Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Ramazan ayı, kameri yılın en iyi ayıdır”. Yine başka bir yerde şöyle buyuruyor: “Mehdi (a.f), Seyyid ve asildir”.

Eğer bugün İmam Mehdi (a.f), yeryüzünde olan en iyi ve en kâmil (mükemmel) insan ve Ramazan ayı da Allah’ın en iyi ayı ise, bu durumda bu ikisi arasında derin bir irtibatın olması gerekir. Eğer Ramazan ayı seyr ve süluk (Allah’a doğru yol almak) için özel bir ay ise, bu durumda Allah’ın en iyi salik ve yolcusu olan İmam-ı Zaman (a.f) ile özel bir bağ ve irtibatının olması ve bizim bu ayda olan manevi sülukumuz ile İmam-ı Zaman’ın (a.f) da özel bir irtibatının olması gerekir.

Ramazan Ayında üç çeşit rabıta ve irtibat vardır:

1- Ramazan ayı ile İmam Mehdi’nin (a.f) irtibatı,

2- İmam Mehdi (a.f) ile Ramazan ayındaki manevi ve ibadi sülukumuzun irtibatı,

3- Üçlü irtibat, yani Ramazan ayında İmam Mehdi’nin (a.f) bizimle olan özel irtibatı.

İmam Mehdi (a.f) ve Ramazan ayı

Âl-i Yasin Ziyareti, İmam Mehdi’nin (a.f) manevi ve ibadi olan hal ve durumunun şerh ve açıklamasıdır. İmam Mehdi’nin (a.f) yolu, İmam Zeynelabidin (a.s), Emirü’l Müminin Ali (a.s) ve Hz. Peygamber’in (s.a.a) yolunun devamıdır.

Onun Allah’a olan kulluk ve köleliği, korku ve muhtaç olmasından değil, varlık hakikatini anlaması ve Allah’a olan teşekküründendir. Öyle bir kulluk ki sürekli olarak İmam’ın (a.f) varlığında caridir ve bazı hallerde en yüksek noktasına ulaşıyor. Ramazan ayı, İmam’ın (a.f) kulluğunun en yüksek noktasıdır.   

Hz. Mehdi (a.f) vasıtasıyla Ramazan ayında mabuda ulaşmak

Ramazan ayının hakikatini anlamak ve mabuda ulaşma başarısı, Hz. Mehdi’nin (a.f) huzuruna tevessül etmekten başka bir şeyle müyesser olmaz. İftitah duası da Ramazan ayında süluk dersi veriyor ki, Allah’ım! Ben bütün güzellikler ve mükemmellikleri istiyorum. Bu mükemmelliklere ulaşmanın yolunun İmam Mehdi’ye (a.f) tevessül etmek olduğunu biliyorum. Öyleyse beni onun varlığının bereketiyle kendine yakınlığın nihayetine ve sonuna ulaştır.

İnsanların batın ve manevi olan hidayetleri, İmam Mehdi’nin (a.f) eliyledir ve onun nurlu ve manevi olan varlığının bereketiyle varlık alemi Hak Teâlâ’nın feyzinden faydalanır. Şimdi eğer İmam (a.f) kulluğun nihayet ve son derecesinde olursa, onun kulluğunda Allah’ın sevgi ve rahmeti de yükselir.

İmamların (a.s) duaları göstermektedir ki onlar da Hak Teâlâ’nın dergahına yönelip, bütün varlık için ve özellikle biz insanlara Allah’tan bağışlanma talep ediyorlardı. Bu delil ile “İmam’ın (a.f) manevi sülukunun bereketiyle beşerî hayat şekillenir ve devam bulur. Alem, mükemmelliğe doğru hareket eder ve sadece bu tabirle Kadir gecesi mana bulur” diyorlar.