Bugun...



İyiliği Emredip Kötülükten Sakındırmada Diğer Hükümler

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Güncelleme: 20-03-2023 12:33:44 Tarih: 21-01-2023 11:26

İyiliği Emredip Kötülükten Sakındırmada Diğer Hükümler

Soru 1077: Kız kardeşim bir müddettir namaz kılmayan bir kişiyle evlidir. Bizimle birlikte kaldıklarından bu şahısla konuşmak ve muaşeret etmek zorundayım; hatta bazı zamanlar isteği üzerine bazı işlerinde ona yardımcı oluyorum. Sorum şudur: Onunla konuşmam, muaşeret ve bazı işlerinde ona yardım etmem caiz midir? Ona karşı vazifem nedir?

Cevap: Bu hususta şartları varsa, iyiliği emretme ve kötülükten sakındırmadan başka vazifeniz yoktur. Onunla muaşeretiniz ve ona yardım etmeniz namazı terk etmesine teşvik etmezse, sakıncası yoktur.

Soru 1078: Âlimlerin, zalimler ve zalim yöneticilerin yanına gidip gelmeleri ve onlarla muaşeret etmeleri onların zulümlerinin azalmasına sebep olursa, bu iş onlar için caiz midir?

Cevap: Bu gibi durumlarda zalimle ilişkide olmasıyla zulmü engellemede ve kötülükten sakındırmada etkili olacağını teşhis eder veya önem verilmesi gereken bir mesele söz konusu ise, sakıncası yoktur.

Soru 1079: Birkaç yıldır evliyim. Dinî ve şer'î meselelere çok önem veriyor ve İmam Humeyni'yi taklit ediyorum; ancak eşim maalesef dinî meselelere çok önem vermiyor ve bazen aramızda çıkan tartışmadan sonra bir kere namaz kılıyorsa, defalarca da namaz kılmıyor. Bu ise, gerçekten bana acı veriyor. Bu gibi durumda vazifem nedir?

Cevap: Vazifeniz, mümkün olan her yolla onu ıslah etmek için ortam hazırlamak, kötü ahlak ve uyumsuzluğu gösteren her türlü sertlikten kaçınmaktır. Şunu da biliniz ki, dinî toplantı ve merasimlere katılma ve dindar ailelerle karşılıklı gidip gelmenin insanın ıslahında büyük bir etkisi vardır.

Soru 1080: Müslüman birisi, bazı nişanelere dayanarak karısının -birkaç çocuk annesi olmasına rağmen- iffete aykırı olan gizli işler çevirdiğini bilir; ancak, bunu ispatlamak için (şahitlik yapacak bir şahidin olması gibi) şer'î bir delili olmazsa, bu durumda çocuklarının bunun gibi bir kadının eli altında yaşadıkları dikkate alındığında karısına karşı nasıl davranması gerekir? İlahî hükümlere aykırı olan böyle çirkin bir ameli işleyen kişi veya kişileri tanıdıktan sonra aleyhlerine şer'î mahkemeye sunacak delil bulunmazsa, onlara karşı nasıl davranmalıdır?

Cevap: Kötü zandan, zanna dayalı belirtilerden ve nişanelerden kaçınmak farzdır, Şer'an haram olan bir şeyin yapıldığı kesin olursa, uyarı, nasihat ve kötülükten sakındırmak yoluyla onu engellemek farzdır. Kötülükten sakındırma etkili olmaz ve elinde kesin deliller olursa, salih yargı yetkililerine müracaat edilebilir.

Soru 1081: İslâmî ölçülere bağlı kalmayı gözeterek bir kızın yabancı bir erkeği irşat etmesi, derslerinde ve benzeri işlerinde ona yardımcı olması caiz midir?

Cevap: Sorudaki şekliyle sakıncası yoktur; ancak, şeytanî aldatı ve vesveselerden ciddi olarak kaçınmak gerekir. Bu hususta yabancı bir erkekle yalnız bir yerde kalmamak gibi dinî hükümleri gözetmek farzdır.

Soru 1082: Kurum ve müesseselerde çalışanlar, üst derecedeki sorumlu veya sorumlularının idarî görevlerine ve şeriata aykırı işler yaptıklarını gördüklerinde vazifeleri nedir? Kötülükten sakındırdığında üst sorumlu veya sorumlular tarafından kendisine bir zarar gelmesinden korkan kimsenin üzerinden vazife kalkar mı?

Cevap: İyiliği emretme ve kötülükten sakındırmanın şartları bulunursa, iyiliği emretmeleri ve kötülükten sakındırmaları onlara farzdır; aksi durumda (şartlar olmazsa), bu hususta onların vazifesi yoktur. Mesela bu yüzden kendilerine bir zarar ulaşmasından korkarlarsa, vazife üzerlerinden kalkar. İslâm hükümlerinin hâkim olmadığı yerlerde hüküm budur; ancak bu farizaya önem veren, ilgilenen İslâm hükümetinde iyiliği emretme ve kötülükten sakındırmadan aciz olan kimsenin hükümet tarafından bu işlerle ilgilenmesi için tayin edilen yerlere bildirmesi ve fasit veya ifsat eden köklerin kazınmasına kadar meseleyi izlemesi farzdır.

Soru 1083: Devlet dairelerinin birinde beytülmalde gayr-i meşru bir tasarruf edilir. Bu tasarruf sürekli devam eder ve bir kimse bu sorumluluğu kendi üzerine aldığında durumu düzelteceğini bilir ve o da bu mesuliyeti kendisine bırakması için özel bir kişiye rüşvet vermesi dışında gerçekleşmezse, bu durumda -fasit bir şeyle efsedi (fesadı daha büyük olan şeyi) ortadan kaldırmak gayesiyle beytülmalde su istimal edilmesini engellemek için rüşvet vermek caiz midir?

Cevap: Şeriata aykırı işler yapıldığını bilen kimselerin üzerine şer'an gerekli olan şey, şartlarını ve şer'î kurallarını gözeterek kötülükten sakındırmaktır. Hiçbir iş için, hatta mefsedeleri engellemek için bile olsa rüşvet ve kanuna aykırı metotlara başvurmaları caiz değildir. Evet, bu iş İslâm hükümetinin hâkim olduğu bir yerde olursa, sırf şahsen iyiliği emretme ve kötülükten sakındırmadan aciz olmakla halkın vazifesi bitmez. Aksine meseleyi o işlerle ilgilenen yerlere bildirmeleri ve meseleyi bu yolla izlemeleri farzdır.

Soru 1084: Acaba kötülükleri nisbî (değişken) sayarak, üniversite muhitini mevcut en kötü ortamlardan bilmek ve neticede bu çevrede haram veya kötülük sayılmayan bazı kötülüklerden sakındırılmamak doğru mudur?

Cevap: Kötülükler, kötülük olmaları açısından nisbî şeyler değildirler. Ancak bazı kötülükler diğer bazı kötülüklere göre daha şiddetli bir haram olabilir. Her durumda, şartlara sahip olan kimsenin kötülükten sakındırması şer'an farz olup, bunu ihmal etmesi caiz değildir. Bu alanda kötülükler ve yine üniversite ortamıyla diğer yerler arasında da fark yoktur.

Soru 1085: İslâm beldesinin bazı müesseselerinde çalışan bazı yabancı uzmanlarda bulunan alkollü içkilerin hükmü nedir? Onlar bu içkileri evlerinde veya özel yerleşim bölgelerinde içiyorlar. Yine onların domuz eti getirterek yemelerinin hükmü nedir? Halk yanında iffet ve değerlere aykırı işleri yapmalarının hükmü nedir? Onlarla ilişkisi olan fabrika müdürlerinin ve diğer kimselerin vazifesi nedir? Meseleyi fabrikanın sorumlularına bildirdikten sonra bu hususlarda onlar hakkında hiçbir girişimde bulunmazlarsa, bizim vazifemiz nedir?

Cevap: İlgili sorumluların, onlara şarap içme ve haram eti (domuz etini) yemek gibi işleri açıkta yapmamalarını ve onu açıkça yememelerini emretmeleri farzdır. Ancak umumum iffetiyle uyuşmayan davranışlarına göz yummak caiz değildir. Her halükârda bu hususla ilgili sorumluların girişimde bulunması gerekir.

Soru 1086: Bazı kardeşler iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, nasihat ve irşat için tesettürsüz kadınların toplandıkları yerlere gidiyorlar. Acaba onların tesettürsüz kadınlara bakmaları caiz midir?

Cevap: Kasıtsız olan ilk bakışın sakıncası yoktur. Ancak kasıtlı olarak yüz ve ellerin dışına bakmak iyiliği emretme maksadıyla olsa bile, caiz değildir.

Soru 1087: Erkek ve kız öğrencilerin karışık olduğu üniversitede mümin gençlerin karşılaştıkları bazı kötülükler (günahlar) karşısında görevleri nedir?

Cevap: Bu günahlara bulaşmaktan sakınmanın yanı sıra şartların bulunduğu ve güçlerinin yettiği takdirde iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak farzını yerine getirmeleri farzdır.




Bu haber 683 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER AHKAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI