Bugun...



Zuhur Asrında İranlılar - 3

"Allah, biz Ehlibeyt için dünya yerine ahireti seçmiştir. Çok yakında benden sonra Ehlibeyt'im şehirlere dağılarak derbeder olacaklardır. Siyah bayraklılar hakkı talep ederek doğudan dalgalanana kadar bu durum devam edecektir..."

facebook-paylas
Tarih: 25-11-2022 14:28

Zuhur Asrında İranlılar - 3

Bismillahirrahmanirrahim

Doğu Ahalisi ve Siyah Bayraklılara Dair Rivayet

Şiî ve Sünnî kaynaklarda yer alan bu hadise, siyah bayraklılar ve doğulularla (doğu ahalisiyle) ilgili rivayet denilmiştir. Bu hadisi Hz. Peygamber'in (s.a.a) sahabesinden bazıları, kelimelerinde bulunan az farklılıklarla nakletmiş ve bu kaynaklardan bazısı da açık bir şekilde bu hadisin ravilerinin güvenilir olduğunu vurgulamıştır.

Sünnî kaynaklardan bu hadisin tamamına veya bir bölümüne yer veren en eski eserleri şöyle sıralayabiliriz: Sünen-i İbn Mâce, c. 2, s. 518 ve 269; Müstedrek-i Hâkim, c. 4, s. 464 ve 553; İbn Hammâd kendisine ait “el-Fiten” nüshasında, s. 84 ve 85; İbn Ebî Şeybe “el-Musannef” adlı eserinde, c. 15, s. 235; Sünen-i Dârimî, s. 93 ve diğer raviler de bu rivayeti bu kaynaklara dayanarak nakletmişlerdir. İbn Mâce ve Ahmed b. Hanbel'in naklettiği, "Doğudan bir grup ayaklanacak ve Mehdi'nin (a.f) zuhurunun ön hazırlıklarını yapacaktır" hadisi, belirttiğimiz hadisin bir kısmı olabilir.

Şimdi hadisin metnini “Müstedrek-i Hâkim” adlı eserde yer aldığı gibi naklediyoruz: Abdullah b. Mesud'un şöyle dediği naklediliyor: Peygamber'in (s.a.a) huzuruna gittik. Peygamber (s.a.a) mutluluk saçan bir yüzle bizi karşıladı. Resulullah'tan (s.a.a) sorduklarımızı cevaplıyor ve sustuğumuzda da kendisi söze başlıyordu. Hâl böyle devam ederken, Benî Hâşim'den bir grup genç oradan geçti. Hasan (a.s) ve Hüseyin (a.s) de onların arasındaydı. Resulullah (s.a.a) onları görünce kucağına aldı ve gözleri yaşla doldu. Şöyle dedik: "Ya Resulallah! Sizin yüzünüzde gördüğümüz bizi üzmektedir." Resulullah (s.a.a) buyurdu: "Allah, biz Ehlibeyt için dünya yerine ahireti seçmiştir. Çok yakında benden sonra Ehlibeyt'im şehirlere dağılarak derbeder olacaklardır. Siyah bayraklılar hakkı talep ederek doğudan dalgalanana kadar bu durum devam edecektir. Ancak onların hakkını vermeyeceklerdir. Onlar hakkı talep etmekten vazgeçmeyecekler ama hakları verilmeyecektir. Tekrar haklarını isteyecekler ama yine onlara itina edilmeyecektir. Bunun ardından mücadele etmeye başlayacak ve zafere ulaşacaklardır. Sizlerden veya evlatlarınızdan biri o zamanı görürse, el ve ayaklarıyla karların üstünde yürümek pahasına olsa dahi, benim Ehlibeyt'imden olan lidere katılsın. Onlar hidayet sancaklarıdır. Sancağı, benim Ehlibeyt'imden birine teslim edeceklerdir. Onun ismi isminle, babasının ismi de babamın ismiyle aynıdır. O, yeryüzüne hâkim olacak, orayı zulüm ve sitemle dolduğu gibi adalet ve insafla dolduracaktır."[1]

Yukarıdaki hadisin benzeri İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: Doğudan bir grubun ayaklandığını görür gibiyim. Onlar hakkı talep ederler; ancak onlara verilmez. Tekrar isteklerinde ısrar ederler; ancak muhalifler kabul etmez. Böyle olunca, kılıçlarını omuzlarına alarak düşmana karşı koyarlar. Böylelikle olumlu cevap alırlar. Ancak bu kez de herkes kıyam edene kadar onlar kabul etmezler. Hidayet sancağını, sizin sahibinizin (İmam Mehdi'nin) kudretli ellerinden başkasına teslim etmezler. Onlardan ölenler şehittir. O zamana ulaşsaydım, kendimi bu işin sahibi (İmam Mehdi) için korurdum.[2]

Bu rivayetten şu nükteler anlaşılmaktadır:

1- Bu bilgiler ve bu rivayetin içeriği icmâlî tevatürdür.[3] Yani bu rivayetin içeriği ve manası, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) ashabının bir kısmı tarafından muhtelif senetler aracılığıyla bizlere ulaşmıştır. Dolayısıyla yukarıdaki hadisin muhteva ve içeriğinin, Hz. Resulullah (s.a.a) tarafından söylendiği anlaşılmaktadır. Burada söylenmesi gereken en önemli hususlar şunlardır:

a) Hz. Resulullah (s.a.a) kendisinden sonra Ehlibeyt'inin (a.s) mazlum duruma düşürüleceğinin haberini vermiştir.

b) Ehlibeyt'in hakkını eda edecek yegâne grup, doğu tarafından ayaklanarak İmam Mehdi'nin (a.f) kıyamının ön hazırlığını yapacak topluluktur.

c) Onların (doğudan kıyam edenlerin) kudreti ele geçirmelerinin ardından, İmam Mehdi (a.f) zuhur edecek ve onlar da sancağı İmam'a (a.f) teslim edeceklerdir. Sonuçta Allah, İmam Mehdi'nin (a.f) mübarek vücudu bereketiyle, İslam'ı bütün kâinata tanıtacak, yeryüzünü adalet ve insafla dolduracaktır.

2- Doğudan siyah bayraklarla ayaklanacak topluluktan kasıt İranlılardır. Bu konu, bu ve buna benzer rivayetleri nakleden sahabenin ortak görüşüdür. Rivayeti sahabe kanalıyla alan tâbiîn için de aynı ortak görüş geçerlidir. Aynı şekilde, sonraki asırlarda gelen yazarlar da bu düşünceyi paylaşmış ve savunmuşlardır. Öyle ki, onların görüşünde siyah bayraklıların ayaklanması, oldukça açık, net ve bilinen bir şeydi. Bunun delili ise, ravi ve âlimlerin hiçbirisinin bu siyah bayraklıların, İran dışındaki Türkiye, Hindistan veya farklı bir yerden olacağına değinmemiş olmalarıdır. Tam aksine bazı raviler ve yazarlar, siyah bayraklıların İranlı olduğuna açıkça vurgu yapmışlardır. Hatta bazı hadislerde, Horasanlıların ismi göze çarpmaktadır. Nitekim Horasan bayraklarıyla ilgi rivayette buna değineceğiz.

3- Zikredilen inkılap, küresel bir muhalefet ve savaşla karşı karşıya kalacak, ilk önce de onların hâkimlerinin aleyhinde gerçekleşecek; ancak zuhur yaklaşınca kapsamlı bir kıyama dönüşecektir.

4- Her ne kadar şartlar zor da olsa, onlarla aynı zamanda yaşayan her Müslümanın, onlara yardımcı olması farzdır. Onlara yardım etmek, buz ve kar üzerinde hareket etmeyi gerektirse bile, bunu yapmalıdırlar.

5- Bu haber gayb ve gelecekten haber vermektedir. Hz. Resulullah'ın (s.a.a) mucizelerinden biridir. Çünkü o yüce şahsiyetin, kendi Ehlibeyt'i (a.s) hakkında verdiği, dünyanın dört bir yanında uğrayacakları sitem, sürgün ve zulümle ilgili olaylar geçen asırlarda gerçekleşmiştir. Öyle ki tarihe baktığımızda, dünyadaki hiçbir aile, Peygamberimizin (s.a.a) Ehlibeyt'i (a.s), İmam Ali (a.s) ve Hz. Fatıma'nın (s.a) evlatları kadar sıkıntı, zindan, sürgün ve zulümle karşı karşıya kalmamıştır.

Bunlara ilave olarak rivayetteki ibareler, İranlıların kıyamının vasıflarını, ayrıntılarıyla aktarmaktadır. Bundan dolayı bu hadisi değerlendirmeye tâbi tutuyoruz. Bana göre bu rivayetin, daha önce Hz. Resulullah'tan (s.a.a) naklettiğimiz hadisle irtibatı bulunmaktadır.

İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s) buyurduğu ibarelere dikkat edelim: "Doğudan bir grubun ayaklandığını görür gibiyim." İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s) buyurduğu bu ibareden, bu kıyamın, Allah'ın gerçekleştireceği kesin vaatlerinden biri olduğu anlaşılmaktadır. Bu ise, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarının (a.s) buyurduğu şu cümlenin içeriğidir: "Onu (o kıyamı) görür gibiyim." Veya "O, gerçekleşecek bir olaydır." Bu tür ibareler, o yüce şahsiyetlerin bildikleri bu olayın, onlara göre kesin olarak gerçekleşeceğini göstermektedir. Öyle ki, onlar bu gerçekleşecek inkılabı görür gibidirler. Ayrıca onların bu inkılabı görmelerinin manası hakkında, Allah'ın, Resulü'ne (s.a.a) ve Ehlibeyt'e (a.s), sahip oldukları makamlardan dolayı inayet ettiği basiret sayesinde olduğunu söylemek mümkündür.

Bu rivayetten anlaşıldığı kadarıyla İranlıların ayaklanmaları inkılap şeklinde gerçekleşecektir. Çünkü rivayette geçen ibareden bu anlaşılmaktadır. İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s) buyurduğu şu sözlere dikkat ediniz: Onlar hakkı talep ederler; ancak onlara verilmez. Tekrar isteklerinde ısrar ederler; ancak muhalifler kabul etmezler. Böyle olunca, kılıçlarını omuzlarına alarak düşmana karşı koyarlar. Böylelikle olumlu cevap alırlar. Ancak bu kez de herkes kıyam edene kadar onlar kabul etmezler. Hidayet sancağını, sizin sahibinizin (İmam Mehdi'nin) kudretli ellerinden başkasına teslim etmezler.

İranlıların hakkı istemeleri devam edecektir. Onlar, düşmanlarından hakkı isteyeceklerdir. Yani dünyanın süper güçlerinden, onların işlerine müdahale etmemelerini, halklarıyla uğraşmamalarını isteyerek, istiklali elde etmeye çalışacaklardır. Ancak onları dikkate almayacaklar ve onlar da silahlanmak zorunda kalacaklardır. İranlılar yapacakları savaşlarda zafere ulaşacak ve düşmanları onların ilk isteklerini kabul edecektir. Ancak gecikilmiş ve şartlar değişmiş olduğu için İranlılar onların isteğini kabul etmeyecektir. Daha sonra halkın yeni inkılabı başlayacaktır. "Herkes kıyam edene kadar." Bu inkılap İmam Mehdi'nin (a.f) zuhuruna kavuşacak ve onun zuhurunun ardından, direniş sancağını ona teslim edeceklerdir.

Bu rivayetlerden birine göre, İranlılar ilk isteklerinin ardından savaşmaya başlayacaklar ve bu savaşlarında zafere ulaşacaklardır: Onlar hakkı talep ederler; ancak onlara verilmez. Böyle olunca savaşacaklar ve galip geleceklerdir. Bu sırada onların isteklerini kabul edecekler; ancak bu kez de İranlılar kabul etmeyeceklerdir.

Şu nükteye dikkat etmek gerekir ki, "Onlar hakkı talep ederler; ancak onlara verilmez" cümlesinden anlaşıldığı kadarıyla, İranlıların hakkı istemesi öncelikle iki aşamada gerçekleşecektir: Biri, savaş ve çatışmadan önce, diğeri de bunun ardından meydana gelecektir. İkinci olarak da onların genel ve kapsayıcı inkılabının İmam Mehdi'nin (a.f) zuhuruna yakın bir zamanda gerçekleşmesidir: "Herkes kıyam edene kadar."

Diğer nükteye gelince, zikredilen hadiste İranlıların ilk ayaklanması, "çıkış ve başkaldırı" kelimesiyle ifade edilmiştir. Ancak İmam Mehdi'nin (a.f) zuhuruyla birleşecek ikinci ayaklanmada "kıyam" kelimesi kullanılmıştır. İmam'ın (a.s) bu beyanından anlaşılmaktadır ki, ikinci ayaklanma birincisinden daha önemli ve daha büyük olacaktır. İkinci ayaklanma ve kıyam, birincisinin kemale erişmiş hâlidir. Bu ikinci ayaklanmayla İranlılar, genel ve ilahî bir kıyamı başlatacak ve bununla, İmam Mehdi'nin (a.f) zuhuruna zemin hazırlayacaklardır.

İmam'ın (a.s), "sonra kıyam edecekler" tabirini buyurmayıp, "herkes kıyam edene kadar" buyurduğu tabirden anlaşılmaktadır ki, İranlıların isteklerine düşman tarafından verilecek cevapla, onların ikinci kıyamı arasında fasıla olacaktır. Bu fasılanın da onların arasındaki şüphe ve tereddütten kaynaklanacağını söyleyebiliriz. Ana sebebi ise, ya düşmandan ayrıcalık kazanmakla uyumlu olan, kendi aralarında sahip oldukları farklı düşünce tarzından veya mecbur edildikleri haricî şartlardan kaynaklanmaktadır. Ancak sonuçta diğer tarafın düşüncesi galebe edecek, tekrar ayaklanarak kapsamlı bir kıyamı başlatacaklar ve bu kıyam da İmam Mehdi'nin (a.f) zuhurunun zeminini oluşturacaktır.

İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s) buyurduğu, "Onlardan ölenler şehittir" ibaresi, İranlıların birinci kıyamında veya ilerideki safhalara ya da halkın gelen ayaklanmasında canlarını verenlerin durumuyla ilgili İmam (a.s) tarafından yapılan büyük şahitliktir.

İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) bu şahitliğiyle ilgili olarak birileri şöyle söyleyebilir: İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) onların ölüleri hakkında şehit olduklarına şahitlik etmesi, askerlerinin temiz niyetini ve zulme uğradıklarını gösterir. Ancak rehberlerinin niyetlerinin ve düşünce tarzlarının doğru olduğunu göstermez.

Cevaben şöyle denebilir: Biz bu delili kabul etsek dahi, bu yorum ve açıklama, insanın bu kıyamı desteklemesi gerektiği doğrultusundaki görevini değiştiremez.

"O zamana ulaşsaydım, kendimi bu işin sahibi (İmam Mehdi) için korurdum" ifadesine gelince, burada İmam Muhammed Bakır (a.s), kendi durumundan haber vermektedir. Yani İmam Muhammed Bakır (a.s) burada, bu kıyam zamanına ulaştığı takdirde, onların ölülerinin şehit olmasına rağmen, zuhuru görmek ve İmam Mehdi'ye (a.f) yaver olmak için kendisini tehlikelerden koruyacağını ilan etmiştir. Bu ifade, İmam Mehdi'nin (a.f) ve yârenlerinin sahip olduğu makamın yüceliğini göstermektedir. Öyle ki İmam Muhammed Bakır (a.s) onlarla beraber olmayı arzulamaktadır. Ayrıca İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) bu sözleri, torunu İmam Mehdi'ye (a.f) karşı ne denli alçakgönüllü ve mütevazı olduğunu da ortaya koymaktadır.

Bu rivayetten anlaşılmaktadır ki, İranlıların inkılabıyla İmam Mehdi'nin (a.f) zuhuru arasındaki fasıla, bir insan ömründen daha fazla olmayacaktır. Çünkü İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) sözünün zahirinden anlaşılan o ki, eğer onların kıyamını ve inkılabını görecek olsa, kendi canını koruyacak ve bu koruma mucizeyle değil, doğal bir şekilde gerçekleşecektir. Bu da İmam Mehdi'nin (a.f) zuhur dönemine girildiğini ve İranlıların gerçekleştirdiği inkılabın, İmam Mehdi'nin (a.f) zuhuruna yakın ve bitişik olacağını göstermektedir.

Hz. Resulullah'ın (s.a.a) doğu tarafından çıkacak siyah bayraklılar hakkında buyurduğu, "kar üstünde sürünmek pahasına olsa dahi onlara doğru koşunuz" sözüyle ilgili olarak benim işittiğim hikâyelerden biri, Tunuslu saygın âlimlerden birinin yaşadığı olaydır. O, oldukça soğuk bir kış mevsiminde İran'a sefer eder. Bir gün otelden çıkarken, yerlerin buzlu olmasından dolayı kayarak düşer. Arkadaşlarından biri ona yardım etmek için yaklaşınca, Tunuslu âlim şöyle der: "Bekle! Kendim kalkmak istiyorum." Sonra ellerinin yardımıyla yavaşça yerden kalkıp ayakta durarak şöyle der: İmam Mehdi (a.f) ve yârenleriyle ilgili rivayeti okuyup, "kar üstünde sürünmek pahasına olsa dahi onlara doğru koşunuz" bölümüne ulaştığımızda, İmam Mehdi'nin (a.f) Mekke'de zuhur edeceğini, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) bize emrettiği bu tabir karşısında Mekke'ye kar yağmadığını ve yerlerin buz tutmadığını kendi kendimize söylerdik. Ancak şimdi Hz. Resulullah'ın (s.a.a) buyurduğu hadisin manasını anladım. Dolayısıyla kar ve buza dokunup kendim yerden kalkmak istedim.

 

-------------

[1]- Şia kaynaklarında bu hadis, Seyyid b. Tâvûs tarafından el-Melâhim ve Fiten, s. 30 ve 117'de; Allame Meclisî tarafından Biharu'l-Envâr, c. 52, s. 243'de; Hâfız Ebu Nuaym'in “el-Erbaîn” adlı eserindeki İmam Mehdi'nin (a.f) doğudan gelişine dair olan yirmi yedinci rivayetinde nakledilmiştir.

[2]- Biharu'l-Envar, c. 52, s. 243.

[3]- İcmâlî tevatür veya tevatür-i icmâlî: Birkaç hadisin bir yönde aynı olması; veri, konu ve aynı bilgiyi ifade etmesine rağmen, hadislerin genel manası ve kullanılan kelimeler itibariyle birbirleriyle farklı olan rivayet türlerine denir. Şahrûdî ve Cennâtî, Menâbi-i İctihâd ez Didgâh-i Mezâhib-i İslamî, c. 1, s. 104.




Bu haber 208 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI