukaddime, s.24

[9]- Muhyiddin Arabi, Futuhati’l Mekkiyye, c.6, s.50-66




Bu haber 1711 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI