Bugun...



Aile Teşkilinin Amaç ve İşlevleri

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 04-01-2023 11:03

Aile Teşkilinin Amaç ve İşlevleri

Üreme ve Gelişim

Aile teşkilinin amaç ve işlevlerinden biri, insan neslinin üremesi, çoğalması ve gelişmesidir. Eğer evlilik, doğal bir ihtiyaç ve yasa olarak insanda olmasaydı, insan neslinin geleceği çok ciddi tehditlerle karşılaşacak ve hatta yok olabilecekti.

Bu doğal ihtiyacı temin etmenin yolu nasıl olmalıdır? Evlenmemekle veya ilahi yasalardan kaynaklanmayan yöntemlerle bu ihtiyaç bertaraf edilebilir mi? Belki de bu sorulara "Evlenmemekle de bu ihtiyaç giderilebilir" cevabı verilecektir. Ancak bilinmelidir ki, bu ihtiyacın meşru evlilikler dışında bir yolla temin edilmesi, insan neslinin yok olmasıyla sonuçlanacaktır.

Aile kurmaksızın, kadın ve erkek arasındaki özgürce ilişkiler, insan neslinin korunması ve çoğalması için hiçbir garantiye mahal bırakmayacaktır. Özgür ilişkilerle cinsel ihtiyacın temin edildiği bir toplumda kadın ve erkekler, aile kurma ve çocuk sahibi olma amacı taşımayacak ve buna rağbet göstermeyeceklerdir. Kadın ve erkek arası ilişkilerin özgürce olması gerektiğini savunan Batı toplumlarında nüfusun azalması, bu iddianın canlı örneğidir.

Ehlibeyt İmamlarından (a.s) rivayet edilen hadislerde şu iki yöne, "Neslin üremesi" ve "Neslin temiz olması" gerekliliğine vurgu yapılmıştır. İmam Rıza'dan (a.s) rivayet edilen bir hadis şöyledir: Ölen ve kendinden bir nesil bırakmayan kimse, sanki insanlar arasında hiç olmamış; ölen ve kendinden bir nesil bırakan kimse ise, sanki hiç ölmemiştir.

Konu hakkında rivayet edilen bir başka hadis şöyledir: Kendi neslinizi hangi rahimde kıldığınıza bakın!

Bu hadislere dikkat edilecek olursa, şu sonuç ortaya çıkacaktır: Her ne kadar neslin üremesi ve çoğalması, özgür cinsel ilişkiler yoluyla mümkün ise de, din bunu gayri meşru ve sağlıksız olarak nitelemiş ve bunu yasaklamakla insan neslinin bu şekilde üremesine ve çoğalmasına izin vermemiştir. İslâm dini, gayri meşru evliliklerden ve özgür cinsel ilişkilerden kaynaklanan toplumdaki ruhsal, duygusal ve hatta bedensel uygunsuzlukları göz önünde bulundurmakla, konu hakkındaki çok yönlü ve mükemmel yaklaşımını ortaya koymuştur.

İslâm dini, insan neslinde ve beşerî toplumlarda suç, sapma ve kargaşa zemini oluşmasını istememektedir. Bu açıdan dinî yasalar ve öğretiler, sağlıklı bir evliliğin gerçekleşmesiyle sağlıklı ve temiz bir neslin şekillenmesi için gerekli bütün ihtiyat ve tedbirleri, tamamen uygulanabilir bir surette açıklamıştır.

İnsanın Yetkinliği

Evlenmenin ve aile teşkil etmenin diğer bir amaç ve işlevi, insanın tekâmül ve yetkinliğidir. Kuşkusuz ki bütün ekoller uyarınca, insan olgunluk kabul eden bir varlıktır. Açıktır ki insan, istenen olgunluğa ulaşmak için yetenek ve kabiliyetlerinin tümünü belirli programlar çerçevesinde kullanmalıdır. İnsan, ancak bu yetenek ve kabiliyetlerinin filizlenmesi ile yetkinliğin tadını algılayabilecektir.

İnsanın yetenek ve kabiliyetlerinin bir kısmı, insanın içgüdülerinin ve duygusal donanımlarının eğitilmesinde kılınmıştır. Sağlıklı evlilik ve aile teşkili sayesinde içgüdüler ve duygusal donanımlar, insana gerekli huzuru verecek; cinsel ve duygusal ihtiyaçlarını temin edecek ve böylece de batinî dengesinin şekillenme zeminini oluşturacaktır. Bu nedenle eşlerin nefsanî ve ruhanî yetkinliklere ulaşmayı önemsemesi, onları günahın tehlike ve sapmalarından korumakla kalmayacak; mevcut engelleri de ortadan kaldırarak, amaca ulaşma hareket ve seyrini hızlandıracaktır.

Huzur ve Sükûnet

Evliliğin başka bir amaç ve işlevi, eşlerin huzur ve yatışmaya kavuşmalarıdır. Şüphesiz ki bu, insanın zarurî ihtiyaçlarındandır ve bundan yoksun olan insan, ajitasyon ve depresyon yaşayacak ve sonuç olarak da taşkınlığa duçar olacaktır.

Kargaşa ve kaos dolu günümüz dünyası, insanı, gaflet yolunda amaçsızca ilerleyen koşuculara dönüştürmüştür. Ruhunda dinmek bilmeyen fırtınalar kopan genç insan, evlilik sayesinde huzur ve dinginlik sahiline ulaşabilecektir. Evliliğin ürünü olan sükûnet ve yatışma yardımıyla eşler, hayatın tehlikeleri, çekişmeleri ve acı olayları karşısında birbirlerine düşünsel ve ruhsal anlamda destek olacak ve böylece de sorunları ortadan kaldıracaklardır. Yüce Allah, evliliği ilahi ayetlerden biri olarak tanıtmış ve şöyle buyurmuştur:

Ve delillerindendir ki sizin cinsinizden eşler yaratmıştır size, onlarla huzur bulup durulasınız diye.” [1]

Buna göre sağlıklı ve ilahi buyruklara uygun bir evlilik, eşlerin huzur ve dinginlik bulmasının önemli etkenidir. Aynı zamanda bu huzur, eşlerin mutluluk yolunda attıkları adımları sağlamlaştırır ve sarsılmaz kılar.

Rahmet Peygamberi (s.a.a) bu hususta şöyle buyurmuştur: “Evlenen kimse, mutluluğunun yarısına ulaşmış olur.”

Eşler Arasında Samimi Sevgi Bağı

Evlenmenin amaç ve işlevlerinden biri de eşler arasında samimi sevgi teşkilidir. Bu kutsal ilişki sayesinde eşler arasında birlik, birliktelik ve kopmaz bir ilişki oluşacaktır. Hayatın sorunları ve sıkıntıları, eşler arasındaki bağlılığın ürünü olan samimi ve katışıksız sevgiye zarar veremeyecek ve ortak hayatlarını tehdit edemeyecektir.

Eşler arasındaki muhabbet ve sevgi, öyle geliştirilebilir ve büyütülebilir ki, Kur’an-ı Kerim'in tabiriyle, eşler birbirlerinin giysisi olacak bir konum kazanırlar:

Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz.” [2]

Eşler, sadece ve sadece evliliğin ürünü olan sevgi ve şefkatin ortaya çıkmasıyla, birbirlerini olası kusur ve tehlikelerden koruyacak ve birbirlerini güzel bir görüntü ile göstereceklerdir. Bu samimi sevginin şekillenmesiyle gerçekte ailenin acılarını, mutluluklarını ve sırlarını koruma kadın ve erkek arasında ortak bir anlam kazanacak ve eşlerin her biri, gerçek anlamıyla karşı tarafın ortağı olacaktır.

İlahi Sorumlulukların İfası

İlahi sorumlulukları yerine getirmek, evliliğin bir başka işlevidir. Evlenerek ilahi kanunlara uymayı tasarlayanlar, gerçekte yüce Allah tarafından kendilerine verilen görev ve sorumlulukları uygulama amacı gütmektedirler. Bu girişim, yüce Allah katında iki açıdan yüce ve değerlidir: Evlenmek, bir yandan ilahi kanunların icrasının ve eşlerin yüce Allah ile ilişkisinin her şeyden daha önemli ve öncelikli olduğunu gösterirken, öte yandan da kadın ve erkeğin günaha bulaşmaksızın ve doğru yoldan sapmaksızın geleceğe yönelişlerini ifade eder.

İlahi sorumlulukları ifa etmek amacıyla gerçekleşen ve temeli “iman” olan bir evlilik, elbette ki kalıcıdır. Allah'a imanın başrol oynadığı bir evlilik, eşler arasında birçok fedakârlık, özveri ve samimiyeti beraberinde getirecektir. Böylece de hayat, ilahi renk ve anlam kazanacaktır. Böylesi bir evlilikte eşler, Allah'ın adıyla, hak ve hakikat aşkıyla hayatı yorumlayacaklardır. Bu bakış tarzı, hem ailede ve hem de toplumda tevhidî düzenin kurulmasına neden olacak ve bu düzenle yönetilen toplumun en önemli kazançlarından birini, yani "Eşsiz ve Benzersiz Huzur"u oluşturacaktır.

 

---------------

[1]- Rûm, 21.

[2]- Bakara, 187.




Bu haber 340 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAŞAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI